ANKARA - Cemil Murat Budak
Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Akif Okur, "PKK, şehirlerde terör hadiselerinin tetikleyeceği öfke patlamalarının, etnik gerilim üretmesini ve komşuyu komşuyla karşı karşıya getirmesini umuyor." değerlendirmesinde bulundu.
Okur, Kayseri'deki terör saldırısına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, PKK'nın İstanbul'dan sonra Kayseri'de gerçekleştirdiği saldırının, örgütün yeni bir terör stratejisine yöneldiğini gösterdiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"PKK, Türk güvenlik güçlerinin kırsalda yürüttüğü yoğun mücadele sebebiyle sıkışmış vaziyette. Kırsaldaki terör unsurlarını eylem için hareketlendirme yeteneği, sürekli operasyonlar ve devreye sokulan yeni askeri teknolojiler sebebiyle azaldı. Daha önce etkin olduğu Güneydoğu'daki şehirlerde de son terör dalgasına arzu ettiği toplumsal desteği bulamadı. Fırat Kalkanı Harekatı ve Türkiye'nin Kuzey Irak için yaptığı hazırlıklar, örgütün Suriye/Irak sahasında elde ettiğini düşündüğü kazanımların da kalıcı olamayabileceğini gösteriyor. PKK bu açmazdan sıyrılabilmek için şehirlere yöneldi."
Okur, PKK'nın PYD ve YPG üzerinden büyük güçlerle diplomatik ilişkiler kurmadan önce şehirlerdeki saldırıların, uluslararası meşruiyet kazanma arayışına zarar vereceğini düşündüğünü ancak Türkiye'deki terör hadiselerinin batıda çok cılız tepkilerle karşılandığı için örgütün bu kaygısının azaldığını aktardı.
"Komşuyu komşuyla karşı karşıya getirmeyi umuyor"
Örgütün, şehirlerde resmi yönü bulunan ancak yumuşak hedef mahiyetindeki unsurlara saldırmayı tercih etmesinin görece kolay olduğuna, bununla beraber saldırılarda uluslararası sahadaki propaganda hedeflerinin de gözetildiğine dikkati çeken Okur, şöyle dedi:
"Bir stadyumda güvenliği sağlamak için bekleyen görevliler, aslen sivil olup geçici askerlik hizmeti yaparken silahsız çarşı iznine çıkarılan erler gibi. PKK, şehirlerde terör hadiselerinin tetikleyeceği öfke patlamalarının, etnik gerilim üretmesini ve komşuyu komşuyla karşı karşıya getirmesini umuyor. Terör örgütü ayrıca, şehirlerdeki saldırılarla kamuoyunda Fırat Kalkanı Harekatını durduracak bir gerilim ve tartışma zemini üretmeyi de hedefliyor. Terör eylemlerinin üç büyük şehrin dışına taşınmasında, Türkiye'nin maruz kaldığı çoklu tehdidin sebebiyet verdiği bazı zayıflıklardan yararlanma hedefinin de etkili olduğunu söyleyebiliriz."
"Örgütün kayıpları büyük"
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Siyaset Bilimi Öğretim Üyesi ve SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nebi Miş de Türkiye'nin, PKK, DEAŞ ve FETÖ gibi büyük terör örgütleriyle mücadelede belirli başarılar elde ettiğini ancak diğer taraftan PKK'nın diğer örgütlere nazaran son bir sene içerisinde farklı bir taktik geliştirdiğini ifade etti.
Miş, örgütün kırsal alanda yenildiğini, ardından özellikle doğuda hendek ve barikatlarla yeni bir süreç başlattığını vurgulayarak, "Özellikle Kürt toplumunu arkasına almak için hem kendi halkına hem de güvenlik güçlerine karşı şiddet uyguladı. Burada da yenildi ardından, özellikle belediye başkanlarının tutuklanması süreciyle hem finans kaynağı hem lojistik kaynağı hem de insan kaynağı olarak da zayıfladı." diye konuştu.
PKK'nın farklı bir stratejiye yöneldiğini, batıdaki büyük şehirlerde bombalı eylemlerle terör faaliyetleriyle Türkiye'de bir korku ortamı oluşturarak, kendi tabanına güçlü olduğunu gösterme algısı oluşturduğunu belirtti.
Miş, örgütün hem dağda hem de doğu illerinde büyük kayıpları olduğundan, batıda bireysel canlı bomba eylemleri üzerinden terör eylemlerini gerçekleştirdiğini ifade ederek, "Terör örgütü Türkiye'nin hem Suriye'deki mücadelesini hem de ileriki günlerde gerçekleşme ihtimali yüksek olan PYD'ye yönelik olarak yapacağı operasyonların etkisini kırmaya çalışıyor. Bir anlamda da devletin güvenlik odağını içeriye yönlendirmeye çalışıyor." sözlerine yer verdi.
dikGAZETE.com