Mahsun Kırmızıgül'ün yazıp, yönettiği "Mucize" serisinin devam filmi "Mucize 2: Aşk", 6 Aralık'ta sinemaseverlerle buluşacak.
Kırmızıgül, Wyndham Grand Otel'de düzenlenen ve filmin oyuncu kadrosunun da katıldığı basın toplantısında, 3 yıl önce senaryosunu yazdığı filmin çok büyük umut ve mutluluk vadettiğini söyledi.
Filmi, engelli bir bireyin gerçek hikayesinden yola çıkarak kaleme aldığını belirten Kırmızıgül, "Bence filmlerde ağlatmak en kolayı. Önemli olan izleyiciyi düşündürmek. Bugüne kadarki bütün filmlerimde, Beyaz Melek, Güneşi Gördüm, New York'ta Beş Minare, Mucize, Vezir Parmağı ve en son da bu Mucize 2: Aşk'ta önemli olan izleyiciye bir şeyler düşündürmek ve o mesajı alt metinde insanlara aktarmak. Bu çok önemli." dedi.
Fragmanda yer vermediği birçok hikaye olduğunun altını çizen Kırmızıgül, şunları anlattı:
"İzleyicinin fragmanda görmesini istemediğim, sinemada izlemesini istediğim çok önemli sahneler var. Film vizyona çıktıktan sonra bu ülkenin insanları beni bir kez daha anlayacak. Film gerçekten çok güzel. Birinci Mucize'de farklı yan hikayeler vardı. Ama bu film tamamen Aziz'in, Doğu'dan gelen bir engelliye Batı'nın sevgiyle kucak açtığı bir hikaye bu. Bu ülkenin hikayesi. Samimi ve tamamen insana dayalı bir hikaye bu."
Kırmızıgül, sinemanın söylem gücünün etkisine dikkati çekerek, "Bazen bizler istediğimiz kadar her şeyi söyleyelim ama bir filmin anlattığını inanın biz başaramıyoruz. Filmler daha etkili oluyor. Filmlerin itici gücüne inanıyorum." diye konuştu.
Dram filmlerini tercih etmesine ilişkin ise Kırmızıgül, şunları söyledi:
"Ben hayatım boyunca hep dram filmlerini sevdim. Kendimi orada bulabiliyorum ancak. Ayrıca bu ülkenin çok önemli toplumsal sorunları var. Ben yönetmen olarak bunları dile getiriyor ve bu insanların hikayelerini anlatıyorum. Komedi yapan ve başarılı arkadaşlarımız var. Ben bunu anlatmayı biliyorum. Komedi filmi anlatmayı bilmiyorum. Benim aslında çocukluğumdan beri beslendiğim damar, dram."
Mahsun Kırmızıgül, dijital platformlarda filmin yayınlanmasına ilişkin de yeni yasa ile artık filmlerin vizyondan 6 ay sonra dijital platformlarda yer alabileceğini ifade etti.
- "Mucizeler her zaman gökten gelmez ve aslında insanın içindedir"
"Aziz" karakterini canlandıran oyuncu Mert Turak da günümüzde insan ilişkilerinde yaşanan yozlaşmaya işaret ederek, şu bilgileri verdi:
"Özellikle herkesin herkese tahammülsüz olduğu ve kimsenin kimseyi menfaatsiz, karşılıksız sevmediği bir dünyada, tam zamanında Mucize'ye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Sekiz hafta çok büyük emek verdik. Çok özenle çalıştı herkes. Erdal Özyağcılar, Fikret Kuşkan, Şenay Gürler, Ayda Aksel, Suna (Selen) abla, değerli arkadaşlarımızla çok güzel bir iş yaptığımızı düşünüyorum. Mahsun'un dediği gibi mucizeler her zaman gökten gelmez ve aslında insanın içindedir. Yeter ki inanın. İnanmaktan vazgeçmeyin."
Usta oyuncu Erdal Özyağcılar da filmin "Dünyada bunca insan varken bana da kusurlarıyla, Aziz düştü." cümlesiyle başladığını aktararak, "Filmimiz bir aşk filmi değil. Saf sevginin filmi. Saf sevginin, zorluklar karşısında el ele, emin adımlarla, bütün güçlükleri yenerek nasıl mucizeye dönüştüğünün filmini göreceksiniz. Bu filmde oynamaktan mutluyum. Mahsun'u ve şahsında bütün arkadaşları tebrik ederim. Çok güzel bir film sizi bekliyor." ifadelerini kullandı.
Oyuncu Fikret Kuşkan, yapımda ellerinden geleni yaptıklarını söyleyerek, "Umarım çok başarılı bir çalışma olmuştur. Ben montajda ve kurguda bulunmayı tercih eden bir insan değilim. Yönetmenin yatak odasıdır orası. İzinsiz girilmez. Dolayısıyla basın toplantılarına ve basın gösterimlerine de katılmam. Herkes gibi ben de gider galada izlerim filmi. Ama bütün çekim boyunca gördüğüm şudur ki, çok sağlam, çok özel ve hikayesi, anlatımı ve biçimiyle, bütün arkadaşlarımla gurur duyabileceğim bir eser ortaya çıkardığımızı düşünüyorum. Sinematografisinin de güçlü olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
- "Saf sevgi, aşk ve direnme hikayesi"
Filmde "Mızgin" karakterini canlandıran Damla Biran Yılmaz ise "Sadece benim için değil, bu ekip için ve bence toplumumuz için de çok özel bir film oldu. Çok güçlü bir kadın hikayesi ortaya çıkardık, yönetmenimizle. Mahsun Hocamız sağ olsun. Ben sizleri Aziz ve Mızgin'in mucizelerle dolu hayatına davet ediyorum. Umarım siz de bu mucizelere tanık olursunuz." dedi.
Şenay Gürler de Mahsun ile çalışmaktan çok mutlu olduğunu dile getirerek, "Aynı zamanda öyle güzel bir ekip vardı ki. O yerinden yurdundan apayrı, bambaşka bir yerde kalıyor ve her gün sete gidiyorsun. Gerçekten böyle bir ekip ruhuyla çalıştığımız için çok mutluyum. Film bir kadın hikayesi, bir engelli hikayesi. İnat etme hikayesi. Erdal Bey'in dediği gibi, saf sevgi, aşk ve direnme hikayesi. Çocuklarınızla bu filme gelin ve izleyin." diye konuştu.
Engelli bir bireyin hikayesini ele almasının yanında down sendromlu çocukların da rol aldığı filmin engelli bireylere karşı farkındalığı arttıracağını ifade eden Gürler, "Empati kurmayı bilmek gerekiyor. Herkesin aynı şekilde bir engelli bireyin annesi, babası ya da akrabası olabileceğini bilmeleri gerekiyor. Çünkü herkes böyle bir potansiyel taşıyor." ifadelerini kullandı.
Ali Sürmeli de 6 Aralık'ta filmi izlemeye davet ederek, "Güzel bir film yaptığımıza inanıyorum. Kavgasız, gürültüsüz, sevgiyle çalıştık. Gözünüz aydın olacak. Mutlulukla ilgili bir film. Aşk, sevgi filmi." dedi.
- "Özellikle çocuklar izlesin"
Oyuncu Deniz Oral, Kırmızıgül ile çalıştığı için oyuncu olarak kendini şanslı hissettiğini belirterek, "Kült bir film. Özellikle çocukların izlemesini istiyorum. Çocuklarımız çok çabuk her şeyi yakabilir, kırabilir. Burada engellilere nasıl davranacağını öğrenecek çocuklar." dedi.
Oyuncu Levent Sülün, mucizelerin kalpte başladığına işaret ederek, "Yeter ki burayı (kalbinizi) açın. İnsanlara bir şeyler yapabildiğinizi gösterin. Aziz'in en büyük şansı öğretmeniydi. Eğer öğretmeni gerçekten bir mucize yapmasaydı Aziz bu noktaya gelebilir miydi? İkinci büyük şansı da eşi Mızgin'di. Mızgin ve öğretmeninin mucizeleriyle hayata tutundu." diye konuştu.
Suna Selen, Mahsun Kırmızıgül ile yeniden çalıştığı için mutlu olduğunu söyleyerek, "Hakikaten çok iyi bir çalışma yaptık hep birlikte. Çocukların da gelmesini muhakkak isterim. Çünkü benim gözümde bu ciddi bir sosyal sorumluluk projesi. Herkesin bunu görmesi lazım." ifadesini kullandı.
Sinan Çalışkanoğlu ise filmin senaryosunu kendisine anlatırken Kırmızgül'ün ağladığına dikkati çekerek, "Ben de o kadar inanan bir insan gördüm ki. Onun inancının içerisine girmemek imkansız. İkna etmekle ilgili gerçekten şeytan tüyü olan bir insan." değerlendirmesini yaptı.
Boyut Film/Murat Tokat’ın yapımcılığında çekilen film, Doğu'nun bir dağ köyünde yaşayan engelli Aziz ile görücü usulü evlenen Mızgin'in dramını ve yaşama tutunma hikayesini anlatıyor. Aziz ve Mızgin, film boyunca hayata tutunmayı, çalışmayı ve dostluğun önemini öğreniyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com