Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta büyük can kaybı ve yıkıma yol açan patlamanın ardından halk, yaralarını sarmak ve mağdurlara yardım etmek için gönüllülük esası ve dayanışma ruhuyla hareket ediyor.
Patlama bölgesine yaklaşık bir kilometre mesafedeki Cımmeyze Mahallesi, gözde restoranları, kafeleri, eğlence merkezleri ve tarihi kiliseleriyle Beyrut'un en işlek noktalarından biri olarak tanınıyordu.
Beyrut Limanı'nda 4 Ağustos'ta 2 bin 750 ton amonyum nitratın patlamasıyla yaşanan korkunç felaket bu mahallenin de eski ihtişamını elinden aldı.
Cımmeyze'deki evlerin neredeyse tamamının camları ve çerçeveleri kırılmış durumda. Bazı binaların ön cephelerinin çökmesi sonucu oluşan molozlar sokağa taşıyor.
1900'lerde inşa edilmiş tarihi binaların süslediği caddede, patlamada yaralanan kolları sargılı Beyrutlular eski hayatlarına devam etmek için çalışıyor. Çevrede temizlik ve molozların kaldırılması için çabalar sürüyor.
Patlamanın etkilediği bu bölgelerde ilerlerken sağda ve solda fosforlu yelekleriyle dolaşan veya kurdukları çadırlarda yardımlaşma faaliyeti yürüten Lübnanlı gönüllülere rastlanıyor. Kimi kafasında baretlerle, kimi doktor önlükleri, kimi de ellerinde fırça ve kürekle patlamanın doğrudan etkilediği insanlara yardım için çalışıyor. Yoldan geçenlere su, ekmek ve yiyecek teklif ediliyor.
Lübnanlı gönüllüler, devlet kurumlarının yetersizliği karşısında sivil toplumun dayanışma ruhuyla gurur duyduklarını söylüyor.
Yapıların risk tespiti gönüllü mühendislerindenCımmeyze Mahallesi'nde henüz iç savaşın emarelerinin silinmediği evlerin kurşun izleriyle kaplı duvarları, bu patlamayla daha da büyük zarar gördü. Tarihi binalardan bir kısmını yıkarak caddeye dökecek şekilde bir sarsıntı yaşandı.
Cımmeyze caddelerinde üstlerinde fosforlu yelek, kafalarında baret ve ellerinde haritalarıyla dolaşan bir grup gönüllü inşaat mühendisi, patlama sonucunda zarar gören çevredeki binalardaki hasarı inceliyor.
AA muhabirine konuşan Muhammed Al- Elani, sivil toplum kuruluşu Mühendisler Odasına bağlı olarak patlamadan etkilenen evleri ve iş yerlerini tetkik ederek, ne ölçüde zarar gördüklerini değerlendirdiklerini anlattı.
Alani, ilk incelemenin ardından bulgularını raporlayacaklarını ve zarar gören yerlerin yeniden iskan edilmesine uygun olup olmadıklarını araştıracaklarını aktardı.
Aynı çalışmaya katılan tecrübeli mühendis Yusuf Hamza da, "Bu güzel şehrin yeniden ayağa kalkması için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Şu an yaptığımız saha çalışmasıyla neler yapabiliriz buna bakıyoruz. Hem tarihi hem dini yapıların durumlarını inceliyoruz." diye konuştu.
Lübnanlı oyuncu da yardım faaliyetindeMar Mihayel Mahallesi'nde patlamanın en çok zarar verdiği bir noktada bir grup Lübnanlı sivil toplum kuruluşu gönüllüsü, bir çadırın altında gelenlere su, kıyafet, ekmek, temel ihtiyaç maddeleri ve ilaç gibi yardımları dağıtıyor.
Lübnanlı aktris Sara Ebi Kanan da bu çadırda gönüllülük faaliyetine katılanlar arasında yer alıyor.
Burada herkesin büyük bir dayanışma gösterdiğini söyleyen Kanan, "Patlamanın hemen ardından Lübnan'ın dört bir yanından insanlar, kardeşlerine yardım için buraya koştular. Herkes en nihayetinde 'Beyrut bizim başkentimiz' dedi. Hepimiz bu patlamayla sarsıldık ve buraya ait olduğumuzu hissettik. Binaların artık bizim için önemi yok asıl burada önem vermemiz gereken artık insanlar." dedi.
İlk yardım için doktorlar sahadaMar Mihayel'in girişinde yine bir çadırda, doktorlar beyaz önlükleriyle bir masa başında ilk yardım, pansuman, dikiş gibi poliklinik hizmetleri veriliyor.
Çadırın organizatörlerinden Lübnanlı sivil toplum kuruluşu çalışanı Linda, insanların enkaz kaldırırken, camları temizlerken çok fazla kesici maddeye maruz kaldığını, bu nedenle derin kesiklerle yaralandıklarını anlattı.
Patlamadan hemen sonra hastanelerin yoğun bir hasta yükünü karşılamak zorunda kaldığını ve hızla atılan dikişlerin bazılarının enfeksiyon kaptığını aktaran Linda, Lübnanlı gönüllü doktorların ve tıp fakültesi öğrencilerinin "dikiş atılması, yaraların pansumanı, dezenfektasyon" gibi ayakta tedavi işlemlerini uyguladığını söyledi.
Linda, "Lübnanlıların, birbirine yardım ettiğini görüyorum. Hiçbirinin soyismini bilmiyorum hepsini adıyla tanıyorum. Çok mutluyum bu çadırda siyaset konuşulmuyor. Burada tek önemsenen şey insan. Bu da benim istediğim şey. Tüm Lübnanlılardan artık insanları önemsemesini istiyorum." diye konuştu.
"Kendi yaralarımızı sarmaya devam edeceğiz"Beyrut sokaklarında yine bir binanın altındaki boş dükkanın dışında "ücretsiz sağlık hizmetleri" yazılı bir pankart asılı.
Burada çalışan gönüllü Merved Attasi, Lübnan'da patlamanın ardından Mar Mihayel Mahallesi'nde ilk yardım ve ayakta tedavi sağlık hizmetleri için 10 gün boyunca faaliyet gösterecek bir gönüllülük oluşumu kurduklarını söyledi.
Patlamanın üzerinden yaklaşık 10 gün geçmesine rağmen hâlâ çok sayıda insanın buraya geldiğini belirten Attasi, "Bu girişime, 10 gönüllü ile başladık şimdi 50'den fazla gönüllüyle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Lübnanların dayanışması şu an bize tek umut veren şey. Burada asla devlete bağımlı olmayı düşünmüyoruz. Kendi yaralarımızı sarmaya devam edeceğiz." dedi.
Beyrut Limanı'ndaki patlamaBeyrut Limanı'nda 4 Ağustos'ta patlayıcı maddelerin bulunduğu 12 numaralı depoda önce yangın çıkmış ardından tüm kenti sarsan çok güçlü patlama meydana gelmişti.
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, patlamaya 6 yıldır Beyrut Limanı'ndaki bir depoda tutulan 2 bin 750 ton amonyum nitratın yol açtığını söylemişti.
Patlamada yaklaşık 180 kişinin hayatını kaybettiği, 6 binden fazla kişinin yaralandığı ve 30-40 kişinin kayıp olduğu belirtilerken, yaralılardan 120'sinin yoğun bakımdaki tedavilerinin sürdüğü aktarılmıştı.
Patlamaya ilişkin soru işaretleri ve ihmal iddialarının artması üzerine Lübnan sokaklarında sorumluların cezalandırılmasını talep eden protestolar düzenlenmişti.
Protestolar sonucunda, Lübnan Başbakanı Hassan Diyab hükümeti istifasını sunmuştu.
Türkiye, Lübnan'ın yardımına koştuTürkiye, patlamanın ardından aralıklarla sağlık ve insani yardım malzemeleri yüklü iki A400 tipi kargo uçağını Lübnan'a göndermişti.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Sağlık Bakanlığı UMKE ve Türk Kızılay ekipleri, şiddetli patlamanın yaşandığı Beyrut Limanı'ndaki arama-kurtarma çalışmalarına katılmak üzere hemen Lübnan'a hareket etmişti.
Türkiye'den birçok sivil toplum kuruluşu da patlamayla sarsılan Beyrut'a gelerek arama-kurtarma, enkaz kaldırma ve insani yardım faaliyetlerine destekte bulundu.
Bu arada Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansının (TİKA) şiddetli patlamada tahıl silolarının zarar görmesi nedeniyle oluşan acil gıda ihtiyacını karşılamak üzere yaklaşık 400 ton buğday yardımını ilerleyen günlerde Lübnan'a ulaştırması bekleniyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com