Kültür Sanat

Kovid-19 nedeniyle ülkesine dönemeyen Tataristanlı sanatçının 'Ayasofya' ilhamı

İstanbul'da kaldığı yeri, atölyeye çevirerek üretim yapmaya devam eden cam füzyon sanatçısı Kamil Akmanov, Ayasofya'yı eserlerine yansıttı.

Kovid-19 nedeniyle ülkesine dönemeyen Tataristanlı sanatçının 'Ayasofya' ilhamı
25-07-2020 16:32

İstanbul

Cam füzyon sanatçısı ve heykeltraş Kamil Akmanov, "İstanbul'a hayranım, sokaklarına, eski yapılara... Burada tarih ve kültür bir arada. Sokaklarda yürürken bir anda karşınıza hiç ummadığınız bir tarihi yapı çıkabiliyor. Özellikle Karaköy'ü çok seviyorum.

Bizans ve Osmanlı yapıları bir arada. Karaköy'deki Kurşunlu Han'a mesela aşık oldum." dedi.

Tataristan Cumhuriyeti'nde yaşayan ve mart ayında "Color Through Glass" başlıklı sergisini açmak için İstanbul'a gelen sanatçı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında uçuşlar iptal edildiği için yaklaşık 4 aydır İstanbul'da kalıyor.

Bu süreçte de ahşap malzemeden yeni heykeller üreten Akmanov, yaklaşık 40 eserden oluşan sergisini, Bereketzadeli Sanat Galerisi'nde sanatseverlerin beğenisine sunuyor.

Aynı zamanda Tataristan ve Rusya Sanatçılar Birliği üyesi olan Akmanov'un sergisinin küratörlüğünü ise kızı Aygül Okutan üstleniyor.

"Cam füzyon sanatına aşığım"

Sanat hayatına 30 yıl önce seramik heykel çalışmaları yaparak başlayan Kamil Akmanov, yaptığı açıklamada, zamanla camın yüksek sıcaklıkta eritilmesi olan füzyon tekniğiyle çeşitli eserler üretmeye başladığını söyledi.

Akmanov, füzyon tekniğiyle cam üzerine çift eritme, kabartma ve kontür gibi çeşitli uygulamalar gerçekleştirdiğini aktararak, "Cam füzyon sanatına aşığım. Artık bu alanda uzmanlaştım diyebilirim. Eserlerimde de farklı ısı ayarları gibi her gün yeni bir teknik uygulamaya çalışıyorum." diye konuştu.

"Karantina süreci nasıl geçti bilmiyorum"

"Color Through Glass" sergisindeki eserlerin çoğunun İstanbul konulu olduğunu ve farklı hallerde Ayasofya Camisi'ni de cam üzerine nakşettiğini belirten Akmanov, "Pandemi döneminde İstanbul'da kaldığım süre içerisinde yeni arayışlara girdim ve ahşap üzerine de çalışmaya karar verdim. Kaldığım yeri, atölyeye çevirdim ve malzemeler alarak, büyük bir aşk ve şevkle ahşap heykeller ürettim.

Karantina süreci nasıl geçti bilmiyorum. Benim içim çok verimli ve güzel bir dönemdi. İstanbul'un en etkilendiğim yerlerden biri de Ayasofya oldu.

Ayasofya'nın ilk defa kapısından içeri girdiğimde, 'bu kapıdan ne farklı, ne büyük insanlar geçti, şimdi de ben geçiyorum.' dedim"" ifadelerini kullandı.

Akmanov, sanat hayatına başlamadan önce mimarlık bölümünden mezun olduğunu ve bir dönem de mimar olarak çalıştığını aktararak, şöyle devam etti:

"Mimarlık mesleği bana yetmiyordu. Bu meslekten yeterince ilham alamıyordum. 39 yaşındayken sanatçı olmaya karar verdim. O dönem vitray yapan arkadaşlarım vardı. Onların yaptığı çalışmalardan cam parçaları kalıyordu. Bir arkadaş bana bu parçaların fırınlanarak, eriyebileceğini ve yeni bir şeyler üretebileceğimi söyleyince, bana yeni bir dünyanın kapısı açıldı sanki.

O zaman cam sanatıyla ilgili bir kitaba ulaştım ve cam füzyonla ilgili ilk fikri de o kitaptan aldım. O dönem internet yoktu. Tamamen kitapları inceleyerek, deneme yanılma usulüyle kendi tekniğimi buldum.

Mesela her cam birbirine uymuyordu. Bazılarının renkleri güzel olsa da fırından çıkarttıktan sonra çatlıyorlardı."

"Geceleri uykudan kalkarak, eskizler çiziyorum"

O dönem pencere, şişe gibi bulduğu bütün camları yeni sanat eserleri üretmek için erittiğini anlatan Akmanov, "Hiç durmadan, ara vermeden çalışıyordum. Geceleri bile eserlerim üzerine yapacağım tasarımlar rüyalarıma giriyordu. Hemen yanımda not defteri bulunurdu. Gece uykudan kalkar, eskizleri çizerek daha huzurlu bir uykuya dalardım.

Bir kez rüyamda gördüğüm tasarımı 'nasıl olsa sabah uyanır çizerim' diye geri uyumuştum. Ama sabah kalktığımda hatırlamayınca her gece yanımda eskiz defterimi bulundurmaya başladım." dedi.

Sanatçı, cam füzyon eserlerinin yaklaşık 500 yıl hiç bozulmadan kalabileceğine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Cam dekorasyonu, tasarımı gibi bu alanda benzeri çalışma yapanlar genelde para kazanmak zorundalar. Çünkü gerçekten pahalı bir materyal. Bu tarz bir tasarım ve füzyon tekniğiyle eser üretme konusunda Tataristan'da tek sanatçıyım.

Çocukluğum da köyde geçti, derenin kenarında sürekli kille, çamurla bir form yapmaya uğraşıyordum."

İstanbul'da ilk kez bir sergiye imza atan Akmanov, "İstanbul'a hayranım, sokaklarına, eski yapılara... Burada tarih ve kültür bir arada. Sokaklarda yürürken bir anda karşınıza hiç ummadığınız bir tarihi yapı çıkabiliyor.

Özellikle Karaköy'ü çok seviyorum. Bizans ve Osmanlı yapıları bir arada. Karaköy'deki Kurşunlu Han'a mesela aşık oldum diyebilirim. Tamamen dokunulmamış, saf haliyle kalmış bir yapı. İstanbul gerçekten tarih üstüne tarihin, birbirine geçen kültürlerin, halkların yer aldığı bir kent." değerlendirmesinde bulundu.

Rusya'da 30'dan fazla büyük sergiye katılan Kamil Akmanov'un eserleri aynı zamanda Tataristan Cumhuriyet Devlet Sanat Müzesinin koleksiyonunda bulunuyor.

"Color Through Glass" sergisi 5 Ağustos'a kadar görülebilecek.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER