Ankara
Son Peygamber Hazreti Muhammed'in torunu Hazreti Hüseyin ve ehlibeytten 72 kişinin şehit düştüğü "Kerbela olayı", İslam dünyasında asırlardır, Müslümanların süren hüznü olarak yer tutuyor.
Irak'ın Kufe kenti yakınlarındaki Kerbela Çölü'nde hicri takvime göre 10 Muharrem 61'de (10 Ekim 680) Emevi Devleti'nin ilk halifesi Muaviye bin Ebu Süfyan'ın ölümünden sonra yerine geçen oğlu, Emevilerin 2'nci Halifesi Yezid bin Muaviye'nin, Hazreti Hüseyin'in kendisine biat etmesini istemesi nedeniyle yaşanan üzücü hadiseler, Hazreti Muhammed'i ve onun ehlibeytini seven müminleri derinden yaraladı.
Yezid tarafından Hazreti Hüseyin ve ehlibeytin 1382 yıl önce şehit edilmesi, siyasi hırs ve zulümlerin asırlarca dinmeyecek sonuçlar vereceğini gösteren acı bir örnek oldu.
Hazreti Hüseyin ve beraberindekilerin, muharrem ayının 10'uncu günü olan "Aşure Günü"nde şehit edilmeleri nedeniyle bugün, "matem günü" olarak görülüyor. Kerbela şehitleri, yad ediliyor.
"Hazreti Hüseyin, İslam hilafetinin saltanata dönüşmesinin karşısındaydı"
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Mehmet Kapukaya, Kerbela olayının Sünni ve Aleviler başta olmak üzere herkesi etkileyen bir hadise olduğunu söyledi.
Kerbela'da şehit edilen Hazreti Hüseyin'in haksızlığın karşısında, doğruluğun tarafında olduğunu belirten Kapukaya, "Hazreti Hüseyin, İslam hilafetinin saltanata dönüşmesinin karşısındaydı.
Gerek Peygamber Efendimizden gerekse babası Hazreti Ali'den aldığı eğitim ve sahip olduğu kültür bu tür haksızlıklara karşı çıkmasını gerektirmiştir. Bu yüzden Yezid'in halifeliğine karşı çıktı." dedi.
Kerbela'da büyük bir acının yaşandığını belirten Kapukaya, "Ehlibeyte karşı sevgi, Peygamber Efendimizin bize tavsiyesidir.
Aynı zamanda Kur'an-ı Kerim'de ehlibeyte işaret edilmiştir. Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin, Peygamber Efendimizin çiçekleridir. Maalesef dünyevi hırslar ve saltanat bunların önüne geçti" dedi.
İslam'da her işin ehil olana verilmesi prensibinin olduğunu vurgulayan Kapukaya, ehliyet ve adalet prensibine riayet edilmediği zaman Kerbela gibi acı olaylarla karşılaşıldığını dile getirdi.
Muharrem ayının 10'uncu gününde şehit edilen Hazreti Hüseyin ve 72 arkadaşını rahmetle yad ettiğini ifade eden Kapukaya, Müslümanların Kerbela olayından ders almaları gerektiğini kaydetti.
Kerbela olayında yaşananlar
Uzun süren siyasi mücadeleler sonucu miladi takvime göre 661'de halifelik makamını ele geçiren Muaviye, Hazreti Hasan'ın şehadetinden sonra "halifelik" makamının saltanata dönüştürülmesi adına oğlu Yezid için halktan biat almaya başladı. Fakat Hazreti Hüseyin bu durumu kabullenmedi.
Muaviye'nin 680'de ölümünden sonra yerine geçen oğlu Yezid, ilk iş olarak Hazreti Hüseyin'in biatını almak istedi. Hazreti Hüseyin biat ettirilmesine yönelik baskılar artınca durumun kötüye gideceğini anlayarak, aile fertleriyle mayıs 680'de Mekke'ye doğru hareket etti.
Mekke'ye gelen Kufeliler ise Hazreti Hüseyin'i şehirlerine davet ederek, Emevilere karşı birlik oluşturmayı teklif etti.
Kufelilerin samimiyetini anlamak istedi
Hazreti Hüseyin daha önce hem babası Hazreti Ali'ye hem de ağabeyi Hazreti Hasan'a karşı ihanetlerine şahit olduğu Kufelilerin samimiyetlerini anlamak için amcasının oğlu Müslim bin Akil'i Kufe'ye gönderdi.
Kufe'de 18 bin kişi, Müslim'in önünde Hazreti Hüseyin'e biat etti. Ancak daha sonra Kufeliler ihanet ederek, Emevilerin Müslim'i öldürmesine göz yumdu.
Son gelişmelerden haberdar olamayan Hazreti Hüseyin, aile fertleriyle Kufe'ye doğru yola çıktı. Hazreti Hüseyin yolda Müslim'in başına gelenleri haber aldı. Fakat Müslim'in oğullarının, babalarının intikamını almak istediklerini söylemesi üzerine yoluna devam etti.
Susuz bırakılması için tedbir alındı
Kufe Valisi Ubeydullah bin Ziyad'ın bin askerle gönderdiği Hürr bin Yezid, kafilenin yola devam etmesine izin vermeyerek, Hazreti Hüseyin'e validen yeni emir gelinceye kadar Kufe ile Medine arasında bir yol takip etmesini söyledi.
Bunun üzerine Fırat Nehri kenarındaki Kerbela Çölü'ne önce Hazreti Hüseyin, sonra Ömer bin Sa'd ulaştı. Kufe Valisi Ubeydullah, Ömer'e, Hazreti Hüseyin'den Yezid adına biat almasını, aksi halde suyla bağlantısının kesilmesini emretti.
Biat teklifini kabul etmeyen Hazreti Hüseyin ve yanındakiler, zulme boyun eğmemek için Allah yolunda ölme kararı aldı.
Hazreti Hüseyin ile beraberindeki 32 atlı ve 40 piyade, bölgede kurulan çadırda savaş hazırlıklarını tamamladı.
Daha sonra Hazreti Hüseyin ve beraberindekiler ile Yezid taraftarları, Kerbela'da karşı karşıya geldi.
Ordusunun isyanından çekinen Ömer bin Sa'd, bizzat ilk oku atınca savaş başladı. Savaş meydanında Hazreti Hüseyin tarafından çok kişi öldü, geriye ehlibeytten başka kimse kalmadı.
Babası Hazreti Hüseyin'den izin alarak çadırından savaş alanına çıkan 19 yaşındaki Ali el-Ekber, Kufeliler tarafından mızrak ve kılıç darbeleriyle şehit edildi. Kufeliler, Hazreti Hüseyin'in diğer çocukları Cafer ve Abdullah'ı da şehit etti.
Kufeliler teke tek mücadele edemedi
Kahramanca savaşan ve karşısına çıkan herkesi mağlup eden Hazreti Hüseyin ile teke tek mücadele etme cesaretine sahip olmayan Kufeliler, hep birlikte onun üzerine saldırdı.
Aldığı ok ve mızrak darbeleriyle atından yere düşen Hazreti Hüseyin'in başı kesilerek, bedeni atların ayakları altında ezildi.
Hazreti Hüseyin ve beraberindekilerin kesik başları Yezid'e gönderildi, cenazeleri ise Beni Esed mensubu El-Gadiriye köylülerince Hair denilen yerde toprağa verildi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com