TBMM (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kuzey Irak'ın bağımsızlığı ile ilgili bir adım atmak, Irak'ın toprak bütünlüğüne bir tehdittir ve yanlış bir adımdır." dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuşmak üzere geldiği Mecliste, bir gazetecinin, bedelli askerlik tartışmalarına ilişkin sorusunu yanıtladı.
Sosyal medyada bedelli askerliğe ilişkin yer alan bazı ifadeleri hatırlatarak, "O sözler size mi aitti?" sorusuna Erdoğan, "Bana ait değil, ben 'Sayın Başbakan'la bir değerlendirmesi yapılır' dedim. Şu anda böyle bir şey söz konusu değil." karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kabinenin gündeminde bedelli yok, dedikodusu var" dedi.
'Bunların tek derdi var terör örgütlerinin kalemşörlüğünü yapmaktır'
Partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, "Terörist cenazesinde birbirlerini ezen, sözüm ona milletvekilleri, yazarlar, aydınlar, gazeteciler, Aybüke öğretmenimiz için, terör örgütünün katlettiği diğer masumlar için kıllarını kıpırdattılar mı?" diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Aynı kesimlerin terör örgütü tarafından dağa kaçırılan gençler ve bu gençlerin gözü yaşlı anneleri için bir kez bile seslerini yükselttiğini duydunuz mu? Elbette hayır. Daha hayatının baharında tüm ümitleri ve heyecanıyla birlikte toprağa verilen Aybüke kızımız için yüreği yanmayan taş kalplilerin dertleri kesinlikle insan değildir, insan hakları hiç değildir. Bunların tek derdi var terör örgütlerinin kalemşörlüğünü yapmaktır. Bunların tek gayesi teröristleri ve onların kanlı eylemlerini toplum nezdinde aklamaya çalışmaktır." diye konuştu.
Erdoğan, Aybüke'nin babası ile görüştüğünü anımsatarak, annesine, ailesine, milli eğitim camiasına ve tüm millete başsağlığı diledi.
'Kuzey Irak'ın bağımsızlığı yanlış bir adımdır'
AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, bölgedeki krizler, çatışmalar ve gerilimlerin maalesef, mübarek ramazan günlerinde durulmak bir yana, tırmanarak devam ettiğini söyledi.
Recep Tayyip Erdoğan, bütün bunlar yetmezmiş gibi bölgede Katar'a yönelik mesnetsiz iddialarla başlatılan yaptırımlar krizi ile karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
Türkiye olarak bu meselede tavırlarını en başından beri net olarak ortaya koyduklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bölgemizde terör örgütlerine ve onları birer maşa gibi kullanan güçlere karşı, birliğe, beraberliğe ve dayanışmaya her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Özellikle Irak'taki, Kuzey Irak Yerel Yönetimi ile ilgili yapılan açıklama gerçekten bizi derinden üzmüştür. Böyle bir reform arayışı içerisine girmek, Kuzey Irak'ın bağımsızlığı ile ilgili adım atmak Irak'ın toprak bütünlüğüne tehdittir ve yanlış bir adımdır. Temenni ederdik ki bunlar, yapılacak işler istişare yolu ile yapılsın. Çünkü, bu bölgede Kuzey Irak Yerel Yönetimi yalnız değildir. Kuzey Irak Yerel Yönetimi ile birlikte Musul'da Araplar, Kerkük'te Türkmenler... Bütün bunlar hep birlikte yaşıyorlar.
Biz barış içerisinde bu bölgede bütün bu adımların atılmasını ve Irak'ın bütünlüğünü hep savunduk ve savunmaya da devam ediyoruz."
Erdoğan, Katar'a ve Katar vatandaşlarına yönelik yaptırımların uzandığı yerlere bakıldığı zaman, çok ciddi bir yanlışın içine düşüldüğünü gördüklerini ifade etti.
'PKK'yı, PYD'yi, YPG'yi birbirinden ayıramazsınız'
Pek çok terör örgütüyle aynı anda mücadele eden, bu nedenle son 35 yılda 40 bin vatandaşı ve güvenlik görevlisini kaybeden Türkiye'nin terör konusunda çok fazla hassasiyeti bulunduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin dahi kesinlikle kabul etmediği yöntemlerin, teröre destek ithamıyla bağımsız bir ülkeye karşı uygulanmaya çalışılmasının kabul edilemeyeceğini bildirdi.
Erdoğan, şunları söyledi:
"Üstelik Katar, teröre destek veren değil tam tersine bölgemizde çok ciddi yıkıma ve acıya yol açan terör örgütü DEAŞ'a karşı Türkiye ile birlikte en kararlı duruşunu gösteren ülkedir. İftira kampanyalarıyla Katar'ı adeta bir suçlu gibi göstermenin bölgeye hiçbir faydası yoktur. Türkiye olarak bu ülkede, biz bir defa neyin ne olduğunu gayet iyi biliriz. Ama PKK'nın yavruları olan PYD'ye ve YPG'ye sahip çıkanlar, bu verdikleri kararlarla bedeli ödenmeyecek yanlış adımlar atıyorlar. PKK'yı, PYD'yi, YPG'yi birbirinden ayıramazsınız. YPG de PYD de bunların her ikisi de PKK'nın düşük çocuklarıdır; bunu böyle biliniz."
Bunu, ilgili her yerde söylediklerini belirten Erdoğan, "Yanlış yapıyorsunuz, iyi terörist, kötü terörist olmaz. Bunların her ikisi de kötüdür. Bunlarla sizin beraber olmanız hele hele Amerika’ya hiç yakışmaz." dediklerini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amerika olarak biz sizlerle NATO’da beraber miyiz? Beraberiz. Stratejik müttefik miyiz? Müttefikiz. O zaman Rakka operasyonunu biz beraber yaparız, niçin siz terör örgütleriyle bunu beraber yapıyorsunuz? Gelin bunu beraber yapalım. Bir ülkeyi terör örgütlerine maddi, yardımda bulunmak, aynı zamanda ayni yardımlarda bulunmakla suçlayacaksınız ama öte taraftan kalkıp PYD'ye, YPG’ye silah aktaracaksınız. Bunu ne ile izah edeceğiz. Bunlar bilinmiyor mu, görülmüyor mu? Her şey ortada. Şu anda PYD'ye, YPG'ye verilen silahların benim ülkeme tehdit oluşturmadığını bana kim garanti edecek?" diye konuştu.
Dostların acı ama gerçekleri söylediğini belirten Erdoğan, 15 Temmuz'da, kimlerin darbelere karşı olduğunu çok iyi bildiklerini ifade ederek, "Şu anda Körfez'de oynanan oyunun içerisinde de bu aktörlerin rol almadığını kimse iddia edemez." dedi.
"Fransa cumhurbaşkanı ve Katar emiri ile üçlü olarak görüşme yapacağız"
Bu meselenin mümkün olan en kısa sürede çözüme kavuşturulmasının bölgedeki tüm ülkeler ve halkaların yararına olacağına dikkati çeken Erdoğan, "Bunun için de çok ciddi bir telefon diplomasisi sürdürdük, sürüyoruz. Bugün de bir telekonferansla Fransa Cumhurbaşkanı ve Katar emiri ile üçlü olarak görüşme yapacağız, gelişmeleri tekrar değerlendireceğiz." diye konuştu.
İslam aleminin Ramazan Bayramı'nın anlamı ve ruhuna uygun şekilde girmesini temenni eden Erdoğan, böyle bir ayda Körfez'de bu olayların patlak vermesini izah etmenin mümkün olmadığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete ve tüm siyaset dünyasına şöyle seslendi:
"Efendim işte, 'Şu kadar küçük nüfusuyla, şu kadar küçük bir yeriyle, devasa, yüz milyona kafa tutmak, karşı çıkmak, bunlar olacak şeyler midir?' Ya kafa tutan diye bir şey yok ki. Hakkında adeta bir idam kararı verilen bir ülke söz konusu. Gıdası, ilacı aklınıza ne gelirse, her şeyini kesmek suretiyle böyle bir sıkıştırmayla yok uçuş alanlarını kapatmakla karşı karşıya kalan bir ülke var. Bunlar düne kadar, bu kadar birbirleriyle samimi hatta akrabalık bağları olanlar bile var aralarında, bu kadar ileri derecede ve ondan sonra kalkıp bunu yapacaksızın. Bu olacak iş değil. Onun için geçen söyledim, bugün yine söylüyorum, 'Hadimul Haremeyn Eş Şerifeyn, Suudi Arabistan Kralı, Körfez'in büyüğü olarak bu işi çözmelidir, bu iş için atılması gereken adımlara öncülük etmelidir' diye özellikle düşünüyorum."
"Mevcut İçtüzük bitmiştir"
"Yılladır hep konuştuk ama İçtüzük sorununu halletmedik." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Mevcut İçtüzük bitmiştir, tükenmiştir; bununla parlamento çalışmaz, çalıştırılmaz; bunu görüyoruz. Bu hafta sonu nasıl ki tatil yok diyorlarsa, İçtüzük çıkana kadar tatil olmamalı ve bu iş bitmeli." dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuşmak üzere geldiği Mecliste, bir gazetecinin, bedelli askerlik tartışmalarına ilişkin sorusunu yanıtladı.
Sosyal medyada bedelli askerliğe ilişkin yer alan bazı ifadeleri hatırlatarak, "O sözler size mi aitti?" sorusuna Erdoğan, "Bana ait değil, ben 'Sayın Başbakan'la bir değerlendirmesi yapılır' dedim. Şu anda böyle bir şey söz konusu değil." karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kabinenin gündeminde bedelli yok, dedikodusu var" dedi.
'Bunların tek derdi var terör örgütlerinin kalemşörlüğünü yapmaktır'
Partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, "Terörist cenazesinde birbirlerini ezen, sözüm ona milletvekilleri, yazarlar, aydınlar, gazeteciler, Aybüke öğretmenimiz için, terör örgütünün katlettiği diğer masumlar için kıllarını kıpırdattılar mı?" diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Aynı kesimlerin terör örgütü tarafından dağa kaçırılan gençler ve bu gençlerin gözü yaşlı anneleri için bir kez bile seslerini yükselttiğini duydunuz mu? Elbette hayır. Daha hayatının baharında tüm ümitleri ve heyecanıyla birlikte toprağa verilen Aybüke kızımız için yüreği yanmayan taş kalplilerin dertleri kesinlikle insan değildir, insan hakları hiç değildir. Bunların tek derdi var terör örgütlerinin kalemşörlüğünü yapmaktır. Bunların tek gayesi teröristleri ve onların kanlı eylemlerini toplum nezdinde aklamaya çalışmaktır." diye konuştu.
Erdoğan, Aybüke'nin babası ile görüştüğünü anımsatarak, annesine, ailesine, milli eğitim camiasına ve tüm millete başsağlığı diledi.
'Kuzey Irak'ın bağımsızlığı yanlış bir adımdır'
AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, bölgedeki krizler, çatışmalar ve gerilimlerin maalesef, mübarek ramazan günlerinde durulmak bir yana, tırmanarak devam ettiğini söyledi.
Recep Tayyip Erdoğan, bütün bunlar yetmezmiş gibi bölgede Katar'a yönelik mesnetsiz iddialarla başlatılan yaptırımlar krizi ile karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
Türkiye olarak bu meselede tavırlarını en başından beri net olarak ortaya koyduklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bölgemizde terör örgütlerine ve onları birer maşa gibi kullanan güçlere karşı, birliğe, beraberliğe ve dayanışmaya her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Özellikle Irak'taki, Kuzey Irak Yerel Yönetimi ile ilgili yapılan açıklama gerçekten bizi derinden üzmüştür. Böyle bir reform arayışı içerisine girmek, Kuzey Irak'ın bağımsızlığı ile ilgili adım atmak Irak'ın toprak bütünlüğüne tehdittir ve yanlış bir adımdır. Temenni ederdik ki bunlar, yapılacak işler istişare yolu ile yapılsın. Çünkü, bu bölgede Kuzey Irak Yerel Yönetimi yalnız değildir. Kuzey Irak Yerel Yönetimi ile birlikte Musul'da Araplar, Kerkük'te Türkmenler... Bütün bunlar hep birlikte yaşıyorlar.
Biz barış içerisinde bu bölgede bütün bu adımların atılmasını ve Irak'ın bütünlüğünü hep savunduk ve savunmaya da devam ediyoruz."
Erdoğan, Katar'a ve Katar vatandaşlarına yönelik yaptırımların uzandığı yerlere bakıldığı zaman, çok ciddi bir yanlışın içine düşüldüğünü gördüklerini ifade etti.
'PKK'yı, PYD'yi, YPG'yi birbirinden ayıramazsınız'
Pek çok terör örgütüyle aynı anda mücadele eden, bu nedenle son 35 yılda 40 bin vatandaşı ve güvenlik görevlisini kaybeden Türkiye'nin terör konusunda çok fazla hassasiyeti bulunduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin dahi kesinlikle kabul etmediği yöntemlerin, teröre destek ithamıyla bağımsız bir ülkeye karşı uygulanmaya çalışılmasının kabul edilemeyeceğini bildirdi.
Erdoğan, şunları söyledi:
"Üstelik Katar, teröre destek veren değil tam tersine bölgemizde çok ciddi yıkıma ve acıya yol açan terör örgütü DEAŞ'a karşı Türkiye ile birlikte en kararlı duruşunu gösteren ülkedir. İftira kampanyalarıyla Katar'ı adeta bir suçlu gibi göstermenin bölgeye hiçbir faydası yoktur. Türkiye olarak bu ülkede, biz bir defa neyin ne olduğunu gayet iyi biliriz. Ama PKK'nın yavruları olan PYD'ye ve YPG'ye sahip çıkanlar, bu verdikleri kararlarla bedeli ödenmeyecek yanlış adımlar atıyorlar. PKK'yı, PYD'yi, YPG'yi birbirinden ayıramazsınız. YPG de PYD de bunların her ikisi de PKK'nın düşük çocuklarıdır; bunu böyle biliniz."
Bunu, ilgili her yerde söylediklerini belirten Erdoğan, "Yanlış yapıyorsunuz, iyi terörist, kötü terörist olmaz. Bunların her ikisi de kötüdür. Bunlarla sizin beraber olmanız hele hele Amerika’ya hiç yakışmaz." dediklerini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amerika olarak biz sizlerle NATO’da beraber miyiz? Beraberiz. Stratejik müttefik miyiz? Müttefikiz. O zaman Rakka operasyonunu biz beraber yaparız, niçin siz terör örgütleriyle bunu beraber yapıyorsunuz? Gelin bunu beraber yapalım. Bir ülkeyi terör örgütlerine maddi, yardımda bulunmak, aynı zamanda ayni yardımlarda bulunmakla suçlayacaksınız ama öte taraftan kalkıp PYD'ye, YPG’ye silah aktaracaksınız. Bunu ne ile izah edeceğiz. Bunlar bilinmiyor mu, görülmüyor mu? Her şey ortada. Şu anda PYD'ye, YPG'ye verilen silahların benim ülkeme tehdit oluşturmadığını bana kim garanti edecek?" diye konuştu.
Dostların acı ama gerçekleri söylediğini belirten Erdoğan, 15 Temmuz'da, kimlerin darbelere karşı olduğunu çok iyi bildiklerini ifade ederek, "Şu anda Körfez'de oynanan oyunun içerisinde de bu aktörlerin rol almadığını kimse iddia edemez." dedi.
"Fransa cumhurbaşkanı ve Katar emiri ile üçlü olarak görüşme yapacağız"
Bu meselenin mümkün olan en kısa sürede çözüme kavuşturulmasının bölgedeki tüm ülkeler ve halkaların yararına olacağına dikkati çeken Erdoğan, "Bunun için de çok ciddi bir telefon diplomasisi sürdürdük, sürüyoruz. Bugün de bir telekonferansla Fransa Cumhurbaşkanı ve Katar emiri ile üçlü olarak görüşme yapacağız, gelişmeleri tekrar değerlendireceğiz." diye konuştu.
İslam aleminin Ramazan Bayramı'nın anlamı ve ruhuna uygun şekilde girmesini temenni eden Erdoğan, böyle bir ayda Körfez'de bu olayların patlak vermesini izah etmenin mümkün olmadığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete ve tüm siyaset dünyasına şöyle seslendi:
"Efendim işte, 'Şu kadar küçük nüfusuyla, şu kadar küçük bir yeriyle, devasa, yüz milyona kafa tutmak, karşı çıkmak, bunlar olacak şeyler midir?' Ya kafa tutan diye bir şey yok ki. Hakkında adeta bir idam kararı verilen bir ülke söz konusu. Gıdası, ilacı aklınıza ne gelirse, her şeyini kesmek suretiyle böyle bir sıkıştırmayla yok uçuş alanlarını kapatmakla karşı karşıya kalan bir ülke var. Bunlar düne kadar, bu kadar birbirleriyle samimi hatta akrabalık bağları olanlar bile var aralarında, bu kadar ileri derecede ve ondan sonra kalkıp bunu yapacaksızın. Bu olacak iş değil. Onun için geçen söyledim, bugün yine söylüyorum, 'Hadimul Haremeyn Eş Şerifeyn, Suudi Arabistan Kralı, Körfez'in büyüğü olarak bu işi çözmelidir, bu iş için atılması gereken adımlara öncülük etmelidir' diye özellikle düşünüyorum."
"Mevcut İçtüzük bitmiştir"
"Yılladır hep konuştuk ama İçtüzük sorununu halletmedik." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Mevcut İçtüzük bitmiştir, tükenmiştir; bununla parlamento çalışmaz, çalıştırılmaz; bunu görüyoruz. Bu hafta sonu nasıl ki tatil yok diyorlarsa, İçtüzük çıkana kadar tatil olmamalı ve bu iş bitmeli." dedi.