İzmir'in Urla ilçesinde korkuluklarıyla ünlenen kırsal Barbaros Mahallesi'nin "şehirli" ve "köylü" kadınları bal üretimi için güç birliği yaptı.
İzmir'e 50 kilometre uzaklıktaki Barbaros Mahallesi, adını son 3 yıldır düzenlediği Korkuluk Festivali ile duyurdu. Sonbaharda gerçekleştirilen festival, yerli ve yabancı turistleri köye çekiyor.
Son dönemde ünlenen Barbaros, festivalin dışında organik yaşama dönüşün etkisiyle şehirden göç de almaya başladı.
Uzun yıllar büyük şirketlerde üst düzey yöneticilik yapan kadınlardan bazıları, emeklilik döneminde sakin, sessiz ve huzurlu bir hayat için Barbaros'u tercih etti.
Akrabaları ve arkadaşlarının tavsiyesiyle Barbaros'tan ev alan kadınlar, köy yaşantısına da çabucak ayak uydurdu. Kimi bahçesinde organik ürün yetiştirdi, kimi kümeste tavuk beslemeye başladı.
Şehirden göç eden yaklaşık 10 kadın da köydeki hemcinsleriyle bal üretimi için kolları sıvadı.
Kadınlar önce arıcılık eğitimi için köydeki kursa katıldı. Ardından da Barbaros'ta balcılık yapan Nevin Balcı ve diğer kadınlardan işin püf noktalarını öğrendi. İzmir Büyükşehir Belediyesinden aldıkları arı kovanlarıyla işe koyulan kadınlar, haftanın belirli günlerinde arazide çalışıyor.
Makam arabalarından traktöreKöyün balcı kadınları ilk olarak sabahın erken saatlerinde meydandaki kahvede buluşuyor. Bir yandan çaylarını içen kadınlar diğer yandan yapacakları işleri konuşuyor.
Görev dağılımı yapıldıktan sonra yola çıkılıyor. Daha önce mesaiye makam ya da özel araçlarıyla giden kadınlar, köydeki işlerine gitmek için traktörü kullanıyor.
Kısa sürede önemli bir tecrübeye ulaşan kadınlar büyük emek verdikleri arılardan elde edecekleri bal için gün sayıyor.
Hedef kooperatifleşmekDemet Küçükkayalar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun seneler büyük bir firmalarda genel müdürlük düzeyinde çalıştıktan sonra 3 yıl önce Barbaros Mahallesi'ne yerleştiğini söyledi.
Köye taşındıktan sonra yavaş yavaş tarımla ilgilenmeye başladığını ifade eden Küçükkayalar, şöyle konuştu:
"Burada yoğun bir arıcılık faaliyeti mevcut. Köye sonradan taşınan kadınlar olarak arıcılık yapmaya karar verdik. Bu dönemde İzmir Büyükşehir Belediyesinin açtığı arıcılık kursuna katıldık. Temel eğitimi aldıktan sonra arı kovanları geldi. Arıcılık konusunda köyde uzman olan kişilerden de eğitim almaya devam ettik. Şu anda 65 kovanımız var. Öğrendikçe kovan sayısını artırdık. Nihai hedefimiz kooperatifleşmek. Arıcılığı çok daha profesyonel şekilde yapmak istiyoruz."
Küçükkayalar, kendilerine "çaylak arıcılar" adını verdiklerini dile getirdi.
Köydeki arıcılığın tam bir dayanışma içinde ilerlediğini ifade eden Küçükkayalar, artık Barbaroslu gibi yaşadığını vurguladı.
Sinem Karakaşoğlu ise İzmir'de bir firmada yönetici asistanı olarak çalıştıktan sonra köye yerleştiğini vurguladı.
Barbaros'a isteyerek geldiklerini belirten Karakaşoğlu, köye alışmakta hiç zorlanmadıklarını aktardı.
Köyde üretim için arıcılığın dışındaki başka kursları da takip ettiğini belirten Karakaşoğlu, "Burada herkes ne biliyorsa öğretmeye çalışıyor. Hiç bilmediğimiz alanları öğreniyoruz. Paylaşım ruhu çok güzel." dedi.
Barbaroslu Nevin Balcı da yaklaşık 50 yıldır arıcılıkla uğraştığını söyledi.
Köyde önceden arıcılığın daha yoğun yapıldığını aktaran Balcı, "Son yıllarda sayı bir hayli düştü. Kentten köye göç eden kadınlar burada üretim yapmak istiyor. Köye yerleşen kadınlara arıcılık eğitimi veriyorum. Arıcılığın tüyolarını onlarla paylaşıyorum. Onlarda istek vardı, bizler de teşvik ettik. Önce arıdan çok korkuyorlardı. Ne zaman balını yediler, arıyı, arının ne kadar becerikli olduğunu gördüler o zaman istek duydular."
Köyde sanat galerisi bulunan Belkis Ersan Yaka ise ilk olarak kendi ballarını üretmek için yola çıktıklarını belirterek, "İlk zamanlarda arılardan korkuyorduk. Kovanların geldiği akşam arı saçımın içine girmişti, çok tedirgin olmuştum. Daha sonra arkadaşlar arı sokması gibi küçük kazalar yaşadı. Sonradan biz onlara onlar bize alıştı." diye konuştu.
Barbaros Mahalle Muhtarı Barbaros Ersan da köye göçen şehirlilerin artık kendileri gibi yaşamaya başladığını ifade etti.
Özellikle son dönemde kadınların arıcılığa başlamasının örnek teşkil ettiğini anlatan Ersan, "Köyümüze gelen her misafirle bir aile oluyoruz. Dayanışma içinde anlaşarak hep birlikte üretim için kolları sıvıyoruz." şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com