Sivas
Ayşe Altun Okşaşoğlu, yaptığı açıklamada, fizik tedavi uzmanı olmasına rağmen bu süreçte meslektaşlarına destek olmak amacıyla pandemi servisinde görev aldığını söyledi.
Hasta ile temaslarının çok fazla olması nedeniyle doktor eşi ve 6 yaşındaki kızının da koronavirüse yakalandığını belirten Okşaşoğlu, kendisinin hastalık sürecini biraz rahat atlattığını ancak eşinin zor günler geçirdiğini ifade etti.
Okşaşoğlu, hastalığın ağrı kesicilere dahi yanıt vermeyen çok şiddetli baş ağrısı ile belirti gösterdiğini dile getirdi.
Sonrasında tat ve duyu kaybı yaşadığını anlatan Okşaşoğlu, "Takip eden bir iştahsızlık dönemi, eklem ve kas ağrıları oldu ama kendimi şanslı kabul ediyorum, kendimi hafif atlatmış olarak görüyorum çünkü eşim çok daha ağır yaşadı, hastaneye yatışı gerekti.
Eşimde çok hızlı bir şekilde akciğer tutulumu oldu ve 5 gün hastanede yatmak durumunda kaldı." dedi.
Zorlu bir süreç yaşadıklarını belirten Okşaşoğlu, "Yani insanlar 'ben gencim, sağlıklıyım, kronik hastalığım yok' demesinler.
Eşimin de öyle bir durumu yoktu ama akciğerde tutulum olduğu için kandaki oksijen oranı hızlıca düşebiliyor.
Ateşi çok uzun süre düşmedi, 40'ları gördü. Ateş düşürücüye yanıt vermeyen, uzamış bir ateş periyodu oldu." ifadelerini kullandı.
"Psikolojik olarak yapayalnızsınız"
Bu dönemde hastalığın sadece bünyeyi zorlamadığını, psikolojik olarak da insanı etkilediğini vurgulayan Okşaşoğlu, şunları kaydetti:
"6 yaşında kızım var, o da bizle birlikte hastalığı geçirdi. Yanınızda kimse olamıyor, psikolojik olarak yapayalnızsınız.
Bu hastalıkla yalnız bir şekilde mücadele etmek zorundasınız, ben en çok bu kısmına üzülüyorum.
Ek destek olamamak, tecrit edilmişlik hissi bu hastalıkta çok ön planda, çünkü öyle olmak zorunda. Eşimi hastaneye yatırdım, kızımla beraber üçümüz de
Kovid pozitiftik. Eşimi hastanede hiç ziyaret edemedik, ihtiyaçlarını karşılayamadım.
Kızım da pozitif olduğu için onu bir yere bırakamadım, kimseye emanet edemedim. Yapayalnız mücadele etmeniz gereken bir hastalık."
Geçirdikleri dönemin korkutucu olduğunu vurgulayan Okşaşoğlu, Kovid-19'u yıpratıcı bir hastalık olarak nitelendirdi.
Okşaşoğlu, Kovid-19'un bilinmezlikleri fazla olan bir hastalık olduğuna dikkati çekerek, "Hastalığın, gençleri dahi ölüme sürükleyecek kadar karanlık bir yola sokabilmesi, beni tedirgin ediyor." diye konuştu.
"Hastaları tuvalete götüren, altını temizleyen hemşireleri biliyorum"
Yaşlıların koronavirüsü daha zor geçirdiğini belirten Okşaşoğlu, sağlık çalışanlarının bu süreçte çok fedakarlıklar yaptığına şahit olduğunu dile getirdi.
Hastaların altlarını temizleyen hemşirelere şahit olduğunu anlatan Okşaşoğlu, şöyle devam etti:
"Bu süreçte hepimiz çok fedakarız. Alzaymırlı hastaya yemek yediren, tuvalete götüren ve altını temizleyen hemşirelerimizi biliyorum.
Virüs saçan hastaya bir şekilde destek olmak zorundasın. Psikolojik açıdan da destek olmak zorundasın, çünkü ona kuracağın bir cümlenin hakikaten onu olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyorsun.
Hiçbirimiz bu açıdan emeklerimizi esirgemiyoruz. İnsanların bunu bilmesini istiyorum."
Okşaşoğlu, bu süreçte genç yaştaki birçok meslektaşının hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini, kundakta bebeklerini, çocuklarını, eşlerini, anne ve babalarını geride bıraktıklarını söyledi.
Eşi hastanede yatarken kızına babasının geri döneceğini, bir ihtimal de dönemeyebileceğini anlatmakta çok zorlandığını ifade eden Okşaşoğlu, vatandaşlara maske, mesafe ve hijyen uyarısında bulundu.
"Gerçekten anlatıldığı gibi bir hastalık değil, ancak yaşanırsa biliniyor"
Şarkışla Devlet Hastanesi'nde kadın doğum uzmanı olarak görev yapan Dr. Buğra Okşaşoğlu ise hastalığa yakalanmasını işinin bir cilvesi olarak gördüğünü söyledi.
Hastalığın halsizlik, öksürük ve nefes darlığı ile başladığını ve sonrasında durumunun ağırlaşması üzerine 5 gün hastanede yattığını belirten Okşaşoğlu, "5 gün ağır ilaç tedavisi aldım ve çok şükür şu an ayaktayız." dedi.
Maske, mesafe ve temizliğin bu hastalıkla mücadele en etkili kural olduğunu ifade eden Okşaşoğlu, "Bunlara uyulmazsa sonucu çok ağır olabiliyor. Herkes maalesef benim kadar şanslı da olamıyor.
Kötüleştikten sonra düzelmeyen ve kaybettiğimiz sağlık camiasının kahramanları var, hem de bir sürü vatandaşımız var. Gerçekten anlatıldığı gibi bir hastalık değil, ancak yaşanırsa biliniyor." açıklamasında bulundu.
En çok kızı için üzüldü
Eşiyle hastalık döneminde en çok kızları için endişe duyduklarını ve zorlandıklarını aktaran Okşaşoğlu, şöyle devam etti:
"Kızım yanımıza gelmek istiyordu ama biz gelmemesini söylüyorduk. Kızım en son bana, 'Baba, beni sevmiyor musun da benden uzak duruyorsun?' diye sordu.
Onun anlayacağı şekilde hastalık olduğunu ve ona bulaşmaması için bunu yaptığımızı söylememize rağmen çocuğunla o bağı koparamıyorsun.
Maalesef o da bizimle bu hastalığı geçirdi. İnsanlar ya kendileri ya da yakınları geçirdiği zaman gerçekten çok kötü hastalık olduğunu anlıyor."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com