Gençlere nasihatlerde bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Hiçbir zaman size biçilen elbiselere sıkışıp kalmayın. Bugün, sabah dahi benim kızım kahvaltıda, lisede öğrenci, bugünkü müfredatı sorgulayıp bir öğrenci olarak Başbakan’dan hesap soruyordu, oğlumla birlikte" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kocatepe Kültür Merkezi’nde gençlerle buluştu. Davutoğlu, gençlerin hem Türkiye’nin hem yeryüzünün aklı ve vicdanı olduğunu belirterek, "Sizlerle konuşmak sadece bir şey anlatmak değil, aynı zamanda sizlerden öğrenmek için buradayız. Şuana kadar hiçbir öğrencimle ilişkimi monolog olarak görmedim. Benden ders alan öğrenciler bilir hep onlara şunu söylemişimdir, birlikte el ele yürüyeceğiz, ben sizlerin enerjinizden bir şey alacağım. Bir hocanın kalitesi yetiştirdiği öğrencilerin kalitesi ile ölçülür. Benim söylediklerimi aynen tekrar edeceksiniz, beraber olmamıza gerek yok. Ben sizden beni tekrar etmenizi değil, benden öğrendikten sonra beni geçmenizi bekliyorum" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, "Sizler kendinizi yetiştirirsiniz, beraberce yol yürümenin hazzını birlikte taşırsak, inşallah sizler bizleri geçeceksiniz, sizden sonra gelenler de sizleri geçecek ama sadece bilgi ve makam geçişi olmayacak bu hayırda rekabet anlamında geçiş olacak. Biz, bizleri fersah fersah geçen gençlerin ayaklarının tozu olmak için bu yola çıktık. Biz, bizleri körü körüne takip edenlerin değil, bizden aldığı idealleri geleceğe taşıyacak daha çok çalışacak, dogmatik ideallerle sadece şunlara körü körüne inanacaksınız diye ideolojik çerçeveler çizmek için değil, inançlarımızı düşünce özgürlüğüyle zenginleştirmek için yola çıktık. Hiçbir baskı, zulüm, dogma omurganızı eğip bükmesin" şeklinde konuştu.
"Statükoların peşinde olmayın" diyen Davutoğlu, "Statükoların arkasında saklanan güç zehirlenmesini hiçbir zaman hayatınızda egemen kılmayın. Güç, ahlakla bezendiği zaman derinlik kazanır. Statükoyu gördüğünüzde, o statükoyu savunanlara karşı vereceğiniz mücadelede devrimci bir ruhla, değiştirici bir özle ama sadece ve sadece ahlaki bir özle hareket ediniz. Genç insan hukuksuzluk, adaletsizliğin tam karşısında yer alır. Hukuksuzluk, adaletsizlik, yanlışlık varsa acaba bunun sonucu ne olur biraz bekleyeyim güç nereye kayar diye beklemeyin. Ayağa kalkın ve bizim olduğumuz yerde susulmaz deyin. Biz varsak son nefesimize ve son neferimize kadar adaletsizlikle mücadele bütün dünyada egemen olacaktır" açıklamasında bulundu.
"DURUŞ SAHİBİ OLACAKSINIZ"
Hakikat arayışı olmayan ruhun gençliğe bir şey ifade edemeyeceğini belirten Davutoğlu, "Gerçeği hakikat yolunda değiştirmek için gecenizi gündüzünüze katacaksınız. İstikametiniz doğru olursa daima doğrulukla birlikte yürürsünüz. Duruşunuz değişmişse işte o zaman bütün ekseniniz kayar. Önce tasvir edin, gerçekliği anlayın diye tanımlamıştım, sonra anlayın, sonra anlamlandırın, sonra da yönlendirin. Tarihi gerçeklik karşısında duruşu olmayanın fikriyatı olamaz. Tarihi gerçekliği sadece tasvir edenin gelecek ideali olmaz. Gelecek ideali olan da önce doğru resim çizecek, anlayacak, sonra da şunu diyecek ben tarihte bir özneyim, insan olarak özneyim, bu medeniyetin yürüyen ferdi olarak özneyim ve benim olduğum yerde tarihi ben yorumlarım. Duruş sahibi olacaksınız, duruş sahibi olmak tarihi doğru anlamakla ilgilidir" diye konuştu.
"DURUŞU OLMAYANIN VUKUFİYETİ OLMAZ"
Bildiği yabancı dillerde, durmak ile anlamak arasındaki ilişkiye değinen Davutoğlu, "Duruşu olmayanın vukufiyeti olmaz. Ben şurada sabit durmasam, sürekli hareket etsem bu salonla ilgili tam bir resim tebeyyün edebilir mi? Bu tabirleri de öğreneceksiniz. Bir yerde sabit duracaksınız ki sabitleriniz, değerleriniz, duruşunuz olacak ki özne olarak tarihe bakabileceksiniz. Tarihi gerçeklik karşısında da her zaman kararlı, gerçeklikten kopmayacak şekilde o gerçekle temas halinde olacaksınız. Fildişi kulelere çekilmeyecek, fildişi kulelelerden ahkam kesmeyeceksiniz. Ait olduğunuz toplumun içinde yaşacaksınız, onlarla ağlayacak onlarla güleceksiniz" ifadelerini kullandı.
"HİÇBİR ZORLUK SİZİ YILDIRMASIN"
Akademik hayatı boyunca yaşadığı sosyolojik gerçeklikten kopmaya izin vermediğini anlatan Davutoğlu, "Sizlere tavsiyem, ideallerinizle gerçeklik arasındaki bağları doğru kurun. Gerçeklikle yüzleştiğinizde yüzleşmekten korkmayın. O yüzleşmeden sonra da ona her an müdahale edecek şekilde zorluklara hazır olun. Biz, her zorluktan sonra kolaylık vardır diyen ilahi kelamı okuyarak büyüdük. Hiçbir zorluk sizi yıldırmasın" şeklinde konuştu.
"BİZİM GENÇLİĞİMİZDE ŞİDDET SARMALI VARDI"
"Bizim gençliğimizde ülkemizde şiddet sarmalı vardı" diyen Davutoğlu, "O yıllar şiddetin, şehirlerimizi, üniversitelerimizi rehin aldığı yıllardı. O şiddetten uzak durmak gerekiyordu, Allah’a şükür ki doğru insanlarla beraber, arkadaş olarak, milletimizin değerlerimizden ayrılmayarak o günlerde şiddete karşı tavır aldık ama şiddetten de azade olamadık. Birçok olayda çok zorlu günler yaşadığımız oldu. 1970’li yıllarda, genç bedenler, bu ülke için adil, bağımsız, büyük Türkiye dedi, ama birbirlerine karşı kırdırıldılar, tahrik edildiler. Onun için şimdi yaşadığımız terör, o yıllarda gencecik toprağa düşen bedenlerin yaşaması halinde bu ülkeye nasıl katkı yapacağını hatırlatır" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu ülke hepimizin ve görüş ayrılıklarının bir çatışmamaya dönüşmemesi için birbirimizi sevmeyi öğrenmemiz lazım. Benim o yıllarda sığınağım, gençliğin psikolojik zemini özgüven ve özne olmaktır. Kendine güvenecek ve sağlam bir psikolojik zemine basacaksın. Psikolojik zemin güçlendirilemezse bir müddet sonra o özgüven kibre ve altı doldurulamamış boşluğa dönüşmeye başlar. Onu dolduracak olan şey entelektüel zihni zemindir. O da alternatif okumalarla olun. Daha lise çağında alternatif okumalar yaptık biz. Çünkü var olan eğitim paradigması o zaman bize özne olmayı öğretmiyordu, ezberleyin ve itaat edin diyordu, ’Ant için, andın manasını dahi tartışmadan, 27 Mayıs o zaman darbesi ya da 12 Eylül sonrası doğruları tekrar edin ve inanın ve başka bir şey düşünmeyin, gözünüzü kapatın, bu ülkeye Komünizm gelecekse onu da biz getiririz diyen bir zihniyet içinde devlete bakın’. Ama, bizim rüyalarımız ve hayallerimiz vardı onlar alternatif okumalarla oldu."
Örgün eğitimin şart olduğunu belirten Davutoğlu, "Ama, alternatif eğitim de hakkıyla yetişmek için bir o kadar şarttır. Çünkü, örgün eğitimde standart var. Her öğrenci bir şekilde müfredata tabi. Bazen müfredatları aşmak gerekiyor. Bazen disipliner sınırları kırmak gerekiyor" dedi.
Bazen müfredatları aşılması gerektiğini belirten Davutoğlu, "İyi bir ekonomist olmak için tarih bilmek şart, iyi bir dünya tarihi bilmeden sağlam bir felsefi zemin olmadan düşünce üretemezsiniz. Medeniyet kavramı üzerinde çok konuşuyoruz ama her birinizin medeniyet kavramına bakışını doğru şekilde inşa etmesi önemli. Bunlar üniversitelerde liselerde tam olarak verilmeyebilir, en iyi öğretmen arkadaşların birbirine öğretmenlik yapmalarıdır" dedi.
"BATI VE DOĞU KLASİKLERİNE, İNSANLIĞI ŞEKİLLENDİREN BÜTÜN KLASİKLERE AÇIK OLUN"
Öğrencilik yıllarında farklı görüşteki arkadaşlarıyla Sirkeci’den Bakırköy’e kadar sahilde yürüdüklerine ve düşüncelerini tartıştıklarına işaret eden Davutoğlu, "Bize diksiyon dersleri verenler olmadı, bunlar da güzel kurslar. Sizi gerçek anlamda yetiştirecek şey, örgün eğitimin dışında arkadaşlarınızla kurduğunuz küçük sohbet gruplarıdır. Bu toprakların ruhunu sahiplenmeniz için herkesin ve her canlının hukukunun korunamız için tek boyutlu olarak kalmamanız için sizin gibi düşünmeyenleri doğru anlamanız için dünyadaki bütün gelişmeleri doğru anlamanız için mutlaka alternatif okuma ve yaklaşımlar geliştirmeniz lazım. Kendinizle barışık olun, kendisiyle barış olan dünyayla barışık olur. Batı ve doğu klasiklerine, insanlığı şekillendiren bütün klasiklere açık olun" şeklinde konuştu.
"KIZIM KAHVALTIDA ’BUGÜNKÜ MÜFREDATI SORGULAYIP’ BİR ÖĞRENCİ OLARAK BAŞBAKANDAN HESAP SORUYORDU"
Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hiçbir zaman size biçilen elbiselere sıkışıp kalmayın. Bugün, sabah dahi benim kızım kahvaltıda, lisede öğrenci, bugünkü müfredatı sorgulayıp bir öğrenci olarak Başbakan’dan hesap soruyordu, oğlumla birlikte. ’Baba, biz niye bu kadar çok şey öğrenmek zorundayız, işin özünü öğrenelim yeter’, oğlum aynı şekilde her sabah böyle bir eleştirel aile ortamında ben gençlerin bakış açılarını alıyorum. Haksız değiller belki, hepsine bakacağız. Mesele, çok bilgiyle yüklenmek değil de mesele düşünce yöntemini öğrenmek. Bilgiyi bilgi yapacak olan şey düşünce yöntemiyle süzgeçten rafine haline gelmiş olmasıdır."
Salonda, "Biz talebeyiz hoca sensin. Türkiye’nin gururu, gençliğin umudu" sloganının atılması üzerine Davutoğlu, "İnşallah nice dersler yapacağız. Vizeleriniz olduğunu biliyorum ama burada sizlerle buluşunca, içimdeki enerjiyi sizlerle buluşturmadan gitmeyi düşünmedim" karşılığını verdi.
Davutoğlu, "Bizler muhabbet, aşk medeniyetinin sözcüleriyiz. Yıkmaya değil, inşa etmeye geliyoruz. Bizler insanları öldüren anlayışları öldürmeye, insanları yaşatmaya geliyoruz. Bu noktada sizlere büyük sorumluluklar düşüyor. Sizler vakıf çeşmesi gibi ömrünüzü, vaktinizi, enerjinizi sadece vakfedin, güzel alanlarda çalışın, gayret sarfedin" diyerek gençlere tavsiyelerde bulundu.
Davutoğlu’nun gençlerle buluşmasında O Ses Türkiye’de şarkı söyleyen Zeo Jaweed’in hazırladığı şarkı çalındı.
(İHA)
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kocatepe Kültür Merkezi’nde gençlerle buluştu. Davutoğlu, gençlerin hem Türkiye’nin hem yeryüzünün aklı ve vicdanı olduğunu belirterek, "Sizlerle konuşmak sadece bir şey anlatmak değil, aynı zamanda sizlerden öğrenmek için buradayız. Şuana kadar hiçbir öğrencimle ilişkimi monolog olarak görmedim. Benden ders alan öğrenciler bilir hep onlara şunu söylemişimdir, birlikte el ele yürüyeceğiz, ben sizlerin enerjinizden bir şey alacağım. Bir hocanın kalitesi yetiştirdiği öğrencilerin kalitesi ile ölçülür. Benim söylediklerimi aynen tekrar edeceksiniz, beraber olmamıza gerek yok. Ben sizden beni tekrar etmenizi değil, benden öğrendikten sonra beni geçmenizi bekliyorum" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, "Sizler kendinizi yetiştirirsiniz, beraberce yol yürümenin hazzını birlikte taşırsak, inşallah sizler bizleri geçeceksiniz, sizden sonra gelenler de sizleri geçecek ama sadece bilgi ve makam geçişi olmayacak bu hayırda rekabet anlamında geçiş olacak. Biz, bizleri fersah fersah geçen gençlerin ayaklarının tozu olmak için bu yola çıktık. Biz, bizleri körü körüne takip edenlerin değil, bizden aldığı idealleri geleceğe taşıyacak daha çok çalışacak, dogmatik ideallerle sadece şunlara körü körüne inanacaksınız diye ideolojik çerçeveler çizmek için değil, inançlarımızı düşünce özgürlüğüyle zenginleştirmek için yola çıktık. Hiçbir baskı, zulüm, dogma omurganızı eğip bükmesin" şeklinde konuştu.
"Statükoların peşinde olmayın" diyen Davutoğlu, "Statükoların arkasında saklanan güç zehirlenmesini hiçbir zaman hayatınızda egemen kılmayın. Güç, ahlakla bezendiği zaman derinlik kazanır. Statükoyu gördüğünüzde, o statükoyu savunanlara karşı vereceğiniz mücadelede devrimci bir ruhla, değiştirici bir özle ama sadece ve sadece ahlaki bir özle hareket ediniz. Genç insan hukuksuzluk, adaletsizliğin tam karşısında yer alır. Hukuksuzluk, adaletsizlik, yanlışlık varsa acaba bunun sonucu ne olur biraz bekleyeyim güç nereye kayar diye beklemeyin. Ayağa kalkın ve bizim olduğumuz yerde susulmaz deyin. Biz varsak son nefesimize ve son neferimize kadar adaletsizlikle mücadele bütün dünyada egemen olacaktır" açıklamasında bulundu.
"DURUŞ SAHİBİ OLACAKSINIZ"
Hakikat arayışı olmayan ruhun gençliğe bir şey ifade edemeyeceğini belirten Davutoğlu, "Gerçeği hakikat yolunda değiştirmek için gecenizi gündüzünüze katacaksınız. İstikametiniz doğru olursa daima doğrulukla birlikte yürürsünüz. Duruşunuz değişmişse işte o zaman bütün ekseniniz kayar. Önce tasvir edin, gerçekliği anlayın diye tanımlamıştım, sonra anlayın, sonra anlamlandırın, sonra da yönlendirin. Tarihi gerçeklik karşısında duruşu olmayanın fikriyatı olamaz. Tarihi gerçekliği sadece tasvir edenin gelecek ideali olmaz. Gelecek ideali olan da önce doğru resim çizecek, anlayacak, sonra da şunu diyecek ben tarihte bir özneyim, insan olarak özneyim, bu medeniyetin yürüyen ferdi olarak özneyim ve benim olduğum yerde tarihi ben yorumlarım. Duruş sahibi olacaksınız, duruş sahibi olmak tarihi doğru anlamakla ilgilidir" diye konuştu.
"DURUŞU OLMAYANIN VUKUFİYETİ OLMAZ"
Bildiği yabancı dillerde, durmak ile anlamak arasındaki ilişkiye değinen Davutoğlu, "Duruşu olmayanın vukufiyeti olmaz. Ben şurada sabit durmasam, sürekli hareket etsem bu salonla ilgili tam bir resim tebeyyün edebilir mi? Bu tabirleri de öğreneceksiniz. Bir yerde sabit duracaksınız ki sabitleriniz, değerleriniz, duruşunuz olacak ki özne olarak tarihe bakabileceksiniz. Tarihi gerçeklik karşısında da her zaman kararlı, gerçeklikten kopmayacak şekilde o gerçekle temas halinde olacaksınız. Fildişi kulelere çekilmeyecek, fildişi kulelelerden ahkam kesmeyeceksiniz. Ait olduğunuz toplumun içinde yaşacaksınız, onlarla ağlayacak onlarla güleceksiniz" ifadelerini kullandı.
"HİÇBİR ZORLUK SİZİ YILDIRMASIN"
Akademik hayatı boyunca yaşadığı sosyolojik gerçeklikten kopmaya izin vermediğini anlatan Davutoğlu, "Sizlere tavsiyem, ideallerinizle gerçeklik arasındaki bağları doğru kurun. Gerçeklikle yüzleştiğinizde yüzleşmekten korkmayın. O yüzleşmeden sonra da ona her an müdahale edecek şekilde zorluklara hazır olun. Biz, her zorluktan sonra kolaylık vardır diyen ilahi kelamı okuyarak büyüdük. Hiçbir zorluk sizi yıldırmasın" şeklinde konuştu.
"BİZİM GENÇLİĞİMİZDE ŞİDDET SARMALI VARDI"
"Bizim gençliğimizde ülkemizde şiddet sarmalı vardı" diyen Davutoğlu, "O yıllar şiddetin, şehirlerimizi, üniversitelerimizi rehin aldığı yıllardı. O şiddetten uzak durmak gerekiyordu, Allah’a şükür ki doğru insanlarla beraber, arkadaş olarak, milletimizin değerlerimizden ayrılmayarak o günlerde şiddete karşı tavır aldık ama şiddetten de azade olamadık. Birçok olayda çok zorlu günler yaşadığımız oldu. 1970’li yıllarda, genç bedenler, bu ülke için adil, bağımsız, büyük Türkiye dedi, ama birbirlerine karşı kırdırıldılar, tahrik edildiler. Onun için şimdi yaşadığımız terör, o yıllarda gencecik toprağa düşen bedenlerin yaşaması halinde bu ülkeye nasıl katkı yapacağını hatırlatır" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu ülke hepimizin ve görüş ayrılıklarının bir çatışmamaya dönüşmemesi için birbirimizi sevmeyi öğrenmemiz lazım. Benim o yıllarda sığınağım, gençliğin psikolojik zemini özgüven ve özne olmaktır. Kendine güvenecek ve sağlam bir psikolojik zemine basacaksın. Psikolojik zemin güçlendirilemezse bir müddet sonra o özgüven kibre ve altı doldurulamamış boşluğa dönüşmeye başlar. Onu dolduracak olan şey entelektüel zihni zemindir. O da alternatif okumalarla olun. Daha lise çağında alternatif okumalar yaptık biz. Çünkü var olan eğitim paradigması o zaman bize özne olmayı öğretmiyordu, ezberleyin ve itaat edin diyordu, ’Ant için, andın manasını dahi tartışmadan, 27 Mayıs o zaman darbesi ya da 12 Eylül sonrası doğruları tekrar edin ve inanın ve başka bir şey düşünmeyin, gözünüzü kapatın, bu ülkeye Komünizm gelecekse onu da biz getiririz diyen bir zihniyet içinde devlete bakın’. Ama, bizim rüyalarımız ve hayallerimiz vardı onlar alternatif okumalarla oldu."
Örgün eğitimin şart olduğunu belirten Davutoğlu, "Ama, alternatif eğitim de hakkıyla yetişmek için bir o kadar şarttır. Çünkü, örgün eğitimde standart var. Her öğrenci bir şekilde müfredata tabi. Bazen müfredatları aşmak gerekiyor. Bazen disipliner sınırları kırmak gerekiyor" dedi.
Bazen müfredatları aşılması gerektiğini belirten Davutoğlu, "İyi bir ekonomist olmak için tarih bilmek şart, iyi bir dünya tarihi bilmeden sağlam bir felsefi zemin olmadan düşünce üretemezsiniz. Medeniyet kavramı üzerinde çok konuşuyoruz ama her birinizin medeniyet kavramına bakışını doğru şekilde inşa etmesi önemli. Bunlar üniversitelerde liselerde tam olarak verilmeyebilir, en iyi öğretmen arkadaşların birbirine öğretmenlik yapmalarıdır" dedi.
"BATI VE DOĞU KLASİKLERİNE, İNSANLIĞI ŞEKİLLENDİREN BÜTÜN KLASİKLERE AÇIK OLUN"
Öğrencilik yıllarında farklı görüşteki arkadaşlarıyla Sirkeci’den Bakırköy’e kadar sahilde yürüdüklerine ve düşüncelerini tartıştıklarına işaret eden Davutoğlu, "Bize diksiyon dersleri verenler olmadı, bunlar da güzel kurslar. Sizi gerçek anlamda yetiştirecek şey, örgün eğitimin dışında arkadaşlarınızla kurduğunuz küçük sohbet gruplarıdır. Bu toprakların ruhunu sahiplenmeniz için herkesin ve her canlının hukukunun korunamız için tek boyutlu olarak kalmamanız için sizin gibi düşünmeyenleri doğru anlamanız için dünyadaki bütün gelişmeleri doğru anlamanız için mutlaka alternatif okuma ve yaklaşımlar geliştirmeniz lazım. Kendinizle barışık olun, kendisiyle barış olan dünyayla barışık olur. Batı ve doğu klasiklerine, insanlığı şekillendiren bütün klasiklere açık olun" şeklinde konuştu.
"KIZIM KAHVALTIDA ’BUGÜNKÜ MÜFREDATI SORGULAYIP’ BİR ÖĞRENCİ OLARAK BAŞBAKANDAN HESAP SORUYORDU"
Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hiçbir zaman size biçilen elbiselere sıkışıp kalmayın. Bugün, sabah dahi benim kızım kahvaltıda, lisede öğrenci, bugünkü müfredatı sorgulayıp bir öğrenci olarak Başbakan’dan hesap soruyordu, oğlumla birlikte. ’Baba, biz niye bu kadar çok şey öğrenmek zorundayız, işin özünü öğrenelim yeter’, oğlum aynı şekilde her sabah böyle bir eleştirel aile ortamında ben gençlerin bakış açılarını alıyorum. Haksız değiller belki, hepsine bakacağız. Mesele, çok bilgiyle yüklenmek değil de mesele düşünce yöntemini öğrenmek. Bilgiyi bilgi yapacak olan şey düşünce yöntemiyle süzgeçten rafine haline gelmiş olmasıdır."
Salonda, "Biz talebeyiz hoca sensin. Türkiye’nin gururu, gençliğin umudu" sloganının atılması üzerine Davutoğlu, "İnşallah nice dersler yapacağız. Vizeleriniz olduğunu biliyorum ama burada sizlerle buluşunca, içimdeki enerjiyi sizlerle buluşturmadan gitmeyi düşünmedim" karşılığını verdi.
Davutoğlu, "Bizler muhabbet, aşk medeniyetinin sözcüleriyiz. Yıkmaya değil, inşa etmeye geliyoruz. Bizler insanları öldüren anlayışları öldürmeye, insanları yaşatmaya geliyoruz. Bu noktada sizlere büyük sorumluluklar düşüyor. Sizler vakıf çeşmesi gibi ömrünüzü, vaktinizi, enerjinizi sadece vakfedin, güzel alanlarda çalışın, gayret sarfedin" diyerek gençlere tavsiyelerde bulundu.
Davutoğlu’nun gençlerle buluşmasında O Ses Türkiye’de şarkı söyleyen Zeo Jaweed’in hazırladığı şarkı çalındı.
(İHA)