Lübnan'da gittikçe kötüleşen ekonomik durumu toparlamak amacıyla hazırlanan ekonomik kurtarma planının başarısı büyük ölçüde Uluslararası Para Fonunun (IMF) vereceği kredi ve dış finansal desteklere bağlı olacak.
Şii Hizbullah örgütü ve siyasi müttefiklerinin desteğiyle ocak ayında kurulan Hassan Diyab hükümeti, reformlar ve biriken devlet borçlarını yapılandırmayı öngören ekonomik kurtarma planını 29 Nisan'da oy birliğiyle onayladı.
Ülkeyi ekonomik kriz girdabından kurtarmak üzere uluslararası toplumu Lübnan'a yardım etme konusunda ikna etmeyi amaçlayan hükümet planı, Lübnan'a destek için Fransa'da 2 yıl önce düzenlenen CEDRE konferansı sırasında vadedilen düşük faizli kredinin yanı sıra gelecek 5 yıl içinde IMF'den 10 milyar dolar kredi alınmasını hedefliyor.
Söz konusu kurtarma planı, ekonomik kriz ve yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadele önlemlerinin artırdığı işsizlik ve yerel para birimindeki değer kaybının yol açtığı hayat pahalılığı karşısında 3 gün süren protestoların ardından onaylandı.
"Açlık devrimi" sloganıyla ülkenin kuzeyindeki Trablusşam'da başlayan ve diğer bölgelere de yayılarak bir göstericinin yaşamını yitirmesine yol açan protesto gösterileri sırasında birçok banka şubesi ateşe verildi.
Kurtarma planı dışarıdan gelecek kaynaklara bağlıBaşbakan Diyab, hükümetin 29 Nisan'da kurtarma planını onaylamasının ardından Lübnan'ın IMF'den yardım talebini içeren belgeyi imzaladı. Diyab, "IMF'den yardım talebinin, Lübnan'ın kötüye giden ekonomik ve mali sürecine ilişkin olumlu bir adım olacağından ümitliyim." ifadelerini kullandı.
Maliye Bakanı Gazi Vezni ise dünkü Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, IMF ile iletişimde olduklarını ve bir iki gün içinde müzakerelere başlayabileceklerini söyledi.
AA muhabirine konuşan Lübnanlı ekonomi uzmanı Elie Yaşui, hükümetin sunduğu ekonomik kurtarma planının dışaradan gelecek kaynaklara bağlı olarak hazırlandığını belirtti.
Lübnan'ın eli kolu bağlı halde IMF'nin kapısına gittiğine ve mali destek almasının hiç de kolay olmayacağına işaret eden Yaşui, ülkeyi ekonomik krizin pençesinden kurtarmak için altyapı hizmetleriyle halkın güvenini geri kazanma ve ekonomiyi canlandıracak şekilde özel sektörü finanse etmenin gerektiğini söyledi.
Kurtarma planı ve bankalarLübnan'daki Banka Çalışanları Sendikaları Birliği Başkanı George Hac ise, "Uluslararası toplum, Lübnan'ın çökme aşamasına gelmesinden yana değildir. Ancak şu da bir gerçek ki, Lübnan'a destek çıkacak bazı ülkeler reformlarla ilgili bazı koşullar öne sürecektir." dedi.
Hükümetin mali krize karşı hazırladığı planı hayata geçirmek için bir takvim belirlemediği eleştirisinde bulunan Hac, sunulan planın genel anlamda iyi bir adım olduğunu ancak uygulanması için yeni bir çabaya ihtiyaç duyulacağını savundu.
Kurtarma planındaki mali reformlar çerçevesinde vatandaşların bankalardaki mevduatlarında kesinti yapılmasına da değinen Hac, "Bankalardaki mevduatlar vatandaşın özel mülküdür, emanettir. İnsanların parasından yapılacak herhangi bir kesinti hukuk dışıdır. Lübnan Anayasası da hükümetin özel mülküne el koymasına izin vermiyor." ifadelerini kullandı.
Lübnan'daki ekonomik krize bağlı olarak bankacılık sektörünü yeniden yapılandırma yönündeki önerilere tepki gösteren Hac, bankacılık sektörünü küçülttükçe diğer sektörleri kalkındırma gücünün de azalacağına dikkati çekti.
Hac, devletin borçlanmasından bankaların sorumlu tutulmaması gerektiğini belirterek, "Lübnan Merkez Bankası ve özel ticari bankalar, hükümetin ilgili taraflarla herhangi bir istişare süreci yürütmeden onayladığı plan çerçevesinde yapılandırılamaz." diye konuştu.
IMF'ye gitmek olumlu bir adım ancak reformlar önemliŞii Emel Hareketi Milletvekili Muhammed Nasrallah ekonomik kurtarma planının, uygulama mekanizmalarını belirleme konusunda eksikleri olduğuna dikkati çekti.
Kamuoyu ve IMF başta olmak üzere uluslararası kuruluşların güvenini geri kazanmak için bunun olumlu bir adım olduğuna işaret eden Nasrallah, hatta IMF'den gelen mesajların da umut verici olduğunu söyledi.
Hristiyan Lübnan Güçleri Partisi Milletvekili İmad Vekim de IMF'ye gitmenin Lübnan için iyi olacağını savundu. Vekim, bununla birlikte şunları söyledi:
"Lübnan, egemenliğini ispatlamadığı sürece dışarıdan finansal kaynak bulması mümkün değildir. Hükümetin planı, düşüncüleri paylaşmaktan çok yolsuzlukların önüne geçecek ve gelir kaynaklarını artıracak birtakım reformlar sunmalıdır. Ayrıca söz konusu reformlar yeni vergilere dayalı olmamalıdır."
Lübnan'daki ekonomik durumFarklı din ve mezheplere dayalı siyasi bölünmeler açısından oldukça kırılgan bir yapıya sahip Lübnan ekonomisinin, 1975-1990 yıllarındaki iç savaştan bu yana en büyük krizi yaşadığı ifade ediliyor.
Sermayenin çıkışına karşı sert uygulamalara başvuran bankalar, aylardan beri yurt dışı havalelerini askıya almış ve müşterilerin hesaplarındaki dövizleri çekmelerine kısıtlamalar getirmiş durumda.
Yerel para birimi Lübnan lirası ise Merkez Bankası kuru sabit tutsa da karaborsada her geçen gün değer kaybetmeye devam ediyor. Resmi kurda bir Amerikan doları, 1500 Lübnan lirası olmasına rağmen karaborsada 4 bin liranın üzerinde işlem görüyor.
Maliye Bakanlığı, 2020'de vadesi dolacak toplam 4,6 milyar dolarlık eurobond tahvil senetleri ödemelerinin, ülkenin döviz rezervlerini korumak amacıyla yapılmayacağını duyurdu.
Başbakan Diyab da ülkesindeki kamu borcunun 90 milyar doları aştığı ve Lübnan'ın tarihinde ilk kez temerrüde düştüğüne vurgu yaptı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com