Merkez Bankası; ekonomistlere yaptığı sunumda, küresel piyasalardaki belirsizlikler ile enerji ve gıda fiyatlarındaki oynaklıklar da dikkate alındığında, para politikasındaki temkinli yaklaşımın sürdürülmesi gerekli olduğu belirtti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), ekonomistlere yaptığı sunumu yayımladı. Sunuma göre; dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmeler ve tüketici kredilerinin ılımlı seyri cari dengedeki iyileşmeyi desteklemekte ve dış talep zayıf seyrini korurken iç talep büyümeye ılımlı düzeyde katkı verdi. Uygulanan temkinli para ve maliye politikaları ile alınan makro ihtiyati önlemler enflasyonu, özellikle enerji ve gıda dışı (çekirdek) enflasyon göstergelerini olumlu yönde etkilemeye devam etti. Ancak döviz kurlarında son dönemde yaşanan oynaklıklar, enflasyon raporunda belirtildiği gibi, çekirdek enflasyondaki iyileşmeyi sınırlandırdı. Bu çerçevede, küresel piyasalardaki belirsizlikler ile enerji ve gıda fiyatlarındaki oynaklıklar da dikkate alındığında, para politikasındaki temkinli yaklaşımın sürdürülmesi gerekli olduğu belirtildi. Gelecek dönemde para politikası kararları enflasyon görünümündeki iyileşmenin hızına bağlı olacağı enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlar yakından izleneceği ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki temkinli duruş sürdürüleceği vurgulandı.
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH), ılımlı bir artış eğilimi sergilemektediği belirtildi. Sanayi üretimi ilk çeyrekte bir miktar ivme kazanırken, sipariş verileri dış talebin zayıf seyrettiğini gösterdi. Tüketici güveni ve yatırım eğilimi özel kesim iç talebinin ılımlı seyrettiğine işaret etmekte ve son aylarda işsizlik oranı düşüş sergilediği kaydedildi.
GÜÇLÜ SEYİR KORUNUYOR
Dolar cinsinden ithalat ve ihracat, dolar-euro kurundaki sert hareketlerin de kısmi etkisi ile, yakın dönemde düşerken AB’ye olan euro cinsinden ihracat güçlü seyrini koruduğu belirtildi. Türkiye’nin küresel ihracat pazarındaki payı artmaya devam ettiği, petrol fiyatlarındaki düşüşün cari denge üzerindeki etkisi önümüzdeki aylarda daha belirgin hale gelebileceği açıklandı. Merkez Bankası sunumunda şu ifadelere yer verildi: "2011 yılından beri önemli ölçüde iyileşme gösteren cari işlemler dengesinde 2015 yılında ek bir iyileşme beklenmektedir. Cari işlemler açığının finansmanı büyük ölçüde uzun vadeli borçlanma ve doğrudan yabancı sermaye yatırımları ile sağlanmaktadır. Reel sektörün dış borcunun büyük kısmı uzun vadelidir ve borcun vade yapısı iyileşmeye devam etmektedir. Zorunlu karşılık önlemlerinin açıklanmasından sonra bankacılık kesiminin mevduat dışı yükümlülüklerinin vadelerinde uzama eğilimi gözlenmektedir. Küresel düşük faiz ortamında, yabancı para zorunlu karşılık oranları güçlü YP borçlanma girişlerine karşı etkili bir makro ihtiyati araç olarak kullanılmaktadır.
ÇEKİRDEK ENFLASYON
Çekirdek enflasyon göstergelerindeki iyileşme sürmektedir. Temkinli para ve maliye politikaları ile alınan makro ihtiyati önlemler çekirdek enflasyon göstergelerini olumlu yönde etkilemeye devam etmektedir. İşlenmemiş gıda fiyatlarındaki yüksek seyir ve oynaklık TÜFE enflasyonunu olumsuz etkilemektedir. Son dönemde işlenmemiş gıda fiyatlarında gözlenen keskin artışların yılın ikinci yarısında kısmen telafi edilmesi muhtemel görülmektedir. Enflasyon beklentileri henüz arzulanan düzeylere ulaşmamıştır".
Gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları oynak bir seyir izlediği kaydedildi. Benzer şekilde risk primi göstergeleri ve döviz kurları da oynak bir seyir izlediği, TCMB orta vadede fiyat istikrarını sağlamak için temkinli para politikası duruşunu sürdürdüğü vurgulandı. Getiri eğrisi TCMB’nin sıkı likidite politikasının etkisiyle yataya yakın konumu koruduğu, kredi faiz oranları temkinli makro ihtiyati ve para politikalarını yansıttığı, sıkı para politikası duruşu ve alınan makro ihtiyati önlemlerin etkisiyle kredi büyüme hızları makul düzeylerde seyrettiği belirtildi. Ticari krediler tüketici kredilerine göre daha hızlı büyüdüğü ve bu gelişme fiyat istikrarına, finansal istikrara ve dengelenme sürecine katkı yaptığı kaydedildi.
(İHA)