İSTANBUL
Biruni Üniversite Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Ramazan Dansuk, Dünya Menopoz Günü kapsamında yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de menopoz yaşının ortalama 50 olduğunu ancak 40 yaşında görülebildiğini aktardı.
Menopozun dönemlerine ilişkin bilgi veren Dansuk, "Menopoz sonrasında sağlığın korunması ve kaliteli bir yaşam için diyet ve yaşam biçimi çok önemlidir. Menopozda metabolizmadaki değişimlerle birlikte besin gereksinmeleri de farklılık göstermektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Menopoz sonrasının, ağırlık kazanımının yaygın olduğu bir dönem olduğuna işaret eden Dansuk, "Östrojen düzeyindeki azalma besin alımını etkiler ve metabolik hızda azalmaya neden olur. Fiziksel aktivite düzeyindeki azalma da ağırlık kazanımı ile ilişkili bulunmuştur. İdeal ağırlığın korunması, kalp ve kemik sağlığı için önemlidir. Ayrıca diyabet ve kanserden korunmayı sağlar." ifadelerini kullandı.
Dansuk, postmenopozal dönemde sıklıkla karşılaşılan osteoporozdan korunmak için, diyette yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini alımı, düzenli egzersiz, sigara kullanmama ve alkol tüketiminin azaltılmasının önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Kemik kuvvetini maksimum hale getirmek için 19-49 yaşlar arasında 1000 miligram, 50 yaş civarında ise 1000-1500 miligram kalsiyum alınması gerekir. Bazı kadınlar bitkisel östrojenler alımını artırdıkları zaman sıcak basmalarında ve diğer menopozal belirtilerinde rahatlama hisseder. Östrojen benzeri bazı özellikleri olan bu bileşikler, soya fasulyesi ürünlerinde, tüm buğdaygiller ve bazı meyve ile sebzelerde bulunur. Vitamin A ve E içeren ve sebzelerden zengin, dengeli bir diyet ve bol su cildi besleyerek yumuşatır. Ayrıca cilt için uygun, düzenli bir bakımla genç ve sağlıklı görünüm sağlamak mümkündür."
"Sigara, alkol, aşırı çay ve kahveden kaçının"Prof. Dr. Dansuk, sağlıklı fiziksel görünüme sahip olmanın, kadının ruh sağlığına da olumlu etki yaptığını ifade ederek, bu nedenle menopoza karşı alınacak önlemlerin ilk sırasında sağlıklı ve dengeli beslenmenin yer aldığını aktardı.
Yaşam biçiminin de bu dönemi sorunsuz geçirmede etkili olacağını belirten Dansuk, menopoz döneminde sigara, alkol ve aşırı çay ile kahve tüketilmemesi gerektiğini bildirdi.
Dansuk, menopoz dönemindeki "sıcak basması"nın kadınların yüzde 70-75'inde görüldüğünü, yüzde 50'sinde beş yıldan uzun sürebildiğini, hatta kadınların yüzde 25'inde daha da uzun süre devam edebildiğini aktardı.
Yüksek beden kitle indeksi, sigara kullanımı, depresyon ve premenstrüel semptomları olanlarda vazomotor semptomlarının daha sık görüldüğüne dikkati çeken Dansuk, şöyle devam etti:
"Menopoz sonrası kadınlarda kardiyovasküler hastalık sıklığında artma ile birlikte dikkati çeken bir diğer özellik ise kardiyovasküler komplikasyonlardır. En yüksek kemik kitlesinin elde edildiği 25-30 yaşlardan sonra kemik kitlesi kayıpları başlar. Düşük östrojen düzeylerine bağlı kayıp menopoz dönemi boyunca da devam eder. Bir kadının yaşamı boyunca görülen toplam kemik kaybının yüzde 75'inin menopoz sonrası dönemde meydana geldiği belirtilmektedir. Özellikle postmenopozal dönemin ilk 15-20 yılı içerisinde total vücut kemik kitlesinin yaklaşık yüzde 30 oranında azaldığı, bu kaybın yüzde 52-66 kadarının östrojen eksikliğine, geri kalanının ise yaşlanmaya bağlı olarak meydana geldiği bildirilmektedir. Daha sonra ise postmenopozal kırıklar görülmeye başlamaktadır."
Muhabir: Hatice Şenses Kurukız
Kaynak: AA
dikGAZETE.com