Tekirdağ
Evli ve bir çocuk annesi Güngör, geçen aralıkta görevi başındayken Kovid-19'a yakalandığını öğrendiğini, mesai arkadaşlarını yalnız bırakacağı için büyük üzüntü yaşadığını belirtti.
Ardından filyasyon ekibinden gelen izole olması yönündeki mesajın kızına ulaştığını anlatan Güngör, "Kızım beni arayıp 'Anne ölecek misin, televizyonlarda gördüğüm kişiler gibi mi olacaksın?' dedi. O an anladım ki benim üzülmeye veya ağlamaya hakkım yok çünkü eşimin ve kızımın bana ihtiyacı vardı, 'iyiyim' deyip dik durmalıydım ki onlar da iyi olsun." dedi.
Güngör, hastanede pandemi servisinde çalışırken testinin pozitif olduğunu öğrendiğini, dolayısıyla bir hastanın neler yaşadığını çok iyi bildiğini ifade etti.
Hastalığının ilk başlarında biraz endişe duyduğunu vurgulayan Güngör, "Hastaların neler yaşadığını görüyordum. 'Onlardan biri gibi mi olacağım?' diye o kadar çok düşündüm ki 'Ama ben iyi atlatacağım, bir an önce iyileşip arkadaşlarımın yanında olacağım.' diye sürekli kendimi teselli ettim." diye konuştu.
Güngör, hastalık sürecinde ailesi, arkadaşları ve yakınlarının desteklerinin çok olduğunu, bu sayede moralini yükselttiğini söyledi.
Gördüğü destekle hastalığı daha rahat atlattığını anlatan Güngör, "Sırt ve bacak ağrılarım oldu ama herkesin araması beni o kadar güzel motive etti ki ben 'Bunu yeneceğim ve atlayacağım.' dedim. Tam motivasyonumu yüksek tuttuğum anda 6. günde kızımın şikayetleri başladı. O anda kızıma ne olacak diye dünyam yıkıldı." dedi.
Güngör şöyle devam etti:
"Pandemi servisinde çalışırken nefes darlığı yaşayan hastalarımızın entübeye kadar gittiğini gördüm. Hasta olduğum ilk günlerde ölüm korkusu yaşadım. Bu duyguyu yaşadığımda en çok geride bırakacaklarıma üzüldüm.
Yani kızımın bana ihtiyacı var, ben aylardır anne ve babamı görmüyorum, kardeşimi görmüyorum. Öldüğümde en çok onlar bana sarılamadıkları için üzüleceklerdi ve onun için ayakta durmalıydım."
Aysun Güngör, tedbirli davranmalarına rağmen virüsün kızına da bulaştığını dile getirerek şu ifadeleri kullandı:
"Taşıyıcı olup kızıma bulaştırırım diye aylardır kızıma sarılmıyordum. Kızıma bir şey olacak mı ve nerede hata yaptım da kızıma bulaştırdım diye kendimi suçlamaya başladım. İkimiz de pozitif olduğumuz için kızıma sarıldım ve aynı odada yaşamaya başladık.
Birbirimize çok güzel destek olduk. Yemeğin kapının önüne bırakılması o kadar kötü bir şey ki... Eşim çok endişelendi ikimizden birine bir şey olacak diye ama şükür kötü bir şey olmadı ve kızımla birlikte atlattık. Evde karantinada 10 gün civarında kalarak hastalığı yendik."
İşine döndüğü için mutlu olduğunu vurgulayan Güngör, "Şunu çok iyi anladım ki yaşamak güzel bir şey ve bu bizim elimizde. Mesafemize, maske ve temizliğimize dikkat ettiğimiz takdirde bir kişi daha aramızdan ayrılmayacak.
O yüzden herkesten maske, mesafe ve temizliğe dikkat etmelerini istiyorum." diye konuştu.
İnsanlara çağrıda bulunan Güngör, sözlerini şöyle tamamladı:
"İlk önce kendilerini, daha sonra etraflarındaki insanları sevmelerini istiyorum çünkü insanlar birbirlerini sevdiklerinde ya da değer verdiklerinde birbirlerine zarar vermemek için maskeyi takar, temizliğine dikkat eder ve mesafesini korur.
Biz sağlıkçılar elimizden geldiği kadar onlara en iyi şekilde hizmet etmeye çalışıyoruz. Bize burada daha çok destek olmaları için dışarıdaki hayatlarında kendilerini korusunlar, birbirlerine değer versinler."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com