Uluslararası bankalar, koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle yaşanan küresel ekonomik koşullardaki bozulmanın ardından artan batık kredi riskine karşı hareket geçerken, sorunlu krediler için ayrılan karşılıklar şimdiden 40 milyar doların üzerine çıktı.
Dünya ekonomisi, Kovid-19 salgını nedeniyle tarihte benzeri görülmemiş bir krizin eşiğine gelirken, sürecin her alanda olduğu gibi küresel bankacılık sektörü açısından da önemli sonuçlar doğurması bekleniyor.
Koronavirüs salgını nedeniyle en gelişmiş ekonomilerde bile dengelerin alt üst olması, şirketlerin iflas etmesi, işten çıkarmaların başlaması nedeniyle, çok sayıda şirket ve kişinin bankalara olan kredi borcunun ödemeyeceği düşünülüyor. Bu nedenle bankalar, Lehman Brothers’la başlayan küresel ekonomik krizden 12 yıl sonra, bu kez virüs salgını nedeniyle batık kredi riski ile karşı karşıya.
Yaklaşık 2,8 trilyon dolarlık İngiliz ekonomisinin 23 Mart tarihinde karantinaya girmesi ile birlikte New York’un ardından dünyanın ikinci en büyük finans merkezi konumunda olan Londra’nın finans merkezinde sokaklar bugün halen boş. Ülkeler ekonomi ve iş gücü üzerinde yıkıcı etkileri olan karantina uygulamasından çıkış yollarını ararken, bankalar ve finans kuruluşları da düşük faiz ortamında verilen kredilerin tahsil edilememesi olasılığına karşı kendilerini korumaya almak için adımlar atıyor.
İngiliz bankası Barclays 123 senelik tarihinde ilk kez bu seviyede karşılık ayırdıİngiltere’nin önde gelen bankalarından Barclays, koronavirüs salgınının bankaya toplam maliyetinin 2,1 milyar sterlini bulmasını bekliyor. Üstelik bankanın bu yılın çeyreğindeki vergilendirme öncesindeki karı bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 40 azalarak 900 milyon sterline gerilemiş durumda.
Şimdiden hazırlıklarını buna göre yapan bankanın üst yöneticisi (CEO) Jes Staley, geçtiğimiz ay, “2,1 milyar sterlini kredi düzeltme bedeli olarak ayırmamız, Kovid-19 salgınının olası etkisi konusundaki tahminlerimizi yansıtmaktadır.” ifadelerini kullanmıştı.
Bu seviyede bir provizyon bankanın 123 senelik tarihinde ilk kez ayrılıyor.
İngiltere’nin en büyük bankası HSBC ise bu yılın ilk çeyreğindeki vergi öncesi karının bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yarıya inmesine rağmen, batık kredilerin toplamının 2,4 milyar sterlin seviyesinde olmasını bekliyor.
Koronavirüs salgınında ekonomisi en ciddi şekilde darbe alan İtalya’nın en büyük bankası UniCredit, batık krediler için 900 milyon avro (972,5 milyon dolar), Almanya’nın en büyük bankası Deutsche Bank ise 500 milyon avro (540,2 milyon dolar) ayırmış durumda.
Sadece ABD’nin en büyük altı bankası geçen yıla oranla batık kredilere karşı ayırdıkları provizyonu yaklaşık yüzde 350 artırarak 25 milyar dolara yükseltti. Avrupa’daki bankalar ise batık kredi provizyonunu bir önceki yıla kıyasla yüzde 269 artırarak 16 milyar dolara çıkardı.
Önümüzdeki haftalarda diğer önde gelen uluslararası bankaların batık kredilere ilişkin yeni provizyon paketleri açıklamasıyla söz konusu meblağın toplamda 50 milyar doları aşması bekleniyor.
"Ayrılan karşılıklar bankaların birinci çeyrek karlarını belirgin şekilde aşağı çekti"Konuya ilişkin olarak AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Swissquote Bank Kıdemli Analisti İpek Özkardeşkaya, “Bankalar batık kredi risklerine karşı önlemlerini çok sıkı bir şekilde almaya başladı. Birinci çeyrek bilançolarında batık krediye karşı provizyonlar milyar dolarları aştı.” ifadelerini kullandı.
Alınan önlemlerin uluslararası bankaların birinci çeyrek karlarını belirgin şekilde aşağı çektiğinin altını çizen Özkardeşkaya, “Fakat aynı zamanda ödenmeyen kredi borçlarına karşı bankaların hazırlık yapması ve temellerinin sağlam olması yatırımcının içini rahatlattı. Tabii, bu önlemler, sistemik bir krizin önlenmesi açısından da önemli olduğundan banka hisselerine uzun vadede destek verecek adımlar.” değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan gelişmiş ekonomilerde, salgın nedeniyle ekonomik daralmanın finans kuruluşlarının öngörülerinin de üzerinde gerçekleşmesi durumunda, ayrılan batık kredi provizyonlarının da yeterli gelmeyebileceği ifade ediliyor.
"2008 krizi finans sektöründen başladı, şimdiki daha çok reel sektör alanında"Örneğin, Citigroup Analisti Andrew Coombs’un hazırladığı bir raporda, “Deutsche Bank, Avro Bölgesinde bu yılın sonunda yüzde 6,9 seviyesinde daralma bekliyor. Bu da ayrıca iyimser bir tahmin.” ifadesine yer verdi.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Bölgesel Başekonomisti Roger Kelly de ileride finans sektöründe oluşabilecek büyük şoklara ilişkin şu uyarıda bulundu:
“Bence, şu anda yaşananlar ile son küresel finansal krizde yaşananlar ayırmak lazım. 2008 krizi, finans sektöründe başladı ve kredi sıkışması yoluyla reel ekonomiye sirayet etti. Şu anki durumda ise problemler daha çok reel sektör alanında. Önümüzdeki zorluklardan biri, bu krizin finans sektörüne sirayet etmesinin önüne geçtiğimizden emin olmak. Böyle bir durum reel sektörde gördüğümüz problemleri daha da artırır.”
"Çin bankalarının sorunlu kredilerinin toplam hacmi 2,1 trilyon dolara denk geliyor"Ayrıca, salgının ekonomik etkilerinin kısmen daha erken hissedildiği Çin bankalarının varlık kalitelerine ilişkin endişeler de artıyor.
Çin otoriteleri bankalara zor durumda olan şirketleri kredi yoluyla desteklemeleri çağrısında bulunsa da bankaların varlık kalitelerindeki bozulma endişesi ile bu adımı atmakta çekimser davranabileceği düşünülüyor.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Çin’de bankacılık sektöründe batık kredilerin toplam kredilere oranının geçen seneki yüzde 1,5 seviyesinden bu yıl yüzde 3,5 seviyesine yükselmesi bekleniyor.
Bir diğer uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Stardard & Poor’s ise yakın zamanda Çin bankalarının toplam ticari kredilerinin yüzde 11,5’inin ödemelerinin ya gecikeceğini ya da takibe düşeceğini öngörüyor. Bu sorunlu kredilerin toplam hacmi ise yaklaşık 2,1 trilyon dolara denk geliyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com