ANKARA (AA) - Keçiören'de Şehit Ahmet Kabukçu İlkokulu birinci sınıf öğrencisi Mert Yağız Köksal'ın yaşamını yitirdiği olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında okul personeli ve kantin çalışanlarının da aralarında bulunduğu bazı kişilerin ifadesine başvuruldu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında ifadesi alınan Şefkat Aile Sağlığı Merkezi Aile Hekimi Nazmi A, 10 Aralık 2019 saat 08.50 sularında bir erkek çocuğunun acil olarak getirildiğini öğrenince hemen acil odasına geçtiğini, sedyede yatan çocuğun bilincinin kapalı olduğunu fakat zor da olsa nefes aldığını söyledi.
Kendisine çocuğun epilepsi nöbeti geçirdiğinin söylendiğini ifade eden Nazmi A, "Çocuğa burundan oksijen verdik. Dilinin geri kaçmaması için gerekli müdahaleyi yaparak daha rahat nefes almasını sağladık. Bu sırada 112'yi arayarak ambulans talebinde bulunduk. Ambulans gelince hastayı ambulansa yine zor nefes alır şekilde ve bilinci kapalı vaziyette teslim ettik. Ambulansa teslim ettikten sonra çocuğun kapak yutmuş olabileceğini öğrendim. Kesinlikle ben müdahale ederken kapak yutma konusu söz konusu değildi." diye konuştu.
Mert Yağız Köksal'ı hastaneye götüren ambulansta görevli Acil Tıp Teknisyeni Esma B, 112 Çağrı Merkezi'nden "epilepsi nöbeti geçiren şahıs" şeklinde anons gelmesi üzerine aile sağlık merkezine gittiklerini belirterek, şunları söyledi:
"Acil odasında sedye üzerinde bilinci kapalı şekilde Mert Yağız Köksal'ın yattığını gördüm. Görevli doktor çocuğa müdahale ediyordu. Çocuğu hastaneye yetiştirmek için ambulansa solunum arresti şeklinde aldık. Ambulansa aldığımızda çocuğun solunumu yoktu ve bilinci kapalıydı. Çocuğa entübasyon işlemi yapmaya başladık. İlk müdahalesini tamamladıktan sonra Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürmek için harekete geçtik. Çocuğu hastaneye götürürken yolda kalbi durdu. Ayrıca çocuğu ambulansa aldığımız esnada bir şahıs, elinde bulunan kırmızı renkli şırınga şeklindeki çikolata aparatını uzatarak 'Bunun kapağını yutmuş.' dedi. Entübe ederken boğazını kontrol ettiğimizde herhangi bir yabancı cisim görmedik."
Ambulans ve Acil Bakım Teknikeri Gülçin Gülsoy K. de Esma B'nin beyanlarıyla aynı yönde ifade verdi.
"Sara nöbeti geçiriyor zannettim"Okul Müdürü Abdulkadir P, okulun giriş katında bulunan idari bölümün önüne inerken Mert Yağız Köksal'ın yerde yattığını, temizlik görevlisi Sıddık K'nin çocuğu kaldırmaya çalıştığını gördüğünü söyledi.
Sıddık K'nin "müdürüm" diye bağırması üzerine hızla yanına gittiğini anlatan Abdulkadir P, "Ne olduğunu sordum. Bana, 'Çocuk boğazını gösterdi, konuşamıyor.' dedi. Sıddık K, boğazında bir şey vardır diye çocuğun karnından tutarak sırtını sıvazladı. Çocuğa baktığımda dudaklarının morardığını, ağzından köpükler çıktığını gördüm. Bu şekilde görünce sara nöbeti geçiriyor zannettim. 'Hemen çocuğu al, sağlık ocağına götürelim.' dedim. Okulun bitişiğinde bulunan Şefkat 1 Nolu Aile Sağlığı Merkezi'ne götürdük. Doktorları çağırdık. Sağlık personelinin hepsi geldi. Ne olduğunu sordular. Boğazını tutarak konuşamadığını ve bayıldığını söyledik. Sedyeye yatırdılar. Çocuğa sağlık ocağında müdahale edildi." dedi.
Sağlık ocağındaki görevlilerin ambulans çağırdığını, çocuğun ambulansla hastaneye sevk edildiğini aktaran Abdulkadir P, kendisinin de hastaneye gittiğini, çocuğun müdahale edilmesine rağmen kurtarılamayarak vefat ettiğini öğrendiğini söyledi.
Abdulkadir P, "Doktorlarla görüştüğümde neden vefat ettiğini bulamadıklarını söylediler. Çocuğun boğazına kapak kaçıp kaçmadığını bilmiyorum. Polis merkezinde gördüğüm şırınga şeklindeki çikolatanın okul kantininde satıldığını hiç görmedim. Kantinde satıldığını bugün öğrendim." ifadesini kullandı.
Şehit Ahmet Kabukçu İlkokulu öğretmenlerinden Olcay F, Mert Yağız Köksal'ı kızının sınıf arkadaşı olduğu için tanıdığını söyledi.
Olcay F, haberi alır almaz sağlık ocağına gittiğini belirterek, "Öğrencinin Mert olduğunu o zaman öğrendim. Ne olduğunu öğrenmek için sınıfa gittim. Öğrenciler hep birlikte çikolatanın kapağının boğazına kaçtığını söylediler. Bahse konu çikolatanın okul kantininde satılıp satılmadığını bilmiyorum. Çocukların elinde bu zamana kadar hiç görmedim. Bir öğrenci bana şırınga şeklinde bir çikolata kabı verdi ve boğazına kaçtığını söyledi. Ben de ambulansa gidip bilgi verdim." şeklinde konuştu.
"6 Aralık'a kadar kantinde satılıyordu"Okul kantininin işletmecisi Neşe Y, olay günü saat 09.00 civarında okulda bir hengame olduğunu ve bir çocuğun sağlık ocağına kaldırıldığını öğrendiğini bildirerek, şunları kaydetti:
"Kantinde bulunduğum süre zarfında çocuğu hiç görmedim. O öğrenciye hiçbir ürün satışı yapmadım. Üzerinde 'Bonart' ibaresi bulunan şırınga şeklindeki çikolata 6 Aralık'a kadar kantinde satılmaktaydı. O tarihten sonra ürün bittiği için bulunmamaktaydı. Eğer çocuk bu ürün sebebiyle öldüyse kantinden olay tarihinde aldığını düşünmüyorum. Daha önce almış ya da başka bir yerden almış olabilir. Kesinlikle ben satmadım. Diğer arkadaşların da olay günü sattığını düşünmüyorum. Yaklaşık 1 ay önceki haftalık tatil öncesinde denetmenler kantini denetlemiştir. Bu ürün o zaman mevcuttu. Bana bu ürün ya da başka bir ürünle ilgili yasak olduğu yönünde ihtarda bulunulmadı."
Kantin çalışanı Şule P, kantinde bulunduğu sürede Mert Yağız Köksal'ı hiç görmediğini ileri sürerek, "O öğrenciye hiçbir ürün satışı yapmadım. Eğer çocuk bu ürün sebebiyle ölmüşse kantinden olay tarihinde aldığını düşünmüyorum." dedi.
Kantin çalışanı Ömer K, "Mert Yağız Köksal isimli çocuğu tanımıyorum. 10 Aralık 2019 günü saat 09.30 sıralarında kantindeyken okulumuzda bulunan bir çocuğun öldüğünü duydum. Şırınga şeklinde olan çikolata, 6 Aralık 2019 tarihine kadar kantinde satılmaktaydı. O tarihten sonra ürün bittiği için bulunmamaktaydı." beyanını verdi.
"Yakamı tutarak eliyle boğazını gösterdi"Okulun temizlik görevlisi Sıddık K, saat 08.45 sıralarında okulun birinci katında idari bölümün önünde rutin işlerini yaparken Mert Yağız Köksal'ın yakasını tutup eliyle boğazını gösterdiğini bildirerek, "Bu esnada okul müdürü Abdulkadir P. bizi gördü ve gelip ne olduğunu sordu. Çocuğun durumunun kötü olduğunu görünce okulun yanında bulunan sağlık ocağına götürdük. Ben çocuğu sedyeye bırakarak 'doktor' diye bağırdım. Doktor gelince kendimi kötü hissettim ve dışarıya çıktım." bilgisini paylaştı.
Kantini denetleyen heyette bulunan öğretmen Apaydın A, olay günü öğleden sonra görevli olduğunu, olay hakkında sonradan bilgi edindiğini söyledi.
Öğretmen Ali Osman D. ile her ayın 15 ile 20'si arasında kantini denetlediklerini bildiren Apaydın A, şöyle devam etti:
"Kantini en son 15 Kasım 2019 günü denetledik. Kantinde satışı yapılan malzemelerin hepsine teker teker bakarak Ali Osman D. ile inceledik. Şartlara uygun olmayan bir ürünle karşılaşmadık. Olayla ilgili olduğu düşünülen enjektör şeklindeki içi çikolata dolu malzemeyi denetlediğim kantinde hiç görmedim. Okuttuğum öğrencilerde de bu ürünü görmedim. Denetimler sırasında bu şekilde uygunsuz bir ürün olması halinde gerekli uyarıları yapıyoruz. Satışını yasaklıyoruz."