Dünya

'Kürt devleti projesinin gerçekleşme şansı imkansız hale geldi'

Uludağ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Arı, "Kuzey Irak denemesi üzerinden yeniden tedavüle sokulan projenin gerçekleşme şansı imkansız hale geldi." dedi.

'Kürt devleti projesinin gerçekleşme şansı imkansız hale geldi'
05-11-2017 19:27

İSTANBUL - Gülsüm İncekaya

UludaÄŸ Ãœniversitesi Ä°ktisadi ve Ä°dari Bilimler Fakültesi (Ä°Ä°BF) Dekanı Prof. Dr. Tayyar Arı, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin yaptığı gayrimeÅŸru referandumun ardından yaÅŸanan geliÅŸmelere iliÅŸkin, “Emperyalistlerin amaçları bölgedeki Müslüman halkları birbirine düşman hale getirmek. Özellikle Kuzey Irak denemesi üzerinden yeniden tedavüle sokulan bu projenin gerçekleÅŸme ÅŸansı imkansız hale geldi.” dedi.

Uludağ Üniversitesi İİBF Dekanı ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ankara-Bağdat-Tahran ittifakının İslam dünyasını parçalama oyununu bozduğunu söyledi.

Kürt devleti projesinin aslında son iki yüzyıldır devam eden, "DoÄŸu Sorunu" olarak da bilinen ve baÅŸta Osmanlı’yı ÅŸimdi ise Türkiye ve Ä°slam dünyasını parçalama politikalarının bir devamı olduÄŸunu kaydeden Arı, “Bölgede çok daha parçalı ve kolay yönetilebilir, oldukça istikrarsız ve birbiriyle kavgalı bir coÄŸrafya arzulanmaktadır. Emperyalistlerin amaçları bölgedeki Müslüman halkları birbirine düşman hale getirmek. Özellikle Kuzey Irak denemesi üzerinden yeniden tedavüle sokulan bu projenin gerçekleÅŸme ÅŸansının zorluÄŸu ortaya çıkmış oldu. Bana göre uzun vadede ne olur bilinmez ama kısa ve orta vadede gerçekleÅŸmesi oldukça zor hatta imkansız hale gelmiÅŸtir.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Türkiye ve İslam dünyasını parçalama projesinin kısa ve orta vadede gerçekleşmesinin oldukça zor olduğunu aktaran Arı, bölgedeki temel aktörlerin ve büyük oyuncuların kabul etmediği sürece bölgeye dışarıdan bu tür projelerin dayatılmasının imkansız geldiğini vurguladı.

''Türkiye, Batı’nın kontrolünden çıktı''

Son dönemde Türkiye-ABD arasındaki gerilime de değinen Prof. Dr. Tayyar Arı, ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerin Soğuk Savaş sonrasında uluslararası koşullarda meydana gelen gelişmelerden bağımsız olarak ele alınmaması gerektiğinin altını çizdi.

Arı, Türkiye’nin Rusya ve Ä°ran gibi komÅŸularıyla Orta DoÄŸu’da istikrar için kilit öneme sahip olduÄŸunu vurgulayarak, şöyle konuÅŸtu:

“Batıyla iliÅŸkileri uzun bir geçmiÅŸe dayanan Türkiye hala çok deÄŸerlidir. Ayrıca doÄŸal kaynakların kontrolü ve Batıya ulaşımı noktasındaki stratejik konumu itibariyle ciddi bir role sahip olan Türkiye, bölgedeki dengeleri deÄŸiÅŸtirebilecek konumdadır. Ayrıca ABD için stratejik öneme sahip olan Ä°srail’in güvenliÄŸini de olumlu veya olumsuz yönde etkileyebilecek potansiyele sahiptir.”

Arı, Ankara’nın izlediÄŸi politikaların Batı’ya meydan okuma olarak görüldüğünü savunarak, taraflar arasındaki iliÅŸkilerin artık rekabetçi bir boyut kazandığını öne sürdü.

Türkiye’nin emperyalist ülkelerin sergiledikleri politikaları ifÅŸa etmesinden Batı’nın rahatsızlık duyduÄŸunu dile getiren Arı, “Dolayısıyla bence temel sorun Türkiye’yi dönüştürememe ve kontrol altına alamama sorunudur ve FETÖ bu amaçla devreye sokulmuÅŸtur. Bütün bunlara raÄŸmen Türkiye ile ABD arasındaki iliÅŸkiler vazgeçilebilir nitelikte deÄŸildir. Ancak taraflar arasında normalleÅŸme FETÖ elebaşısının iadesine ve PYD’ye verilen desteÄŸin kesilmesine baÄŸlıdır.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

''NATO, Türkiye gibi bir düşman istemez''

Rusya’dan satın alınan S-400 yüksek irtifa hava savunma füze sistemiyle ilgili olarak NATO’dan yapılan açıklamaları deÄŸerlendiren Arı, sözlerini şöyle tamamladı:

“NATO, eÄŸer bölgesel ve küresel güvenlik sorunlarındaki önemini devam ettirecekse Türkiye’den vazgeçmesi mümkün deÄŸildir. Oysa Türkiye, NATO’ya olan ihtiyacını her zaman tartışmaya açabilir. Türkiye, Sovyet tehdidi karşısında bir güvence olarak gördüğü NATO’ya artık yaÅŸamsal bir önem atfetmemektedir. Ancak eÄŸer Batılı aktörlerin NATO’yu feshetme gibi bir amaçları varsa o zaman Türkiye’nin üyeliÄŸini de tartışmaya açabilirler. Aksi halde böyle bir geliÅŸmeyi tartışmak bile anlamsızdır.

Bunu sınamak için, Ä°ncirlik'i deÄŸil, Malatya’daki radar üssünü tartışmaya açmak yeterlidir. Batı’nın en son isteyeceÄŸi ÅŸey Türkiye gibi bir düşmana sahip olmaktır. Bu nedenle S-400 çerçevesinde gündeme gelen tartışmalara fazla bir deÄŸer atfetmeye gerek duymuyorum. Türkiye büyük bir aktördür ve bağımsız politikalar izleme hakkına ve yetkisine sahiptir.''

"NATO üyeliğini gündeme getirmek siyaseten baskı uygulamadır"

Türk-Amerikan ilişkilerindeki gerilimi değerlendiren Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu ise, bunun, ABD ve AB'deki siyasi istikrarsızlıktan kaynaklandığını belirterek başarısız darbe girişimi ve Orta Doğu'daki çıkmazın ilişkileri olumsuz tetiklediğini söyledi.

Türkiye ABD arasındaki gerilimin sürdürülebilir bir gerilim olmayacağını ve çıkarlar doğrultusunda yeniden bir normalleşmeye gidileceğine dikkat çeken Dedeoğlu, şunları söyledi:

''Türkiye ile Batı arasındaki iliÅŸkilerin bu duruma gelinmesinde hem Türkiye’de darbeyle yönetimin deÄŸiÅŸeceÄŸi beklentisinin gerçekleÅŸmemesiyle ilgili tutumlar, hem Orta DoÄŸu’nun geleceÄŸi konusunda tarafların farklı tasarrufları bulunmasından hem de her bir ülkenin kendi iç sorunları bulunmasından kaynaklanıyor.

ABD’de baÅŸkanın koltuÄŸu sallanıyor, AB gelecek vizyonu oluÅŸturamıyor, üye devletlerde giderek daha 'milliyetçi-muhafazakar' ve AB karşıtı partiler iktidara geliyor, bağımsızlık rüzgarları da giderek artıyor. Dolaysıyla iliÅŸkilerin bozulmasını sadece ikili iliÅŸkilere bakarak deÄŸerlendirmek kolay deÄŸil. Devletler moral deÄŸerlerle deÄŸil, çıkarlarıyla dış politika üretirler; dolayısıyla tarafların ortak çıkarlarını gözden geçirdiklerinde ve yeni ortak çıkar alanları geliÅŸtirdiklerinde iliÅŸkilerde normalleÅŸme yaÅŸanacağını öngörmek mümkün.''

DedeoÄŸlu, NATO'nun S-400 füzelerinin alınması ile ilgili “Türkiye kaçınılmaz sonuçlarla karşı karşıya kalabilir”, ''Türkiye NATO'dan çıkarılabilir'' gibi açıklamalarını da eleÅŸtirerek, ''NATO üyeliÄŸini gündeme getirmek siyaseten baskı uygulamadır." dedi.

NATO üyesi devletlerin bu konuda ortak bir görüşe sahip olmadığını vurgulayan DedeoÄŸlu, ''NATO’dan farklı açıklamalar geldi. NATO Genel Sekreteri, söz konusu alımın NATO açısından bir mahsuru bulunmadığını dile getirirken, bazı NATO üyesi devletleri 'biz vermezsek Türkiye’yi Rusya’dan almaya mecbur ederiz' mealinde açıklamalarda bulundu. NATO üyesi devletlerin ortak tutum içinde olmadıkları açık, bazıları, örneÄŸin Almanya Rusya konusunda çok daha temkinliyken Fransa Rusya ile iÅŸ birliÄŸinden yana. Dolayısıyla Türkiye’nin NATO üyeliÄŸini gündeme getirmek, siyaseten baskı yapmanın ötesinde bir anlam ifade etmiyor. Ayrıca, Rusya’nın da NATO’dan çıkarılmış bir Türkiye tercih etmeyeceÄŸini de görmek gerekiyor.'' ifadelerini kullandı.

Rus-ABD ilişkileri netleşmeden, tanımlanmadan Türkiye ile Batı arasındaki ilişkilerin her zaman inişli çıkışlı olacağını kaydeden Dedeoğlu, şöyle devam etti:

''Bazı NATO ülkeleri, Türkiye, Batı tarafından dışlanması halinde, güvenlik arayışını çeÅŸitlendirebileceÄŸini söylüyor ki aslında baÅŸka devletler de böyle yapıyor. (Ä°srail, Suudi Arabistan, Mısır’ın hem Rusya hem de ABD ile askeri-mali anlaÅŸmalar yapması gibi) NATO’nun bazı üyeleri ise Türkiye’nin jeopolitik avantajını bir tür ÅŸantaj olarak görüp bu jeopolitik konumun gözden çıkarılabileceÄŸini ima ediyor. ABD ile Rusya’nın iliÅŸkileri tanımlanabilir bir hal almadıkça, hem Türkiye’nin batılı ülkelerle ikili iliÅŸkileri hem de NATO içi iliÅŸkileri bu tür iniÅŸ çıkışlar yaÅŸayacak gibi gözüküyor.''

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÃœRKÄ°YE GÃœNDEMÄ°
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER