ANKARA - MUSA SAMUR
Türk futbolunun unutulmaz isimlerinden İlhan Cavcav'ın eşi Nazan Cavcav, duayen başkanla geçen 55 yıllık birlikteliklerini anlattı.
İlhan Cavcav ile yaşadıkları evin kapılarını AA ekibine açan Nazan Cavcav, efsane başkanın fotoğraflarının yer aldığı köşede samimi açıklamalarda bulundu.
Vefatının 2. yıl dönümünde anılan İlhan Cavcav için her şeyden önce Gençlerbirliği Kulübünün ve işinin geldiğini belirten Nazan Cavcav, "İlhan'ın sadece kulübü ve fabrikası vardı." dedi.
Uzun yıllar evli olmalarına karşın İlhan Cavcav ile çok az seyahate çıktıklarını dile getiren Nazan Cavcav, "Teknemiz var, gidelim, yanımda olmanı isterim dediğimde 'Arkadaşlarını al git.' derdi. 'Ben dul bir kadın mıyım sen başımdasın niçin benimle gelmiyorsun?' derdim. Her şeyden önce kulübü ve işi gelirdi." diye konuştu.
İlhan Cavcav için "Mükemmel bir insandı, vicdanlı, herkese karşı saygılı." değerlendirmesini yapan Nazan Cavcav, "Sinirli de olabiliyordu ama ben hoşgörülü davranıyordum. Şimdiki evliliklere bakınca 55 sene nasıl geçmiş... Fedakarlık gerekiyor tabii ve o fedakarlığı da ben yaptım. Her erkeğin arkasında bir kadın vardır derler. Ben çok fedakarlıklarda bulundum, hep hoşgörülü oldum. Sporu ben de çok seviyorum, ağabeylerim futbol oynamıştı. Futbola karşı düşkünlüğüm nedeniyle daha hoşgörülü olabiliyordum." ifadelerini kullandı.
"Kiralık bir fabrikada başladı"İlhan Cavcav'ın babasını kaybettikten sonra büyük bir mesuliyetin altına girdiğini belirten Nazan Cavcav, "Kendi fabrikası yoktu. Kiralık bir fabrikada başladı bu işe ve çok sıkıntılı günler geçirdi." dedi.
"Başarılıydı, babası da takdir ederdi, evlatları arasında İlhan bir tarafta diğerleri başka taraftaydı." diyen Nazan Cavcav, şöyle devam etti:
"Baba da işkolik bir insandı. Oğlunun da aynı özelliklere sahip olması, kötü huylarının olmaması... O ailenin içerisinde İlhan başkaydı. İşine sahip çıktı. Diğer kardeşleri perişan durumdaydı. İlhan her zorluğun altından kalktı. 17 kardeşlerdi ve kardeşlerinin hepsine maddi manevi yardımcı oldu. Babasını kaybettiğinde büyük sıkıntıların içine girdi ama maşallah idare etti."
"Yenilmek onu çok üzüyordu"İlhan Cavcav'ın Gençlerbirliği'ni çocuğu gibi sevdiğini dile getiren Nazan Cavcav, duayen başkanın kırmızı-siyahlı takımın yenildiği zaman gözüne uyku girmediğini ifade etti.
Gençlerbirliği'nin maç kaybettiği günün ertesinde İlhan Cavcav'ın 'Yenildik ya kulağıma sabaha kadar sanki 3-1, 2-1 diye skoru üflüyorlar.' dediğini anlatan Nazan Cavcav, "Bu kadar olur mu İlhan dediğimde anlatırdı, ben de hak veriyordum. Olmadık bir takıma yenilmek onu çok üzüyordu." değerlendirmesinde bulundu.
Kendisinin de İlhan başkan kadar futbola düşkün olduğunu vurgulayan Nazan Cavcav, "Bütün maçları takip ediyorum. En çok arzu ettiğim şey şampiyonluk. İlhan'ın ölüm yıl dönümünde düştük. Çok üzüldük, çok gözyaşı döktüm. Çocuklar da Murat da çok üzüldü. İstemezdik ama olabiliyor. Dünya kadar paralar verilen mesela Fenerbahçe, şu durumuna bir bakın. Kupayı başkanın kabrine götürmeyi ben, hocamız, başkan, evladım herkes istiyor. Allah nasip eder inşallah." diye konuştu.
"Parası çok değerliydi"Nazan Cavcav, İlhan Cavcav'ın kulübün parasını kendi parası gibi kontrol ettiği için başarılı olduğu tespitini yaptı.
İlhan Cavcav'ın fazla para harcamadan transfer yapmayı çok sevdiğini dile getiren Nazan Cavcav, "Karakteri öyleydi. Büyük paralar vermeyi istemezdi. Parası çok değerliydi. Zor şartlarda bir yere gelmiş. Baba öldükten sonra bütün ailenin, kardeşlerin sorumluluğu, o zaman fabrika yoktu. Çok sıkıntı yaşadı. Böyle olunca parasının kıymetini bildi." değerlendirmesinde bulundu.
İlhan Cavcav'a iyi marka takım elbiseler almak istediğinde duayen başkanın pahalı olduğu gerekçesiyle buna hep karşı çıktığını aktaran Nazan Cavcav, şunları söyledi:
"Takım elbise alırdım, eve getirirlerdi, önce elbiseye şöyle bir bakardı sonra etiketine bakardı. Etiketi gördükten sonra 'Nazan sen deli misin ben bu parayı verir miyim. Söyle hemen gelip alsınlar bunları.' derdi. 'Sen kocaman İlhan Cavcav'sın, insanların içinde idol bir insansın. Önemli bir mevkidesin, şık giyinmen lazım, beğenerek aldım.' desem de göndermemi isterdi. Giyeceği kıyafetin bile fiyatı çok yüksek olmasın isterdi. Çocuklar maşallah, onların imkanları, babadan rahatlıkları olduğu için istedikleri gibi hareket ediyorlardı. 'Çocukların böyle markalar alıyor, sen ne yapıyorsun.' derdim. Kendi parayı sevdiği için bazen beni böyle zor durumlarda bırakabiliyordu."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com