NiÄŸde
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle babalarını kaybeden ve ailelerinden 5 kişi ile kendileri de hastalığı atlatan Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi çocuk acil doktoru Mehmet Gök ve çocuk yoğun bakım hemşiresi ablası Hürü Şahin, salgın tedbirlerine mutlaka uyulmasını istedi.
Dr. Mehmet Gök ve hemşire ablası Hürü Şahin, Kovid-19 nedeniyle babalarını kaybettikleri, kendileriyle birlikte aynı aileden 7 kişinin de hastalığa yakalandığı zorlu süreci AA muhabirine anlattı.
Gök, 4 Ağustos'ta babası ve kendisine Kovid-19 tanısı konulduğunu, babasının tansiyon hastası olduğu için hastaneye yatırıldığını söyledi.
Çok yoğun bir süreç geçirdiklerini ve bu hastalığı en yoğun atlatan ailelerden biri olduklarını belirten Gök, şöyle devam etti:
"Yeğenim ve babam yoğun bakımda yattı, sürecin sonunda babamı kaybettik. Sürecimiz yaklaşık bir ay sürdü. Bu hastalığın mental olarak insandan götürüsü çok fazla. Fiziksel olarak verdiği hasar bir şekilde halloluyor ama psikolojik olarak verdiği hasarı atlatmak bana göre zor. Çok zorlu bir süreçti, babam yoğun bakımda yattı, biz evde babamdan haber almaya çalışıyorduk. Onunla hiçbir şekilde irtibat kuramıyorduk. Buradaki doktoruyla telefonda görüşüyorduk."
Kendisinin hastalığı daha rahat atlattığını aktaran Gök, pandeminin psikolojik olarak çok büyük yıkıma uğrattığını anlattı.
Gök, Kovid-19'un seyri hakkında kimsenin net ve kesin bir görüşü olmadığına işaret ederek, "İnsanlar kesinlikle 'Çocuklar rahat atlatıyor, ayakta geçiriyor, çabuk atlatıyor.' gibi öngörüye, rehavete kapılmasın. Bunun en büyük örneği biziz. 2 yaşında yeğenimi 5 gün boyunca göremedik. Çok fena akciğer tutulumu vardı. Çok kötü günler geçirdi. Eve geldi ama hala yoğun bakım sürecinde yaşadığı psikolojiyi atlatmaya çalışıyor. Yoğun bakımda kaldığı o 5 günden dolayı bazen yürümekte zorluk çekiyor. Bundan dolayı kimse bu kadar rahat olmamalı, herkes mümkün olduğunca dikkat etmeli." diye konuştu.
"Çocuğum 5 gün yoğun bakımda yattı ve ben 5 gün çocuğumu göremedim"
Çocuk yoğun bakım hemşiresi Hürü Şahin ise yorucu geçen Kovid-19 sürecinde psikolojilerinin bozulduğunu, kendilerini yalnız hissettiğini ve hayatından silmek istediği bir dönem yaşadığını söyledi.
Önce kardeşi ve babasına Kovid-19 tanısı konulduğunu, sonraki süreçte eşi, kendisi, biri 2, diğeri 5 yaşındaki kızları, annesi ve ağabeyine de tanı konulduğunu dile getiren Şahin, şöyle konuştu:
"İlk süreçte 65 yaşındaki babam hastaneye alındı. O dönemde kızım kötüleşti. Biz, eklem ve baş ağrısı, ateş, halsizlik gibi tüm belirtileri yaşadık. Çocuğumda da aynı şikayetler olmaya başladı. 2 yaşındaki çocuğumun akciğer tutulumu oldu ve kendim çocuk yoğun bakımda çalışıyorum, birçok Kovid-19 şüphelisine ve hastasına baktım ama kendi çocuğum akciğer tutulumu ve kalbinin etkilenmesinden dolayı Kayseri'ye sevk oldu. Çocuğum 5 gün yoğun bakımda yattı ve ben 5 gün onu göremedim. Onu Kayseri'de bırakıp dönmek zorunda kaldım. Çocuğum Kayseri'de yoğun bakımda yatarken babam burada entübe oldu. Bu dönemi yaşarken benim akciğer tutulumum meydana geldi. Ben de hastaneye yatacaktım ama eşim de sağlıkçı olduğu için tedavimizi olabildiğince evde yapmaya çalıştık."
"Kimse 'Bana bir ÅŸey olmaz' demesin"
Şahin, 11 günlük entübasyon ve yoğun bakım sürecinden sonra babalarını kaybettiklerini anlatarak, "Kovid-19 çok zorlu bir sürecin ardından derin yaralar açtı, hala da acısı devam ediyor. Yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. Kimse 'Bana bir şey olmaz.' demesin, oluyor. Biz tüm ailece yaşadık, daha nasıl yaşanılabilir bilmiyorum. Bütün sevdiklerim hasta oldu, çocuğum sevk oldu ve babam öldü. İnşallah insanlar ders alır, tedbir alır, temennimiz bu." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com