Türkiye ile ABD arasında son dönemde yaşanan kriz, ABD’nin vize kararıyla yeni bir boyut kazandı. Uzmanlar, bundan sonra iki ülkenin atacağı adımların, krizin yönelimini belirleyeceğine dikkat çekerek şunları söylüyor:
ESKİ TÜRKİYE YOK
Prof. Dr. Mehmet Şahin: ABD’nin almış olduğu vize kararı aslında uzun süredir Türkiye ile ABD arasında yaşanan gerginliğin sonucu. 2003 yılından bu yana sorunlar yaşanıyor ama özellikle 2013 yılından bu yana yaşananlar Türk- Amerikan ilişkilerini bu noktaya getireceği belliydi. 2013 yılından itibaren ABD’nin Türkiye’ye karşı net bir tavrının olduğunu görüyoruz. ABD benim gördüğüm kadarıyla Soğuk Savaş dönemindeki Türkiye’yi karşısında görmek istedi. Ama Türkiye artık o Türkiye değil. Türkiye’de 15 Temmuz darbesinin maşası evet FETÖ ama bu darbenin arkasında kimin olduğunu hemen hemen herkes biliyor. Türk hükûmeti bile bunu alttan almaya çalıştı. Ama son olarak konsolosluk çalışanlarının tutuklanması ABD’nin müthiş şekilde rahatsız etti. Özellikle Rusya ve İran’la hem Suriye’de hem de Irak’ta tek başına inisiyatif alma yöntemi tek başına ABD’yi rahatsız etti. ABD ile Türkiye arasındaki uyuşmazlığın bir süre daha devam edeceğini düşüyorum.
HAKSIZ, YANLIŞ, ORANTISIZ
Türkiye’nin eski ABD Büyükelçisi Faruk Loğoğlu: ABD’nin aldığı bu kararın gerekçeleri inandırıcılığı olmayan vahim bir karardır. Bu karar haksız, yanlış ve orantısız bir karardır. Gelişmelerle sözde bu kararın alınmasının arkasındaki unsur açıklanmıştır. Ancak bu karar masum insanları mağdur edecek bir karardır. Kapsamı itibarıyla ben ilk defa böyle bir karar görüyorum. İlk defa sadece göçmenler hariç tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının önü kapatılmıştır. Geçtiğimiz günlerde ABD Büyükelçiliği yetkilileri, bahse konu tutuklanma olayının bir intikam hareketi olduğunu iddia etmişlerdir. Ancak tepki çok daha hunharca bir intikam hareketi olarak görüyorum. Böyle karşılıklı restleşmelerle değil, siyasi seviyede yapılacak görüşmelerle biran önce bu konu sona erdirmelidir. Bizden daha çok ABD’ye giden vatandaş vardır. O yüzden sorunun sağduyulu diyalog ile çözülmesi gerekiyor
OLAĞANÜSTÜ BİR ADIM
ORSAM Başkanı Şaban Kardaş: Bu karar normal diplomatik ilişkilerde, özellikle müttefiklik ilişkisi üzerindeki bir ülkeye dönük alınan sert bir karardır. Bu noktaya gelinmiş olması ABD açısından belli ki Türkiye’ye dönük önümüzdeki dönemde belli konularda daha sert bir politika takip edileceğinin göstergesi. İçeride devam eden yargı süreçlerine dönük olarak ABD’nin Türkiye’ye dönük rahatsızlığını farklı kanallardan ifade etmesinin yanı sıra doğrudan Türk vatandaşlarının seyahatlerini kısıtlayacak düzeyde bir aracı kullanması çok olağanüstü bir adım. Burada bence ABD peşinen sert bir tavır sergileyerek Türkiye’de devam eden bazı yargı süreçlerini önceden durdurmayı hedefliyor. Bunu kademeli yapabilirdi ya da daha farklı adımlar atabilirdi ama doğrudan bu derece üst düzeyde bir adım atması Türkiye’de devam eden başta konsolosluk çalışanı bir kişinin tutuklanması, gündeme gelecek bazı isimler de olabilir, o süreci tıkamak istediğini düşünüyorum. O nedenle en üst düzeyden bir tepki verdiğini düşünüyorum.
SERT BİR KARAR
Uludağ Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ferhat Pirinççi: Açıkçası ben bu kararın sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum. Hatta ikili ilişkilerde uzlaşmacı konular dikkate alınınca, alınan kararın sert bir karar olduğunu görüyorum. Son dönemde 2013 Gezi olayları ile beraber 17-25 Aralık süreci olmak üzere ABD’nin Türkiye karşıtı pozisyon almaları konusunda arka planda bu da yatıyor. Bir nevi FETÖ ile ABD’deki neoconların ortak çıkarlarının hükûmeti cezalandırmak yönünde olduğunu söyleyebilir.
Türkiye Gazetesi
dikGAZETE.com