Siyaset

MGK Genel Sekreteri'nden Gül'ü kızdıran küstahlık: Eşiniz başını açsın heykelini dikeriz!

Cumhurbaşkanlığı döneminde Abdullah Gül'ün danışmanlığı yapan Ahmet Sever verdiği röportajda “Gül'e 'Eşiniz başını açsa ne iyi olur, öyle bir şey yaparsa sizin heykelinizi dikeriz' denildiğini ve Cumhurbaşkanı'nın buna kızarak 'Ben sizin eşinizin nasıl gi

MGK Genel Sekreteri'nden Gül'ü kızdıran küstahlık: Eşiniz başını açsın heykelini dikeriz!
14-06-2015 19:06
Cumhurbaşkanlığı döneminde Abdullah Gül'ün danışmanlığı yapan Ahmet Sever verdiği röportajda “Gül'e 'Eşiniz başını açsa ne iyi olur, öyle bir şey yaparsa sizin heykelinizi dikeriz' denildiğini ve Cumhurbaşkanı'nın buna kızarak 'Ben sizin eşinizin nasıl giyindiğiyle ilgileniyor muyum!' cevabını verdiğini söyledi.
Abdullah Gül’ün 12 yıl başdanışmanlığını yapan Ahmet Sever Hürriyet Gazatesi’nden Çınar Oskay’ın sorularına cevap verdi. Sever, Abdullah Gül'ün siyasete dönüp dönmeyeceğinden, Hayrünnisa Gül’ün kapalı olduğu için Köşk'te yaşadığı sorunlara kadar bir çok noktaya açıklık getirdi. Ahmet Seyer’in Çınar Oskay’a verdiği röportajdan satırbaşları:
HAYRÜNNİSA GÜL’ÜN ÇANKAYA İSYANI
MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç, Abdullah Gül’e eşinin başörtüsüyle ilgili ne söyledi? - Başbakanlığının ilk günlerinde “Eşiniz başını açsa ne iyi olur, öyle bir şey yaparsa sizin heykelinizi dikeriz” dedi. Gül nasıl karşıladı? - Şaşırdı, sinirlendi. “Ben sizin eşinizin nasıl giyindiğiyle ilgileniyor muyum!” cevabını verdi. Ankara Garnizon Komutanı Aslan Güner’le ilgili bir protokol krizi olmuştu. “Herkes Aslan Güner’in Genelkurmay Başkanı olmasını bekliyordu ama bu gerçekleşmedi” demişsiniz. Gül mü engelledi? - Genelkurmay Başkanı olamamasında payı var tabii. Bu konu yıllar sonra gündeme gelince devreye girdi. Hayrünnisa Hanım askerle süren soğuk savaşta itici bir güç gibi. Bir gün arabayla Çankaya’nın girilmeyen yerlerine baskın yapmış. - Başörtüsü takıntısıyla hayatı ona zehir ettiler. Dünyanın bütün kırmızı halılarında yürüyebilen bir first lady kendi evinde yürüyemiyordu. Ziyarete gelen yabancı ‘first lady’lere de zulümdü. Yan kapılardan alıyorlardı, C kapısından. Buna ‘Ceza kapısı’ diyordu. Bir gün “Yeter” deyip Fevzi Çakmak Köşkü’ne baskın yapmış... - Cumhurbaşkanlığı’nın içindeki askeri geçiş noktalarından Hayrünnisa Hanım’ın geçmesini istemediklerini belirttiler. Bir gün Hayrünnisa Hanım otomobili şoföründen alıp Başyaverlik’e geliyor. Bunu duyan Cumhurbaşkanı da peşinden... Yetişip yanına oturuyor. Başyaver koşturarak gelmiş, terlemiş. Hayrünnisa Hanım espri yapmış: “Metin Albay, hayrola? Nefes nefese kalmışsın, spor mu yapıyorsun?” diye takılmış. Abdullah Gül’ün tepkisi ne oldu? - O zaten çok üzülüyordu. Bunu sonlandırma düşüncesi vardı kafasında. Hayrünnisa Hanım hızlandırmış oldu Hayrünnisa Hanım, eşinin Çankaya’ya veda yemeğinde de “Asıl intifadayı ben başlatacağım” dedi. Burada da bir şeyleri hızlandırmak mı istedi acaba? - Ak Parti içinden, yakınından, medyasından çok büyük saldırılar geldi. Çok kırıldılar buna. Abdullah Bey resepsiyonda sitemini daha yumuşak bir dille yapmıştı. Hayrünnisa Hanım daha sert noktalara götürdü. İçindekini frensiz boşaltan bir tepkiydi.
ABDULLAH GÜL SİYASETE DÖNECEK Mİ?
- Can atar bir havası yok. Aynı noktada. Seçimden sonra Recep Tayyip Erdoğan’ı ve Ahmet Davutoğlu’nu arayıp hükümet kurulması konusunda cesaretlendirmiş. Türkiye’nin hükümetsiz kalmaması için, içinde AK Parti’nin olacağı koalisyona teşvik ediyor. Gelişmeler ne gösterir bilinmez. “Gerçekten bana ihtiyaç duyarlarsa, o zaman düşünürüm. Tabii bunu kendi şartlarımı ortaya koyarak yaparım” dedi. Nedir bu şartlar? - Daha önce söylemişti. Onlar da şuydu: “Çift başlılık olmaz. Ben gelir başbakanlığı yaparım. Karıştırmam. Ben nasıl cumhurbaşkanlığı yaptıysam, sen de öyle cumhurbaşkanlığı yaparsın. Yetkilerinin içinde kalarak... Sen nasıl bir başbakanlık yaptıysan ben de öyle yaparım.” Talep ya da davet var mı? - Hep oldu. Elbette oluyordur yine. Ama önce yeni bir koalisyon kurmanın denenmesi gerekiyor. Bunun yürüyüp yürümeyeceğini görmek lazım. Gül seçim sonuçlarını nasıl okudu? - Bu sonucu çok önceden tahmin etti. Bunu çevresiyle paylaşıyordu. Çok eski bir siyasetçi, devlet adamı olarak gelişmelerin seyrinin bu olacağını gördü.
BÜLENT ARINÇ’I İSTİFADAN DÖNDÜRDÜ
4 Kasım 2013’te Başbakan kızlı erkekli aynı evde kalan öğrencilerin denetleneceğini söyledi. Arınç bunu kesin bir dille yalanladı. “Asparagas” dedi. Başbakan ise ertesi gün Arınç’ı açığa düşürdü. Arınç “Birilerinin kum torbası olmak istemem” dedi. (...) Başbakan karşılaşmalarında Arınç’a son derece sert tepki göstermiş ve yaralayıcı ifadeler kullanmıştı. Arınç da kırgın ve küskün bir şekilde istifa kararı alıp evine çekilmişti. Geri dönmeye niyeti yoktu. Arınç, Gezi olayları sırasında da istifanın eşiğine gelmişti. Aynı günün akşamı geç saatlerde üç bakan Gül’den acil randevu talebinde bulundu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Enerji Bakanı Taner Yıldız ve Kültür Bakanı Ömer Çelik... Devreye girmesini rica ettiler. Gül, telefonla Arınç’ı aradı ve uzun bir görüşmenin sonunda onu zor da olsa kararından vazgeçirdi. kaynak: hurriyet dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER