Kan kanseri olarak da bilinen lösemi, çocukluk döneminde karşılaşılan kanser hastalığının en sık rastlanan tipi durumunda. En sık olarak 2 buçuk yaşlarında rastlanan lösemi (kan kanseri) için birçok tedavi yöntemi bulunuyor. Lösemi beyaz kan hücrelerinde gerçekleştiğini anlatan uzmanlar sıklıkla rastlanmasa diğer kan hücrelerinin kontrol dışı çoğalmasından da kaynaklanabileceğini söylediler. Peki lösemi nedir, Lösemi neden olur, löseminin tedavi yöntemleri nelerdir? İşte uzmanlarımızın cevapları...
Lösemi nedir ve lösemi neden olur?
Yakın Doğu Üniversitesi(YDÜ) Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Neşe Akcan, kan ve kemik iliği dokusunda bulunan, kan yapımından sorumlu hücrelerin kanserleşmesi yani kontrolsüz çoğalması sonucunda ortaya çıkan ve bir tür kan hastalığı olan Lösemi diğer adı ‘’kan kanseri” ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Kanserleşen ilik hücrelerinin sağlıklı kan üretemedikleri gibi, kemik iliğini istila ederek, sağlıklı kan üretebilecek hücrelere de yer bırakmadığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Neşe Akcan, löseminin, çoğunlukla beyaz kan hücrelerinin kanseri olduğunu, nadiren diğer kan hücrelerinin kontrolsüz çoğalması ile de oluşabildiğini belirtti.
Löseminin, tüm çocukluk yaş grubu kanserlerinin yüzde 25-30’unu oluşturarak, çocuk yaş grubu kanserlerinin ilk sırasında yer aldığını ve en sık 2-5 yaşlarında görüldüğünü ifade eden Akcan, klinik seyrine göre kabaca akut ve kronik olmak üzere iki gruba ayrılabileceğini ayrıca çocukluk çağı lösemilerinin yüzde 97’sini akut yani hızlı gelişen lösemilerin oluşturduğunu söyledi.
Ülkemizde yılda yaklaşık 450-500 olgu görüldüğünü belirten Özel Medline Antalya Hastanesi’nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Fuat Bigat, "Çocukluk çağı lösemisi tedavi edilebilen bir hastalıktır" dedi.
Löseminin kemik iliği hücrelerinin kanseri olduğunu, kemik iliğinde bulunan bazı hücrelerin (lenfoid ve myeloid) çoğalıp kana geçmesi ile hastalığın kendini gösterdiğini söyleyen Bigat, "Kanser hücreleri çoğalarak öncelikle kemik iliğini, daha sonra tüm organları istila etmesi söz konusudur. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi oldukça önemlidir. Her yaşta görülebilen bir hastalık olan lösemi, daha çok 1-5 yaş arasındaki çocuklarda görülür. Erkeklerde hastalığa kızlardan biraz daha sık rastlanır (1,3/1). Tek yumurta ikiz eşinde lösemi olması riski arttırır. Çocukluk döneminde görülen lösemide genetik nedenler önemlidir. Ayrıca; çocuğun bedeninde kanseri engelleyen genlerde değişimlerin olması, radyasyona maruz kalma, virüsler, DNA tamir bozukluğu ile giden hastalıklar, bağışıklık eksikliği olan hastalıklar ve kimyasal maddeler de risk faktörleri arasında yer alır" dedi.
Löseminin tedavi yöntemleri nelerdir? Lösemi belirtileri nelerdir?
Dr. Fuat Bigat, akut lösemilerde bulguların tanıdan ortalama 2-6 hafta önce ortaya çıktığını söyleyerek belirtileri şöyle sıraladı; İştahsızlık, kansızlık, kilo kaybı, ağız içinde yaralar, karın ağrısı, kemik ağrıları, lenf bezi büyümesi, cilt altı kanamaları (ciltte kırmızı noktalar veya morarmalar), burun ve dişeti kanamaları ve ateş. Bigat ayrıca; baş ağrısı, kusma ve görme bozuklukları gibi merkezi sinir sistemi bulgularının yüzde 4 oranında, erkek çocuklarda da testiste ağrısız kitle şeklinde kendini gösteren testis tutulumunun yüzde 10 oranında görülebileceğini belirtti.
Tanıda rutin kan tetkikleri yanı sıra kemik iliği örneğinin alınması gerektiğini belirten Dr. Fuat Bigat, "Çocukluk çağı lösemisi tedavi edilebilen bir hastalıktır. Hastalığın türüne göre bazı tedavi protokolleri uygulanmakta, uygun tedavi ve destekle iyi sonuçlar alınmaktadır. Akut miyeloid lösemilerde (AML) prognoz akut lenfoblastik lösemilere(ALL) göre daha kötüdür. Son yıllarda tanı ve tedavi olanaklarının artmasıyla birlikte akut lenfoblastik lösemilerde 5 yıl ve üzerinde tam remisyon (iyileşme) yüzde 70-80 oranında elde edilebilmektedir. Lösemi tedavisinde; Kemoterapi (ilaç tedavisi), radyoterapi (ışın tedavisi) ve kemik iliği nakli yapılabilir" dedi.
Löseminin Semptom ve Bulguları hakkında bilgi veren Akcan ise, “Fonksiyonu kesintiye uğrayan hücre tipine göre: Kırmızı kan hücrelerinin fonksiyon kaybına bağlı: Yorgunluk, güçsüzlük, üşüme, solukluk, baş ağrıları. Beyaz kan hücrelerinin fonksiyon kaybına bağlı: Ateş, enfeksiyon bulguları. Trombosit (pıhtılaşma ile ilgili hücreler) hücrelerinin fonksiyon kaybına bağlı: kolay berelenme, ciltte morluklar, diş eti veya burun kanamaları. Kemik, eklem ağrıları. Lösemik hücrelerin karaciğer veya dalakta birikmesine bağlı organları büyütmesi ve bunların karında ele gelen kitle şeklinde hissedilmesi, karın ağrısı. İştah azalması, kilo kaybı. Lenf nodlarına yayılma sonucu: Ele gelen lenf bezleri, göğüsteki lenf bezlerinin ya da timus dediğimiz organın işgali ile havayollarına bası ve geçmeyen öksürük ya da solunum sıkıntısı, bu bezelerin damarlara basısı ile vena cava superiorsendromu dediğimiz yüzde ve gövde üst yarısında ödem, solunum sıkıntısı. Santral sinir sistemi metastazı ile: Başağrısı, epileptik nöbet, kusma, görme bozuklukları” diye konuştu.
Lösemi tanısının, kan testleri, kemik iliği aspirasyon/biyopsisi ve ardından da hücre tipini belirleme ve genetik tetkikler sonucu konup, kesinleştiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Neşe Akcan, tanıdaki ayrıntılı testlerin genellikle lösemi tiplerini, tedavi prensiplerini belirlemede yardımcı olduğunu da sözlerine ekledi.
Lösemi Tedavisi nasıldır?
Hastalığın tedavisine de değinen Akcan, tedavi sürecine öncelikle genel durumun düzeltilmesi, ek sıkıntıların giderilmesi ve enfeksiyonların tedavisi ile başlandığını, böbreklerin, karaciğer ve kalbin, kemoterapi ilaçlarının yan etkilerinden korunması için önlemler alınmasının tedavi öncesi büyük önem taşıdığını belirtti. Löseminin primer tedavisininkemoterapi olup, hastanın yaşı ve diğer tüm risk faktörleri ile hücre tipi belirlenerek hastaya uygun kemoterapi protokollerinin düzenlendiğini, yüksek doz kemoterapi ihtiyacı olan hastalarda ise kemik iliği transplantasyonu ya da löseminin tipine göre radyoterapilerin de tedaviye eklendiğini söyledi.
Kaynak: IHA
dikGAZETE.com