LONDRA - İnci Gündağ
İngiltere, Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesini yarın işleterek Brexit sürecini resmen başlatmaya hazırlanırken, kamuoyundaki beklenti 40 yıldan fazla süren AB üyeliğinin tarafların haklarına zarar gelmeden sona erdirilmesi yönünde. Referandumda AB'de kalmaktan yana oy kullananların da Brexit'i kabullenmiş göründüğü ülkede, AB'den gelen göçmenlerin durumuyla ilgili görüş ayrılıkları ise sürüyor.
Başkent Londra'da AA muhabirinin sorularını yanıtlayan 49 yaşındaki muhasebe müdürü Keith Scott, geçen yıl haziran ayında yapılan AB referandumunda birlikte kalmaktan yana oy kullandığını belirtirken, bunda AB'den ayrılmayı isteyen tarafın yürüttüğü göçmen karşıtı kampanyanın etkili olduğunu söyledi.
Kendisi AB'de kalmaktan yana oy kullanmış olsa da referandumdan çıkan Brexit kararına saygılı olduğunu anlatan Scott, bundan sorası için dileklerini şu sözlerle ifade etti:
"Brexit kararı alındı artık bir kere. Ülke olarak yolumuza, yaşamımıza uyum içerisinde devam edelim. Brexit savunucuları da verdikleri sözde durup, bu sürecin göçmen sorununu çözmesini ve ekonominin daha iyiye gitmesi için çalışmasını umalım."
Brexit "ülke için bir kayıp olacak"
Emekli eczacı Linda Guinness ise ülkenin AB'de kalmasından yana olduğunu belirtirken, Brexit taraftarlarının yürüttüğü göçmen karşıtı kampanyayı eleştirdi.
Guinness, göçmen karşıtlığının İngiltere için "anlamsız" olduğunu söyledi.
Hükümetin Brexit sürecini başlatmasına karşı olduğunu vurgulayan Guinness, "Bence Brexit ülke için bir kayıp olacak. Brexit ile birlikte para ve iş gücü kaybı yaşayacağız." dedi.
Referandumda AB'den kalmaktan yana oy verdiğini bildiren bir başka Londralı, 25 yaşındaki Georgina Singer da Brexit kampanyasının göçmen konusuna odaklanmasını doğru bulmadığını söyledi.
AB üyeliği konusunda ikinci bir referandum yapılmasını istediğini ancak bunun mümkün görünmediğini anlatan Singer, "Artık Başbakan Theresa May'in dikkatli düşünerek, bizler için mümkün olan en iyi anlaşmayı sağlamasını istiyorum. Bu anlaşmanın hem İngiliz halkı, hem de burada yaşayan AB vatandaşları için adil olmasını istiyorum." şeklinde konuştu.
"Avrupa'dan tamamiyle çıktığımızı görmek istiyorum"
Referandumda Brexit yönünde oy veren 65 yaşındaki inşaat işçisi Brian Lawrence ise bu tercihinde göçmen sorununun etkili olduğunu söyledi.
Ülkedeki şantiyelerin AB vatandaşlarıyla "dolu" olduğunu belirten Lawrence, İngilizlerin inşaatlarda bu yüzden iş bulamaz hale geldiği görüşünü dile getirdi.
AB'den gelen göçmenlerin daha düşük ücretle çalışmayı kabul ettikleri için iş bulduklarını aktaran Lawrence, "(İş bulmaları) Becerilerinden dolayı değil. Becerikli değiller. Şu anda bir İngiliz'in bir şantiyede iş bulması çok zor." dedi.
Hükümetten, ortak pazar ve gümrük birliği de dahil AB'nin tüm kurumlarından çıkılması anlamına gelen "sert Brexit" yolunu seçtiğini görmek istediğini anlatan Lawrence, "Avrupa'dan tamamiyle çıktığımızı görmek istiyorum. Ortak pazar umurumda değil. Kendi başımıza mükemmel bir şekilde ayakta kalabileceğimizi düşünüyorum." diye konuştu.
Ülkenin AB'den ayrılması gerektiğini savunan bir diğer İngiliz, 66 yaşındaki çiçekçi Terry May de, "Yeni ülkelerin birliğe üyeliğini desteklemiyorum. Üyeliğimizi para israfı olarak görüyorum. Brüksel tarafından yönetilmek istemiyorum. Bizim seçtiğimiz bir hükümet tarafından yönetilmek istiyorum. Başbakanımız kendi ülkemize odaklanmalı." ifadelerini kullandı.
Londra'da yerleşik Portekiz vatandaşı Pedro Carmo Costa ise referandumunda sandığa gitmediğini ancak ülkenin AB içinde kalması gerektiğini düşündüğünü belirtti.
Londra'nın sunduğu çeşitlilik sayesinde kentin sermaye ve beyin göçü çektiğini anlatan Costa, Brexit ile bu çeşitliliğin sınırlanacağını söyledi.
Kendisi AB'de kalmaktan yana olsa da sandıktan çıkan karara saygı duyulması gerektiğini dile getiren Costa, bununla birlikte İngilizlerin ve genel olarak Avrupalıların, Avrupa'nın tam olarak ne anlama geldiğini kavradığını düşünmediğini dile getirdi.
Brexit yarın devreye alınıyor
İngiltere Başbakanı Theresa May, geçen hafta yaptığı açıklamada, Brexit sürecini resmi olarak başlatacak Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesini 29 Mart tarihinde işleteceğini açıklamıştı.
Söz konusu maddenin işletilmesinin ardından başlayacak müzakere süreciyle İngiltere, 1973'den bu yana üyesi olduğu AB'den iki yıl içinde ayrılmış olacak.
İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'dan oluşan Birleşik Krallık'ta geçen yıl yapılan AB referandumunda halkın yüzde 52'si Brexit'ten yana oy kullanmıştı.
dikGAZETE.com