Ankara
Rıza, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, bazı basın yayın kuruluşlarının "araştırmadan" yaptığı haberden ötürü halk nezdinde zor duruma düştüğünü belirtti.
Kazadan 15-20 dakika sonra olay yerine gelen savcıya ifade verdiğini vurgulayan Rıza, "Bir sonraki günde verdiğim resmi ifadem de birebir aynıdır. Eğer aksi bir durum varsa sayın savcımızı sizlerin huzurunda görevini yapmaya davet ediyorum." ifadelerini kullandı. Rıza, açıklamasında olayı şu şekilde anlattı:
"Arkadaşımın düğününe katılmak için gitmiş olduğum memleketimde ailemi ziyaret etmek için arkadaşlarımla köyüme gittim. 3-4 saat köyde kaldıktan sonra ailemin yanından ayrılarak güreşçi olarak yetiştiğim Güreş Eğitim Merkezi'ne doğru gitmek için yola çıktım. Acele edilecek bir durum yoktu. Kurallara uyarak Yozgat'a doğru 60-70 kilometre hızla anayolda seyir halindeydim. Çok karanlık bir yoldu ve acelemiz de yoktu. Yozgatlı hemşerilerim de bilirler ki o yol asfaltın da siyah olmasından dolayı zifiri karanlık. Ben sol şeritte ilerlerken merhum şahıs Çalatlı köyü Yozgat tarafı çıkışında bulunan Coşkunlar Fabrikası önünde birden önümüze çıkıvermiştir. Şahsı görmemle direksiyonu sola kırmam 1 saniyelik olaydı ki sol şeritte olmama rağmen bu olay gerçekleşmiştir. Merhum şahıs benim sağ çamurluğuma çarpmıştır. Biz ne olduğunu anlayamadan aniden gelişti her şey."
"Şahsı tırın önünden çekmeyi düşündüm ama zaman olarak yetişmem imkansızdı"
Hemen arabayı kenara çekerek park ettiğini belirten Rıza, şunları kaydetti:
"Şahsı derhal hastaneye yetiştirmek düşüncesiyle hızla arabadan inip olay yerine doğru yürümeye başladık. Dediğim gibi çok karanlık bir yol olması ve şahsın siyah kıyafetli olmasından dolayı görmekte zorlandık. Telefonlarımızın flaşlarını açtık. Tam o sırada arkadan gelen tırın ışığıyla şahsı fark ettik. Oturur ve kolunu tutar vaziyetteydi. O an merhum şahıs da tırın kendisine geldiğini görünce elini kaldırdı durması için. Biz de hemen kendi can güvenliğimizi düşünmeden yola atladık. Şoförü durdurabilmek için kollarımızı kaldırdık, bağırdık. Şahsı tırın önünden çekmeyi düşündüm ama zaman olarak yetişmem imkansızdı. Maalesef tır, merhum şahsı altına alınca durabildi. Zaten fabrikadaki görgü şahitleri de merhumun oturur vaziyette kolunu tuttuğunu ve iyi olduğunu tırın durması için elini kaldırdığını ve bizim uğraşımızı görmüş, karakoldaki beyanlarında belirtmişlerdir. Burada tır şoförünün de yapabileceği bir şey yoktu. Onu suçlamak gibi olmasın. Dediğim gibi şahsın kıyafetleri ve asfalt simsiyahtı. Hiçbir ışık yoktu ve bu durumlar görüş mesafesini kısıtlıyordu. Hemen merhum şahsa yardıma koştuk tır şoförüne aracını geri almasını söyledik. O da 1-2 metre tırı geri aldı. Merhum şahısın hayatını kaybetmişti."
Rıza Kayaalp, daha sonra olay yerine sağlık ekipleri, jandarma, polis ve savcının geldiğini ifade ederek, "Olayın araştırılması, görgü tanıklarının dinlenmesi, sonrası bilirkişi raporlarında hızımın kurallara uygun olduğu, yolun ışıksız olması, şahsın kıyafetlerinin siyah olması, yaya geçidinin olmaması, 150 metre ilerde alt geçidin olması göz önünde bulundurularak yüzde yüz merhum yayanın suçlu olduğu anlaşılmıştır." açıklamasını yaptı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com