Darbe girişiminde Ankara Beştepe’deki olaylarda yaralanan inşaat işçisi Aydın Boz, "Mermilerin plastik olduğunu sanıyorduk. Yaralıları alıp geri çekilirken üzerimize ateş açtılar. Ben parmağımdan yaralandım" dedi.
Ankara’da inşaatta çalıştıkları sırada uçakların alçaktan uçtuğunu fark ettiklerini söyleyen Aydın Boz, "Kardeşim ile bir şeylerin ters gittiğini düşündük. İlk olarak bir terör olayı olduğunu zannettik. Haberlerde İstanbul’da köprünün kuşatıldığını öğrendik. Bir kaç dakika sonra ise MİT’in bombalandığı haberi geldi" diye konuştu. Kardeşi ile birlikte sokağa çıkmaya karar verdiklerini ancak bir açıklama olmadan sokağa çıkmadıklarını anlatan Aydın Boz, "Cumhurbaşkanımız ’Halkımızı sokağa davet ediyorum’ dedikten sonra Türk bayraklarını alarak 4 arkadaşımız ile birlikte Beştepe’de bulunan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne doğru yola çıktık. Askerlerin bu bölgedeki yolları tanklarla kapattıklarını gördük. Bir yaralı vardı, ona müdahale etmek istedik ancak askerler buna izin vermediler" diyerek yaşadıklarını anlattı.
İlk etapta yaralının alınmasına müsaade etmeyen askerlerden bir tanesinin yaralının alınması yönünde işarette bulunduğunu söyleyen Aydın Boz, yaralıyı aldıktan sonra askerlerin ateş etmeye devam ettiğini anlattı. Askerlerin sıktığı mermileri plastik mermi sandıklarını ifade eden Aydın Boz, yaşadıklarını şu şekilde anlattı:
"Biz askerlerin havaya ateş edeceğini zannettik ama halkın üzerine sıkıyorlardı. Yaralıyı ambulansa bindirdikten sonra ’Asker bizim, polis bizim’ şeklinde slogan attık. Kardeşim ateş eden askere, ’Git PKK’ya sık o kurşunları’ dediğinde asker de, ’Ben 4 yıl orada çarpıştım. Gitmezseniz size de sıkacağım’ dedi. Kardeşim ise ’Sık, ben ölürsem şehit olacağım ama sen ne olursun, vatan haini olursun’ dedi. Asker korkudan titriyordu, ateş etmeye bile cesareti yoktu. ’Asker kışlaya’ diye slogan atarak çekilirken, üzerimize ateş ettiler. O sırada ben parmağımdan vurulmuşum. Kendi imkanlarımızla Gazi Hastanesi’ne gittik. Burası yoğun olduğu için Numune Hastanesi’ne geçtik. Burada müdahale ettiler. Daha sonra memleketim olan Kayseri’nin Develi ilçesine geldim ve burada demokrasi nöbeti tutuyorum."
(İHA)
Ankara’da inşaatta çalıştıkları sırada uçakların alçaktan uçtuğunu fark ettiklerini söyleyen Aydın Boz, "Kardeşim ile bir şeylerin ters gittiğini düşündük. İlk olarak bir terör olayı olduğunu zannettik. Haberlerde İstanbul’da köprünün kuşatıldığını öğrendik. Bir kaç dakika sonra ise MİT’in bombalandığı haberi geldi" diye konuştu. Kardeşi ile birlikte sokağa çıkmaya karar verdiklerini ancak bir açıklama olmadan sokağa çıkmadıklarını anlatan Aydın Boz, "Cumhurbaşkanımız ’Halkımızı sokağa davet ediyorum’ dedikten sonra Türk bayraklarını alarak 4 arkadaşımız ile birlikte Beştepe’de bulunan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne doğru yola çıktık. Askerlerin bu bölgedeki yolları tanklarla kapattıklarını gördük. Bir yaralı vardı, ona müdahale etmek istedik ancak askerler buna izin vermediler" diyerek yaşadıklarını anlattı.
İlk etapta yaralının alınmasına müsaade etmeyen askerlerden bir tanesinin yaralının alınması yönünde işarette bulunduğunu söyleyen Aydın Boz, yaralıyı aldıktan sonra askerlerin ateş etmeye devam ettiğini anlattı. Askerlerin sıktığı mermileri plastik mermi sandıklarını ifade eden Aydın Boz, yaşadıklarını şu şekilde anlattı:
"Biz askerlerin havaya ateş edeceğini zannettik ama halkın üzerine sıkıyorlardı. Yaralıyı ambulansa bindirdikten sonra ’Asker bizim, polis bizim’ şeklinde slogan attık. Kardeşim ateş eden askere, ’Git PKK’ya sık o kurşunları’ dediğinde asker de, ’Ben 4 yıl orada çarpıştım. Gitmezseniz size de sıkacağım’ dedi. Kardeşim ise ’Sık, ben ölürsem şehit olacağım ama sen ne olursun, vatan haini olursun’ dedi. Asker korkudan titriyordu, ateş etmeye bile cesareti yoktu. ’Asker kışlaya’ diye slogan atarak çekilirken, üzerimize ateş ettiler. O sırada ben parmağımdan vurulmuşum. Kendi imkanlarımızla Gazi Hastanesi’ne gittik. Burası yoğun olduğu için Numune Hastanesi’ne geçtik. Burada müdahale ettiler. Daha sonra memleketim olan Kayseri’nin Develi ilçesine geldim ve burada demokrasi nöbeti tutuyorum."
(İHA)
