TRABLUS
Libya'daki iç çatışmaları sona erdirmek amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde 17 Aralık 2015'te imzalanan Suheyrat Anlaşması kapsamında yürütme ve danışma kurumu olarak kurulan, ülkenin farklı kabile, etnik kimlik ve bölgelerinden 145 üyeli Libya Devlet Yüksek Konseyi'nin Başkanı Halid el-Mişri, Moskova'daki ateşkes görüşmeleri ve Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen Libya konferansı ile yansımalarını değerlendirdi.
Mişri, Libyalıların kanının akmaması için Rusya ile Türkiye'nin girişimiyle sağlanan Moskova buluşmasında oldukça esnek olmaya gayret ettiklerini ancak Hafter tarafının masadan kalkmak için ürettiği bahanelerin herkesçe görüldüğünü ifade etti.
Rusya'nın Hafter'i ateşkes metnini imzalama konusunda ikna edebileceğine inanmadığını dile getiren Mişri, "Rusya Hafter'i ikna edemeyerek zor durumda kaldı." dedi.
Mişri, "Libya'da siyasi açıdan çok esneğiz ve geçiş dönemini geride bırakarak bir an önce genel ve başkanlık seçimlerine gidilmesi noktasında istekliyiz. Ancak sivil yönetimlere darbe yapacak güce sahip Hafter veya başka askeri unsurların varlıklarını korumalarına da müsaade etmemiz mümkün değil." diye konuştu.
Hafter'in bugüne kadar varılan tüm anlaşmaları ihlal ettiğini hatırlatan Mişri, kendilerinin hiç kimseyle bir düşmanlıkları olmadığını ancak "suçluların da ödüllendirilmek yerine cezalarını çekmeleri gerektiğini" belirtti.
Hafter'in ateşkes metnini imzalamadığını dolayısıyla da başkent Trablus'a yönelik saldırılarıyla ateşkesi ihlal ettiğini dile getiren Mişri, "BM barış gücünün Libya'ya gelmesini istemediklerini ve bunun yerine Libya'nın uluslararası tanınırlığa sahip meşru temsilcisi Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) bağlı ordunun bölgeyi saldırılara karşı koruyabilecek şekilde güçlendirilmesini talep ettiklerini" ifade etti.
"Konferanslarda anlaşmalar sağlanıyor ancak bunların tümü Hafter tarafından ihlal ediliyor"
Hafter'in "düşmanca saldırılarına karşı koymak için her yola başvurmaktan geri durmayacaklarını" söyleyen Mişri, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Berlin Konferansı'na gelirken daha önce organize edilen toplantıları bildiğimiz için bu konferanstan da pek bir sonuç çıkmasını beklemiyorduk. Bu konuda bizi haklı çıkaran çok basit bir sebebimiz var.
Şu ana kadar ulaştığımız sonuçların uygulanmasını garanti altına alacak açık bir mekanizma oluşturulamadı. Konferanslarda anlaşmalar sağlanıyor ancak bunların tümü suçlu Hafter tarafından ihlal ediliyor. Dolayısıyla hiçbir garanti yok.
Elimizde kalan tek garanti kendimizi ve bölgemizi koruyacağımız bir güç oluşturmak."
"İhlallere karşı yaptırım olmadıkça anlaşmanın da bir anlamı yok"
Fas'ın Suheyrat kentinde 2015 yılında gerçekleştirilen Libya konulu toplantıdan çıkan sonuçların BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere tüm uluslararası güçlerce kabul edildiğini ancak bugüne kadar uluslararası toplumun bu kararlara bağlı kalmadığını ifade eden Mişri, dolayısıyla uluslararası konferans veya görüşmelerin sonuçlarına ilişkin bir güvence mekanizması oluşturulmasının önemini vurguladı.
Mişri, "Anlaşmaları ihlal eden saldırganlara karşı yaptırımlar olmadığı sürece gerçek anlamda bir anlaşma söz konusu olamaz." değerlendirmesinde bulundu.
Berlin'de UMH ve Hafter'i temsilen 5'er askeri yetkiliden oluşacak 10 kişilik bir komitenin, bu hafta sonu veya gelecek hafta bir araya gelerek ilk toplantısını yapmasını beklediklerini aktaran Mişri, söz konusu komitede yer alacak isimlerin de belirlendiğini kaydetti.
"Libya-Türkiye ortaklığı geçici değil, stratejiktir"
Türkiye-Libya ilişkilerine, "biri, diğerine yük" anlayışıyla değil "birbirlerini tamamlayacak dost ülkeler" olarak bakılması gerektiğinin altını çizen Mişri, "Libya'nın ciddi anlamda petrol kaynakları bulunuyor. Aynı zamanda ülkenin yeniden imara da ihtiyacı var.
Türk dostlarımızdan Libya'ya güvenilir bir partner olarak bakmalarını ve iki ülke ilişkilerinde sadece askeri noktaya odaklanmayarak bizi ekonomik, kardeşlik ve iş birliği ilişkilerini geliştirebilecek bir partner olarak da görmelerini temenni ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Mişri, iki ülkenin ortaklığını "geçici değil, stratejik" olarak tanımladı.
Berlin'deki Libya konferansının Türkiye-Libya mutabakatı öncesinde de konuşulduğunu hatırlatan Mişri, ancak Avrupalıların söz konusu mutabakatın ardından harekete geçtiği söyledi.
Petrol krizi bir iki hafta içinde çözülür
Libya'daki petrol limanlarının ve bazı petrol kuyularının kapatılmasına da tepki gösteren Mişri, "Libya petrolünün tüm Libyalıların hakkı ve ülkenin en başta gelen gelir kaynağı" olduğunu vurguladı.
Mişri, ABD, Avrupa ve birçok ülkeyi etkileyen petrol konusundaki bu krizin bir iki hafta içinde çözüleceğine inandığını söyledi.
Uluslararası toplumun da Hafter'e bağlı grupların yol açtığı petrol krizini kınadığını ve bu yönde baskı oluşturacaklarına dair vaatlerde bulunduğunu anlatan Mişri, "Darbeci Hafter, petrol krizini Berlin Konferansı'nda baskı aracı olarak kullanmaya ve elinde kullanabileceği kartlar olduğu mesajı vermeye çalıştı." dedi.
Hafter'e bağlı milislerin ateşkesi ihlal ederek Trablus'a yönelik saldırılarda bulunmaya devam etiğini kaydeden Mişri, "UMH güçleri Hafter'in saldırılarını püskürtüyor. Ancak Hafter'in saldırılarının, ateşkesi sonlandıracak şekilde devam etmesi halinde savunmadan saldırıya geçmekten de çekinmeyiz." uyarısını yaptı.
Mişri, şu anda 5+5 ortak askeri komitenin bir araya gelmesi ve siyasi açıdan da olumlu gelişmeler yaşanmasını beklediklerini, tüm bunlardan sonuç alınmaması halinde ise "alternatif planlarını hayata geçirebileceklerini" dile getirdi.
Libya Devlet Yüksek Konseyi Cenevre'ye gidecek üyeleri belirledi
Öte yandan, Libya Devlet Yüksek Konseyi, BM himayesinde Cenevre'de yapılması planlanan siyasi müzakereler için kendilerinden talep edilen 13 üyeyi belirledi.
Libya Devlet Yüksek Konseyi, ülkenin farklı bölgelerini temsil edecek şekilde belirledikleri 13 ismi dün akşam saatlerinde yayımladığı yazılı bir açıklamayla duyurdu.
BM Libya Özel Temsilciliği, ülkedeki krize çözüm için Libya Devlet Yüksek Konseyi ve Temsilciler Meclisi'nden 13'er kişi ve Libya içinden ayrı 14 ismin de katılımıyla toplam 40 kişinin olası siyasi çözümü ele almak üzere bir diyalog masası kurulması çağrısı yapmıştı.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com