Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Nisan 1916’da Irak’ta Osmanlı’nın İngiliz ordusunu yendiği Kut’ül Amare savaşıyla ilgili, “Yarın 100. yıl dönümünü idrak edeceğimiz bir Kut’ül Amare zaferimiz var ki, hafızalarımızdan kazılmaya çalışıldı. Bu tarih İngilizler için değil de bizim için utanç günüymüş gibi Kut’ül Amare’yi yeni nesillerden adeta sakladılar” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği ÖNDER tarafından Sinan Erdem Spor Salonu’nda düzenlediği “İmam Hatip Gençlik Buluşması” programına katıldı. Programda Erdoğan’ın yanı sıra Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği ÖNDER Genel Başkanı Halit Bekiroğlu, ünlü oyuncu Hasan Kaçan katıldı. Program mehteran takımının gösterisi ve ardından Kuran’ı Kerim hilafetiyle başladı. Programda katılımcılar cep telefonlarının flaşlarıyla renkli görüntüler oluşturdu. Salona giren Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıları selamlayarak gül dağıttı.
“CANLI BOMBA İLE KENDİNİ PATLATAN SÖZDE MÜSLÜMAN O PATLAMADA ÖLENLER YİNE MÜSLÜMAN”
“Müslümanlar dünyada ciddi sıkıntılarla karşı karşıya” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu zulümlerin çoğu Müslümanların kendi kendine yapmasıdır. Allahüekber diyerek öldüren Müslüman. Aynı şekilde Allahüekber diyerek ölen de Müslüman. Canlı bomba ile kendini patlatan sözde Müslüman o patlamada ölenler yine Müslüman. Bu yürek paralayıcı manzara bize şu üç önemli tehlikeye karşı dikkatli olmamız gerektiğini gösteriyor” ifadesini kullandı.
Müslümanların başında 3 fitnenin olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Şu anda İslam İşbirliği Teşkilatı’nın dönem başkanıyız. Oradaki konuşmamda da söylemiştim, 3 fitne var. Bir mezhepçilik. Mezhepçilik fitnesi İslam dünyasının içinde bizi ciddi manada yaralıyor. Şia mezhep olmaktan çıkmış adeta din gibi değerlendiriliyor. Aynı şekilde Sünnilik bazı yerlerde adeta din gibi değerlendiriliyor. Bizim bu mezheplerin üstünde bir dinimiz var; İslam. İslam’dan başka bir şey tanımıyoruz. Müslüman olduğumuza göre Suriye’de 500 bini aşkın Müslümanı öldüren devlet terörü estiren bir Esed’e sahip olan acaba ne adına sahip oluyor? Bunu din ile ikrar edip, kalp ile tasdik eden kişinin taşıdığı diğer sıfatlarının bir önemi olabilir mi? Bizim Şiilik diye Sünnilik, şu cemaat, bu tarikat diye bir dinimiz var mı? Elbette hayır. Öyleyse bu kinin, düşmanlığın sebebi ne? Niçin mezhep aidiyetimiz Müslüman kimliğimizin önüne geçiyor. İkinci fitne ırkçılık, kavmiyetçilik, asabiye fitnesidir. Peygamber efendimizin özellikle yasakladığı ırkçılık fitnesinin aradan geçen asırlara rağmen hala etkili olduğun görüyoruz. İnsanların tenlerinin, renkleri, konuştukları dil gibi sebeplerle ayrımcılığa maruz bırakan herkes ırkçılık illetinden muzdariptir. Ne Arap’ın Arap olmayana, ne Arap olmayanın Arap’a üstünlüğü yoktur. Üstünlük takva ile olur. Üçüncü fitne terördür” diye konuştu.
“İSLAM VE TERÖR KAVRAMLARININ YAN YANA KULLANILMASI UTANÇ VERİCİ”
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“İslam ve terör kavramlarının yan yana kullanabiliyor olması Müslümanlar için utanç vericidir. Sadece Müslüman insanları hedef alan terör örgütlerinin hepsi de bir proje ürünüdür. DAEŞ, EL Kaide, Boko Haram, gibi örgütler İslam’a karşı yürütülen kampanyalara malzeme üretiyorlar. PKK, PYD bunların İslamla uzaktan yakından alakası yoktur. Müslüman’ın Müslüman’a kanı, canı, malı, ırzı, namusu haramdır. Ve tabii Diyanet İşleri Başkanlığımızın da bu yılki Kutlu Doğum Haftası’nda teması vahdet ve tevhittir. Hepiniz toptan sımsıkı Allah’ın ipine sarılın, ayrılığa tefrike düşmeyin. Bunu yapıyor muyuz? Ne yazık ki yapamıyoruz. Zaten bunu yaptığımız gün iş bitti. Birbirimizi ancak müminler kardeştir. Müslümanlar yeniden izzetlerini, onurlarını, haysiyetlerini yükseltmek istiyorlarsa bu üç fitneyi bertaraf etmek mecburiyetindedir. Dinin sahibi Allah’tır. Biz Müslümanlara düşen varlığımıza ve geleceğimize sahip çıkmaktır. İslam İşbirliği Teşkilatı içinde en temel konularda dahi uzlaşmaya varabilmek mümkün olmuyor. Bu iki yıllık dönemde bunu başarmaya çalışacağız.”
“Osmanlı’nın son dönemlerinde ülkenin en önemli ilim ve irfan kaynakları olan medreselerin yozlaşması büyük sıkıntıya yol açmıştır” diyen Erdoğan, “Cumhuriyetle birlikte bunların toptan kaldırılması daha büyük kayba ve boşluğa neden olmuştur. İmam Hatipler, İlahiyat Fakülteleri elbette çok önemli hizmetleri ifa ediyor. Eğitim gücü ve derinliği bakımından bu kurumların medrese geleneğinin binlerce yıllık birikimine henüz yetişemediği ortadadır. Son birkaç yüzyıldır dünyaya hakim olan düzen artık çatırdamaktadır” ifadesini kullandı.
“İSLAM DÜNYASININ UMUDU TÜRKİYE’DİR”
İslam dünyasının umudunun Türkiye olduğunu belirten Erdoğan, “Üst üste gelen krizler yeni bir değişimin habercisidir. İslam dünyasının umudu Türkiye’dir. Türkiye’nin umudu da sizlersiniz. Bunun büyük bir sorumluluk olduğunu biliyorum. Ülkemize bize saldıranların hedefinin başında tarih gelir. Tarihini unutan millet hafızasını unutur. Tarihimizle irtibatımızı kesmek için okul kitaplarından her alana öylesine planlı ve titiz çalışma yapılmıştır ki, milletimizin önemli bölümü hayata ve geçmişine bu yalanlar üzerinden bakmıştır. Bize yıllardır I. Dünya Savaşı’nda her yerde yenildiğimiz öğretildi değil mi? Döneme ilişkin hatıratlara, askeri belgelere bakıyorsunuz bambaşka bir manzara. Osmanlı Doğu, Batı, Güney cephelerinde inanç ve cesaretle mücadele vermiştir. Kimi cephede yenmişler, kiminde yenilmişler, ama mücadeleyi asla bırakmamışlar. Çanakkale Savaşı geçtiğimiz yüzyılın en önemli savaşlardan birisi olmasına rağmen yakın zamana kadar hakkıyla anılmamıştır” dedi.
“KUT’ÜL AMARE ZAFERİMİZ VAR Kİ, HAFIZALARIMIZDAN KAZILMAYA ÇALIŞILMIŞTIR”
“Yarın 100. yıl dönümünü idrak edeceğimiz bir Kut’ül Amare zaferimiz var ki, hafızalarımızdan kazılmaya çalışılmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1916’nın 29 Nisan gününe kadar devam eden bu büyük zaferin kahramanlarını Süleyman Askeri, Ali İhsan Sabis, Nurettin Paşa’yı saygıyla, hürmetle yad ediyorum. İngilizlerin çoğunluğu Hintlilerden oluşan kısa sürede Bağdat’ı ele geçirme hayalleri Kut’ül Amare’de hezimete dönüşmüştür. 29 Nisan 1916’da 5 general 500 subay 13 bin askerle Halil Paşa’ya teslim olan İngiliz ordusu için bu tarih kara bir gündür. Bu tarih İngilizler için değil de bizim için utanç günüymüş gibi Kut’ül Amare’yi yeni nesillerden adeta sakladılar. Yarın Sayın Başbakanımızın ve Genelkurmay Başkanımızın da katıldığı bir törenle bu zaferi anacağız. Bu bakımdan tarihimizin ayrılmaz parçası olan mücadelelerin hepsi de Kurtuluş Savaşımız kadar önemlidir, değerlidir. İstiklal Harbimiz bu savaşların son halkasıdır. Bugün terör örgütünün eylem yaptığı şehirlerimizde kahramanca mücadele veren asker, polis ve korucumuz emin olun bu mücadeleyi farklı bir şekilde veriyor. Tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum” ifadesini kullandı.
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“İmam Hatip neslini bu kadim davanın günümüzdeki temsilcileri olarak görüyorum. Ben her bir kardeşimin gözünde azmi, kararlılığı, cesareti görüyorum. İmam Hatipliler, Kuran ve temel bilimlerle birlikte peygamberimizin hayatı, siyer-i nebiyi öğretmeleri sebebiyle ayrıca önemlidir. Peygamberimizin aziz hatıraları başta olmak üzere İslam medeniyetinin değerlerine bizim kadar hürmet gösteren, samimiyetle sahip çıkan pek az millet vardır.”
(İHA)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği ÖNDER tarafından Sinan Erdem Spor Salonu’nda düzenlediği “İmam Hatip Gençlik Buluşması” programına katıldı. Programda Erdoğan’ın yanı sıra Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği ÖNDER Genel Başkanı Halit Bekiroğlu, ünlü oyuncu Hasan Kaçan katıldı. Program mehteran takımının gösterisi ve ardından Kuran’ı Kerim hilafetiyle başladı. Programda katılımcılar cep telefonlarının flaşlarıyla renkli görüntüler oluşturdu. Salona giren Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıları selamlayarak gül dağıttı.
“CANLI BOMBA İLE KENDİNİ PATLATAN SÖZDE MÜSLÜMAN O PATLAMADA ÖLENLER YİNE MÜSLÜMAN”
“Müslümanlar dünyada ciddi sıkıntılarla karşı karşıya” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu zulümlerin çoğu Müslümanların kendi kendine yapmasıdır. Allahüekber diyerek öldüren Müslüman. Aynı şekilde Allahüekber diyerek ölen de Müslüman. Canlı bomba ile kendini patlatan sözde Müslüman o patlamada ölenler yine Müslüman. Bu yürek paralayıcı manzara bize şu üç önemli tehlikeye karşı dikkatli olmamız gerektiğini gösteriyor” ifadesini kullandı.
Müslümanların başında 3 fitnenin olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Şu anda İslam İşbirliği Teşkilatı’nın dönem başkanıyız. Oradaki konuşmamda da söylemiştim, 3 fitne var. Bir mezhepçilik. Mezhepçilik fitnesi İslam dünyasının içinde bizi ciddi manada yaralıyor. Şia mezhep olmaktan çıkmış adeta din gibi değerlendiriliyor. Aynı şekilde Sünnilik bazı yerlerde adeta din gibi değerlendiriliyor. Bizim bu mezheplerin üstünde bir dinimiz var; İslam. İslam’dan başka bir şey tanımıyoruz. Müslüman olduğumuza göre Suriye’de 500 bini aşkın Müslümanı öldüren devlet terörü estiren bir Esed’e sahip olan acaba ne adına sahip oluyor? Bunu din ile ikrar edip, kalp ile tasdik eden kişinin taşıdığı diğer sıfatlarının bir önemi olabilir mi? Bizim Şiilik diye Sünnilik, şu cemaat, bu tarikat diye bir dinimiz var mı? Elbette hayır. Öyleyse bu kinin, düşmanlığın sebebi ne? Niçin mezhep aidiyetimiz Müslüman kimliğimizin önüne geçiyor. İkinci fitne ırkçılık, kavmiyetçilik, asabiye fitnesidir. Peygamber efendimizin özellikle yasakladığı ırkçılık fitnesinin aradan geçen asırlara rağmen hala etkili olduğun görüyoruz. İnsanların tenlerinin, renkleri, konuştukları dil gibi sebeplerle ayrımcılığa maruz bırakan herkes ırkçılık illetinden muzdariptir. Ne Arap’ın Arap olmayana, ne Arap olmayanın Arap’a üstünlüğü yoktur. Üstünlük takva ile olur. Üçüncü fitne terördür” diye konuştu.
“İSLAM VE TERÖR KAVRAMLARININ YAN YANA KULLANILMASI UTANÇ VERİCİ”
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“İslam ve terör kavramlarının yan yana kullanabiliyor olması Müslümanlar için utanç vericidir. Sadece Müslüman insanları hedef alan terör örgütlerinin hepsi de bir proje ürünüdür. DAEŞ, EL Kaide, Boko Haram, gibi örgütler İslam’a karşı yürütülen kampanyalara malzeme üretiyorlar. PKK, PYD bunların İslamla uzaktan yakından alakası yoktur. Müslüman’ın Müslüman’a kanı, canı, malı, ırzı, namusu haramdır. Ve tabii Diyanet İşleri Başkanlığımızın da bu yılki Kutlu Doğum Haftası’nda teması vahdet ve tevhittir. Hepiniz toptan sımsıkı Allah’ın ipine sarılın, ayrılığa tefrike düşmeyin. Bunu yapıyor muyuz? Ne yazık ki yapamıyoruz. Zaten bunu yaptığımız gün iş bitti. Birbirimizi ancak müminler kardeştir. Müslümanlar yeniden izzetlerini, onurlarını, haysiyetlerini yükseltmek istiyorlarsa bu üç fitneyi bertaraf etmek mecburiyetindedir. Dinin sahibi Allah’tır. Biz Müslümanlara düşen varlığımıza ve geleceğimize sahip çıkmaktır. İslam İşbirliği Teşkilatı içinde en temel konularda dahi uzlaşmaya varabilmek mümkün olmuyor. Bu iki yıllık dönemde bunu başarmaya çalışacağız.”
“Osmanlı’nın son dönemlerinde ülkenin en önemli ilim ve irfan kaynakları olan medreselerin yozlaşması büyük sıkıntıya yol açmıştır” diyen Erdoğan, “Cumhuriyetle birlikte bunların toptan kaldırılması daha büyük kayba ve boşluğa neden olmuştur. İmam Hatipler, İlahiyat Fakülteleri elbette çok önemli hizmetleri ifa ediyor. Eğitim gücü ve derinliği bakımından bu kurumların medrese geleneğinin binlerce yıllık birikimine henüz yetişemediği ortadadır. Son birkaç yüzyıldır dünyaya hakim olan düzen artık çatırdamaktadır” ifadesini kullandı.
“İSLAM DÜNYASININ UMUDU TÜRKİYE’DİR”
İslam dünyasının umudunun Türkiye olduğunu belirten Erdoğan, “Üst üste gelen krizler yeni bir değişimin habercisidir. İslam dünyasının umudu Türkiye’dir. Türkiye’nin umudu da sizlersiniz. Bunun büyük bir sorumluluk olduğunu biliyorum. Ülkemize bize saldıranların hedefinin başında tarih gelir. Tarihini unutan millet hafızasını unutur. Tarihimizle irtibatımızı kesmek için okul kitaplarından her alana öylesine planlı ve titiz çalışma yapılmıştır ki, milletimizin önemli bölümü hayata ve geçmişine bu yalanlar üzerinden bakmıştır. Bize yıllardır I. Dünya Savaşı’nda her yerde yenildiğimiz öğretildi değil mi? Döneme ilişkin hatıratlara, askeri belgelere bakıyorsunuz bambaşka bir manzara. Osmanlı Doğu, Batı, Güney cephelerinde inanç ve cesaretle mücadele vermiştir. Kimi cephede yenmişler, kiminde yenilmişler, ama mücadeleyi asla bırakmamışlar. Çanakkale Savaşı geçtiğimiz yüzyılın en önemli savaşlardan birisi olmasına rağmen yakın zamana kadar hakkıyla anılmamıştır” dedi.
“KUT’ÜL AMARE ZAFERİMİZ VAR Kİ, HAFIZALARIMIZDAN KAZILMAYA ÇALIŞILMIŞTIR”
“Yarın 100. yıl dönümünü idrak edeceğimiz bir Kut’ül Amare zaferimiz var ki, hafızalarımızdan kazılmaya çalışılmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1916’nın 29 Nisan gününe kadar devam eden bu büyük zaferin kahramanlarını Süleyman Askeri, Ali İhsan Sabis, Nurettin Paşa’yı saygıyla, hürmetle yad ediyorum. İngilizlerin çoğunluğu Hintlilerden oluşan kısa sürede Bağdat’ı ele geçirme hayalleri Kut’ül Amare’de hezimete dönüşmüştür. 29 Nisan 1916’da 5 general 500 subay 13 bin askerle Halil Paşa’ya teslim olan İngiliz ordusu için bu tarih kara bir gündür. Bu tarih İngilizler için değil de bizim için utanç günüymüş gibi Kut’ül Amare’yi yeni nesillerden adeta sakladılar. Yarın Sayın Başbakanımızın ve Genelkurmay Başkanımızın da katıldığı bir törenle bu zaferi anacağız. Bu bakımdan tarihimizin ayrılmaz parçası olan mücadelelerin hepsi de Kurtuluş Savaşımız kadar önemlidir, değerlidir. İstiklal Harbimiz bu savaşların son halkasıdır. Bugün terör örgütünün eylem yaptığı şehirlerimizde kahramanca mücadele veren asker, polis ve korucumuz emin olun bu mücadeleyi farklı bir şekilde veriyor. Tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum” ifadesini kullandı.
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“İmam Hatip neslini bu kadim davanın günümüzdeki temsilcileri olarak görüyorum. Ben her bir kardeşimin gözünde azmi, kararlılığı, cesareti görüyorum. İmam Hatipliler, Kuran ve temel bilimlerle birlikte peygamberimizin hayatı, siyer-i nebiyi öğretmeleri sebebiyle ayrıca önemlidir. Peygamberimizin aziz hatıraları başta olmak üzere İslam medeniyetinin değerlerine bizim kadar hürmet gösteren, samimiyetle sahip çıkan pek az millet vardır.”
(İHA)