TBMM-Seval Güler
CHP'nin TBMM Başkanlık Divanında kendisine düşen üyeler için bildirdiği isimlerden Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, müzik ve tiyatro sevgisiyle tanınıyor.
CHP Grubunun, Meclis Başkanlık Divanında yer alacak dört katip üyelik için 11 milletvekilinin yarıştığı seçimin galiplerinden biri de Kayışoğlu oldu.
Ünlü besteci Saadettin Kaynak'ın eserinden uyarladığı marş da Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara'dan İstanbul'a gerçekleştirdiği yürüyüşte söylenen Kayışoğlu, AA muhabirine müzik ve tiyatro sevgisini anlattı.
Küçüklüğünden bu yana ailesinde ve yakın çevresinde "Nurhayat'ın sesi çok güzeldir. O söylesin" cümlesini sıklıkla duyduğunu belirten Kayışoğlu, bu sözün de etkisiyle klasik gitar çalmayı öğrendiğini, üniversite yıllarında ise siyasi mücadelesi doğrultusunda marşlar ve sloganlar ürettiğini anlattı.
"Eğitim sistemi farklı olsaydı sanatçı olurdum"Eğitim sisteminin kendisini yönlendirdiği doğrultuda avukat olduğunu aktaran Kayışoğlu, şöyle konuştu:
"Eğitim sistemi farklı olsaydı, kişiler ilgi ve yeteneklerine göre yönlendirilseydi muhtemelen ben sanatın bir yerinde olurdum. Belki ressam, belki tiyatrocu, belki müzisyen. Hukukçu olduğum için son derece mutluyum, mesleğimi seviyorum. Genel olarak baktığımızda ise meslek sahibi ama mutsuz pek çok insan var. Çocuklar yetenekleri keşfedilerek o alanlara yönlendirilse, daha mutlu ve verimli bir toplum yaratabiliriz. Benim 5 yaşında bir çocuğum var. Mesleği konusunda tabii ki onun tercihini sonuna kadar desteklerim ama fikrimi alırsa bir sanat dalını tercih etmesini çok isterim."
"Gülriz Sururi'den 'fazla mimik yapma' uyarısı"Bursa Barosu'nun tiyatro topluluğunda da görev yaptığını aktaran Kayışoğlu, Haldun Taner'in unutulmaz eseri Keşanlı Ali Destanı'nda Zilha, Arthur Miller'in dünya ünlü oyunu Cadı Kazanı'nda ise Elizabeth Proctor karakterini çanlandırdığını belirtti.
Kayışoğlu, "Keşanlı Ali Destanı'nın Zilha'sı olmak beni çok mutlu etmişti. İstanbul'daki oyunumuzu, Keşanlı Ali ve Zilha denilince akla gelen usta oyuncular Engin Cezzar ve Gülriz Sururi de izlemişti. Oyundan sonra tiyatro sahnesinde çok defalar Zilha'ya hayat veren Gülriz Sururi ile sohbet etmek çok heyecan vericiydi. Bana oyunumu çok beğendiğini söyleyip, bir de 'fazla mimik yapmazsan daha iyi olur' uyarısında bulunmuştu. Bu hep çok kıymet verdiğim bir hatıradır." diye konuştu.
Tiyatro sahnesinde ışıklar kapandıktan sonra sürecin akıp gittiğini, oyuncunun kendini rolüne kaptırdığını söyleyen Kayışoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ama Meclis kürsüsü çok başka. Daha heyecanlı. Çünkü sorumluluğunuz çok ağır. İnsanların sizden çözüm beklentisi var. Göreviniz çok daha zor. O ağırlığı hissedince görevini en iyi şekilde yapma, en doğru şeyi söyleme, en çok insanın sorunun çözme isteği sizi biraz daha zorluyor. Bir oyun çıkışı, bir hakim bey, 'Ben bundan sonra senin söylediklerini nasıl inanacağım, çok iyi rol yapıyorsun' diye espri yapmıştı. Mahkeme salonları ve Meclis kürsüsü çok farklı. Buralarda inanmadığınız birşeyi savunamazsınız. Sanat da siyasete de içine girince kopmanın zor olduğu alanlar. Güzel bir oyunda yeniden sahne almak isterim. Tiyatro sahnesinden; siyasi görüş ayrımı olmaksızın herkese ulaşabiliyorsunuz, mesajlarınız önyargısız şekilde alınabiliyor. Ama şimdi milletvekili olarak böyle bir şeye zaman ayırmam mümkün değil."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com