CENEVRE
Mısır'da eski Müslüman Kardeşler (İhvan) Teşkilatı Uluslararası İlişkiler Komiseri Yusuf Neda, ülkesinde iç barışın sağlaması için tüm samimi Mısırlıların ödün vermek zorunda olduğunu vurgulayarak, "Müslüman Kardeşler hareketi fedakarlıkta bulunmaya hazır." dedi.
Bazı Batılı yazarlar tarafından İhvan'ın fiili dışişleri bakanı olarak da adlandırılan Neda, İsviçre-İtalya sınırında bulunan Campione d'Italia kasabasındaki evinde AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Suudi Arabistan, Yemen, İran ve Cezayir'de ara buluculuk rolüyle tanınan 87 yaşındaki Neda, görüşmede 3 Temmuz 2013'te gerçekleşen Mısır darbesinin ardından şahsına iletilen arabuluculuk tekliflerini detaylarıyla anlattı.
Kendisine telefon ve mektup yoluyla ulaşan bazı üst düzey yetkililerin ortadan kaybolduğuna dikkati çeken Neda, bu kişilerin bazılarının rejim tarafından öldürülmüş olabileceğinden şüphelendiğini söyledi.
Neda, ülkesinin geleceği için İhvan hareketinin fedakarlıkta bulunmaya hazır olduğunu açıklayarak, askeri darbeyle görevinden alınan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin "meşruiyet hakkından" "gönüllü" olarak vazgeçmesi gerektiğini belirtti.
Arap dünyasındaki liderlerle yakın ilişkileri olan Neda, İhvan'ın mevcut rejim için değil sadece Mısır halkının geleceği adına fedakarlık yapacağının altını çizdi.
"Hilbavi'nin açıklamaları İhvan'ı bağlamaz"
İhvan'ın eski liderlerinden Kemal el-Hilbavi'nin "kapsayıcı uzlaşı çağrısının" ardından, İhvan Rehberlik Konseyi Başkan Yardımcısı İbrahim Munir'in de rejimle şartlı müzakereye hazır olduklarını duyurmasına ilişkin Neda, "Hilbavi'nin, Müslüman Kardeşler'de bir sorumluluğu yoktu. Onun yaptığı iş sadece sözcülüktü ama karar verici bir lider değildi." dedi.
Neda, İhvan içinde kendisinin yurt dışındaki görevini "Özel bir iş ama sınırlı" olarak tanımlayarak, "Hilbavi'nin açıklamaları hiçbir şekilde İhvan'ı bağlamaz." dedi.
Munir'in, rejimle şartlı müzakereye hazır olduklarını söylemesini ise olumlu değerlendiren Neda, "Biz müzakereye hazırız, kapıları kapatmadık. Sadece İhvan için değil, ülkemiz ve dünyadaki tüm Müslümanlar için müzakereye açığız çünkü, (Ortadoğu'daki) gelişmelere baktığınız zaman sadece Mısır'ın değil tüm bölgenin geleceğinin yok edildiğini görüyorsunuz." değerlendirmesinde bulundu.
Neda, Osmanlı döneminde ülkesi Mısır ve Ortadoğu'nun şimdikinin aksine huzur içinde yaşadığını vurguladı.
"Barışa ulaşmak için asla pes etmedim"
Etkileri hala sürmekte olan Mısır'daki darbenin ardından ülkedeki krize ilişkin çıkış yolu bulmak için girişimlerde bulunan Neda, bu yöndeki çabalarının devam ettiğini belirtti.
Neda, şöyle konuştu:
"Ben barışa ulaşmak için asla pes etmedim. Geçmişime baktığınızda ülkemin yanı sıra pek çok ülke arasında da ara buluculuk yaptım. Öncelikle Müslümanlar arasında barış inşa etmek Allah tarafından bize emredildi. Sonra da bu emrin doğrultusunda eğer elinizden geliyorsa ister Müslüman olsun ister olmasın tüm insanlığa barış getirmek için mücadele etmeniz gerekiyor."
"Sisi'nin kuklası beni arattırdı"
Munir'in, 2014 ve 2016 yıllarında Mısır'daki krize çözüm bulma konusundaki kendisinin çabaları ve Batı ülkelerindeki Mısır büyükelçiliklerinde İhvan'la Mısırlı diplomatların görüşmelerinden bahsetmesine de değinen Neda, "Açıkçasını söylemem gerekiyorsa bu girişimleri ben başlatmadım ama bana bu yönde bir yaklaşım oldu." dedi.
Neda, bu yıllarda arkadaşlarının yanı sıra tanımadığı ve ordunun içindeki bazı birimlerde görev yaptıklarını bildiren bazı kişilerin kendisiyle iletişime geçtiğini aktardı.
Mısır'daki krizde kilit roller oynayan Neda, bu görüşmelerden önce 2014'te ilk teması üniversite yıllarında tanıştığı ve sonrasında uzun yıllar bakanlık yapan herkesin tanıdığı eski bir arkadaşının yaptığını belirtti.
Neda, adını vermediği arkadaşının Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi tarafından kendisine yönlendirildiğini ima ederek, görüşmeye ilişkin şu detayları paylaştı:
"Beni aradı ve şunları söyledi: 'Şimdi ülkenin bir numarasının yanında otururken seni arıyorum.' O anda Sisi'nin arattığını anladım. Fakat arkadaşımın ülkenin bir numarası olarak belirttiği kişi Sisi değildi. Sisi'nin 'başkan' olarak lanse ettiği başka bir kuklaydı. (Kim olduğunu) bilmiyorum. Ama arkadaşım bana, 'seni iyi tanıyorum, dünyanın her yerinde barış getirmek için mücadele verdin. Ülkeni neden unuttun? Lütfen bir yolunu bul ve Mısır'a geri gel. Sen Müslüman Kardeşler'in bir parçasısın. Onların sorunu ülkenin sorunu.' dedi."
"İkinci defa cezaevine düşmek istemedim"
Arkadaşına, 1954 yılında Cumhurbaşkanı Cemal Abdünnasır'a suikast girişiminde bulunmakla suçlandığı için 2 yıl hapis yattığını anımsattığını dile getiren Neda, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Askeri cezaevinde ordunun vatandaşlarına yaptıklarını ömrüm boyunca unutamadığımı ve beni öldürseniz dahi yeniden kendimi böyle bir yerde görmeye hazır olmadığımı ilettim. Ama o 'Bu kişisel olayı unutmalısın. Ülken ve halkın için geri dönmek zorundasın.' dedi. Ben de 'Gelip de ikinci defa askeri cezaevine düşmek istemiyorum, buna hazır değilim' cevabını verdim. Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz. Dolayısıyla bu şekildeki bir ara buluculuk teklifini reddettim."
Neda, aynı kişinin kendisiyle ikinci defa temasa geçtiğini, bu kez Mısır'ın Bern Büyükelçisi'yle görüşmesini talep ettiğini, bu görüşmenin ardından yeni bir adım atılabileceğini aktardığını belirterek, "Ben de ona, 'Bu seviye benim seviyem değil. Böyle bir şey imkansız' dedim." ifadelerini kullandı.
"Benden ara buluculuk isteyenler ortadan kayboldu"
Ortadoğu'da oynadığı roller ve kurduğu ilişkilerle "gizemli adam" şeklinde de nitelenen Neda, Mısır'da 2016-2017'de de dört defa kendisine mektuplarla ara buluculuk teklifinde bulunulduğu bilgisini paylaştı.
Neda, ilk iki mektubu gönderen toplam 49 kişinin kendilerini "vatandaş" şeklinde tanıttıklarını belirterek, talepleri üzerine ikişer sayfadan oluşan mektupların medyada yayımlandığını söyledi.
Mektuplarda Müslüman Kardeşler'in Mursi iktidarı dönemindeki hatalarının da vurgulandığına işaret eden Neda, mektubu yazan kişilerin ordunun farklı bölümlerinde çalışan üst düzey subaylar olduğunu kaydetti.
Neda, bu kişilerin ölümü bile göze aldıklarına işaret ederek, "(Kimlikleri konusunda) çok dikkatliydiler çünkü bilgileri sızsa ortadan kaybolacaklardı. Ölmekten korkmuyorlardı. Sadece girişimlerinin başarılı olmasını istiyorlardı." yorumunda bulundu.
Mektupları gönderen kişilerden daha sonra "hiçbir bilgi alamadığını ve ortadan kaybolduklarını" açıklayan Neda, "Mektupların ardından, Sisi'nin bazı kişileri askeri istihbarattan, bazılarını da normal istihbarat teşkilatından kovduğunu duymaya başladık. Bazıları ortadan kayboldu, nerede olduklarını kimse bilmiyor." dedi.
"Sisi cahil bir adam"
Neda, Cumhurbaşkanı Sisi ve mevcut Mısır rejiminin temsilcileri ile müzakere sürecinin zorluklarını anlatırken Sisi için "sığ" ve "cahil" ifadelerini kullandı.
Sisi'nin, politika, devlet yönetimi ve ekonomi alanlarında eğitim almadığını aktaran Neda, "Ondan ne bekleyebilirsiniz ki? Sisi cahil bir adam. Tek bildiği şey casusluğun nasıl yapıldığı ve başkaları adına nasıl çalışıldığı. Başka bir şey bilmiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Bazı ülkelerin darbeyle iş başına gelen Sisi'yi desteklemesini ise sadece ekonomik nedenlere bağlayan Neda, "Konu Batı'nın ekonomik çıkarıysa (darbe dahil) her şeyi kabul ediyorlar." ifadesini kullandı.
Mursi'ye feragat et çağrısı
Birçok uluslararası krizin çözümünde önemli roller üstlenmiş biri olarak, ülkesi Mısır için bir çözüm sunmakta aciz kaldığı yönündeki eleştirilere de cevap veren Neda, ülkesindeki krizin sona ermesi için her kesimin taviz vermesi gerektiğinin altını çizdi.
Yusuf Neda, Mursi'nin rejimin komplosuyla görevden uzaklaştırıldığını unutmadıklarını belirterek, rejimle teşkilat arasındaki krizin sona ermesi için askeri darbeyle görevinden alınan Mursi'nin "meşruiyet hakkından' gönüllü olarak vazgeçmesi gerektiğine dikkati çekti.
Mursi'ye "feragat etme" çağrısında bulunan Neda, şunları kaydetti:
"Benim kişisel görüşüme göre, Mısır'taki gidişatı düzeltmek için tüm samimi Mısırlılar ödün vermek zorundadır. Mursi iyi bir karakter ve iyi bir Müslüman. Ama Mursi feragat etmelidir. Ama onu istifa etmesi (meşrutiyet hakkından vazgeçmesi) için zorlayamazsınız. Ülkenin çıkarı için bunu yapmalı ama zorlanmamalıdır. Eğer baskı yaparsanız bu onun ülkeyi sattığı anlamına gelir. Bununla beraber ülkenin geleceği için kendi rızasıyla feragat etmeli ve yapılacak seçimle yeni bir döneme adım atılmalıdır."
"Müslüman Kardeşler fedakarlıkta bulunmaya hazır"
Neda, Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın Mısır'da iç barışın sağlanması uğruna tarihi boyunca bedeller ödediğine işaret etti.
İhvan mensuplarının kuruluşlarından bu yana fedakarlıkta bulunduğunu vurgulayan Neda, "Müslüman Kardeşler hareketi gelecekte de fedakarlıkta bulunmaya hazır. Bu hayatlarının bir parçası ama bir diktatör ve kasabın menfaati için fedakarlıkta bulunmayacaklar." dedi.
Neda, İhvan'ın sadece Mısır halkının geleceği için taviz verebileceğini dile getirdi.
"Mısır'ın geleceği satıldı"
Neda, Mısır'da mevcut rejimi yöneten kişi sayısının bir elin parmağını geçmeyeceğini savunarak, "Mısır'ın geleceği satıldı. Borçlar hızla artmakla kalmadığı gibi coğrafi miraslarımız da satılmaya başlandı. Ama bu satışlardan elde ettikleri gelirleri ülke için değil kendi güçlerini devam ettirmek için kullanıyorlar." dedi.
Neda, Tiran ve Sanafir adalarının Suudi Arabistan'a devredilmesine de tepki gösterdi. İsrail'in bölgede daha rahat hareket edebilmesi için böyle bir anlaşma yapıldığına dikkati çekti.
"Türkiye İslam dünyasının umudu"
Suriye iç savaşı ve Ortadoğu'daki krizin nedeninin ise 100 yıl önce Arabistanlı Lawrence gibi ajanların ihanetine aldanan Arap yönetimleri olduğunu kaydeden Neda, "Türkiye tüm İslam dünyasının umudu." ifadelerini kullandı.
Neda, Türkiye'nin Ortadoğu'da sorumlu hareket eden tek ülke olduğunu söyleyerek, "Türk halkı, Osmanlı İmparatorluğu'nun devamı olduğunu unutmamalıdır. Eğer tekrar eski günlerine dönmek istiyorlarsa düşmanlarının asla uyumadığını dikkate almak zorundalar." dedi.
AA