Ekonomi

Mali müşavirlerden ara buluculuk talebi

TÜRMOB Başkanı Kartaloğlu, "Gerek iş uyuşmazlıklarında gerekse ticari uyuşmazlıklarda meslek mensuplarımızın birikimlerinden ara bulucu olarak istifade edilmesi gerekiyor. Bu, birçok ihtilafın hızlı şekilde çözümüne katkı sağlayacaktır." dedi.

Mali müşavirlerden ara buluculuk talebi
04-12-2020 16:36
Ankara

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Başkanı Emre Kartaloğlu, mali müşavirlerden, iş uyuşmazlıkları ve ticari uyuşmazlıklarda ara bulucu olarak istifa edilmesi gerektiğini belirterek, "Bu, birçok ihtilafın yargıya yansımadan hızlı bir şekilde çözümüne büyük katkı sağlayacaktır." dedi.

Kartaloğlu, ekonomi ve hukuktaki reform süreci kapsamında meslek mensuplarına yönelik taleplerine ilişkin değerlendirmede bulundu.

Vergilendirme işlemleri kapsamında bir yanda Hazine ve Maliye Bakanlığı uygulamaları, diğer yanda da Danıştay ve idari yargı içtihatlarının söz konusu olduğuna işaret eden Kartaloğlu, "Biz mali müşavirler, vergilendirmenin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde de korunduğu üzere mülkiyet hakkına haksız müdahale edilmeksizin, temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunulmaksızın gerçekleşmesini, hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak görmekteyiz." diye konuştu.

Kartaloğlu, meslek mensuplarının Türkiye'de özellikle iş ve ticaret hayatının vazgeçilmezi olduğunu ifade ederek şu değerlendirmede bulundu:

"Bu kapsamda gerek iş uyuşmazlıklarında gerekse ticari uyuşmazlıklarda meslek mensuplarımızın birikimlerinden en azından ara bulucu olarak istifade edilmesi gerekiyor. Bu, birçok ihtilafın yargıya yansımadan hızlı bir şekilde çözümüne büyük katkı sağlayacaktır.

Konunun yapılacak çalışmalarda dikkate alınması gerektiğini değerlendiriyorum. Dünyada eşi benzeri görülmeyecek bir şekilde ülkemizde ara buluculuk sadece hukukçulara münhasır hale getirilmiştir."

"Şirketler için denetim mekanizması tesis edilmeli"

Şirketlerin karşılaştığı denetim sıkıntısına da değinen Kartaloğlu, Türk Ticaret Kanunu'nun tüm sermaye şirketlerinin bağımsız denetime tabi tutulmasını öngördüğünü ve bu nedenle de şirketlerdeki denetçilik müessesesinin kaldırıldığını anımsattı.

Kartaloğlu, kanunda son anda yapılan değişiklikle bağımsız denetim zorunluluğunun kapsamının da daraltıldığına dikkati çekerek, "Denetçilik müessesesi de kaldırılmış olduğu için şirketlerimiz denetimsiz kaldılar. Mali müşavirlerin içinde yer aldığı denetim mekanizmasının bir an önce tesisi ticari hayatımızda karşılaştığımız riskleri ortadan kaldıracaktır." ifadelerini kullandı.

Kartaloğlu, serbest meslek faaliyetinde bulunanların elde ettikleri kazançların KDV Kanunu'na göre tahak­kuk esasına göre vergilendirildiğini belirterek, "Bu durumda, serbest meslek kazancı elde edenler, örneğin avukatlar, doktorlar ya da mali müşavirler tahsil edemedikleri kazancın vergisini ödemektedirler.

Bu haksızlıktan vazgeçilmelidir." dedi.

Vergi uyuşmazlıklarında mali müşavirlerin önemine işaret eden Kartaloğlu, "Vergi uyuşmazlıklarında mali müşavirlerden adli muhasebeci ola­rak yararlanılmalıdır. Bu sayede anlaşmazlıkların uzmanlar tarafından kısa sürede çözülmesinin önü açılmış olacaktır." diye konuştu.

Kartaloğlu, vergi hukukunun diğer hukuk dallarından farklı olduğunu vurgulayarak, sadece vergi yasalarıyla hukuki sorunların çözülmesinin mümkün olmadığını söyledi. Kartaloğlu, bu hukuk dalında uzmanlığın büyük önem taşıdığını dile getirdi.

"Beyan ve bildirimler azaltılmalı"

Kartaloğlu, yürütülecek reform çalışmalarıyla beyan ve bildirim sayılarının azaltılması önerisinde bulunarak şunları kaydetti:

"Beyanname ve bildirim sayılarının azaltılması anlamında damga vergisi beyannamesi, muhtasar ve prim hizmet beyannamesi veya katma değer vergisi beyannamesi ile birleştirilebilir. Ayrıca, elektronik belge düzeninde geldiğimiz nokta itibarıyla Ba ve Bs formalarının bildirim yükümlülüğü kaldırılabilir. Ayrıca geçici verginin son döneminin kaldırılması da bu kapsamda değerlendirilebilir diye düşünüyorum.

İşletmelerin finansal tablolarının gerçek durumu göstermesi ve enflasyondan kaynaklanan fiktif kazançların önlenebilmesi bakımından enflasyon muhasebesinin uygulanmadığı bu dönemde mükelleflerin aktiflerine kayıtlı bulunan taşınmazların değerini 31 Aralık 2020 tarihine kadar Yİ-ÜFE değerindeki artış oranını dikkate alarak yeniden belirlemeleri imkanı getirilmeli ve işletmelerin finansal tablolarının gerçek durumu yansıtması sağlanmalıdır."

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER