İstanbul
CVK Park Bosphorus Hotel'de "Yunus Emre Enstitüsünün 2023 Yılı Vizyonu" çerçevesinde gerçekleştirilen Yunus Emre Enstitüsü (YEE) Danışma Kurulu Toplantısı'nda konuşan Ersoy, danışma kurulu üyelerine Türkiye'nin kültürel diplomasi politikalarının şekillendirilmesine katkılarından dolayı teşekkür etti.
Bakan Ersoy, enstitüye adını veren mutasavvıf ve şair Yunus Emre'nin, merkezine insanı koyan zamansız bir çağrının sesi olduğunu dile getirerek, "Onun, 'Yetmiş iki millete bir gözle bakmak' yaklaşımı ve öğüdü günümüz dünyasında hasretini çektiğimiz barış ve huzur dolu bir dünyanın yol haritası, vicdanımızı kanatan insanlık dramlarının ve büyük bir utanç olan ırkçı yaklaşımların da ilacıdır. Bundandır ki medeniyetimizin insana yaklaşımının bir abidesi olan Yunus'un öğretileri, Türkiye'nin 'İnsan Odaklı Kamu ve Kültürel Diplomasi' pratiklerinde her zaman rehberimiz olmuştur. YEE, bu rehberliği eyleme ve esere dönüştürme kapısıdır." ifadelerini kullandı.
Bu kapının tarihten kültüre, dilden sanata açıldığını dile getiren Ersoy, "Kapıdan girenin muhatabı biziz. Kendimizi ne denli doğru anlatırsak, bizim elde edeceğimiz ve muhatabımızın hayatına katacağımız fayda o denli büyük, o denli etkili olacaktır." dedi.
"Diplomasiyi huzurlu yarınların anahtarı olarak kullanmaya devam edeceğiz"
Bakan Mehmet Nuri Ersoy, ulusların kaderlerinin giderek birbirine bağlı hale geldiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Çağımızın bizlere edindirdiği tecrübelerle sabittir ki ulusların kaderleri belki de hiç olmadığı kadar birbirlerine bağlı hale gelmiştir. Bölgesel ve küresel krizlerin, çatışmaların önlenmesinde zamanında yapılmış ve yapılacak insani dokunuşlar bu bağımlılığı büyük, pozitif bir etkene dönüştürürken, aksi yönde izlenen politikalar ve çıkar yaklaşımları ise sorunları maalesef derinleştirmektedir. Biz her zaman olduğu gibi çözüm odaklı çalışmalarımızı sürdürecek ve diplomasiyi huzurlu yarınların anahtarı olarak kullanmaya devam edeceğiz. Bu noktada şunu da özellikle belirtmek gerekir. Geleneksel diplomasi pratiklerini 'Kamu Diplomasisi', 'Kültürel Diplomasi', 'Stratejik İletişim', 'Dijital Diplomasi', 'Bilim Diplomasisi', 'Spor Diplomasisi' ve 'Gastro Diplomasi' gibi alternatif diplomasi araçlarıyla güçlendirmeyen, bunları eşgüdüm içerisinde kullanamayan, 'yurttaş diplomat' prensibiyle gençlerini geleceğe hazırlamayan ülkeleri gerçekten zor zamanlar beklemektedir. Genel oturum konumuz bu gerçeğin bir yansımasıdır. Bir konuşma başlığı değil bir hedef ortaya koyuyoruz."
Coğrafi, sosyal, kültürel, ekonomik, politik, etnik ve dini farklılıkları aşarak, farklılıklarıyla dünyayı zenginleştiren insanlara hayatın doğal akışı içince yenilikçi araçlarla ulaşmak, hayatlarına dokunmak ve bu sayede Türkiye ile bir bağ kurmalarını sağlamak gerektiğinin altını çizen Ersoy, "Bu hedefe ulaşmak için geleneksel kültürlerarası iletişim ve etkileşim yöntemlerimizle birlikte, dijitalleşen ve sanala evirilen yeni yaşam pratiklerine uygun yol haritası belirlemek ve projeler üretmek zorundayız. Yeniye ayak uydurmalı ve hatta yeni olanı biz ortaya koymalıyız." değerlendirmesinde bulundu.
Ersoy, dijital dünyanın hızını yakalayabilmek, sosyal medyanın sunduğu muazzam boyut ve çeşitlilikteki içeriklerin arasından sıyrılmak için insanlarla kendi hayatları ve tercihleri içerisinde buluşabilmenin önemine değinerek, "Onların seçimi olabilmeliyiz ve onlara kendi konfor alanları içerisinde ulaşabilmeliyiz. Yani ifade etiğimiz gibi hayat akışlarının bir parçası olmak zorundayız. Aksi durumda sizler de takdir edersiniz ki hedeflerimize ve hedef kitlemize ulaşmada, sürdürülebilirlikte sorun yaşarız." diye konuştu
"Gönül bağı kültürel etkileşimle başlasa da pek çok alana etki etmektedir"
Hacettepe Üniversitesinden Dr. Melih Barut tarafından yapılan araştırmanın YEE bünyesinde, yılın ilk yarısında dünyanın farklı noktalarında Türkçe öğrenen 125 ülkeden yaklaşık 5 bin kişi üzerinde gerçekleştirildiğini aktaran Ersoy, şu bilgileri verdi:
"Bu çalışma, kültürlerarası etkileşimde Türk dizilerinin inanılmaz etkisini rakamlarla ortaya koydu. Yapılan bu saha çalışması, dizilerimizin kültürlerarası etkileşime doğrudan katkı sağlayan, izleyicilerle evlerinin en rahat köşelerinde düzenli olarak buluşan birer kültür elçilerine dönüştüğünü göstermiştir. Arjantin, Brezilya, Meksika ve Şili örneklerinde olduğu gibi Latin Amerika'da izlenen Türk dizileri, bahse konu ülkelerin vatandaşlarıyla Türkiye arasında daha önce örneği görülmedik şekilde gönül köprülerinin kurulmasında hızlandırıcı rol oynamıştır ve halen de oynamaktadır. Ortaya koyduğumuz hedefe uygun şekilde insanların coğrafi konumlarından ve içerisinde yaşadıkları sosyokültürel gerçekliklerden bağımsız olarak, izleyici kitlelerinin hayatına temas edilmiştir. Bu gönül bağı kültürel etkileşimle başlasa da dış ticaretten turizme, eğitimden sağlığa, savunmadan uluslararası güvenliğe pek çok alana etki etmektedir, yeni bağlar inşa etmenin yolunu açmaktadır."
Bakan Ersoy, geleneksel etkileşim araçlarının yanı sıra Türk dizileri, uzun metrajlı görsel yapıtlar, kısa filmler, dijital oyunlar ve sanal evrenin muhtelif içerikleri üzerinden kültürlerarası iletişim alanlarının genişletilmesini bir zorunluluk haline geldiğini belirterek, "Bugün özel konuşmacı olarak değerlendirmelerini bizlerle paylaşan O3 Medya Kurucusu Saner Ayar, 30 yılı aşkın tecrübesiyle sektörün kültürlerarası etkileşimde nasıl bir paydaş olabileceğini çok daha geniş ve derin bir bakış açısıyla ortaya koydu." dedi.
Ersoy, YEE tarafından sahada uygulamaya sürülecek kültürlerarası yenilikçi etkileşim stratejilerinin belirlenmesine ve Türkiye'nin kültürel diplomasi politikalarının yeni açılımlarına ışık tutacak olan buluşmayı düzenleyen YEE Başkanı Şeref Ateş ile toplantıya katılan kültür, sanat, bilim ve iş insanlarıyla kurum ve kuruluş temsilcilerine de teşekkür etti.
Kurul toplantısının açılışında konuşan YEE) Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş de Yunus Emre Vakfının, mütevelli heyeti, yönetim kurulu, denetleme kurulu ve danışma kurulu gibi organlardan oluştuğunu, bu kurulların Bakan Ersoy başkanlığında verimli bir şekilde çalıştığını söyledi.
Türkiye'nin bilinirliğini, tanınırlığını, itibarını en iyi şekilde yansıtacak, Türkiye'nin dünya ile bağlarını kuracak stratejiler geliştirmeye çalıştıklarını dile getiren Ateş, bu doğrultuda her ülkeye uygun programları hayata geçirdiklerini anlattı.
Ateş, "Bu vesileyle Bakanımızın göreve geldiği günden itibaren Yunus Emre Vakfının tüm organlarını en aktif şekilde çalıştırdığı ve vakfın tüm sorunlarını çözmede gösterdiği kararlı tutumu için teşekkür ediyorum." dedi.
Yunus Emre Vakfının en önemli ve en kapsamlı organlarından Danışma Kurulunun toplantısını yapmak üzere toplandıklarını kaydeden Ateş, şunları ifade etti:
"Danışma Kurulunda ifade edilecek görüş ve düşüncelerinizin tamamı kayıt altına alınacak. Bu görüş ve düşünceler mümkün mertebe Yönetim Kurulu ve Mütevelli Heyeti toplantılarında da değerlendirilerek 2023 yılı eylem planlarına yansıtılmaya çalışılacak. Bugün burada zaman darlığından dolayı tam olarak ifade edemediğiniz görüş ve düşüncelerinizi yazılı olarak da Enstitümüze ulaştırdığınızda mutlaka değerlendirilecektir."
Ateş, 2023 için üst başlıklarının "Cumhuriyetimizin Yüzüncü Yılı" ve sloganlarının ise "Cumhuriyet ile büyüyen Türkiye", "Kültür ağları ile örüyoruz dünyayı" olduğunu ifade etti.
"Türk milleti bu yüzyılda kendine yeni bir yol belirledi"
Türk milletinin, bu yüzyılda kendisine yeni bir yol belirlediğini vurgulayan Ateş, şu ifadeleri kullandı:
"Türk milleti, yeni bir harita çizdiği sancılı ama umutlu bir geleceği tarihe yazdı ve sonunda bir zamanlar büyük bir cesaretle talep ettiğimiz misyonun bizi büyütmesiyle yetinmeyip biz de Cumhuriyet'i yeni kapılarla yeni evrenlere açtık. Hem değiştik, hem değiştirdik."
Ateş, insanlık macerasının en önemli ortak eyleminin tanışmaktan geçtiğini, dolayısıyla Yunus Emre'nin "Gelin tanış olalım" ilkesiyle yola devam ettiklerini söyledi.
Türkiye'nin tarihi bir dönemece geldiğini belirten Ateş, şöyle konuştu:
"1923'te Türkiye Cumhuriyeti'ni tüm dünyada tanıtmak ve anlatmak ne kadar önemliydiyse bugün, 100. yılında da en az o kadar önemli. Cumhuriyet'imizin yüzüncü yaşına şahit olan bizler, geleceğe çok daha korkusuzca ve kararlı olarak bakabiliyoruz çünkü arkamıza aldığımız o eşsiz rüzgar, ufkumuzu açıyor, bize güç ve umut veriyor. Yüzlerce yıllık bilgeliğin damıtılıp içine sığdırıldığı Anadolu irfanı bize yol gösteriyor. Şimdi gelecek yüzyıla hazırlanmamız, daha büyük işler yapmamız gerekiyor."
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com