Gündem

Marmara Denizi'nde görülen müsilajın su sıcaklığının düşmesiyle etkisini azaltması öngörülüyor

Prof. Dr. Yeşim Büyükateş, Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi'nde görülen müsilajın, su sıcaklığının mevsim normallerine düşmesiyle etkisini azaltacağını belirtti.

Marmara Denizi'nde görülen müsilajın su sıcaklığının düşmesiyle etkisini azaltması öngörülüyor
11-02-2025 13:33
Çanakkale

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi ve Çanakkale Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Büyükateş AA muhabirine, 2020 ve 2021'den bu yana etkili olan müsilajın, şu anda yüzeyde birikimler şeklinde hareket ettiğini anlattı.

Meteorolojik şartlara bağlı olarak müsilaj yoğunluğunun yaşandığına işaret eden Prof. Dr. Büyükateş, müsilajın özellikle kıyısal alanda birikimler olarak görüldüğünü söyledi.

Büyükateş, şu anda su kolonunda ve dip kısımlarda sedimentte müsilaj yoğunluğunun olduğunu belirterek, "Geçen yıl eylül ve ekim ayından beri biz balıkçılarımızdan çeşitli bölgeler için bildirimler alıyorduk. Özellikle balık ağlarının teknelere çekimi sırasında ağların gözlerini kapayarak sorunlar oluşturuyor. Dolayısıyla balıkçılığa negatif etkisi oldukça fazla." dedi.

Müsilajın bu dönemde yüzeye çıkmasının ve sisteme dağılmış halde görülmesinin bir süreç aldığını vurgulayan Yeşim Büyükateş, şöyle devam etti:

"Müsilaj oluşumunda su sıcaklıklarının etkisi oldukça büyüktür. Artık iklim değişikliği, küresel ısınma ve mevsimlerin kayması hayatımızın bir parçası haline gelmiş durumda. Bu nedenle kendimizi yeni normale göre uyarlamamız gerekiyor. Bu süreçte meteorolojik faktörler büyük önem taşıyor. Su sıcaklıklarının 13-14 derece civarında olması müsilaj aktivitesini artıracaktır. Son bir haftadır etkili olan soğuk hava dalgası nedeniyle su sıcaklıkları şu anda 10 dereceye kadar düşmüş durumda ancak müsilajın etkisini daha da azaltmak için su sıcaklıklarının kış mevsimi normallerine düşmesini tercih ediyoruz. İlkbaharın gelişiyle birlikte plankton yoğunluğunun artmasını bekliyoruz."

"Yaz aylarında su sıcaklıklarının artması olumsuz bir etki yaratmaz"

Büyükateş, ilerleyen günlerde hava ve su sıcaklıklarının yükselmesinin, güneşli günlerin artmasının fotosentetik aktivitenin de yükselmesine neden olacağını anlatarak, "Bu durum, sistem eğer durgun kalırsa (rüzgarsız dönemler yaşanırsa) organizmaların yoğunlaşmasına yol açabilir. Ayrıca yağışlar da müsilaj oluşumu üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Yağışlarla birlikte yüzey akışı ve tarımsal akış nedeniyle sisteme azot ve fosfor gibi besin elementleri taşınmaktadır. Bu besin yükü, müsilaj oluşumunu daha da artırabilir. İlkbahar sürecini takip edeceğiz ve buna bağlı olarak da aktivitenin bir miktar çoğalmasını bekliyoruz." ifadesini kullandı.

Yüzeyde müsilaj birikiminin, özellikle görsel açıdan insanları rahatsız ettiğini dile getiren Büyükateş, "Sadece tek endişemiz görsellik değil tabii ki. Bakteriyel parçalanma devam ettiği için bir yandan da kötü koku ve çeşitli negatif durumlarla karşı karşıya kalabiliriz." dedi.

Büyükateş, mevsimsel sıcaklıkların, olması gereken dönemde yaşanmasını temenni ettiklerini belirterek, "Yaz aylarında su sıcaklıklarının artması doğal bir durumdur ve olumsuz bir etki yaratmaz. Zaten beklentimiz, yaz aylarında su sıcaklığının yükselmesidir ancak yaz aylarında görülen plankton popülasyonu, müsilaj oluşturan popülasyondan farklıdır. Bu nedenle yaza doğru su sıcaklıklarının artmasıyla birlikte, mevcut müsilaj oluşturan organizmaların sistemden ayrılmasını bekliyoruz." diye konuştu.


Fotoğraf: Burak Akay/AA

Müsilajın organik bir madde olduğunun altını çizen Büyükateş, şunları kaydetti:

"Müsilajı oluşturan organizmalar mikroskobik fitoplanktonlardır. Aslında bu organizmalarla sürekli birlikte yaşıyoruz. Normal koşullarda yoğunlukları düşük olduğunda, denizde yüzerken dahi bu organizmalarla temas halindeyiz. Tek başına organik bir madde olarak müsilaj zararlı değildir ancak içerisine bakteriler, diğer organik maddeler, parazitler ve yumurtaları karıştığında, 'organik bir çorba' oluşabilir. Bu durumda sağlık açısından olumsuz etkiler yaşanabilir. Bu süreçte, bireysel tedbirlerimizi almamız önemlidir. Müsilaja dokunmak doğrudan zararlı değildir ancak dokunmamız gerekli mi? Hayır. Aynı şekilde müsilajlı suda yüzmek ciddi bir sağlık riski taşımasa da bunu yapmak zorunda mıyız? Hayır. Filtrasyonla beslenen midye gibi çift kabuklu yumuşakçaların tüketimi sınırlandırılabilir ve bu dönemde yoğun olarak müsilaj sorunu yaşanan bölgelerden yakalanmış deniz ürünlerinin pişirilmeden tüketilmemesi tavsiye edilebilir."

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER