Ankara
Görevinin başındayken Kovid-19'a yakalanan, 20 gün hastanede, 3 hafta evde tedavi gören Prof. Dr. Evren Yaşar, "İnsanları, hastalığı ağır geçirebilecekleri ihtimali korkutmalı. Hastalığı yaşayan biliyor. Herkesin başına gelebilir. Herkes kendisi ve çevresi için tedbirli olmalı." uyarısında bulundu.
Ankara Şehir Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Evren Yaşar, yaptığı açıklamada, salgın sürecinde rehabilitasyon ve Kovid-19 hastalarına hizmet verildiğini söyledi.
Bir süre önce kendisinin de virüse yakalandığını ve hastalığı ağır atlattığını dile getiren Yaşar, yaşadıklarına ilişkin şunları anlattı:
"Altta yatan bir hastalığım olmamasına, günde en az 15-20 bin adım atan biri olmama rağmen hastalığa yakalandım. Hastalık beni oldukça sarstı, çünkü ağır yaşadım. Öngörülebilir bir şey değil.
İlk belirtisi bel ağrısı oldu. Bel ağsının ardından bacak ağrısı gelişti, sonra da ateş ve titreme şeklinde devam etti. Başlangıçta iyiydim ve 'Ben bunu kolay atlatacağım.' diye düşündüm ama 9'uncu günden sonra hastalık beni yıktı, yatağa düşürdü ve yüzü koyun şekilde oksijen desteğiyle uzun süre yatmak zorunda kaldım.
Bu şekilde yaklaşık 20 gün yatarak tedavi gördüm. Entübe edilmemek için oksijen destekli bir şekilde yataktan hiç kalkmadım ve yoğun ilaç tedavisi aldım. Her gün 'Acaba bugün entübe edilir miyim veya yoğun bakıma ne zaman geçerim?' korkusuyla yaşadım."
Herkesin virüsü kimden almış olabileceğini sorduğunu ifade eden Yaşar, hastanede mümkün olduğunca fiziksel mesafe korunmaya çalışılsa da hasta muayenesinde bu mesafenin kısalabildiğini söyledi. Yaşar, "Virüs yükü özellikle hastanelerde daha yüksek. Ne kadar dikkat etseniz de hastane çalışanları risk altında oluyor." diye konuştu.
Yaşar, hastalık sürecinin yıpratıcı olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çoğu kişi hastalığı evde geçirebiliyor. Uygulanan erken dönem tedavi ile hastaneye geliş oranları da oldukça azaldı, filyasyon yöntemleri de başarılı. Ancak insanları, hastalığı ağır geçirebilecekleri ihtimali korkutmalı.
Ben de özellikle yüzü koyun yatarken, 'Bugün entübe edilir miyim?' diye korkular yaşadım. Ölüm korkusu mutlaka aklıma geldi. Bundan sonrasından endişe ettim, küçük çocuğum var, ona ne olacak korkusu yaşadım. Eşim de hekim ve o da her gün hastaneye gidiyor. Çocuğum çoğu zaman yalnız kalıyor, süreç nasıl olacak diye çok kaygılandım. Bu dönemde bu tür kaygıları yaşamamak bir baba olarak imkansız. Çünkü hekim olmanın yanı sıra bir babayım."
"Kızım gizli gizli ağlıyormuş"
Ailesinden biri Kovid pozitif olan bir çocuk için sürecin zor olduğunu dile getiren Yaşar, "Benim 14 yaşında bir kızım var. Annesi, kızımın gizli gizli ağladığını söyledi. Çocuklar her şeyin farkında, sosyal medyayı çok aktif kullanıyorlar." diye konuştu.
Tedavi sürecinde yüz üstü yattığı dönemde hiçkimseyle telefonla da görüşemediğini anlatan Yaşar, "Kimseyle iki kelime edecek gücü kendimde bulamıyordum. Yüzü koyun yatılmalı, çünkü en kolay nefes alma pozisyonudur, ağır pnömoni geçiriliyor. Çok acı bir şey bu ama kızım ve anneme, 'Ben iyiyim.' demek için kendimi zorladım bu dönemde. Bunlar, bir baba, bir insan için çok acı." dedi.
Yaşar, hastaneden taburcu olduktan sonra da uzun süre iyileşemediğini dile getirerek, "Taburcu edildikten 3 hafta sonra kendime ancak gelebildim. Semptomların başmasından 20 gün sonra taburcu oluyorsunuz ve ardından 3 hafta daha kendinize gelmeye çalışıyorsunuz." dedi.
"Hastalığı yaşayan biliyor"
Sağlık ordusunun virüsle savaş içinde olduğunu belirten Yaşar, "Bu savaşın ön saflarında yer alan bir başhekim olarak da beni virüsü kimden kaptığımdan çok birine bulaştırma düşüncesi yıkar. Ben o dönemde bile bunu düşündüm. Lütfen, mesafe ve maske kuralına uyulmalı ve el hijyenini özen gösterilmeli." ifadelerini kullandı.
Hastalığı yendikten sonra tekrar görevenin başına geçen Yaşar, hastanelere mümkün olduğunca randevu alınarak gelinmesi ve sağlık çalışanlarının uyarılara riayet etmesi çağrısında bulundu. Yaşar, "Hastalığı yaşayan biliyor. Hastalara sorun, onlar bir gün öncesinde entübe edileceklerini tahmin bile edemiyorlardı. Bu nedenle herkesin başına gelebilir, herkes kendisi ve çevresi için tedbirli olmalı." diye konuştu.
Prof. Dr. Yaşar, tedavisi tamamlanan kişilerde sonuçlar negatif çıksa bile hastalığın etkilerinin bir süre daha ortadan kalkmadığına dikkati çekerek, "İyileştikten sonra en az 14 gün kişinin kendine dikkat emesi, temastan kaçınması lazım." uyarısında bulundu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com