İstanbul
Kırgızistan'da 2012 yılında doğan Leila Dzhalalova, Mayıs 2022'de baş dönmesi, mide bulantısı ve halsizlik şikayetleriyle hekime başvurdu. Yapılan tetkikler sonucu Dzhalalova'ya, kalp kulakçıkları arasında açıklık olarak tanımlanan sinüs venozus tipi Atriyal Septal Defekt (ASD) ve buna eşlik eden akciğer toplardamar bozukluğu (parsiyel pulmoner venöz dönüş anomalisi) teşhisi konuldu.
Kalbindeki deliğin kapatılması için açık kalp cerrahisi yapılması önerilen Dzhalalova'nın ailesi, sağlık sistemine duydukları güven dolayısıyla kızlarının Türkiye'de ameliyat olmasını istedi.
Kırgızistan'da faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşunun desteğiyle Sağlık Bakanlığıyla kurulan irtibat sonucunda tedavi için Türkiye'ye gelen Leila Dzhalalova, Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesine yönlendirildi.
Burada açık kalp cerrahisi yerine kaplı stent takılarak tedavi imkanı olduğunu öğrenen aile, yara izi bırakmayan ve iyileşme süresini kısaltarak hızla günlük hayata dönmeyi kolaylaştıran bu yöntemin uygulanacak olmasından büyük memnuniyet duydu.
Leila Dzhalalova, Çocuk Kardiyoloji Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Ahmet Çelebi ve ekibince gerçekleştirilen transkateter kaplı stent yerleştirilmesi yöntemiyle sağlığına kavuştu.
"Türkiye'de bu kadar küçük çocukta yapılan ilk vaka anlamında önemli"
Hastanenin Çocuk Kardiyoloji Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Ahmet Çelebi, AA muhabirine, Kırgızistan'dan açık kalp cerrahisi için yönlendirilen hastanın "sinüs venozus tip ASD" denilen iki kalp kulakçığı arasında tavana yakın bir delik bulunduğunu, aynı zamanda bunun sağ akciğer toplardamarlarının sağ tarafa açıldığı doğuştan kalp hastalığı olduğunu söyledi.
Bu tür hastaların Türkiye'de genel olarak hastanelerde açık kalp cerrahisiyle yapılan düzeltmeyle şifaya kavuştuklarını anlatan Çelebi, yeni gelişmelerle bu hastaların bazılarında stent tedavisinin uygulanmasının mümkün olduğunu belirtti.
Hastaya uyguladıkları yönteme değinen Çelebi, "Kaplı stenti, hem sağa dönen damarları solda kalacak hem de kalbin tavanına yakın bölümde iki kalp kulakçığı arasındaki deliği ortadan kaldıracak şekilde çadır şeklinde açıp aşağı doğru genişleterek her iki problemi de bir arada giderme yöntemini bu hastada uyguladık. Bu, Türkiye'de bu kadar küçük çocukta yapılan ilk vaka anlamında önemli." diye konuştu.
Prof. Dr. Çelebi, hastaya yerleştirdikleri kaplı stentlerin özel olarak dizayn edildiğini ve diğerlerine göre daha pahalı olduğunu anlattı. Bu stentlerin Türkiye'de sağlık geri ödeme sistemine yeni tanımlandığına da değinen Çelebi, dünyaya göre bu yöntemi uygulamaya yeni başladıklarını ve ilk hastada uyguladıklarını kaydetti.
"Balon testinde darlık oluşmasına rağmen (deliği) kapattık"
Açık kalp cerrahisine başvurmayarak hastayı ağrılı yoğun bakım sürecinden, operasyonun bırakacağı yara ve iz gibi komplikelerden kurtardıklarına dikkati çeken Çelebi, "Hastamız çok konforlu bir şekilde çok kısa zamanda sağlığına kavuştu. Bir gün sonra normal hayata dönebilecek şekilde bir tedavi yöntemi, yeni bir yöntem." dedi.
Prof. Dr. Çelebi, operasyondan önce balon testi yapıldığını kaydederek, "Balon testinde dönen damarda darlık oluşursa işlem bırakılır, cerrahiye verilir. Biz bu hastada balon testinde darlık oluşmasına rağmen (deliği) kapattık. Darlık oluşabilecek, yönlendirilmesi yapılan damarı bir tel ve kateter yerleştirip açtıktan sonra oluşan darlığı başka bir balonla gidererek yani aslında çok özellikli bir işlem yapmış olduk." bilgisini verdi.
"Transkateter kapatma yöntemini daha erken yaşlarda yapabiliriz"
Çelebi, kalpte delik hastalığının doğuştan olduğunu, genelde bu durumun küçük yaşlarda pek sıkıntı oluşturmadığını, zaman içinde çabuk yorulma gibi hafif şikayetlerle ortaya çıktığını anlattı.
Hastalığın erişkin yaşlarda ortaya çıkmasının sıkıntı yaratabileceğine dikkati çeken Çelebi, erken tanı ve tedavinin önemini vurguladı.
Prof. Dr. Çelebi, açık kalp cerrahisinin 1-2 yaştan sonra her yaşta yapılabildiğine işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ama 'transkateter' dediğimiz, yani bir iğneyle kasıktan girerek kasık damarı yoluyla kalbe çeşitli kateterle ulaşarak yaptığımız bir transkateter kapatma yönteminde ise genel olarak dünyadaki konsept ergenlik dönemini bitirmiş, erişkin dönemine ulaşmış hastalarda bu işlemin yapılması. Fakat bizim ve bazı az sayıdaki yurt dışındaki kliniklerin de yaklaşımı, bu tür hastalara daha erken yaşlarda yapabiliriz. Hiçbir mahsuru olduğunu düşünmüyoruz. Sadece tek bir dezavantajı var; zamanla çocuk büyüyünce stenti yeniden açmamız gerekecek ama o, riski sıfır olan bir işlem."
"Çok iyi hissediyorum, ağrılarım yok"
Leila Dzhalalova, hastalığı nedeniyle okulda spor derslerine katılamadığını, yürüyüp koştuğunda çabuk yorulduğunu anlattı.
İyileşmek için Türkiye'ye geldiğini dile getiren Dzhalalova, "Kırgızistan'da bize çok büyük açık ameliyat dediler ama buraya geldik, kapalı ameliyat oldu, bunun için çok mutluyum. Biraz korkuyordum ameliyat olacağım diye ama buraya geldiğimde sadece anjiyo geçireceksin dediler. Böyle iyileştim. Çok iyi hissediyorum, ağrılarım yok. Biraz acım oldu ama çok az." diye konuştu.
Dzhalalova, hastanedeki doktorların ve hemşirelerin kendisine arkadaş gibi çok iyi yaklaştıklarını ifade ederek, teşekkür etti.
Anne Halida Dzhalalova, bahar aylarında kızında bu rahatsızlığın nefes darlığıyla ortaya çıkmaya başladığını, ülkesindeki doktorların tedavi için açık ameliyat yapılması ya da yurt dışına gitmelerini önerdiğini kaydetti.
Türkiye'ye geldiklerinde anjiyoyla tedavi yapılabildiğini öğrendiklerinde çok mutlu olduğunu dile getiren Dzhalalova, "Çok şükür iyi ki de gelmişiz buraya. Hocalarımız bizimle çok ilgilendiler. Çok güzel geçti. Çok razıyım. Çok mutluyum." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com