Hüseyin Sebilci & Celal Yılmaz - Uşşak Kerbela Mersiyesi (Şah Hüseyn'in Firkatiyle)
Teşne lebler bu gece kan il galtân oldu,Bu gece arsa geh-i Kerb-ü belâ kan oldu,
Bu gece ruh-ı Nebi hâzin-ü giryân oldu,
Ki, Hüseyn İbn-i Ali bu gece kurban oldu.
Çâk-i çâk eyledi fürkan-ı gürûh-u â'da,
Pây-ı pür kin-i hakaretle ezildi Tâ - hâ,
Bağrına taş tutarak ağladı ruh-ı Zehra,
Ki, ciğerpâresi makhur-u perişan oldu.
Bir zaman dûş-ü Muhammed'de gezerdi o vücut,
Rûy-i gül-bûyini koklardı Cenabı-Mahmud,
Şân-ı âlisini tebcil ederdi mâ'bud,
Öyle bir beyt-i Hûda, zulmile viran oldu.
Yüz tutup leşker-i â'daya o Şâh-ı mazlûm,
Dedi: (Ey, dinini dünyaya veren kavm-i zalûm,
Daha dün terk-i cihan etti o sultan-ı ulûm,
Ne çabuk sizde iğrâz nümâyân oldu
*Ceddimin dişlerini kırdınız ey kavm-i Yezid,
Mâder-i muhtereme eylediniz zulm-ü şedid,
Ettiniz vâlid-i zişânımı evvelce şehit,
Bana mı şimdi aceb, növbet-i isyan oldu
Gerçi bir nefsim için arz-ı tehâyâ etmem,
Ölürüm, mürtekib-i küfre müdarâ etmem,
Ah kim, teşne ciğer yavrularımdan geçmem,
Bakınız, güllerimin lebleri atşân oldu.
Hâşimi zadelerin ekber-i âlişiyemi,
Can verip, ravza-i rıdvana basınca kademi,
Dest-i â'dada neler çekti enis-i haremi,
Darb-ı zencir ile gülşenleri al kan oldu..
Kumlu çöllerde benim ailemi yakmayınız,
Kesiniz bari beni, anları ağlatmayınız,
Bu yanık sinelere tir-i cefa atmayınız,
Çünkü, bu nazlı melekler size mihman oldu..
Böyle söyler iken ol gonce-i Mahbub-u Hûdâ,
Remh-i şimşir ile hücum etti güruh-u â'da,
Aldılar orta yere şâh-ı şehidi hayfâ,
Ol zaman Kerb-ü-belâ, saha-i tuğyan oldu..
Yetmiş üç nize server-i dinin tenine,
Kan içirtti o deni, Âl-i Nebi serverine,
Lûtf-ü ümmet bu mudur, zâde-i peygamberine,
Hangi bir ümmet vurur zâde-i peygamberini,
Şimr-i mel'un, dayayıp gerdenine hançerini,
Kıymadan kesti o ferzend-i Resul'ün serini,
Deşt-i gurbette kefensiz bırakıp peykerini,
Ehl-i - beytin başına âteş-i hicran oldu..
Busegâh-ı leb-i Zehra idi ruhsâr-ı Hüseyn,
Lem'a-i nûr-u hüveyda idi didâr-ı Hüseyn,
Nerdesin, nerde eyâ vâlid-i Kerrâr-ı Hüseyn,
Bak senin nazlı Hüseyn'in nice kurban oldu..
Baş açık, yalın ayak, teşne dil nâle feza;
Kaldı piş-i esarette yetiman-ı vega,
Bir içim su diye feryad ediyorken zu'afa,
Şimdi de âteş-i hicran ile suzân oldu..
Nâle-i vâ ebetâ, vâ emetâ, vâ ecedâ;
Her taraftan mün'akis oluyor arş-ı Hûda,
Akrebu hablî Verid'i yakıyorken bu sada,
Yine ol kavm-i deni zulmile pûyan oldu..
Kimini nâkeler üstünde ururdu â'dâ,
Kimini hâk-i mezellette ederlerdi ezâ,
Kimisi hayme-i ismette edildi imhâ,
Cümle evlâd-ı Nebi, Hâk ile yeksân oldu..
Emr-i takdir diye bu mel'anete bazı avam,
Atf-ı zulmetmekte Allah'a ederler ibrâm,
Cây-ı inkâr mı bu ey kavm-i cehûl-ü zallâm,
Idelü âyeti her mü'mine seyyân oldu..
Hâlık-ı hayr-ü şer Allah ise, kul kâsiptir;
İhtiyar ile kişi, hayr-ü şerre taliptir,
Şerri tercih edene Zât-ı Hûda galiptir,
Din-i İslâm bu esas üstüne bünyân oldu..
Yıktılar kıble-i islâmı güruh-u ekfer,
Ruh-u peygamberi nalân-ü hâzin eylediler,
Mâ-hasal, taze civanân-ı Muhammed yekser,
Hedef-i neşter-i zâde-i Süfyan oldu..
Hubbi Rahman gibidir, Âl-i Muhammed hevesi;
Sabit ol, emr-i muhabbette bırak piş-ü pesi,
Hânedan-ı Nebevi uğruna can ver Şemsi,
Ki, bize irs-i Nebi gayret-i Kur'an oldu