Yıllarca FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'in en yakınında bulunan gazeteci Latif Erdoğan, Gülen'in iç yüzünü ve İhlas Holding'e beslediği düşmanlığı bütün çıplaklığı ile anlattı. TGRT HABER TV'de Batuhan Yaşar'ın sorularını cevaplandıran Erdoğan, İhlas Finans'a kurulan kumpası da gözler önüne serdi.
Batuhan Yaşar’ın Mesut Yılmaz’ın da İhlas Holding’e yönelik hamleleri olduğunu hatırlatması üzerine Latif Erdoğan ilginç bir anekdotu ise şu sözlerle paylaştı: “Olabilir. Mesut Yılmaz başbakanken bir evde Gülen’le görüştürdüm. Berna Yılmaz’la yukarıda oturduk. Onlar baş başa görüştüler. Bir kere oldu diye biliyorum. 2-3 saat sürdü. Ne konuştular neler görüştüler bilmiyorum. Sıkıntılı bir dönemdi zaten. Hiç kimseye randevu verilmiyordu Gülen’le görüşmek üzere. Başbakanla görüştü. Hatta Galatasaray’ın maçı vardı ona geldi Mesut Yılmaz. Bizden önce çıktı basına yakalanmayalım diye. Ondan sonraki münasebetlerinde devamlı görüştüler ama ne kadar görüştüler bilmiyorum tabii. Bir samimiyet olarak değil de karşılıklı al gülüm ver gülüm ilişkisi olabilir. Hatta, ‘bizim yüzümüzden sizi de mağdur etmesinler, bu görüşmeler size zarar vermesin” demiş Gülen. O da ‘yok demiş bana bir şey olmaz’. ‘Sayın Ecevit yeteri kadar destekliyor’ falan gibisine bir laf geçmiş aralarında demiş. Bu sızmalardan sonra İhlas Finans battı ama holding devam etti. Holding’in içinden gelen bir Mücahit bey ve kurmayları toplanıyorlar ‘nedir bu’ diye. Yerleşmişler. Hep yanlış giden şeyler. Şüphelenilen insanlar tasfiye edilince düzeliyor her şey. En azından eskisine göre daha bir şey hale giriyor. Bu olay gerçek maksadın ne olduğunu ortaya koyuyor. Demek ki sezilmeseydi onlar varlıklarını devam ettirselerdi bütün holdingi batırmak gibi teşebbüsleri olacaktı. Düşman gördükten sonra başka ne yapacak yani?”
2001 yılındaki o süreci bizzat yaşayanlardan biri olan şu anda da Tasfiye Halindeki İhlas Finans Yönetim Kurulu Başkanı İrfan Hattatoğlu ise süreci şöyle aktardı;
“İhlas Finans’ın ve bu FETÖ terör örgütünün faaliyetlerini 4 kısımda ayırmak lazım aslında. Birincisi tasfiyeden önceki dönem.Yani ihlas grubunun faaliyet döneminde yapılan işlemler. İşte 3’e ayırdık. Refik kurulu var o kurul kanalıyla giriş var. Müşteri kitlesine paraların çekilmesi talimatı veriliyor bunların hepsini yaşadık biz. Birebir yaşandı. Engel olamadık çünkü. Para geliyor ve bir anda bitiyor. Nasıl oluyor anlayamıyoruz. müşterilerden para çekme para talepleri var. Bu kadar çok . 200 milyon dolar para çekme talebi geldi. Bu kadar yüklü para çekme talebine hangi banka gelse karşılayamaz. Sızan elemanlar kanalıyla bütün müşterilerine, yakınlarına paralar çektiriliyor. Merkez Bankasında 120 milyon dolarlık bloktaki paramız var. Bu para mevduatın belli bir bölümü olarak yüzde 10 Merkez bankasında bloke halde. Zor günlerde verilmek üzere. Merkez Bankası bu parayı vermedi. Mevduatın belli bir oranı olarak merkez bankasında bloke halde duruyordu. Her yerden uzantıları var. Merkez bankası bu parayı vermedi. Bir yandan hisse senetleri değer kaybediyor. İnsanları panikletti. İnsanlar bankalara yığıldı. Niye beklettiği meçhul. Gelen para bir günde bitiyor. Öyle bir ayarlama yapmışlar ki. Merkez Bankası hepsini değil 10 milyon dolar veriyor. 10 milyon dolar aynen bitiyor. İçerideki personel aracılığıyla liste tutuluyor anında gidiyor. Merkez Bankasında son kalan kısmı da ödemiyorlar. Merkez bankasında kaldı. O paraya da Maliye Bakanlığı el koyuyor. Üst üste geliyor darbeler.”