“DİYET” YAPMAK
Belirtilen ilk hatalardan ilk her ne kadar da olsa diyet yapmak olduğunu savunan Dr. Adam Cunliffe ve Nazlı Aytekin bunun sebebini de şu şekilde anlattı, “Bu mantık dışı görünebilir ancak diyetler işe yaramaz. Düşünün. Eğer tam anlamda bir diyet işe yarasaydı çok uzun zaman önce tüm sorunlarımız çoktan çözülmüş olurdu. Aslında, diyet bir iştir ve müşteriye ihtiyaç duyar. Birçok “diyet”in kısa süreli çözüm olduğu bir gerçektir ancak eski alışkanlıklar yeniden gündeme gelir ve hemen sonrasında yeni bir diyet için “alışveriş” yapıyor oluruz. Çalışmalar kilo kaybedip yeniden alınma siklusunun sadece kilolu olmaya oranla daha sağlıksız olduğunu göstermişlerdir. Diyetisyenin hızlıca kilo verilmesi açısından dramatik olarak bireyin besin/kalori diyetini kısarak yapılan “şok” diyet diyetlerin arasındaki en kötüsü olarak görünmektedir. Bu durum yağ kadar kas dokusundan da kayba neden olduğu gibi metabolik hızı düşürür ve hırçınlığa neden olur! Bunların hiç birisi istenmez. Sadece fiziksel aktivite ile birlikte yapılan sağlıklı bir diyete kalıcı olarak geçiş yapmak uzun süreli yarar sağlar.”
YAĞDAN UZAK DURMAK
Cunliffe ve Aytekin aynı zamanda diğer bir bilinen yanlışı da yağdan uzak durmak olduğunu belirtilerek, “Yağdaki gram başına kalori miktarının fazla olmasından dolayı, eğer kilo vermeye çalışıyorsak diyetten yağı kesmemiz mantıklı olarak görünebilir. Ancak bu yaklaşıma dikkat etmek için geçerli nedenler vardır. Öncelikle yağ yediğimizde vücudumuz uygun yemek yediğimizi anlar ve bu nedenle yemek yememizi durdurur. Başka bir deyişle, yağ doyurucudur ve herhangi bir zamanda ne kadar yediğimizi kontrol eder. Ayrıca yağda vücudumuzun ihtiyacı olan önemli vitaminler ve sağlığımız için önemli olan esansiyel yağ asitlerini içerir. Hem hassas olmalı hem de sağlıklı yağlardan ortalama yemeliyken (balık, zeytinyağı ve yoğurttan) bu besinlerden almazsak, kendimizi aç bırakmış olur ve önemli mikrobesinlerden maruz bırakmış oluruz. Ayrıca, araştırmalar yağdan kaçınan insanların kilo alımı ve diğer önemli besin maddelerinin eksikliğine neden olacak şekilde daha fazla şeker ve karbonhidrat yemelerine meyilli olduğunu göstermiştir” diye açıkladılar.
Dr. Adam Cunliffe ve Nazlı Aytekin diğer yapılan yanlışlar içinde şu şekilde konuştular;
İŞLENMİŞ/PAKETLENMİŞ BESİN TÜKETMEK
Hazırlanmış ya da “hazır” besinler genellikle elverişlidir ve yoğun bir günde hızlıca yemek için idealdir. Ancak bu besinlerin çoğunda yüksek miktarda kalori bulunur ve kalitesi düşüktür. Bu besinler sürekli alınabilmeye uygundur. İşlenme ve paketlenme sırasında hazır ve paketlenmiş besinlerde kalitesinde ve besin değerlerinde azalma görülür. Bu durum bizim besinlerden memnun kalmamızı engeller ve vücudumuz gerekli besinleri “elde edene” kadar çok fazla yemek yememize neden olur. Son olarak, bu uygun görünen yiyecekleri minimuma indirip olabildiği ölçüde taze besinlerden tüketmemiz en iyisi olacaktır.
HIZLI YEMEK YEMEK
Birçok çalışma, hızlı yemek yemenin ihtiyacımızdan daha fazla yememize yol açtığını ortaya koymuştur. Yemek yediğimiz zaman vücudumuzun besin ve kalori aldığımızı anlaması zaman alır. Eğer çok hızlı yersek, aldığımız protein ve yağların emilip beynimize haber verene kadar aslında ihtiyacımızdan çok daha fazla yemiş oluruz. Bu nedenle yemek yerken zaman ayırırsak ve daha yavaş yersek, sindirdiğimiz besinleri uygunca fark ederiz ve ne zaman duracağımızı bilebiliriz! Başka insanlarla birlikte yemek yemek, daha fazla çiğnemek ve “giderayak” yemekten vazgeçmek bizi yavaşlatır ve daha az yememize olanak sağlar.
FAZLA EGZERSİZ YAPMAK
Tabii ki egzersiz çok önemlidir ve sağlığımızla ilgili birçok yararı vardır, bunlardan bir tanesi de kilo kontrolünü sağlamamıza yardımcı olmasıdır. Ancak bedenimiz çok zekidir ve çok fazla enerji harcarsak bu durumu kompanse etmek için daha sonra fazla yememiz gerekir. Son zamanlarda yapılmış çalışmalar, jimnastik salonunda birçok saat geçirmektense daha hedefli egzersiz programları yapmanın kas kütlemiz ve tonusunda artışa neden olacağını göstermiştir. Böylece günde 24 saat boyunca metabolik hızımızda artış olacak ve saatler boyunca etkin bir şekilde kalori yakmamızı sağlayacaktır. Ayrıca, fazla oturmaktan kaçınmanın daha zayıf, daha fit ve daha sağlıklı olmayla ilgisi olduğu gösterilmiştir bu nedenle fazladan yürümek kilo kontrolünü sağlamada en iyi yöntem olduğu düşünülebilir.
DIŞARIDA YEMEK YEMEK
Ev dışında yemek yiyen bireylerin, kilo kontrolünü sağlamakta daha zorlandıklarını gösteren kanıtlar vardır. Fast food, restoran yemekleri, marketten alınan atıştırmalıklar ve hazır yiyecekler hayatın bir parçası haline gelmiştir ancak bu konu üzerinde tartışılacak çok önemli durumlar vardır. Örneğin bir restoranda yemek yediğinizde, yemek lezzetli olabilir ancak daha fazla tuz ve şeker olacağından evde kendinizin hazırlayacağı yemekten daha fazla kalori tüketirsiniz. Fast food konusunda ise şu bilinmelidir ki, lezzetli görünen o yiyecekler sizin yeniden daha fazlası için geri gelmenizi sağlamak için yapılmıştır! Kendi yemeklerini kendileri hazırlayanlar ya da evde arkadaş ve aile ile hazırlanmış yemek tüketenlerin genel olarak daha iyi kilo kontrolü sağlamaya ve daha zayıf ve sağlıklı olmaya meyilli oldukları görülmüştür.
Bu en sık yapılan 6 hatadan kaçınarak, devamlı kilo kontrolünün “şok” diyetle ve jimnastik salonunda saatler geçirmekle alakası olmadığını gösterebiliriz. En önemlisi taze, iyi kalitede, evde hazırlanmış yemek yemeye ve yerken zaman ayırmaya özen göstermektir. Bu nedenle yemeğinizden keyif alın, aktif olun ve ne kadar zekice pazarlanmış olsalar da kilo vermek için hızlı programlara “yazılmayın”.
YAŞAM BOYU SAĞLIKLI YEMENİN EN İYİ 5 TAVSİYESİ
Yaşam boyu sağlıklı yeme tavsiyelerinde de bulunan Dr. Adam Cunliffe ve Nazlı Aytekin bunun içinde şu şekilde bir sıralamada bulundular;
“Son zamanlarda diyet ile ilgili çok fazla bilgi bulunmaktadır ve takip etmesi çok zorlaşmıştır. Hepsini takip etseniz bile verilen mesajlar sürekli değişmektedir. Bu nedenle uzun süreli sağlıklı beslenme için bu 5 basit kuralı takip etmeyi hatırlamalısınız. Besinler için zaman ayırmanın kendinizi daha iyi hissetmeye, daha iyi görünmeye ve uzun süreli sağlıklı kalmaya nasıl neden olduğunu öğrenmek için okumaya devam edin. Medyada diyet ve sağlık ile ilgili olan hikayeler sürekli değişim gösterse de bu 5 kural hiçbir zaman değişmeyecektir!
BESİNİ ANLAYIN
İyi beslenmek için öncelikle besinimizi anlamalı ve değer biçmeliyiz. İyi ki bize yardımcı olması için gözlerimiz, kulaklarımız, burnumuz ve tat alıcılarımız vardır. Diyetimizin konusundan kaçınmak ve besine karşı olumsuz hisler barındırmaktansa yediğimiz besini sevmek ve ona değer vermek çok önemlidir. Aslında, tam olarak kelime anlamıyla biz ne yiyorsak oyuz. Bu nedenle sağlıklı beslenmenin ilk basamağı besinleri anlamaktır. Tazeliğe, mevsimsel yetişenlere, etin, balığın, sebze ve meyvelerin kalitesine değer verin. Alacağınız besini seçmek için zaman ayırın ve kendinize iyi olanları alın! Obezite ve diğer beslenme ile ilgili ortaya çıkan sorunlar genellikle kalitesiz besin seçimiyle alakalıdır. Besinle olan ilişkilerimizin sonucunun, hayattaki tüm ilişkiler gibi, büyük bir kısmı seçimlerimizin iyi olmasına dayalıdır. Ünlü bir Fransız güzellik markası zekice bir slogan kullanmaktadır. “Çünkü buna değersiniz”. Eğer vücudunuzda kullandığınız şeyler için bu durum doğruysa, vücudunuzun içine aldığınız şeylerle ilgili çok daha doğru olması gerekir.
OLABİLDİĞİNCE TÜM YEMEKLERİNİZİ KENDİNİZ PİŞİRİN VEYA HAZIRLAYIN
Şimdi besinlere verdiğiniz yeni değeriniz sonrasında sıra mutfakta vakit geçirmeye geldi. Sıfırdan pişirmeye başlayan insanların genellikle daha zayıf ve sağlıklı olduğu bilinmektedir. Zamanınızın olmadığı konusunda kendinizi kandırmayın. Hayatınız ne yediğinize bağlıdır! Sosyal medya, TV ve alışveriş için kendimize zaman ayırabiliyorsak mutfakta bir şeyler yapmak için de zaman ayırmalıyız. Evde hızlı, lezzetli ve sağlıklı yemekler hazırlamak için internette bol miktarda bilgi bulunmaktadır. Beslenme ve pişirmeyi hayatta öncelik haline getirdiğinizde yeni yetenekler kazanacak, daha iyi beslenecek, daha iyi görünecek, kilo kontrolünüzü daha iyi sağlayacak ve kesinlikle daha uzun yaşayacaksınız.
HİÇBİR ZAMAN DİYET YAPMAYIN
Bu gerçekten çok kolaydır. Diyetler işe yaramaz, en azından uzun dönemde. Bu nedenle çok fazla diyet vardır ve birkaç haftada bir yeni bir tanesi ortaya çıkmaktadır. Hızlı kilo kaybı ve geçici diyetler iyi beslenmenin yerini asla alamaz. Eğer uzun dönemli sağlıklı yeme planı konusunda ciddi iseniz diyetin bir iş olduğunu ve işlerin sürekli müşterileri olması gerektiği gerçeği üzerinde ciddi anlamda düşünün.
ACIKMANIZA İZİN VERİN
Günümüzün yoğun programları ve hiç bitmeyen dikkat dağıtan şeyleri nedeniyle “bedenimizi dinlemek” git gide zorlaşmaktadır. Doğal olarak fazla yemekten korunacak, yorgun olduğumuzda dinlenecek, susadığımızda su içecek kadar doğal yeteneklerimiz vardır. İş ve aile koşuşturmaları nedeniyle bu sinyalleri göz ardı ettiğimizde temel olanlarla ilişkimizi kaybetmek kolaylaşır. Acıkmanıza izin verin demek uzun süre boyunca kendinizi aç bırakın ya da öğünlerinizi atlayın demek değildir. İşlerin yolunda gittiğini gösteren, bedeninizin doğal sinyaline izin verin demektir. Kahvaltı ve öğle yemeklerinde porsiyonlarınızı ayarlayın ki bir sonraki yemeğinizde gerçekten acıkmış olun. Böylece besinlerinizden daha fazla zevk alacaksınız ve öğünler arası rejeneratif işlemlerden yararlanmış olacaksınız. Yüksek kalorili bisküviler, şekerlemeler ve kuruyemişler ile öğünler arasında atıştırma yapmak, sadece vücudunuzun kafasını karıştırır ve kilo kontrolünüzü çok daha zor hale getirir.
NE ZAMAN DOYDUĞUNUZU BİLİN
Bedeninizde sadece aç olduğunuzu değil, ne zaman doyduğunuzu da size söyleyecek bir çok yol vardır. Bu nedenle dikkatle dinleyin! Ne zaman doyduğunuz size açıkça söylenecektir ancak bedenlerinin doyduğunu söylemelerini dinlemedikleri için çoğu insan daha fazla yemek yemektedir. Bu durum genellikle hızlı yemekten ileri gelebilir, bu nedenle çok yediğimizi ancak çok sonra fark ettiğimiz anlamına gelir. Bundan korunmak için yemek yemeyi zamana yaymak ve fazla çiğnemek gerekir. Yemek yerken tabağınızı tamamen doldurmayın ve doygunluk hissettiğiniz anda yemek yemeyi bırakın! Şeker ve yağdan zengin, proteinden fakir olan yemekler (örneğin cheesecake) bedenin “tokluk” hissini hissetmesini zorlaştırır. Bu nedenle şeker ve yağdan zengin kek, pasta ve şekerlemelerden ne kadar uzak durursanız, o kadar yerkenki doğal doyma noktanızı bilebilirsiniz.
Bunlar yaşam boyu sağlıklı beslenmenin 5 altın kuralıdır. Bunların başarısı, hangi besinin iyi olduğunu bilmenize ve alımınızı dengelemenize yardımcı olan sizin doğuştan gelen doğal yeteneklerinize dayanması nedeniyledir. Birçok işlenmiş ve hazır yiyecekler sizin normalde seçmeyeceğiniz maddeler içerir, bu nedenle bu besinlerden kaçının. Mümkün olduğunca kendi yemeğinizi hazırlarken sizin için doğru olan daha kaliteli maddeleri doğal olarak seçip kullanmış oluyorsunuz. Taze besin alırken gözlerinize, burnunuza ve tat alıcılarınıza güvenin, bu şekilde yanlış yapmamış olursunuz. Daha sonra ne zaman yiyeceğinize ve ne zaman yemeyeceğinize dair bedeninizin sinyallerini dinlerseniz yaşam boyu sağlıklı beslenme yolunda çok sağlam adımlar atmış olursunuz.”
Kaynak: IHA
dikgazete.com