İstanbul'da okuma aşkıyla çevresinde tanınan "Koyuncu Baba" lakaplı Mardinli 27 yıllık kurbanlık koyun yetiştiricisi İsmail Bozdemir, bugüne kadar yaklaşık 45 bin kitap biriktirdi.
Fatih-Draman'da yetiştirdiği küçükbaş hayvanlarla ilgilenirken kitap okumayı ve türkü söylemeyi ihmal etmeyen Bozdemir, koyun, keçi, kuzu, kedi ve kuşlarıyla oluşturduğu minik çiftliğinden arta kalan zamanını dört yanını kitaplarla doldurduğu evinde geçiriyor.
Çevresinde "Koyuncu Baba" diye tanınan Bozdemir, ilkokuldan itibaren kitap okumaya devam ederek, bir dönem antikacıların yanında dekorasyon ve tamir işleri yaptı. Bozdemir, böylece nostaljiye olan düşkünlüğüne, pikap, plak, radyo, tespih, çakı ve çakmak gibi pek çok koleksiyonuna kitapları da ekleyerek, yaklaşık 45 bin kitabın sahibi oldu.
Okumaya ilkokuldan itibaren aşırı bir merakı olduğunu belirten 58 yaşındaki Bozdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1972'de İslami kitaplara yöneldiğini söyledi.
Bozdemir, "O zaman Mısır'dan gönderilen dini kitaplar vardı. Özellikle roman okuduğum yıllarda Zeynep Gazali döneminde, Türkiye'de de İslami camiada adını duyuran Şule Yüksel Şenler ablamızın kitapları, İslami kitapları sevmeye başladım." dedi.
Daha sonra tarihi kitaplar başta olmak üzere ilgisini cezbeden kitaplara yöneldiğini anlatan Bozdemir, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yaklaşık 30 binin üzerinde kitap okudum desem yeridir, çünkü günde bin 500 sayfa okuduğum dönemleri biliyorum. Hatta bundan birkaç yıl önce baktım, 'Bunlar okunmuş mu, okunmamış mı?' diye. Aşağı yukarı evimde gördüğünüz roman veya sosyal içerikli kitaplardan, okumadığım hiçbir kitabı rafa koymadım. Çocukken babamdan gizli okula gitmiştim. O zaman bir köyden bir köye geçince gördüm ki okul bana yeni başka bir dünyaya kapı açıyor, başka bir alem gibi geliyordu. Mardin'in Dumlupınar İlkokulu'na gittim. Şehrin ileri gelenlerinin okuduğu okulda iki senede okuduktan sonra Altınova İlkokulu'na geldim ve diplomayı aldım."
Bozdemir, ilk kitapla tanıştığı anı, bugün gibi hatırladığını belirterek, "İlkokul birinci sınıfın sene sonunda, kitaplara merakım olduğu için bizden büyük ağabeylerin, verdiği romanlarla kitabı sevmeye ve okumaya başladım, okuduktan sonra da geri iade ederdik. 1972'den sonra ikinci sınıftan itibaren, harçlıklarımla kitap almaya başladım." ifadelerini kullandı.
"Allah'tan sonsuz bir kütüphane istiyorum"Küçük yaşlardan itibaren kitap biriktirmeye başladığını ve 1980'de yaşadıkları bir yangında yaklaşık 10 bin kitabının yandığını söyleyen Bozdemir, "O zaman hem yangından dolayı hem de rahmetli babamın, okumama kızdığı için yaktığı kitaplar vardı, böylece kitaplarımın çoğu yok oldu. Babam muhtardı ve çok aşırı derecede okuduğumdan gözlerim bozuluyordu. Kitapları seven bir insandı ama doktorlar, 'Çok fazla okumasın, gözleri bozuluyor.' deyince o da bu nedenle kitaplarımı yakmıştı." diye konuştu.
Bozdemir, 2011'de gözyaşı kanallarının tıkanması nedeniyle günlük kitap okurken zorlandığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Gözlerimde sorun olduğu için günlük 150 sayfa okuyabiliyorum. Hiçbir zaman kitap okumadan yatmam. Yatak odamda, oturma odamda, arabamda, koyunlarımın olduğu iş yerimde okuduğum kitaplar ayrıdır. Bazen torunlarım evimi temizlemeye geliyor, yatağımın ucundaki kitapları kaldırıp, kitaplığa yerleştiriyorlar ama ben başucumda kitap olmayınca kendimi kitapsız hissediyorum. Kitaptan değil, kitapsızlıktan korkmak lazım, çünkü kötü kitap yoktur, kötüyü gösteren kitap vardır. Kitabın lezzetini aldıktan sonra bazen düşünüyorum, eğer kitap okumamış olsaydım, herhalde kafayı yerdim. Kitapsız bir hayat düşünemiyorum. Hani her insan öldüğünde Allah'tan bir şey ister ya ben de Rabb'im nasip eder de cennete girecek imkanım olursa Rabb'imden güzel bir kütüphane isterim. Allah istediğimizi veriyor ya düşünsenize bütün dilleri bileceğim ve bütün kitapları okuyabileceğim. Allah'tan sonsuz bir kütüphane istiyorum."
"Kitap okumazsak, çocuklarımız da okumaz""Her şeyden önce peygambere aşık bir ümmet olduğumuz için asrı saadeti çok mükemmel derecede bilmemiz lazım." diyen Bozdemir, Müslüman olmanın ve okumanın bilincine varan her bireyin öncelikle tarihi bilgilere vakıf olması gerektiğine işaret etti. Bozdemir, Selahaddin Eyyubi'nin de Karl Marx'ın da Vladimir Lenin'in de Amerikan ve Fransız devrimlerinin de bilinmesi gerektiğini kaydetti.
Bozdemir, "Sevgi bence, Everest Tepesi'ne inmemecesine çıkmaktır. Sevgi, dikenli bir tarlanın içinde çıplak ayaklarınla kanarcasına koşmaktır. Sevgi, Alaska'nın buzullarında donmak. Sevgi, sevgilide yok olmaktır. Böyle sevdiğin zaman işte gerçek sevgi oluyor. Kitapları ben her şeyden çok seviyorum. Rabb'imi, Hz. Muhammed'i, Kur'an-ı Kerim'i, anamı, babamı, sevgiyi, aşkı, nefreti, güzeli, çirkini yeni her şeyi, bütün nesneleri tanıtan bir şeyi ben nasıl sevmeyeyim? Kitap, yaşam sebebimdir." ifadelerini kullandı.
Çocuklara okuma sevgisi aşılamak için roman okutulmasını öneren Bozdemir, sözlerini şöyle tamamladı:
"İnsanın hem ruhuna, bedenine, aklına hem de fikrine hitap eden romanlar var. Ama ne yazık ki biz Batı klasiklerinin dışında, kendi geçmişimizle ilgili kitapları okuyamıyor ve okutamıyoruz. Okuyup, okutalım çünkü biz kitap okumazsak, çocuklarımız da okumaz."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com