İstanbul
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti'nde, "Finansal oynaklıklardaki artışın ve toplam talepte öngörülen yavaşlamanın firmaların nakit akışı ve bilançoları üzerindeki etkisi takip edilerek, diğer politikalarla koordineli şekilde gerekli tedbirler alınmaya devam edecektir." ifadeleri kullanıldı.
Para Politikası Kurulu'nun 17 Mart'taki toplantısına ilişkin özet yayımlandı.
Özette, şubat ayında tüketici fiyatlarının yüzde 0,35 arttığı, yıllık enflasyonun 0,22 puan yükselişle yüzde 12,37 olduğu hatırlatıldı.
Gerek işlenmemiş gerekse işlenmiş gıda gruplarında gözlenen yıllık enflasyon artışının tüketici enflasyonunu yukarı çeken temel unsur olduğu kaydedilen özette, uluslararası petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte akaryakıt fiyatlarının gerilediği ve enerji grubu yıllık enflasyonunun azaldığı vurgulandı.
Özette, hizmet enflasyonun şubat ayında bir miktar artış sergilerken, temel mal enflasyonunun ılımlı bir seyir izlediği, B ve C göstergelerinin yıllık enflasyonunun ise sınırlı ölçüde arttığı, eğilimlerinin görece yatay seyrettiği bildirildi.
Enflasyon beklentilerinde gözlenen ılımlı eğilimin mart ayında da devam ettiğine değinilen özette, beklenti dağılımında anket katılımcıları arasındaki uzlaşının bir miktar daha güçlendiği dile getirildi.
Enflasyonu etkileyen unsurlar
Özette, 2019'un son çeyreğine ilişkin milli gelir verileri ile iktisadi faaliyetteki toparlanma eğiliminin finansal koşullardaki iyileşme ve kredilerdeki ivmelenmeyle birlikte yurt içi talep kaynaklı olarak güç kazandığının altı çizildi.
Bu dönemde, özel tüketim harcamalarının artmaya devam ederken, kamu kesiminin de tüketim kanalıyla destekleyici duruşunu sürdürdüğü ifade edilen özette, yatırımların sınırlı bir toparlanma sergilese de zayıf seyrettiği kaydedildi.
Özette, ihracattaki artışın sürmesine rağmen ithalattaki canlanmayla birlikte net ihracatın yıllık ve dönemlik büyümeye negatif katkı verdiği belirtildi.
Mevcut verilerin, iktisadi faaliyetin güçlü seyrini Ocak-Şubat döneminde koruduğuna ve sektörel yayılımındaki iyileşmenin devam ettiğine işaret ettiği anımsatılan özette, bu dönemdeki güçlü kredi ivmesinin yurt içi talebi desteklediği, yatırımlarda ve istihdamda ise toparlanma sinyalleri alınmakla birlikte zayıf seyrini sürdürdüğü bildirildi.
Özette, rekabet gücündeki gelişmelerin olumlu etkisi ve küresel büyüme görünümündeki kısmi iyileşmenin de katkısıyla Ocak-Şubat döneminde ihracattaki artış eğiliminin korunduğu, ancak kredi ve yurt içi talep görünümüne bağlı olarak ithalat talebinin de yükselişini sürdürdüğü kaydedildi.
Mart ayıyla birlikte koronavirüs salgınının iktisadi faaliyeti dış ticaret, turizm ve iç talep kanallarıyla sınırlamaya başladığının görüldüğü vurgulanan özette, küresel ticaret hacmindeki zayıflama ve seyahat kısıtlarının ihracatı ve ulaştırma faaliyetlerini sınırladığı ifade edildi.
Özette, belirsizliklerdeki artışın ve finansal piyasalardaki oynaklığın yurt içi talep üzerindeki olası etkilerinin yakından takip edildiği kaydedilerek, gelecek dönemde ihracat ve turizm gelirlerindeki zayıflamaya karşın enerji fiyatlarındaki belirgin düşüşe bağlı olarak cari işlemler dengesinin ılımlı bir seyir izlemesinin beklendiği belirtildi.
Aralık döneminde işsizlik oranlarındaki düşüşün katılım oranındaki gerilemeyle birlikte devam ettiği kaydedilen özette, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Bir önceki döneme göre inşaat istihdamındaki kısmi toparlanma devam ederken, sanayi istihdamı gerilemiş, hizmet istihdamı yatay seyretmiştir. Öncü göstergeler işsizlik oranlarındaki düşüşün ilk çeyrek genelinde sürdüğüne işaret ederken, salgının iktisadi faaliyet üzerindeki sınırlayıcı etkilerine bağlı olarak işgücü piyasasının seyri yakından takip edilmektedir."
"Para politikası araçlarının uyarlanmasının söz konusu olabilir"
Özette, salgının küresel ölçekte hızla yayılmasıyla birlikte belirsizliklerin arttığı ve küresel büyüme görünümünün zayıfladığı belirtildi.
Küresel para politikalarının salgın hastalığın finansal ve ekonomik etkilerini en aza indirmek için alınan olağanüstü önlemler dahilinde iktisadi faaliyeti destekleyici konumlarının güçlendirdiği kaydedilen özette, "Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankaları genişleyici yönde koordineli adımlar atarken, aynı zamanda birçok ülkede maliye politikası alanında hanehalkı ve firmalara yönelik kapsamlı tedbir paketleri uygulamaya konulmaktadır." ifadelerine yer verildi.
Özette, devam eden finansal oynaklıkların ve salgın hastalığın yayılımını yavaşlatmaya yönelik önlemlerin küresel ölçekte toplam talep üzerinde belirleyici olduğu anımsatıldı.
Söz konusu unsurların başta ihracat, turizm ve bağlantılı sektörler olmak üzere yurt içi büyüme üzerindeki etkilerinin yakından izlendiğine değinilen özette, seyahat kısıtlamaları gibi önlemlerin ve belirsizliklerin yurt içi talep kanalıyla iktisadi faaliyet ve iş gücü piyasası üzerinde oluşturabileceği etkilerin büyüklüğü ve süresine göre para politikası araçlarının uyarlanmasının söz konusu olabileceği bildirildi.
Özette, küresel iktisadi faaliyetteki zayıflamanın emtia talebini sınırladığı vurgulanarak şu değerlendirmelere yer verildi:
"Finansal piyasalarda oynaklığın artması başta ham petrol ve metal fiyatları olmak üzere uluslararası emtia fiyatlarında sert düşüşlere yol açmıştır. Ayrıca, petrol ihracatçısı ülkeler arasında üretim miktarına yönelik anlaşmazlıklara bağlı oluşan arz yönlü etkiler de ham petrol fiyatlarının düşük seyretmesine neden olmaktadır. Bu bağlamda, zayıflayan küresel büyüme görünümünün de etkisiyle küresel enflasyon oranlarının 2020 yılında aşağı yönlü bir görünüm sergilemesi beklenmektedir."
"Salgın küresel ölçekte hisse senedi ve tahvil getirilerini keskin şekilde düşürdü"
Özette, son dönemde koronavirüs salgınına ilişkin artan belirsizliklerin ve likidite sıkışıklığının küresel ölçekte hisse senedi ve tahvil getirilerini keskin şekilde düşürdüğü belirtildi.
Bu durumun risk iştahı ve gelişen ülke finansal varlıklarına yönelik talebin gerilemesine yol açtığı bildirilen özette, salgın hastalığın sermaye akımları, finansal koşullar, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturmakta olduğu küresel etkiler ve bu etkilere yönelik atılan politika adımlarının yakından takip edildiği kaydedildi.
Özette, koronavirüs salgını öncesi dönemde Türkiye ekonomisine ilişkin makroekonomik göstergelerde belirgin bir iyileşme kaydedildiği vurgulandı.
Enflasyonda hızlı bir düşüşün sağlandığı, cari işlemler dengesinde de önemli bir düzelmenin gözlemlendiği ifade edilen özette, finansal koşullardaki iyileşmeyle birlikte iktisadi faaliyetteki toparlanma eğiliminin güç kazandığı, bu dönemde şirketler kesiminin yabancı para borçluluğunun azaldığı ve bankacılık sektörünün likidite ve sermaye tamponlarının güçlendiği aktarıldı.
"Türkiye ekonomisinin olumsuz şoklara karşı direnci arttı"
PPK özetinde, dengelenme sürecinde elde edilen kazanımların Türkiye ekonomisinin olumsuz şoklara karşı direncini arttırdığı vurgulanarak, "Bununla birlikte, finansal oynaklıklardaki artışın ve toplam talepte öngörülen yavaşlamanın firmaların nakit akışı ve bilançoları üzerindeki etkisi takip edilerek, diğer politikalarla koordineli şekilde gerekli tedbirler alınmaya devam edecektir." ifadelerine yer verildi.
Salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması açısından finansal piyasaların, kredi kanalının ve firmaların nakit akışının sağlıklı işleyişinin devamının büyük önem arz ettiği belirtildi.
Özette, bu çerçevede, TCMB'nin finansal istikrarı desteklemek amacıyla kapsamlı bir tedbir seti uygulamaya koyduğu hatırlatıldı.
"Emtia fiyatlarındaki keskin düşüş enflasyon görünümünü olumlu etkiledi"
Özette, enflasyon beklentileri ile iç talep koşulları ve üretici fiyatlarındaki gelişmelere bağlı olarak çekirdek enflasyon göstergelerinin eğilimlerinin ılımlı seyrettiği belirtildi.
Küresel gelişmeler paralelinde Türk lirasında gözlemlenen değer kaybına karşın, başta ham petrol ve metal fiyatları olmak üzere uluslararası emtia fiyatlarındaki keskin düşüşün enflasyon görünümünü olumlu etkilediği vurgulanan özette, küresel ticaret hacmindeki zayıflama ve seyahat kısıtlamaları gibi önlemlere bağlı olarak toplam talep koşullarının enflasyonu sınırlayıcı etkisinin bir miktar arttığı bildirildi.
Özette, "Para politikası faizinde yapılan indirimin alınan diğer önlemlerle birlikte finansal piyasaların sağlıklı işleyişinin teminine ve reel sektörün nakit akışının desteklenmesine de katkı yapması öngörülmektedir. Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir." ifadelerine yer verildi.
Enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığı, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığı anımsatılan özette, enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerektiği kaydedildi.
Özette, parasal duruşun ana eğilime dair göstergelerin dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirleneceği belirtildi.
Salgın hastalığa bağlı iktisadi risklerin en aza indirilmesi açısından para ve maliye politikaları arasındaki eşgüdümün sürdürülmesinin büyük önem arz ettiği vurgulanan özette, şu değerlendirmeler yapıldı:
"Salgın hastalığın ekonomiyi birçok farklı kanaldan etkilemesi, başta nakit akışının düzenlenmesi ve istihdamın korunmasına yönelik tedbirler olmak üzere şirketler ve hanehalkı üzerindeki etkilerin asgari düzeyde tutulabilmesi için koordineli politika uygulamaları gerektirmektedir. Dolayısıyla, makro ölçekteki para ve maliye politikalarının yanı sıra en çok etkilenen iktisadi birimleri hedefleyen ve sektörel etkileşimleri dikkate alan politika uygulamalarının kritik önemde olduğu değerlendirilmektedir. Bu süreçte atılacak politika adımlarının hedefli ve geçici nitelikte olması politika etkinliğini destekleyecektir. Bunun yanı sıra, açıklanacak her türlü yeni veri ve haber Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabilecektir."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com