Eski MHP Ankara Milletvekili Şevket Bülend Yahnici, 1 Kasım seçimlerinde hezimete uğrayan MHP’yi "cenaze çıkmış ölü evine" benzeterek, MHP Lideri Devlet Bahçeli ve yönetimini özeleştiri yapmamakla suçladı.
21. Dönem MHP Ankara Milletvekili ve Bahçeli’nin eski dava arkadaşı Yahnici, yazılı açıklamasında 1 Kasım seçimleri üzerinden MHP yönetimini sert bir dille eleştirdi. MHP Lideri Bahçeli’yi "iktidarı AK Parti’ye sunmak" ile suçlayan Yahnici, "Milliyetçi Hareket" camiasının 1 Kasım’da başının öne düştüğünü belirtti.
1960’lı yıllardan beri gönül verdiği, her seviye ve ortamda görev aldığı MHP’nin 1 Kasım seçimlerinden oy ve sandalye kaybıyla çıktığını hatırlatan Yahnici, "Gün itibariyle milliyetçi camia, cenaze çıkmış ölü evi gibidir" dedi.
Yahnici, 2002’de ülkeyi seçim macerasına sürükleyen irade ile bugün 7 Haziran’dan 1 Kasım seçimine sürükleyen iradenin aynı kafa yapısı olduğunu vurgulayarak, 3 Kasım 2002’de AK Parti’ye tepsi içinde iktidar sunan iradenin, 1 Kasım 2015 tarihinde de yine AK Parti’ye tek başına iktidar kapısı açtığını ve iktidarı sunduğunu savundu.
2002 yılında yüzde 18’den yüzde 8’e düşen MHP oylarının AK Parti iktidarına zemin hazırladığını belirten Yahnici, MHP’nin aynı şekilde 1 Kasım’da 4.4 puan ve iki milyona yakın kayıp oyu AK Parti’ye sunarak tek başına iktidarı sunduğuna dikkat çekti.
"MHP’NİN OLMAZLARI AK PARTİ’Yİ İKTİDAR YAPTI"
Siyaseti, "Ol’ dediğini oldurabilme, ’olmaz’ değini oldurmama sanatı" olarak tanımlayan Yahnici, "Yönetimleri altında MHP neye ’ol’ dediğini oldurmuş, neye ’olmaz’ demiş oldurmamıştır. Ama öte yandan ’olmaz’ dedikleriyle hep AK Parti’ye yol açmıştır" dedi.
Yahnici ayrıca, 2002 ve 2015 yılındaki tek başına AK Parti iktidarından 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesi, Meclis Başkanlığı’na İsmet Yılmaz’ın seçilmesini, "MHP olmazları"na bağladı.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin 1 Kasım akşamı yaptığı yazılı açıklamada kullandığı, "Türkiye’nin içinde bulunduğu hazin tablo" ifadesine dikkat çeken Yahnici, "Anlaşılıyor ki MHP yöneticileri hala MHP’nin içinde bulunduğu hazin tablonun farkında değiller. 2 milyona yakın, yüzde 4.5’i bulan seçmeninizi kaçırtacaksınız ama halinizin farkında olmayacaksınız" dedi.
"BAŞARISIZLIK BU KADAR KOLAY BAHANE BULUNARAK GEÇİŞTİRİLEMEZDİ"
Bahçeli’yi "dünyayı ve Türkiye’yi okuyamamak", "etrafta olup biteni görememek" ile suçlayan Yahnici, "Gördüğünüzü anlamayacaksınız, algılayamayacaksınız. Sonra da yenilgiyi algı operasyonları ile izaha kalkacaksınız. Parti yöneticilerinin ’algı operasyonu ile Türklüğün geri düşürülmesi’ yollu açıklamasından dolayı başarısızlık ve beceriksizliğe nasıl bir kılıf hazırlandığı anlaşılmıştır" dedi.
Yahnici, olup biteni anlayamayan ve algılayamayan bir siyasi hareketin, tespit, teşhis, analiz ve üretim kabiliyetinin de olamayacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"O zaman ürettiklerinizi ve başarılarınızı değil tükettiklerinizi ve başarısızlığı paylaşırsınız. Netice budur. Okuyamayanların, anlayamayanların, anlatacakları bir şey olamaz. Siyaset anlatma sanatıdır. Ama önce kendiniz anlayabilmelisiniz. Siyaset, aynı zamanda kendisi ile ilgili muhasebe yapabilme sanatıdır. 1 Kasım akşamı yapılan açıklama böyle bir muhasebenin yine yapılmayacağını göstermektedir. Yazık. Yenilginin adresi, ’algı operasyonları’ ve ’kurulan tuzaklar’mış. Yazık. Gönül verdikleri siyasi hareketin düşürüldüğü halden utanan, başı önüne düşmüş insanların karşısına çıkıp ’kadrolarımızla dimdik ayaktayız’ diyebilmek bu işleri ve insanları hafife almaktır, insanlarla alay etmektir, cüretkar bir tavırdır. Sandıkların açıldığı saatlerden bu tarafa televizyonlarda ve sokakta yapılan konuşmalardan, sarf edilen sözlerden, gazetelerdeki alaycı yazılardan Milliyetçi Hareket Partililer elem ve üzüntü içindedir. Genel Merkez’in, bu hüzne bile ortaklık etmeyeceği anlaşılmıştır. Becerisizlik ve başarısızlık bu kadar kolay bahane bulunarak geçiştirilemezdi. 1997’den beri 18 senedir yönettiğiniz bir siyasi partinin on sekiz günlük (!) ’algı operasyonu’ ile çözülebilmesi bile affedilebilir değildir. Nerede sizin 18 yıllık algınız."
"MHP’DE 18 YILLIK GELENEK ÇİĞNENDİ"
Oğuz Kağan, Bilge Kağan, Mete Han, Cengiz Han gibi bozkır geleneğinin büyük devlet adamlarının otağlarından eksik etmediği Türk geleneğinin "Meşveret Meclisi" olduğunu belirten Yahnici, Türk milletinin İslamiyeti kabul ettikten sonra değişmez öğelerinden birinin de "istişare müessesesi" olduğunu vurguladı.
Yahnici, "18 yıllık bu geleneğin MHP’de çiğnendiğini" savunarak, "keyfiliğe, şahsa ve şahsın anlık hezeyanlarına dayalı olarak şekillenen yönetim tarzı" benimsendiğini belirtti.
"Yanlışlara ses çıkarmayan, keyfilikleri, zilleti kabullenerek, beceriksizliği ve başarısızlığı paylaşmaya talip ’yol arkadaşları’ ve ’yöneticiler’ de işin tuzu biberidir" diyen Yahnici, "Gelinen nokta budur. Dedikodunun, fitnenin, birbirinin kuyusunu kazmanın, işine gelmeyeni ve lafını beğenmediğini ’ajan’ deyip ihraç etmenin, birbirini sevmemenin, dışlamanın esas hale getirildiği anlayış Milliyetçi Hareket Partisi’nin kaderi olmamalıydı. Birbirlerine karşı sevgi yerine, şüphe ve güvensizlik ile yaklaşan insanlar topluluğuna dönüştürülen camia, nasıl olup da halka hizmet verebilecektir. Birbirlerini saymadıkları ve sevgi duymadıkları dışarıdan çıplak göz ile anlaşılan camianın hep birlikte ’milleti sevme’ lüksü olabilir mi? Hal budur" ifadelerini kullandı.
"MİLLİYETÇİ HAREKET, LİDERLİK ETMEDE BÜYÜK BOŞLUK YAŞIYOR"
MHP yönetimini sert bir dille eleştiren Yahnici, "Seçim kampanyanızı ürettiğiniz ve üreteceğiniz fikir ve projeler üzerine değil de çıktığınız bütün televizyon kanallarında ’Dedi, demedi, dedim, demedim, demediler...’ gibi basitlikler üzerine kurarsanız, netice maalesef böyle olur" şeklinde konuştu.
Parti yönetici ve sözcülerinin halka bir şey anlatabilmesinin ilk şartı olarak önce konuşulacak olan konuyu kendilerinin anlamasından geçtiğini belirten Yahnici, şunları kaydetti:
"Milliyetçi Hareket’in fikrini temsilde, inançlarını ifadede, hareketin duygu ve düşüncelerine tercüman olmada velhasıl bütün bunlara bağlı olarak ’liderlik etmede’ çok büyük boşluk yaşadığı gerçektir. Demir dağı eriten iradenin yerinde yeller esmektedir. Bugün Milliyetçi Hareket tarihi bir dönemeçtedir. Milliyetçi Hareket camiası, bu kadar ezilmeyi ve itibar kaybını hak etmemiştir. Yanlışlarda ısrarı devam ettirecek bir yol tercihi Milliyetçi Hareket’in siyasi tarihimizde telafisi zor bir noktaya gelmesine sebep olabilir."
"BAHÇELİ’NİN NEFS MUHASEBESİNE İHTİYACI VAR"
Yahnici, MHP’nin "her seçimde baraj korkusu ve endişesi ile yaşayan bir parti olmaktan kurtarılamadığını" savunarak, "3 Kasım 2002’de dışarıya giden yüzde 10 oyu, 1 Kasım 2015’de kaybedilen yüzde 4,5 oyu dikkate alacak olursak, MHP bugün itibariyle ’alabildiği oy, alamadığı oydan eksik kalmış bir parti’ konumuna gelmiştir. MHP yüzde 25-30’ları hedefleyerek siyaset yapması gerekirken, ne acıdır ki, var oluşunun hesaplarını yapmak durumuna düşürülmüştür" dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli ve yönetimi başta olmak üzere bütün, "Milliyetçi Hareket" camiasının Necip Fazıl Kısakürek’in deyimiyle "nefs muhasebesi" yaparak ferasetli davranmaya ihtiyacı olduğunu vurgulayan Yahnici, "Bu sözlerim, siyasi davranış gayreti, muhalefet yapma isteği veya herhangi bir kişisel beklentinin ifadesi değildir. Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nden bu tarafa, çizgi, tavır ve parti değiştirmeden içinde bulunduğum siyasi hareketin yol ayrımındaki tarihine bir not düşme gayreti ve gereğidir. Türk milliyetçisi olarak, bu sözleri ifade etmeyi zaruret görmekteyim" ifadelerini kullandı.
(İHA)
21. Dönem MHP Ankara Milletvekili ve Bahçeli’nin eski dava arkadaşı Yahnici, yazılı açıklamasında 1 Kasım seçimleri üzerinden MHP yönetimini sert bir dille eleştirdi. MHP Lideri Bahçeli’yi "iktidarı AK Parti’ye sunmak" ile suçlayan Yahnici, "Milliyetçi Hareket" camiasının 1 Kasım’da başının öne düştüğünü belirtti.
1960’lı yıllardan beri gönül verdiği, her seviye ve ortamda görev aldığı MHP’nin 1 Kasım seçimlerinden oy ve sandalye kaybıyla çıktığını hatırlatan Yahnici, "Gün itibariyle milliyetçi camia, cenaze çıkmış ölü evi gibidir" dedi.
Yahnici, 2002’de ülkeyi seçim macerasına sürükleyen irade ile bugün 7 Haziran’dan 1 Kasım seçimine sürükleyen iradenin aynı kafa yapısı olduğunu vurgulayarak, 3 Kasım 2002’de AK Parti’ye tepsi içinde iktidar sunan iradenin, 1 Kasım 2015 tarihinde de yine AK Parti’ye tek başına iktidar kapısı açtığını ve iktidarı sunduğunu savundu.
2002 yılında yüzde 18’den yüzde 8’e düşen MHP oylarının AK Parti iktidarına zemin hazırladığını belirten Yahnici, MHP’nin aynı şekilde 1 Kasım’da 4.4 puan ve iki milyona yakın kayıp oyu AK Parti’ye sunarak tek başına iktidarı sunduğuna dikkat çekti.
"MHP’NİN OLMAZLARI AK PARTİ’Yİ İKTİDAR YAPTI"
Siyaseti, "Ol’ dediğini oldurabilme, ’olmaz’ değini oldurmama sanatı" olarak tanımlayan Yahnici, "Yönetimleri altında MHP neye ’ol’ dediğini oldurmuş, neye ’olmaz’ demiş oldurmamıştır. Ama öte yandan ’olmaz’ dedikleriyle hep AK Parti’ye yol açmıştır" dedi.
Yahnici ayrıca, 2002 ve 2015 yılındaki tek başına AK Parti iktidarından 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesi, Meclis Başkanlığı’na İsmet Yılmaz’ın seçilmesini, "MHP olmazları"na bağladı.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin 1 Kasım akşamı yaptığı yazılı açıklamada kullandığı, "Türkiye’nin içinde bulunduğu hazin tablo" ifadesine dikkat çeken Yahnici, "Anlaşılıyor ki MHP yöneticileri hala MHP’nin içinde bulunduğu hazin tablonun farkında değiller. 2 milyona yakın, yüzde 4.5’i bulan seçmeninizi kaçırtacaksınız ama halinizin farkında olmayacaksınız" dedi.
"BAŞARISIZLIK BU KADAR KOLAY BAHANE BULUNARAK GEÇİŞTİRİLEMEZDİ"
Bahçeli’yi "dünyayı ve Türkiye’yi okuyamamak", "etrafta olup biteni görememek" ile suçlayan Yahnici, "Gördüğünüzü anlamayacaksınız, algılayamayacaksınız. Sonra da yenilgiyi algı operasyonları ile izaha kalkacaksınız. Parti yöneticilerinin ’algı operasyonu ile Türklüğün geri düşürülmesi’ yollu açıklamasından dolayı başarısızlık ve beceriksizliğe nasıl bir kılıf hazırlandığı anlaşılmıştır" dedi.
Yahnici, olup biteni anlayamayan ve algılayamayan bir siyasi hareketin, tespit, teşhis, analiz ve üretim kabiliyetinin de olamayacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"O zaman ürettiklerinizi ve başarılarınızı değil tükettiklerinizi ve başarısızlığı paylaşırsınız. Netice budur. Okuyamayanların, anlayamayanların, anlatacakları bir şey olamaz. Siyaset anlatma sanatıdır. Ama önce kendiniz anlayabilmelisiniz. Siyaset, aynı zamanda kendisi ile ilgili muhasebe yapabilme sanatıdır. 1 Kasım akşamı yapılan açıklama böyle bir muhasebenin yine yapılmayacağını göstermektedir. Yazık. Yenilginin adresi, ’algı operasyonları’ ve ’kurulan tuzaklar’mış. Yazık. Gönül verdikleri siyasi hareketin düşürüldüğü halden utanan, başı önüne düşmüş insanların karşısına çıkıp ’kadrolarımızla dimdik ayaktayız’ diyebilmek bu işleri ve insanları hafife almaktır, insanlarla alay etmektir, cüretkar bir tavırdır. Sandıkların açıldığı saatlerden bu tarafa televizyonlarda ve sokakta yapılan konuşmalardan, sarf edilen sözlerden, gazetelerdeki alaycı yazılardan Milliyetçi Hareket Partililer elem ve üzüntü içindedir. Genel Merkez’in, bu hüzne bile ortaklık etmeyeceği anlaşılmıştır. Becerisizlik ve başarısızlık bu kadar kolay bahane bulunarak geçiştirilemezdi. 1997’den beri 18 senedir yönettiğiniz bir siyasi partinin on sekiz günlük (!) ’algı operasyonu’ ile çözülebilmesi bile affedilebilir değildir. Nerede sizin 18 yıllık algınız."
"MHP’DE 18 YILLIK GELENEK ÇİĞNENDİ"
Oğuz Kağan, Bilge Kağan, Mete Han, Cengiz Han gibi bozkır geleneğinin büyük devlet adamlarının otağlarından eksik etmediği Türk geleneğinin "Meşveret Meclisi" olduğunu belirten Yahnici, Türk milletinin İslamiyeti kabul ettikten sonra değişmez öğelerinden birinin de "istişare müessesesi" olduğunu vurguladı.
Yahnici, "18 yıllık bu geleneğin MHP’de çiğnendiğini" savunarak, "keyfiliğe, şahsa ve şahsın anlık hezeyanlarına dayalı olarak şekillenen yönetim tarzı" benimsendiğini belirtti.
"Yanlışlara ses çıkarmayan, keyfilikleri, zilleti kabullenerek, beceriksizliği ve başarısızlığı paylaşmaya talip ’yol arkadaşları’ ve ’yöneticiler’ de işin tuzu biberidir" diyen Yahnici, "Gelinen nokta budur. Dedikodunun, fitnenin, birbirinin kuyusunu kazmanın, işine gelmeyeni ve lafını beğenmediğini ’ajan’ deyip ihraç etmenin, birbirini sevmemenin, dışlamanın esas hale getirildiği anlayış Milliyetçi Hareket Partisi’nin kaderi olmamalıydı. Birbirlerine karşı sevgi yerine, şüphe ve güvensizlik ile yaklaşan insanlar topluluğuna dönüştürülen camia, nasıl olup da halka hizmet verebilecektir. Birbirlerini saymadıkları ve sevgi duymadıkları dışarıdan çıplak göz ile anlaşılan camianın hep birlikte ’milleti sevme’ lüksü olabilir mi? Hal budur" ifadelerini kullandı.
"MİLLİYETÇİ HAREKET, LİDERLİK ETMEDE BÜYÜK BOŞLUK YAŞIYOR"
MHP yönetimini sert bir dille eleştiren Yahnici, "Seçim kampanyanızı ürettiğiniz ve üreteceğiniz fikir ve projeler üzerine değil de çıktığınız bütün televizyon kanallarında ’Dedi, demedi, dedim, demedim, demediler...’ gibi basitlikler üzerine kurarsanız, netice maalesef böyle olur" şeklinde konuştu.
Parti yönetici ve sözcülerinin halka bir şey anlatabilmesinin ilk şartı olarak önce konuşulacak olan konuyu kendilerinin anlamasından geçtiğini belirten Yahnici, şunları kaydetti:
"Milliyetçi Hareket’in fikrini temsilde, inançlarını ifadede, hareketin duygu ve düşüncelerine tercüman olmada velhasıl bütün bunlara bağlı olarak ’liderlik etmede’ çok büyük boşluk yaşadığı gerçektir. Demir dağı eriten iradenin yerinde yeller esmektedir. Bugün Milliyetçi Hareket tarihi bir dönemeçtedir. Milliyetçi Hareket camiası, bu kadar ezilmeyi ve itibar kaybını hak etmemiştir. Yanlışlarda ısrarı devam ettirecek bir yol tercihi Milliyetçi Hareket’in siyasi tarihimizde telafisi zor bir noktaya gelmesine sebep olabilir."
"BAHÇELİ’NİN NEFS MUHASEBESİNE İHTİYACI VAR"
Yahnici, MHP’nin "her seçimde baraj korkusu ve endişesi ile yaşayan bir parti olmaktan kurtarılamadığını" savunarak, "3 Kasım 2002’de dışarıya giden yüzde 10 oyu, 1 Kasım 2015’de kaybedilen yüzde 4,5 oyu dikkate alacak olursak, MHP bugün itibariyle ’alabildiği oy, alamadığı oydan eksik kalmış bir parti’ konumuna gelmiştir. MHP yüzde 25-30’ları hedefleyerek siyaset yapması gerekirken, ne acıdır ki, var oluşunun hesaplarını yapmak durumuna düşürülmüştür" dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli ve yönetimi başta olmak üzere bütün, "Milliyetçi Hareket" camiasının Necip Fazıl Kısakürek’in deyimiyle "nefs muhasebesi" yaparak ferasetli davranmaya ihtiyacı olduğunu vurgulayan Yahnici, "Bu sözlerim, siyasi davranış gayreti, muhalefet yapma isteği veya herhangi bir kişisel beklentinin ifadesi değildir. Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nden bu tarafa, çizgi, tavır ve parti değiştirmeden içinde bulunduğum siyasi hareketin yol ayrımındaki tarihine bir not düşme gayreti ve gereğidir. Türk milliyetçisi olarak, bu sözleri ifade etmeyi zaruret görmekteyim" ifadelerini kullandı.
(İHA)