Gündem

KOLSUZ RESSAM SEMRA ÇELİK'İN GURUR DOLU HİKAYESİ

Küçükken geçirdiği trafik kazası sonucunda iki kolunu kaybetmiş, erken yaşta yaşadığı bu büyük zorluğa karşı yılmayarak ayakta duran kolsuz ressam Semra Çelik kendi hakkında sorulan soruları samimi bir şekilde açıkladı.

KOLSUZ RESSAM SEMRA ÇELİK'İN GURUR DOLU HİKAYESİ
04-10-2015 20:33

Küçükken geçirdiği trafik kazası sonucunda iki kolunu kaybetmiş, erken yaşta yaşadığı bu büyük zorluğa karşı yılmayarak ayakta duran kolsuz ressam Semra Çelik kendi hakkında sorulan soruları samimi bir şekilde açıkladı. PaylaşTweetlePaylaşGönderYorum Yap
04 Ekim 2015 12:21

Resimlerini ayaklarıyla yapıyor ama insanların hikayesini bilmeden resimlerini görmelerini isteyecek kadar da gururlu ve ilkeli. 'Önce resimlerimi değerlendirsinler, beğensinler, hikayemi bilerek bakmasınlar resimlerime' diyor. Birçok sergisinde de ancak resimlerini satın aldıktan sonra alıcılara ayaklarıyla çizdiğini anlatmış, bu da onlara sürpriz olmuş.

- Resim yapmaya kaç yaşında başladın, bu merakını kaç yaşında keşfettin?
Küçük yaşlardan beri yapıyordum. 2002-2003 yılında ise Halk Eğitim Merkezi'ne gitmeye başladım.
- Kaza ne zaman oldu? Kazadan önce de resim çizer miydin?
1994 yılında. Kazadan önce de resim yapardım ama bütün çocukların yaptığı gibi, sevdiğim için.
- O yıllara gittiğinde bugünleri düşünebilir miydin?
Düşünemezdim. Sadece Batman'dan İstanbul'a geldiğimiz zaman 1997 yılında doktora gittiğimizde, bana ne yapmayı sevdiğimi sormuştu ve resim dediğimde bir resim defteri almıştı. 'Bir amacın olsun hayatta, bir şeyle uğraş, bir sergi yapalım senin için' demişti. Ben de sergi açmayı bir amaç edinmiştim kendime.
- İlk sergini ne zaman açtın?
1997 yılında Taksim metrosunda açtım. O zamanlar yaşım küçüktü, heyecanlıydım. İnsanların tepkisi ne olacak bilmiyordum. O zamanki sergide resimlerimi ayaklarımla yaptığımı kimseye söylememiştim. Eğer söylersem buna göre yorumlarlar ve resimlerimi anlayamazlar diye düşünüyordum. Sadece resimlere baksınlar, iyiyse iyi kötüyse kötü desinler, ama samimi olsunlar istedim.
- Batman'dan İstanbul'a geliş senin için neleri değiştirdi?
Batman'dan ilk geldiğimizde dönmek istemiştim. Hatta çok ağlamıştım. Amcam da, 'Kızım sen şimdi ağlıyorsun ama sonra da dönmek istemiyorum diye ağlayacaksın' demişti. Öyle de oldu. Batman'a gittiğimde hep yaşadığım kötü şeyler geliyor aklıma. Sonuçta kazayı orada geçirdim.
- Hatırlıyor musun kazayı?
Çok hatırlamıyorum. Ama gittiğimde bakıyorum her şey aynı. Çok fazla gidip gelmiyorum, en son Ramazan Bayramında gitmiştim.
- Kaç kardeşsiniz?
8 kardeşiz. Bir abim memlekette, onun dışında hepimiz İstanbul'dayız.
- Ailen destek oldu mu?
Benden daha çok hevesliler, bir şeyler için çabalıyorlar. Onlar da kendi ayaklarım üzerimde durmamı istiyorlar. Mesela bu serginin açılışına annemle gelmiştik.
- Burası kaçıncı sergin oldu? Resim üzerine şu an bir eğitim alıyor musun?
Üçüncü sergimdi. Misafir öğrenci olarak Kültür Üniversitesi'ne gidiyorum. Daha önce de İstanbul Aydın Üniversitesi'ne gitmiştim. Ama lise diploması olmadığı için diploma alamıyorum.
- Dışarıdan liseyi bitirmeyi düşünüyor musun?
Hayır pek düşünmüyorum. Artık epeyce yol aldım.
- Hepimiz misafiriz bu dünyada. Ama ağır imtihanlarla başa çıkmayı herkes başaramıyor. Bu anlamda çok insandan öndesin, tavsiyelerin var mı yenik düşenlere?
Ben insanlara tavsiyede bulunamam çünkü herkesin hikayesi farklı. Önce ben kendi ayaklarımın üstünde durayım, topluma bir şeyler göstereyim, kendimi kabul ettireyim, sonra insanlar isterlerse örnek alsınlar beni.
- Ne tarz resimler çizmeyi seviyorsun?
Ben rüyalarımdan yola çıkarak resim yapıyorum aslında. Son zamanlarda fazla yapamadım ve aklımda da çok var. Onları yapmak istiyorum aslında. Bu resimler daha başlangıç, aklımda çok daha güzel resimler var.
- Hayatını resimle kazanabiliyor musun?
Dönemsel sanırım. Sergi açıldığında veya bazen sipariş aldığımda kazanıyorum. Daha tam anlayamadım. Okula gidiyorum, sonra resim kursuna gidiyorum. Gezmeyi seviyorum. İstanbul'un her yerini seviyorum.
- Yurt dışında sergi açmak gibi bir hedefin var mı?
Resimler yeterince iyi olduktan, olgunlaştıktan sonra istiyorum. İsviçre, Fransa olabilir mesela.
- Örnek aldığın ressamlar?
Salvador Dali, Rembrant.
- Ne kadar sürüyor bir resmi yapmak? Mesela buradakileri?
Değişiyor. Kuşlara yem veren çocuk resmimde zemini 2 sene önce atmıştım, ama bir türlü yapamadım. 2 sene sonra yaptım. Çay ve manzara olanı ise 20 günde yaptım.
- Senden bir parça var resimlerde, satın alanlarla bağ oluşuyor mu aranda?
İlk sergi açtığımda resmimi alan kişi bir doktordu ve alıp Kıbrıs'a götürmüştü. Bazen aklıma geliyor, 'şimdi onun duvarında asılıdır' diye.
- Seninle benzer hikayesi olan birilerinin elinden tutmayı, onlara yol göstermeyi düşünüyor musun?
İstiyorum. Ama önce ben bir şeyler yapayım, kendimi kanıtlayayım. Kimseye yanlış örnek olmak istemem. Kimsenin mutsuz olmasını istemem. Sanat Fuarı süresince Tüyap Fuar Merkezi'nde Semra kardeşin resimlerin olduğu bir sonraki sergisine gidebilirsiniz.

RESİMLERE BAĞLANDIM
'Bazen insan 'bir daha hiçbir şey düzelmeyecek' diyor. Ama bir şeylere de bağlanmak gerekiyor. Ben de önce Allah'a sonra resimlere bağlandım.'

Çocukluk resmimi kendime saklıyorum
Kendine sakladığın ve vedalaşmakta zorlandığın resimlerin var mı sorusuna şu cevabı veriyor Semra Çelik: “Kendi çocukluk resmimi, kaza geçirmeden önceki halimi yapmıştım. O bende. Ayrıca İstanbul manzarası resimlerimle vedalaşmam zor oluyor. Çünkü çok güzeller. Bir de sokakta sürekli birşeyler satan çocuklar görüyoruz. Ben de onların oyun saatini çizmeyi seviyorum.”

Burcu Çetinkaya / Türkiye gazetesi

dikGAZETE
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER