ANKARA (AA) - Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, NATO Savunma Bakanları Toplantısı'nın ardından Türkiye'nin NATO Daimi TemsilciliÄŸi'nde gazetecilerle bir araya geldi, soruları yanıtlayıp açıklamalarda bulundu.
Terörle mücadelenin kararlılıkla devam ettiÄŸini, hedeflerinde sadece teröristlerin olduÄŸunu dile getiren Akar, "Bizim hedefimiz sadece ve sadece teröristler var. Kürtler bizim kardeÅŸimiz. Hiçbir ayrımız gayrımız yok." diye konuÅŸtu.
Özellikle batı medyasında yer alan yalan haberlere, dezenformasyona dikkati çeken Akar, "Batı medyasında biz 'PKK/YPG' dediÄŸimiz zaman, 'teröristler' dediÄŸimiz zaman 'Türkler Kürtlere operasyon yapacaklar' diyorlar. Böyle bir ÅŸey söz konusu deÄŸil. Biz girdik Tel Abyad'a, Rasulayn'a girdik. Orada Araplar var, Kürtler, Aramiler, Süryaniler var. Birçok etnik gruptan insan var. Hiçbirine karşı problemimiz yok. Onların hepsinin canı, malı bizim garantimiz, teminatımız altında. Onların korunması, kollanması bizim için onur meselesi, bunun herkes tarafından bilinmesi lazım." ifadelerini kullandı.
"Bütün kurallara uyuldu"Terör örgütü PKK/YPG'nin zulmünden kaçan binlerce insanın topraklarını, evlerini terk etmek zorunda kaldığını anımsatan Akar, ÅŸunları söyledi:
"Bu bölgelerde binlerce insan çeÅŸitli yerlere gitti. Bunların 300 bini Irak'a gitti, 400 bin Kürt kardeÅŸimiz de Türkiye'ye geldi. Güvenli Bölge meselesi hallolduÄŸu zaman bu kardeÅŸlerimizden de kendi topraklarına, evlerine dönecekler. PKK/YPG oradaki yerel halka çok büyük zulmetti. Yaklaşık 1,5 milyon Kürt kardeÅŸimiz evlerinden, yerlerinden oldu. Oradaki diÄŸer grupların, halkın dillerine dahi karıştılar. Yasaklar koydular, çocukları zorla silah altına almaya çalıştılar, haraç almaya kalktılar. Dolayısıyla her türlü baskı, zulüm yapıldı. Bunun için biz oraya kolaylıkla girdik. Yani Tel Abyad'a Rsulayn'a kolaylıkla girdik, çünkü oradaki insanlar gerçekten TSK unsurlarını kucakladılar ve onları bağırlarına bastılar."
DiÄŸer harekatlarda olduÄŸu gibi Barış Pınarı Harekatı'nda da bütün uluslararası hukuka, kurallara adım adım uyduklarını vurgulayan Akar, "Çok açık ve son derece ÅŸeffaf bir operasyon uygulandı." dedi.
Güvenli Bölge tesisine yönelik ABD ile yapılan görüÅŸmeleri anımsatan Akar, "Birçok konuda mutabık kalmamıza raÄŸmen nihai noktada mutabakat saÄŸlanamadı. Gördük ki her geçen gün karşımızdaki bize tehdit olan YPG'li teröristler güçlenmekteydi. Bunu engellememiz, buna karşı tedbir almamız lazımdı." diye konuÅŸtu.
Barış Pınarı Harekatı'nın CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın direktifleri doÄŸrultusunda 9 Ekim'de baÅŸladığı anımsatan Akar, ÅŸu açıklamalarda bulundu:
"17 Ekim'de ABD'lilerle yaptığımız görüÅŸme sonrasında duraklama oldu, 'Biz bunları çıkaracağız.' dediler. 22 Ekim'de bize 'çıkardıklarını' söylediler, yazılı-sözlü bir ÅŸekilde bunu beyan ettiler. Biz de kendilerine harekatın bu aÅŸamada beklemede olduÄŸunu, durdurulduÄŸunu söyledik. Dolayısıyla biz hakikaten uluslararası kurallara, müttefiklik ruhuna, ittifak içindeki rolümüze uygun, sorumluluklarımızla ilgili yapabileceÄŸimizin hepsini yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Bundan kimsenin ÅŸüphesi olmasın. Terörle, teröristle mücadele konusunda bizim yalnız bırakıldığımızı söylemek yanlış olmayacak."
"Hiçbir ÅŸekilde kabul etmiyoruz"Türkiye'nin uluslararası hukuktan, sözleÅŸmelerden kaynaklanan haklarını, meÅŸru müdafaa hakkını kullandığını dile getiren Akar, ÅŸunları kaydetti:
"Birtakım ifadeler kullanılıyor, iddialar çıkıyor basında, 'etnik temizlik...' Biz bunu hiçbir ÅŸekilde kabul etmiyoruz. Bizde böyle bir ÅŸey yok. Etnik temizlik bu kadar kolay kullanılacak bir laf deÄŸil. Gerçekle tamamen uzak, gerçekle hiç alakası olmayan bir ÅŸekilde bunların konuÅŸulması, yazılması çizilmesi gerçekten hiçbir ÅŸekilde ahlaki deÄŸil. Gerçeklerle hiç alakası olmayan tamamen yalan, iftira bir iddiadır bu. Böyle bir ÅŸey yok. Arazi orada, alan orada, her ÅŸey açık. Kim gelmek istiyorsa gelsinler götürelim, bakalım inceleyelim orada böyle bir ÅŸey var mı? Kimyasal silah kullanılmış mı, bakalım. Bazı kavramlar, çok ağır kavramlar çok enteresan ÅŸekilde kolaylıkla kullanılmakta, bu hiç uygun deÄŸil. Bizim buradaki yaptığımız çalışma ülkemizin, milletimizin, aynı zamanda oradaki Suriyeli kardeÅŸlerimizin hak ve menfaatinin korunması için."
DiÄŸer harekatlarda olduÄŸu gibi Barış Pınarı Harekatı'nda da baÅŸta kuvvet kullanımı olmak üzere harekatın tüm boyutlarında uluslararası çatışma hukuku baÅŸta olmak üzere, insani hukuk, uluslararası hukuka tamamen riayet edildiÄŸini vurgulayan Akar, "Bugün ortaya çıkan bir devlet deÄŸiliz, binlerce yıllık bizim tarihimiz var binlerce yıllık tarihimizden gelen milli, manevi, mesleki deÄŸerlerimiz var. Tamamen bunlarla alakalı yapmamız gereken nelerse bunlar bizim boynumuza borç, bunlar bizim sorumluluÄŸumuz. Bunlara göre bütün çalışmalarımızı yaptık, yapmaya devam ediyoruz." dedi.
Anadolu Ajansına teÅŸekkürBarış Pınarı Harekatı sırasındaki ortaya atılan asılsız iddialara, dezenformasyonlara dikkati çeken Akar, yalan fotoÄŸrafların tespit edilerek doÄŸruların anlatıldığı haberlerinden dolayı Anadolu Ajansına (AA) teÅŸekkür etti.
Sadece masum insanlara karşı deÄŸil çevreye, tarihi, dini yapılara karşı da gerek harekatın planlamasında gerekse icrasında hiçbir ülkenin göstermediÄŸi hassasiyeti gösterdiklerini vurgulayan Akar, "Bizim için çevre, masum insanlar, dini yapılar, tarihi yapılar dokunulmazdır. Harekatın gecikmesi pahasına, arkadaÅŸlarımıza bazı güçlükler getirmesi pahasına bu konuda ilkeli davranmaya devam ediyoruz." ifadesini kullandı.
"Süre 29 Ekim saat 18.00’de bitiyor"Hem Tel Abyad'da hem Rasulayn'da insani yardım faaliyetlerinin, saÄŸlık yardımlarının yoÄŸun bir ÅŸekilde baÅŸladığına iÅŸaret eden Akar, "Oradaki Suriyeli kardeÅŸlerimizin ihtiyacı ne ise bunları en iyi ÅŸekilde yerine getirmek için gayret gösteriyoruz." diye konuÅŸtu.
Tel Abyad ve Rasulayn'ın doÄŸusu ve batısındaki terör hedeflerine yönelik Soçi'de saÄŸlanan mutabakatı hatırlatan Akar, "30 kilometre güneye doÄŸru, oradaki teröristleri, YPG'yi çıkaracaklar. Saat konusunda da Ruslarla anlaÅŸtık, 150 saat dedik. 29 Ekim saat 18.00'de bitiyor. O zamana kadar olayları yakinen takip ediyoruz. Ondan sonraki durumu tekrar deÄŸerlendirip gereÄŸini yapacağız." dedi.
Soçi'deki mutabakatla ilgili sahadaki uygulamanın sorulması üzerine de "Gayet normal, planlandığı gibi gidiyor." karşılığını verdi. Akar, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
"Biz ülkemizin güneyinde hudutlarımızın ve halkımızın güvenliÄŸi, bakımından, savunması bakımından hiçbir ÅŸekilde bir terör koridoruna izin vermeyeceÄŸiz. Bunun için gereken ne ise bugüne kadar yaptık bundan sonra yapmaya devam edeceÄŸiz. En baÅŸlangıçtan beri söylüyoruz ülkemize içeriden ve dışarıdan etki eden en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar bu mücadele devam edecek. Ä°nÅŸallah milletimizi halkımızı asil milletimizi bu terör belasından kurtaracağız."
Almanya'nın "Güvenli Bölge" teklifiGüvenli Bölge'ye yönelik Almanya'dan gelen teklife de deÄŸinen Akar, ÅŸunları söyledi:
"Sayın Bakan ile bir görüÅŸmemiz oldu. Bu konuda sayın Bakan'a teferruatlı bir ÅŸekilde bu konu ortaya getirilirse biz bunları bu kapsamda deÄŸerlendireceÄŸimizi, çalışacağımızı ifade ettik. Başından beri sayın CumhurbaÅŸkanımız bunu BM baÅŸta olmak üzere birçok vesileyle gündeme getirdiler. Güvenli Bölge ile ilgili gerek güvenlik gerekse buranın ihyası, yeniden yapılanması konusunda bütün liderlerle konuÅŸmalarında sayın CumhurbaÅŸkanımız onları davet ettiler. Bu konu konuÅŸulabilecek bir konu, konuÅŸulabilir. Gelsinler, önce teklifi tam olarak anlayalım, nedir, ne deÄŸildir. Bu teklifle birlikte sayın CumhurbaÅŸkanımızın liderliÄŸinde yaptığımız çalışma ile uyumu, birleÅŸtirilmesi konusunda da faaliyetlerimizi sürdürebilir, deÄŸerlendirmemizi tamamlayabiliriz."
Bir tarafta Barış Pınarı'ndaki faaliyetlerin devam ettiÄŸini, diÄŸer tarafta ABD ve Rusya ile mutabakatların olduÄŸunu, Irak'ın kuzeyinde terörle mücadelenin sürdüÄŸünü aktaran Akar, "Bu çalışmaların yanı sıra Ä°spanya'nın ülkemizde görev yapmakta olan Patriot bataryasının süresini bir yıl daha uzatmasını da biz memnuniyetle karşıladık." dedi.
'Bizim tavrımız çok açık ve net'NATO Savunma Bakanları Toplantısı kapsamında, genel oturumların yanı sıra aralarında ABD, Almanya, Ä°ngiltere, Fransa ve Yunanistan olmak üzere ikili görüÅŸmeler de gerçekleÅŸtirdiÄŸini anlatan Akar, "Kendi tezlerimizi anlattık, onların görüÅŸlerini dinledik, bazı muÄŸlak kalan alanlarını aydınlatmaya çalıştık. Bizim tavrımız çok açık ve net. Bazı muhataplarımızın aklında bazı düÅŸünceler farklı olarak geliÅŸmiÅŸ. Bunların düzeltilmesi için elimizden gelen gayreti gösterdik. Epey mesafe katettiÄŸimizi deÄŸerlendiriyorum." diye konuÅŸtu.
Akar, Türkiye'nin sınırlarının bir anlamda NATO'nun da sınırlarını ifade ettiÄŸini belirterek, "Bizim yaptığımız, sadece kendi ülkemizi deÄŸil NATO'nun sınırlarını da koruyoruz. Biz orada teröristleri durdurmazsak, bunun yansıması çok açık ve net ÅŸekilde görülür. Bunu önlemeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Muhataplarına, 17 Ekim'de ABD, 22 Ekim'de ise Rusya ile yapılan mutabakatlara iliÅŸkin bilgi verdiÄŸini aktaran Akar, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman ve fedakar evlatlarının, MehmetçiÄŸin çalışmasıyla Barış Pınarı Harekatı baÅŸarıyla baÅŸladı ve geliÅŸti." dedi.
Akar, baÅŸta el yapımı patlayıcılar olmak üzere bölgenin güvenli hale gelmesi için yoÄŸun çalışmalar yürütüldüÄŸünü belirterek, "Bir an önce bölge güvenli hale gelsin ki herkes evine, topraklarına güvenle ve gönüllük esasına göre dönebilsin. Bu manada TSK'ya düÅŸen görev tamamlanmış bulunuyor büyük ölçüde. Oradaki teröristler etkisiz hale getirildi. Bir kısmı da bölgeyi terk etti." açıklamasında bulundu.
"Türkiye NATO'nun merkezinde"Türkiye'ye yönelik bazı ithamların bulunduÄŸunu, "Türkiye nereye gidiyor?" gibi söylemlerin olduÄŸunu anımsatan Akar, "Türkiye durduÄŸu yerde duyuyor. Biz NATO'nun merkezindeyiz." diye konuÅŸtu.
Akar, Türkiye'nin NATO'yla ilgili çalışmalarını ve sorumluluklarını, gerek operasyonlar gerekse tatbikatlar baÄŸlamında eksiksiz yerine getirmeye devam ettiÄŸini vurguladı.
Türkiye'nin tüm faaliyetlerinde hukuki, insani, ekonomik, manevi ve demografik boyutları ayrıntılı bir ÅŸekilde çalıştığına iÅŸaret eden Akar, "Herhangi bir ÅŸekilde insan haklarının ihlali, kimyasal silah gibi insanlık dışı uygulamaların yapılması asla söz konusu deÄŸil. Burada çok ciddi dezenformasyon var." uyarısında bulundu.
İnsan hakları ihlali iddialarını "kabul edilemez" olarak nitelendiren Akar, bunun "ne izi ne de emaresi" bulunduğunu ifade etti.
Akar, benzer bir dezenformasyon sürecinin Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı dönemlerinde de yürütüldüÄŸünü anımsatarak, "Bu yalan haberlerin arkasından hiçbir ÅŸey çıkmadı. Bu da, bu iddiaların yanlış olduÄŸunun baÅŸka bir ispatı." diye konuÅŸtu.
Etnik ve dini kökene göre ayrımcılığın Türkiye'nin tarihinde ve kültüründe olmadığını belirten Akar, "Tek hedefimiz teröristler. Bizim orada herhangi bir etnik, dini ya da mezhepsel grubu hedef almamız söz konusu deÄŸil. Bu da bizim deÄŸerler sistemimiz bakımından söz konusu olmayan bir husus." açıklamasını yaptı.
"Gerekli katkıyı göremedik"Fırat'ın doÄŸusunda sadece terör örgütü PKK/YPG'nin deÄŸil, DEAÅž'ın da tehdit olduÄŸunu dile getirdiÄŸini hatırlatan Akar, Türkiye'nin 3 bin DEAÅž'lıyı etkisiz hale getirdiÄŸini ve Uluslararası DEAÅž Karşıtı Koalisyona da önemli katkılar saÄŸladığını söyledi.
Akar, "2011'den beri, Suriye'de sıkıntılar baÅŸladığından itibaren, biz dostlarımızla, müttefiklerimizle beraber bu konuda hareket etmeyi önerdik, teklif ettik. Fakat maalesef muhataplarımızdan gerekli giriÅŸimleri ve katkıyı göremedik. Biz burada da, aynı ÅŸekilde tek başına bir ÅŸeyler yapmak peÅŸinde deÄŸiliz." diye konuÅŸtu.
Türkiye’nin temel amacının, hudutları ve halkının güvenliÄŸini korumak olduÄŸuna dikkati çeken Akar, "Ülkemize, halkımıza karşı ciddi terör tehdidi var. DEAÅž'tan, PKK/YPG'den var. Bunların önlenmesini istiyoruz. Bunu tabii ki müttefiklerimizle beraber yapmak istiyoruz. Ama gerekli reaksiyon olmadığı takdirde de bizim beklemeye tahammülümüz yok." vurgusunda bulundu.
Yaklaşık 1 haftalık bir süreç içinde Türkiye topraklarına binden fazla havan ve roket mermisi düÅŸtüÄŸüne, aralarında 9 aylık bir bebeÄŸin de bulunduÄŸu sivil halkın hayatını kaybettiÄŸine dikkati çeken Akar, buna tahammül etmelerinin mümkün olmadığını, Silahlı Kuvvetlerin tedbir alma mecburiyeti bulunduÄŸunu anlattı.
Akar, CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın BirleÅŸmiÅŸ Milletler Genel Kurulu'nda anlattığı gibi, Türkiye'nin, uluslararası topluma güvenli bölgeyi birlikte kurmayı teklif ettiÄŸini anımsatarak, "Ä°nsanların güvenle ve gönüllülük esasına göre topraklarına, evlerine dönmelerini saÄŸlayalım. Bir taraftan güvenlik saÄŸlayalım, bir taraftan da onların refahını saÄŸlayalım." çaÄŸrısını yaptı.
"DiÄŸer ülkeler ne yapıyorsa biz fazlasını yaparız"Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Akar, "YPG ile PKK'nın aynı olduÄŸu konusunda yabancı devletler mi ikna olmak istemiyor?" sorusu üzerine, "PKK/YPG meselesi çok açık. Teröristler, Irak'ın kuzeyinde PKK adı altında yer alıyor, aynı kiÅŸi Suriye'ye geçtiÄŸi zaman YPG oluyor. Dünya kamuoyunu bir ÅŸekilde manipüle etmek için bu oyunları oynuyorlar. Mantıklı bakıldığında olay ortada. Avrupalılardan, ABD'lilerden PKK'nın YPG olduÄŸunu söyleyen yüzlerce kiÅŸi var." diye konuÅŸtu.
Terör örgütü elebaÅŸlarından birinin ABD tarafından davet edildiÄŸi belirtilerek, bu konudaki rahatsızlıkların ABD'li makamlara iletilip iletilmediÄŸi sorulan Akar, "Bunlar başından beri söyleniyor, en üst düzeyde bizzat Sayın CumhurbaÅŸkanımız tarafından söylendi." ifadesini kullandı.
Güvenli Bölge'nin dışındaki alanlarda DEAÅž'lı teröristlerin olduÄŸu hapishaneler hatırlatılarak deÄŸerlendirmesi sorulan Akar, ÅŸu yanıtı verdi:
"Operasyon sırasında ve öncesinde ABD'li müttefiklerimizden aldığımız bilgi, 14 hapishanede takriben 2 bin DEAÅž'lı olduÄŸu söylendi. Bunu telefonda da Sayın Trump, Sayın CumhurbaÅŸkanımıza söyledi. Biz dedik, tamam bunlarla ilgili yapmamız gereken ne varsa her türlü mücadeleyi yaparız. EÄŸer alanda varsa onunla da mücadele ederiz, daha önce Fırat Kalkanı Harekatı'nda yaptığımız gibi. DEAÅž ile mücadelede hiçbir tahdit yok. DiÄŸer ülkeler ne yapıyorsa biz fazlasını yaparız dedik. Operasyon baÅŸladı, bizim bölgemizde bir tek hapishane vardı, Tel Abyad'da. Bir an önce oraya giderek oranın kontrol altına alınmasına yönelik emir verdik. ArkadaÅŸlarımız oraya gittiÄŸinde hapishane boÅŸtu, boÅŸaltılmıştı. Bunlar ABD'lilerin beraber çalıştıkları, 'DEAÅž ile mücadelede beraberiz' dedikleri YPG'liler. Bu YPG'lilerin yaptığını bir baÅŸkası yapsaydı, hapishaneyi boÅŸaltsa, oradakileri kaçırsaydı durum ne olurdu? DüÅŸünün."
Türkiye'nin, terör örgütü DEAÅž ile mücadelesine dikkati çeken, 3 bin civarında DEAÅž'lıyı etkisiz hale getirdiÄŸini hatırlatan Akar, "Åžu anda da gerektiÄŸinde bunlarla mücadeleye hazır olduÄŸumuzu her zaman beyan ediyoruz." dedi.