İSTANBUL
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, aralarında Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bulunduğu 34 kişinin şehit edildiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki olaylara ilişkin haklarında 37'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen 135'i tutuklu 143 sanığın yargılandığı davada savunmalar alınıyor.
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binadaki büyük salonda yapılan duruşmada savunma yapan tutuklu erlerden Ahmet Turan Çiftçi, köprüde yaşadıklarını anlattı.
Köprüde asker Önder Şişman ile konuştuklarını ve oturup ağladığını ifade eden Çiftçi, "O da beni 'Allah'a dua et.' diyerek teselli etti. Aracın içinde uzanıp uyayakaldım, gürültüyle uyandım. 'Teslim oluyoruz.' diye bağırdılar, silahlarımızı bırakıp teslim olmaya giderken halk bizi darbetti. 'Geri dönüp silahınızı alın.' dediler, geriye koştuk silahı almaya ama ben silahımı bulamadım, kimsenin silahını almadım, geriye kaçtık. Sonra teslim olduk." dedi.
"O gece kimse uyumadı sen uyudun öyle mi?"Mahkeme Başkanı Taner Akıncı, sanığın aracın içinde uyuduğunu söylemesine "Sen ciddi ciddi uyuduğunu mu söylüyorsun? O gece kimse uyumadı. Buradaki kahramanlar uyumadı, bazı kişiler kahve içerek televizyon izledi ama onlar da uyumuyorlardı. Sen uyudun öyle mi?" sözleriyle tepki gösterdi.
Sanık Çiftçi de çok yorulduğu için uyuduğunu öne sürdü.
Müşteki avukatlarından Uğur Güven, "Bu unimog kaç metreymiş, herkes altında yatmış. Unimog görüntüsünün ekrana yansıtılmasını istiyoruz. Hangi unimogun altında nasıl yattığını bize göstersin." ifadelerini kullandı.
Müşteki ile sanık arasındaki diyaloğMüştekilerden Safiye Bayat da söz alarak, sanık Ahmet Turan Çiftçi'nin, köprüye ilk çıkan ve sanığın bahsettiği askerlerle konuşan kadın olduğunu ifade ederek, "Sanık 'Bir bayan geldi, çocuğum var.' dedi. Bayan sizinle nasıl konuştu, sizi nasıl uyardı ve karşılığında Ahmet Taştan yanağına nasıl silah dayadı. Bunları görmedin mi?" diye sordu.
Sanık Çiftçi, "Tam olarak hatırlamıyorum ama 'Evime gitmem lazım, karşıya gideceğim.' dediğini hatırlıyorum sadece." diye konuştu.
Müşteki Bayat da o gece köprüdeki askerlere, "Köprüyü neden kapattınız, amacınız ne, yaptığınız yanlış, tesir altında kalmayın, bunu yapmayın." dediğini vurgulayarak, "Arkadan sesler yükseldi, biri 'Öldürelim mi komutanım', biri 'İçeri alalım mı konutanım.' dedi. Hepsine cevabım, 'Sen kimi öldürüyorsun, kimi içeri alıyorsun, yaptığınız yanlış, bu yoldan dönün." dediğini aktararak, sanığa bunları duyup duymadığını sordu.
Sanık da bunları duymadığını iddia etti.
"O dediklerin Türk askerleri için geçerli"Müştekilerden Bayram Aydın, savaşta bile kadınlara, sabilere ve yaşlılara silah sıkılmadığına vurgu yaparak, "İnancı gereği tekbirle ilerleyen ve elinde Türk bayrağı olan insanlar mı terörist?" diye sordu.
Bu sırada araya giren Mahkeme Başkanı Tamer Akıncı, "O dediklerin Türk askerleri için geçerli bunlar tekbiri, Türk bayrağını görünce…" dedi.
Akıncı'nın bu sözleri salondaki müşteki ve izleyiler tarafından alkışkandı. Başkan Akıncı da salondakileri alkış yapmamaları konusunda uyardı.
"Bahsettiğin motorikletteki gencin babasıyım"Müştekilerden Melih Fuat Ercan, sanık Çiftçi'nin bahsettiği motosiklet üzerinde şehit edilen 39 yaşındaki Yılmaz Ercan'ın babası olduğunu anlatarak, sanığın yalan söylediğini aktardı.
Oğlunun üzerinden 9 mermi izi çıktığını anlatan baba Ercan, şöyle devam etti:
"Çocuğum o gece saat 03.00'e kadar yani sanığın 'Uyudum' dediği saate kadar 30 vatandaşın hayatını kurtardı, yaralı götürüp getirdi. Sonra 'artık yeter' deyip motosikletiyle tankların arasında şehit edildi. 9 mermi izi var. 9 mermi sıktınız bu çocuğa. Benim oğlum 10 yıl önce Şırnak’ta da mermi yedi, dağlarda yaşadı o çocuk. Sizin ne Türk milleti ile ne dinimizle ne bayrağımızla ne vatanımızla hiçbir alakanız yok. Benim çocuğuma mermi sıkanı bu arkadaş ve yanındaki köpekler biliyor söylesin."
Mahkeme, duruşmaya öğle arası verdi.
Muhabir: Murat Paksoy-Yunus Ege-Hüseyin Kulaoğlu
dikGAZETE.com