Genel

Kovid-19 ile savaşında mücadeleyi kazanarak sağlığına kavuşan Prof. Dr. Feyiz yaşadıklarını anlattı

Kovid-19 teşhisi konulmasının ardından gördüğü tedaviyle hastalığı yenen Prof. Dr. Feyiz, 12 Mart gecesi yüksek ateş, aşırı üşüme ve titreme semptomlarıyla başlayan koronavirüs ile mücadele sürecinde yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.

Kovid-19 ile savaşında mücadeleyi kazanarak sağlığına kavuşan Prof. Dr. Feyiz yaşadıklarını anlattı
30-03-2020 19:20

Ä°STANBUL (AA) - Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) teÅŸhisi konulmasının ardından gördüÄŸü tedaviyle hastalığı yenen Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sondan DurukanoÄŸlu Feyiz, "Ben herkese yuvalarında kalmaları için seslenmek istiyorum. Ev deÄŸil, yuva diye düÅŸünün, sevdiklerimizle orayı yuva yapan tüm güzel deÄŸerlerin hatırına lütfen dışarı çıkmayın. Evde hapis oldum diye düÅŸünmeyin, sevdiklerimle yuvamdayım diye düÅŸünün." dedi.

Prof. Dr. Feyiz, 12 Mart gecesi yüksek ateÅŸ, aşırı üÅŸüme ve titreme semptomlarıyla baÅŸlayan koronavirüs ile mücadele sürecinde yaÅŸadıklarını AA muhabirine anlattı.

Virüsün bulaÅŸma kaynağını bilmediÄŸini dile getiren Feyiz, "Sizin de bildiÄŸiniz gibi Kadir Has Üniversitesinin rektörüyüm ve gün içinde üniversitede veya dışarıda çok sayıda görüÅŸmeler ve toplantılar yapıyorum. GörüÅŸtüÄŸüm kiÅŸilerin geçmiÅŸ seyahat bilgilerini bilmenin imkanı yok, o nedenle virüsün nereden geldiÄŸini tespit etmek çok zor. Bende belirtiler ani baÅŸladı. Uzun bir sürece yayılan bir seyir göstermedi. Belirtiler baÅŸlayana kadar gayet iyiydim." ifadelerini kullandı.

"Hafife alınmaması gereken bir durum olduğunu biliyordum"

Prof. Dr. Sondan DurukanoÄŸlu Feyiz, hastalığın 12 Mart gecesi yüksek ateÅŸ, aşırı üÅŸüme ve titreme baÅŸladığını ve grip rutininin böyle olmadığı için koranavirüsten ÅŸüphelendiÄŸini ve bunu da eÅŸi ile paylaÅŸtığını anlatarak, yaÅŸadıklarına iliÅŸkin ÅŸu bilgileri verdi:

"Bundan baÅŸka ilk belirtiler sonrası, ikinci gün bacaklarımda korkunç kas aÄŸrıları baÅŸladı. Kaslarımın içinden gelen baharat acısı gibi. Tüm belirtilerden sonra, 13 Mart Cuma günü hastaneye gittim. Benim rutin grip hastalığıma hiç benzemiyordu. Zaten kaç gündür bu virüsün yaratabileceÄŸi belirtileri konusunda yeterince bilinçlendirilmiÅŸtik. Ä°lk belirtilerle bende virüs olduÄŸunu tahmin ettim. O gün hastanede test aldım ve verilen ilaçlarla eve gönderildim.

Kendimi karantinaya almam istendi ve çatı katına yerleÅŸtim. Test sonucunu beklerken ilk tedaviye baÅŸladık. Tabii ki ilk duyduÄŸunuzda içiniz burkuluyor ve dünyada yaÅŸanan geliÅŸmeleri anbean takip ettiÄŸim için durumun ciddiyetinin farkındaydım. Hafife alınmaması gereken bir durum olduÄŸunu biliyordum. Ancak, dünyadaki tüm deneyimler, pozitif test sonucu konmuÅŸ tüm hastaların yüzde 80'inin bu hastalığı hafif atlattığını gösteriyor. Sonrasında iyi beslenen, haftada 2-3 kez sporunu yapan, hiçbir kronik hastalığı olmayan biri olarak, ben de bu yüzde 80'lik grubun içine girer ve bu iÅŸi atlatırım diye düÅŸündüm."

"OÄŸlumda hala belirti yok"

Hastanedeki ilk muayenesinin sonrasında kendini evinde karantinaya aldığını, bir sonraki gün eÅŸinde de yüksek ateÅŸ, baÅŸ aÄŸrısı ve hafif nefes darlığı baÅŸladığını, oÄŸlunda ise hiçbir belirti olmadığını ifade eden Feyiz, "OÄŸlumda hala belirti yok. Rutin alınan tedbirler gereÄŸi yapılan test sonrası oÄŸlumda olduÄŸu da anlaşıldı." dedi.

Prof. Dr. Feyiz, eÅŸinin de ÅŸu anda saÄŸlığına kavuÅŸtuÄŸunu dile getirerek, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:

"O da hastalığı hafif geçirenlerden oldu. Ancak arada sırada astım krizleri oluyor. OÄŸlum da aynı ÅŸekilde sorunsuz ve belirtisiz bir ÅŸekilde karantina altında. Her ihtimale karşı sosyal mesafemizi korumaya devam ediyoruz. OÄŸlum bir baÅŸka evde karantinada. Ben ve eÅŸim beraber baÅŸka bir evde 2 haftalık karantina dönemimizi tamamlamayı bekliyoruz. SaÄŸlıklı beslenmeye devam ediyoruz. Bol meyve tüketiyoruz ve düzenli uyuyarak vücudumuzun güçlenmesini saÄŸlıyoruz."

"Bu dönemde saÄŸlık emekçilerinin hakkını ödeyemeyiz"

Kimsenin kendi başına ilaç kullanmaması gerektiÄŸini vurgulayan Feyiz, "Bana uygulanan tedavi süreçlerine bakıp, kendi baÅŸlarına ilaç almaya kalkmamaları gerekiyor. Kullanılan ilaçlar son derece ağır ve doktor gözetiminde kullanılması gereken ilaçlar. Bilinçsizce kullanılması durumunda tedavi yerine insanları ölüme götürebilecek özellikleri var." ifadelerini kullandı.

Feyiz, hastanede uygulanan tedaviye ilişkin de bilgi vererek, şunları aktardı:

"Tüm verilen ilaçlarla birlikte bağışıklık sistemini güçlendirmek için her gün serum ile B ve C vitamini takviyesi yapıldı. Sonrasında da taburcu olana kadar diÄŸer tedaviler devam etti. Haseki EÄŸitim ve AraÅŸtırma Hastanesinin tüm çalışanlarına, özellikle temizlik personeline, hemÅŸirelere çok teÅŸekkür ediyorum. Tedavimizi ve takibimi yapan doktorlarımın hepsine yürekten teÅŸekkür ediyorum. Bu dönemde saÄŸlık emekçilerinin hakkını ödeyemeyiz."

"Tüm önlemlerimizi alıp moralimizi yüksek tutmalıyız"

Prof. Dr. Feyiz, toplumun bu süreci evlerinde geçirmesi gerektiÄŸini dile getirerek, "Ben herkese yuvalarında kalmaları için seslenmek istiyorum. Ev deÄŸil, yuva diye düÅŸünün, sevdiklerimizle orayı yuva yapan tüm güzel deÄŸerlerin hatırına lütfen dışarı çıkmayın. Evde hapis oldum diye düÅŸünmeyin, sevdiklerimle yuvamdayım diye düÅŸünün." dedi.

13 gün boyunca yaÅŸamını 20 metrekarelik bir odaya sığdırdığına iÅŸaret eden Feyiz, konuÅŸmasını ÅŸu sözlerle tamamladı:

"Sevdikleriniz yanınızda olmadan ve korona pozitif teÅŸhisi konmuÅŸ bir ÅŸekilde hiçbir ÅŸey yapamadan bekliyorsunuz. Hiç kimse evinde kalmaktan ve sevdikleriyle bir arada vakit geçirebilmekten ÅŸikayet etmesin. Söylediklerimi tekrar yeniliyorum. Lütfen sıcak yuvalarımızdan çıkmayın. Özellikle gençlere sesleniyorum. Virüs size gerçekten zarar vermeyebilir ancak siz farkında olmadan virüs taşıyıcısı olabilir ve bunu baÅŸkalarına bulaÅŸtırabilirsiniz. O nedenle yaşınız ne olursa olsun evinizde kalın ve evinizde de sosyal mesafenizi koruyun. OlabildiÄŸince vücut direncini ve bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye çalışın. Bol bol spor yapın, saÄŸlıklı beslenin. En önemlisi de bu dönemde yeni ÅŸeyler öÄŸrenmeye de devam edin.

En son, lütfen panik olmayalım. Bu hastalığı hem bireysel hem de toplumsal olarak yenmenin en önemli silahı moraldir. Moralimizi yüksek tutabilmenin en güzel yolu, bilimsel verilere bakmaktır. Tekrar ediyorum, bu hastalığa yakalanan hastaların yüzde 80'i hastalığı hafif geçiriyor. Yüzde 20'si de mutlaka ölümle sonuçlanmıyor. Ağır geçirip, iyileÅŸenler de var. O nedenle umudumuzu asla kaybetmeyelim ve moralimizi bozmayalım. Toplum olarak nedense dikkatlerimizi hep en kötü senaryolara veriyoruz. Bu gerekli önlemleri almak için doÄŸru bir yaklaşım. Sonrasında ise tüm önlemlerimizi alıp moralimizi yüksek tutmalıyız. Ä°nsanlığın üzerine mutlaka güneÅŸ doÄŸacak ve o güzel günlerde yine hep birlikte yaÅŸamanın tadını çıkaracağız."

Hatice Şenses Kurukız

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÃœRKÄ°YE GÃœNDEMÄ°
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER