Londra
Bakan Heaton-Harris, İngiliz parlamentosunda, Kuzey İrlanda'da bölgesel hükümetin belirlenen yasal sürede kurulamamasının ardından yeni seçim takvimine ilişkin açıklama yaptı.
Çok az kişinin istediği ve herkesin kendisine "hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini" söylediği yeni bir seçimin ilanı için çağrıda bulunma konusunun yasal görevi olduğunu söyleyen Heaton-Harris, "Bu nedenle, mevcut süreyi 6 hafta uzatarak 8 Aralık'a, gerekirse bir 6 hafta daha ekleyerek 19 Ocak'a kadar uzatacak bir yasa çıkaracağım." dedi.
Kuzey İrlanda parlamentosunda, ortak yönetimin oluşturulması için son tarih olan 28 Ekim Cuma gece yarısına kadar partiler arasında herhangi bir anlaşmaya varılamamıştı.
Uzlaşı sağlanamaması nedeniyle, İngiliz hükümetinin Kuzey İrlanda'dan Sorumlu Bakanı Heaton-Harris'in bölgede yeni bir seçimin ilan edilmesi konusunda çağrı yapma yasal zorunluluğu bulunuyor.
Kuzey İrlanda'da bu yıl ikinci kez seçimlerin yapılacağı duyurulmuştu
Bakan Chris Heaton-Harris, 28 Ekim'de Belfast'ta yaptığı açıklamada, partiler arasındaki anlaşmazlık nedeniyle ortak yönetim kurulamaması üzerine bu yıl "ikinci kez" bölgesel parlamento seçimlerinin yapılacağını duyurmuştu.
Seçime ilişkin detayları ise bir sonraki hafta açıklayacağını bildiren Heaton-Harris, sınırlı seçeneklerle karşı karşıya kalmanın "derin bir hayal kırıklığı" olduğunu dile getirmişti.
Kuzey İrlanda'daki seçimleri, İngiltere'den ayrılığı savunan Sinn Fein kazanmıştı
Kuzey İrlanda'da 5 Mayıs'ta yapılan parlamento seçimlerini, İngiltere'den ayrılıp İrlanda Cumhuriyeti ile birleşmeyi savunan Sinn Fein kazanmıştı.
İrlanda Cumhuriyet Ordusunun (IRA) siyasi kanadı olduğu değerlendirilen Sinn Fein, parlamentoda 27 sandalye elde ederken karşıt görüşteki Demokratik Birlik Partisi (DUP) 24'te kalmıştı. Bu sonuçla bölgenin 100 yıllık tarihinde ilk kez İrlanda milliyetçisi bir parti, seçimde ilk sırayı alarak başbakan çıkarma şansını elde etmişti. Ancak Kuzey İrlanda'ya özel yetki paylaşımı anlaşmasına göre, birinci ve ikinci partilerin bölgeyi birlikte yönetmesi gerekiyor.
Seçimlerin ardından DUP'un "Kuzey İrlanda Protokolü'nde önemli değişiklikler olmadıkça yeni hükümetin kurulmasına izin vermeyeceğini" açıklaması, bölgede tartışmaları alevlendirmişti.
DUP, Kuzey İrlanda'nın AB'nin gümrük birliği kurallarına tabi olmaya devam etmesi ve İngiltere'nin geri kalanından Kuzey İrlanda'ya ithal edilen belirli mallar için yeni kontrol ve evrak işlerini içeren protokolle ortaya çıkan ticari bariyerin Kuzey İrlanda ekonomisine zarar verdiğini savunuyor.
Ayrıca DUP, protokolü Kuzey İrlanda'nın Birleşik Krallık'taki yerinin geleceği için de "varoluşsal tehdit" olarak görüyor.
Parti, protokolde önemli değişiklikler olmadıkça Kuzey İrlanda'da yeni bir hükümetin kurulmasına izin vermeyeceği yönündeki kararlılığını da sürdürüyor.
Seçimlerin ardından parlamentoda, yeni meclis başkanı seçilememişti
Kuzey İrlanda'da, İngiltere'den ayrılığı savunan Sinn Fein’in birinci parti çıktığı 5 Mayıs’taki bölgesel parlamento seçimlerinin ardından ikinci parti DUP'un, 13 Mayıs'taki yeni meclis başkanı seçim sürecini desteklememesi nedeniyle süreç başarısız olmuştu.
Sinn Fein ile DUP arasındaki Kuzey İrlanda Protokolü konusundaki görüş ayrılıkları nedeniyle DUP, 30 Mayıs’ta ikinci kez meclis başkanı seçimini engellemiş, böylelikle parlamentoda meclis başkanı seçilememişti.
İngiltere, AB'yle imzaladığı protokolü tek taraflı değiştirmek için harekete geçti
İngiliz parlamentosunda, Avrupa Birliği (AB) ile gerginliğe neden olan Kuzey İrlanda Protokolü'nün bazı maddelerinin tek taraflı olarak değiştirilmesini öngören yasa tasarısına ilişkin süreç devam ediyor.
Hükümet, protokolün tek taraflı değiştirilmesini öngören yasa tasarısına bağlılığını sürdürüyor.
İngiltere'nin Brexit sonrası Kuzey İrlanda ile ticareti düzenleyen protokolde, tek taraflı değişiklik yapma girişimine sert tepki gösteren AB ise 15 Haziran'da İngiltere'ye karşı hukuki süreç başlatmıştı.
Tartışmalı Kuzey İrlanda Protokolü
Brexit anlaşmasının bir parçası olan Kuzey İrlanda Protokolü, Birleşik Krallık'ın parçası olan Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasındaki ticareti düzenliyor.
Protokole göre, Brexit'e rağmen Kuzey İrlanda, AB'nin gümrük birliği kurallarına tabi olmaya devam ediyor. Birleşik Krallık'ın geri kalanıyla ticareti ise Kuzey İrlanda limanlarında gümrüğe tabi tutuluyor.
Katolik ayrılıkçılar ile İngiltere'yle birlik yanlısı Protestanlar arasındaki savaşı sona erdiren Belfast Anlaşması (Hayırlı Cuma Anlaşması) gereği, kontrollerin yapılabildiği fiziki bir kara sınırı oluşturulamıyor. Bu yüzden kontrollerin ancak denizde yapılması kararlaştırılsa da uygulanmasında sorunlar yaşanıyor.
İngiltere, ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit ettiğini savunduğu protokolün geniş ölçüde değiştirilmesini istiyor. AB ise protokolün değiştirilmesine sıcak bakmıyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com