İlkbahar mevsimiyle birlikte köylerde harman yerlerinde toplanan madımak otu, bin bir emek ve zahmetle işlenerek sofralara ulaşıyor.
Türküsü kadar lezzetiyle de meşhur vitamin kaynağı Madımak otunu toplamak için Yozgat’ta kadınlar kırların yolunu tuttu. İç Anadolu kültürünün lezzetleri arasında yer alan ve doğada kendiliğinden yetişen madımak otunu toplamak için kadınlar büyük emek harcıyor. Kır ve harmanlara madımak otu toplamak için gelen kadınlar, ellerinde bıçaklarla Madımak otunu tek tek topluyor. Topladıkları otu birkaç kez yıkayıp süzdürüp satırla kıyıyor. Kıyma işleminden sonra pişirme işlemine geçen kadınlar, ilk önce tencerede kaynayan suya madımağı atıp kısık ateşte pişirmeye bırakıyor. Madımak ocakta pişerken içerisine bulguru ve tuzu atılıyor. Küçük bir tavada madımağın yağı eritiliyor, ince ince doğranan sarımsak ve soğan pastırma ile tavada kavrulduktan sonra bu karışım madımağın içine ekleniyor. Daha sonra tencerenin kapağı kapatılıp madımak suyunu çekene kadar 1 saat kadar pişirilmeye bırakılıyor. Madımak yemeği piştikten sonra sarımsaklı yoğurt ve yufka ekmek ile İç Anadolu insanın sofralarındaki yerini alıyor.
Madımak otu toplandıktan sonra taze tüketildiği gibi konservesi yapılarak buzdolabında saklanılmak üzere kışın da tüketilebiliyor. Ayrıca İç Anadolu kadınları doğada kendiliğinden yetişen madımak bitkisini toplayıp satarak aile ekonomilerine de katkı sağlıyor. Madımak otu pazarda 15 liradan satışa sunuluyor.
İlk bahar mevsiminin gelmesiyle köylerde harman yerlerinde madımak otunu topladıklarını söyleyen ev hanımı Döndü İnci, madımak yemeğinin sofralarla buluşma aşamasını anlattı. Madımak otunun büyük bir zahmetle toplanıp yemek haline getirildiğini belirten İnci, madımak yemeğinin yoğurt ve yufka ekmekle sunumunun yapıldığını anlattı.
Köyde madımak toplamak için bir araya gelen kadınlar ise, “Madımak otunu tek tek topluyoruz. Toplaması zor oluyor, günde ortalama 2-3 kilo kadar madımak topluyoruz. Topladığımız madımakların bir kısmını satıyoruz bir kısmını da kış mevsimi için kendimize hazırlıyoruz” dediler.
(İHA)