Genel

"Nobel Barış Ödülü Kilis’e verilmeli"

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Kilis’in nüfusu 130 bin, misafir ettiği Suriyeli mülteci sayısı da 130 bin. Buradan tüm dünyaya sesleniyorum. Eğer Nobel Barış Ödülü hakkıyla belirleniyorsa, bu sene tek aday var, o da Kilis’tir”...

"Nobel Barış Ödülü Kilis’e verilmeli"
11-05-2016 18:11
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Kilis’in nüfusu 130 bin, misafir ettiği Suriyeli mülteci sayısı da 130 bin. Buradan tüm dünyaya sesleniyorum. Eğer Nobel Barış Ödülü hakkıyla belirleniyorsa, bu sene tek aday var, o da Kilis’tir” dedi.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin 72. Genel Kurul toplantısında konuştu. Genel Kurul’a Hisarcıklıoğlu’nun yanı sıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Maliye Bakanı Naci Ağbal, MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, oda temsilcileri ve çok sayıda delege katıldı. Genel Kurul’un açılış konuşmasını yapan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Camia olarak ‘İstişare sünnettir’ öğüdüne hep bağlı kaldık. Sizlerin sayesinde Anadolu’nun sesi, yüreği olduk. Bir olduk, iri olduk, diri olduk. Biz, bir oldukça sesimiz daha gür çıktı. Engelleri aştık, yeni başarılara ulaştık. Oda ve borsa camiamız, özel sektörün birlikten doğan gücü oldu. Odalarımız ve borsalarımız özel sektörü en iyi temsil eden, üyelerinin sorunlarını çözen, hizmet kalitesi Avrupa standartlarına ulaşmış, çağdaş kurumlara dönüştü. Sorunlara teslim olmadık. Olumsuza odaklanmadık. Tüm çevre coğrafyamızdaki ülkeler için de rol model haline geldik. Küresel piyasalardaki iş örgütlerinin tamamında da söz sahibi olduk. Değişim ve dönüşümün öncüleri haline geldik. Bütün dünyaya bu milletin neler yapabileceğini gösterdik. Hem biz kazandık, hem ülkemiz kazandı. Kimin sayesinde bunları başardık. Odalarımızın sayesinde, borsalarımızın sayesinde. İşte bu salonu dolduran sizlerin sayesinde. Ülkesi ve milleti için para pul almadan, gece gündüz çalışan sizleri, müsaadenizle alkışlamak istiyorum” ifadelerini kullandı.

“MİLLETİMİZE DAHA PARLAK BİR GELECEK KAZANDIRMAK İÇİN ÜLKEMİZİN YILDIZINI YENİDEN PARLATMALIYIZ”
Dünyanın en zengin ülkelerinin geride kalmamak için yeni ittifaklar kurduğunu belirten Hisarcılıoğlu, ABD’nin bir taraftan Avrupa Birliği’yle yeni bir ticaret ve yatırım girişimi başlattığını, diğer taraftan da Asya Pasifik ülkeleriyle ekonomik işbirliği kurduğunu ve bunun sonucunda küresel ekonomiye şekil verecek yeni ittifaklar doğduğunu söyledi. AB’nin pazar alanını genişletmek için son 5 yılda 21 ülkeyle serbest ticaret anlaşması imzaladığına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu şunları kaydetti:
“Çin, Afrika’ya büyük bir açılım başlattı. Hem Afrika pazarına yerleşiyor. Hem de kıtanın maden kaynaklarının ve geniş arazilerinin kullanım haklarını alıyor. Diğer yandan Almanya’nın başını çektiği sanayileşmiş ülkeler, yeni bir endüstri devrimi üzerinde çalışıyor. Çin ve Kore de bu alana büyük yatırım yapıyor. Gelişmekte olan ülkelerse, daha fazla yatırım çekebilmek için sürekli reformlar yapıyor. Mevzuatlarını yatırımcı dostu haline getiriyor, iş yapma kolaylığı endeksinde yükseliyorlar. Türkiye, son yıllarda müthiş bir başarı öyküsü yazdı. Ama artık aynı yöntemlerle büyümeyi sürdürmek, hatta yerimizi koruyabilmek mümkün değil. Yol haritamızı belirleyip, her gün bir adım daha ileri gitmek zorundayız. Milletimize daha parlak bir gelecek kazandırmak için, ülkemizin yıldızını yeniden parlatmalıyız. Reel sektörümüze yeniden heyecan vermeliyiz. Şirketlerimizin rekabet gücünü artıracak düzenlemeler görüşülürken, Meclis’te ve komisyonlarda, hem iktidar hem de muhalefet partilerimizin geçmişte olduğu gibi destek ve katkılarını bekliyoruz.”

“İŞ DÜNYASI VE YARGI MENSUPLARI SON 1 SENEDE 3 DEFA BİR ARAYA GELDİ”
Türkiye’nin yeni bir büyüme ve sanayileşme modeline ihtiyacı olduğunun altını çizen TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Yapısal reform gündemini korumaya ve güçlendirmeye ihtiyacı var. Bunları da ortak akılla ve birlik beraberlik içinde yapmalıyız. Sayın Genel Başkan, Sayın Başbakan Yardımcısı, sayın bakanlar, mahkemeler ticari uyuşmazlıklarda hızlı ve sağlıklı karar alamıyor. İş mahkemeleri, bilirkişilik kurumu, karşılıksız çek gibi alanlarda büyük sıkıntılar yaşanıyor. Bunları düzeltecek adımlar bir an önce atılmalı. Bu kapsamda arabuluculuk ve tahkim gibi yeni mekanizmalar devreye girmeli. Karşılıksız çek sorununu hafifletmek üzere kare kodlu çek zorunlu oluyor. İşçi-işveren uyuşmazlıklarında arabuluculuk zorunlu hale geliyor. Benzer şekilde, belirli bir tutarın altındaki ticari uyuşmazlıklarda zorunlu tahkim sistemine geçmeliyiz. Biz buna hazırlık için, hem TOBB çatısı altında hem de Odalarımızda tahkim ve arabuluculuk merkezleri kurmaya başladık. Bu süreçte Adalet Bakanımız ve Yargıtay-Danıştay Başkanlarımızla bir ilki gerçekleştirdik. İş dünyası ve yargı mensupları son 1 senede 3 defa bir araya geldi, görüşlerini paylaştı. Bu istişarelerden çok verimli sonuçlar çıktı” şeklinde konuştu.

“DÜNYA 4. SANAYİ DEVRİMİNİ TARTIŞMAYA BAŞLADI”
“Günümüzde özellikle 3 alanda sağlanan ilerlemeler, ekonomilerin geleceğini belirleyecek” diyen Hisarcıklıoğlu, “Bunlar; biyo, nano ve bilgi-iletişim teknolojileri. Bu üçü yakın gelecekte tüm sektörleri ve iş yapma biçimlerini kökten değiştirecek. Biz de bunlara odaklanmalıyız. Bakın dünya 4. sanayi devrimini tartışmaya başladı. Almanya, Amerika, Kore; buna yönelik ciddi adım atıyor. Biz de buna hazırlanmalıyız. Ülkemize böyle yüksek teknolojiler getirecek şirketlere destek verecek bir Teknoloji Geliştirme Fonu kurmalıyız. YOİKK’te bakanlıklarımızla tüm bu konularda kapsamlı çalışmalar gerçekleştirdik. Başbakan Yardımcılarımız Sayın Lütfi Elvan, Sayın Mehmet Şimşek, Maliye Bakanımız Sayın Naci Ağbal, Sanayi Bakanımız Sayın Fikri Işık, İçişleri Bakanımız Sayın Efkan Ala, Gümrük-Ticaret Bakanımız Sayın Bülent Tüfenkci, tüm bu konularda öncü rol üstlendiler” değerlendirmelerinde bulundu.

“HAKSIZ YERE BİR GİRİŞİMCİNİN HAYATINI KARARTMANIN BEDELİ OLMAYACAK MI?”
Anadolu’da yaşanan sıkıntılara da değinen Hisarcıklıoğlu, “Elbette herkes gibi girişimcimiz de işini kanuna uygun yapacak. Düzgün çalışacak. Yapmadığında da hesabını verecek. Zaten veriyoruz. Ayrıcalık istemiyoruz. Peki, haksız yere bir girişimcinin hayatını karartmanın bedeli olmayacak mı? Nasıl biz iş hayatında hata yapınca bedelini ödüyorsak, hatalı ve keyfi denetimlerle bizleri zarara sokmanın da bir bedeli olsun. Üreten, alın teri döken girişimcimizi, bürokrasinin-denetçinin insafına bırakmayın. Yılların emeği, itibarı, keyfi bir yorumla yok olup, gitmesin. Hesap vermeden hesap sorabilen bir tek Allah’tır. Keyfi hesap soranlar da hesap versin istiyoruz” diye konuştu.

“SORUYORUM SİZLERE HANGİNİZ BANKALAR KADAR KAR EDİYORSUNUZ?”
“Finansmana erişim noktasında, firmalarımızı bankalara bağımlı olmaktan kurtaralım” diyen Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
“Reel sektörümüzün yüksek faizlerle, komisyonlarla mağdur edilmesine de artık bir çare bulalım. Bankalarımız fedakârlığı hep bizden, reel sektörden beklemesin. Şimdi sıra onlarda. Soruyorum sizlere, hanginiz bankalar kadar kar ediyorsunuz? Öyle biri var mı bu salonda. Bankalara buradan sesleniyorum, bu vicdansızlığı bırakın. Aynı gemide olduğumuzu unutmayın. Bu salondakiler varsa siz de varsınız.”

“TÜRKİYE’NİN ZENGİNLEŞMEK İÇİN GİRİŞİMCİLİKTEN BAŞKA ÇIKAR YOLU YOKTUR”
Ülkelerin esas zenginliğinin sahip oldukları girişimci ruh olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin zenginleşmesi için girişimcilikten başka çıkar yolunun olmadığını belirtti. Türkiye’nin ezber bozan inovasyonlar yapan, yeni nesil girişimcilere ihtiyacının olduğuna vurgu yapan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Türkiye’nin en geniş girişimcilik ağı olan Kadın ve Genç Girişimci Kurullarını işte bu yüzden kurduk. 81 ilde binlerce girişimcilik faaliyeti düzenledik. Hazine Müsteşarlığımızla birlikte girişimcilerimize destek için Türkiye Yatırım Fonu kurduk. TOBB olarak 100 milyon lira kaynak ayırdık. Tüm bu faaliyetlerimizi sahiplenen, genç ve kadın girişimcilerimize çok teşekkür ediyorum. Özellikle kadın girişimcilerimizle iftihar ediyorum. Türkiye’nin geleceği sizlerin elinde” şeklinde konuştu.

“EĞER NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ HAKKIYLA BELİRLENİYORSA, BU SENE TEK ADAY VAR, O DA KİLİS’TİR”
Doğu ve Güneydoğu’daki terör olaylarının esnafları olumsuz etkilediğini ve iş dünyasının büyük sıkıntılar yaşadığını söyleyen Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
“Son dönemde yeniden alevlenen terör olayları yüzünden, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da iş dünyası büyük sıkıntı yaşıyor. Kepenk açamayan esnafımız, siftahsız KOBİ’miz evine ekmek götüremiyor. Terörle sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bunu yaparken o bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın da yanında olacağız. Her zaman devletinin yanında olmuş o insanlar, her türlü zorluğa karşı ayakta kalmaya çalışıyor. Dükkânlarının kapalı olmasından dolayı iş yapamıyor, borçlarını ödeyemiyor. Daha az iş demek, daha az işgücü, daha az refah demek. Bu insanları kendi haline bırakamayız. Hükümetimiz bir takım destekler açıkladı. Bunlar için teşekkür ediyoruz. Ancak terör olayları sürdüğünden, bunlar şu an yeterli gelmiyor. Terörle mücadele kapsamında, ekonomik olarak onlara yeni çözümler üretmek zorundayız. Bölgede iş dünyasının yeniden eski haline dönebilmesi için vergi-prim ve kredi ödemelerinin ertelenmesine ihtiyaç var. Bu noktada özellikle bir şehrimizin durumuna herkesin dikkatini çekmek istiyorum. Kilis’in nüfusu 130 bin, misafir ettiği Suriyeli mülteci sayısı da 130 bin. Bu boyutta bir yardımlaşma, dayanışma ve ev sahipliğinin dünya tarihinde örneği yok. Kilisliler insanlık destanı yazıyor. Buradan tüm dünyaya sesleniyorum. Eğer Nobel Barış ödülü hakkıyla belirleniyorsa, bu sene tek aday var o da Kilis’tir.”

“2000 YILINDA ‘YENİ ANAYASA’ İHTİYACINI İLK KEZ BİZ DİLE GETİRDİK”
Daha çağdaş, özgür, huzurlu ve adil bir ülkede yaşamanın en önemli yolunun anayasadan geçtiği belirten Hisarcıklıoğlu, “Yeni bir anayasa ile yeni bir uzlaşma zemini de yakalamak zorundayız. Daha 2000 yılında, ‘yeni anayasa’ ihtiyacını ilk kez biz dile getirdik. 2007’de meslek örgütleri ve sendikaları bir araya getirerek ‘Anayasa Platformu’nu oluşturduk. 2012’de 13 ilde ‘Türkiye Konuşuyor -Anayasa Vatandaş Toplantıları’ yaptık. Bu toplantılarda farklı görüşlerden yaklaşık 7 bin vatandaşımız aynı masa etrafında bir araya geldi. Milletimiz nasıl bir Türkiye, nasıl bir anayasa istediğini saatlerce müzakere etti. 18 klasörden oluşan raporumuzu, Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na teslim ettik. Böylece Türkiye tarihinin en büyük ‘müzakereci demokrasi etkinliğini’ gerçekleştirdik. Burada gördük ki, vatandaş yeni bir anayasa istiyor. O halde yeni Anayasamızı birlikte hazırlayıp, birlikte sahiplenip, birlikte hayata geçirmeliyiz” diye konuştu.
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER