Memleketinde seçmenlerine hitap eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Allah’ın izniyle, hiçbir endişeniz olmasın, bir Dersimliyi Başbakan olarak görecektir Türkiye" dedi.
Kılıçdaroğlu, partisi tarafından memleketi Tunceli’de düzenlenen mitinge katıldı. Uçakla geldiği Elazığ’dan karayoluyla Tunceli Seyit Rıza Meydanı’nda düzenlenen mitinge gelen CHP Lideri Kılıçdaroğlu hemşehrilerinin sevgi gösterileriyle karşılandı. Eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile Seyit Rıza Meydanı’nı dolduran kalabalığı selamlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, meydanı dolduran kalabalığın sık sık “Başbakan Kemal” sloganları atması üzerine Dersimli olmanın ayrıcalıkları olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Dersimli olmak özgürlükten yana olmak demektir. Dersimli olmak barıştan yana olmak demektir. Dersimli olmak kadın erkek eşitliğinden yana olmaktır. İncinsen de incitme demektir. Bu toprakların çocuğu olmaktan her zaman onur duydum. Sizlerle beraber olmaktan her zaman gurur duydum. Çünkü Allah’ın izniyle hiçbir endişeniz olmasın bir Dersimliyi Başbakan olarak görecektir Türkiye. Hiç kimseyi ötekileştirmeyen, hiç kimseyi göz ardı etmeyen, 77 milyon yurttaşı kucaklayan, hiç kimsenin kimliğini sorgulamayan, yaşam tarzını, inancını sorgulamayan, insanı en değerli varlık olarak gören bir anlayışın, geleneğin sonucu inşallah Dersimli Kemal Başbakan olacaktır. Sizin çektiğiniz acıları biliyorum. Zorunlu göç sonrası çekilen mağduriyetleri biliyorum. Bütün bunları asla ve asla unutmuş değiliz. Sizin haklarınızın teslim edilmesi için sadece bir parti CHP kapı teklifi vermiş ve arkasında kapı gibi durmuştur. Yine aynı şeyi söylüyorum inşallah göreceksiniz CHP’nin iktidarında Kılıçdaroğlu’nun Başbakanlığında özgür bir Türkiye, güzel bir Türkiye, mutlu bir Türkiye, demokrasisi gelişmiş bir Türkiye, yaşanacak bir Türkiye’yi birlikte kuracağız. Hiçbir ayrım yapmadan, Doğu Batı, Kuzey, Güney demeden bu ülkeye barışı getireceğiz. Türkiye’de barışın güvencesi biziz. Türkiye’de demokrasinin güvencesi biziz. Türkiye’ye barışı, Ortadoğu’ya barışı getireceğiz. Yurtta barış dünyada barış diyeceğiz. Tunceli’nin bir özelliği daha var. Tunceli evliyalar diyarıdır. Sarı Saltuk, Hacı Kureyş, Baba Mansur bu topraklarda. Bu topraklar evliyaların topraklarıdır. Bu topraklar bereketli topraklardır. Bu topraklarda yetişenler 72 millete aynı gözle bakarlar. Bu topraklar özgürlüğün, huzurun, barışın topraklarıdır. Kardeşliğin topraklarıdır. Bu topraklar babalarımızın, dedelerimizin, atalarımızın topraklarıdır. Bu topraklar barışı getirecek topraklardır. Bir Tuncelilinin başbakan olması barışın güvencesidir. Bir Dersimlinin başbakan olması Ortadoğu’ya barışın getirilmesi demektir. Bir Dersimlinin başbakan olması sadece bu bölgeye değil Türkiye’ye huzurun gelmesi demektir" dedi.
"İŞSİZLİK TEMEL SORUN"
İşsizliğin temel sorun olduğunu dile getiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye’nin 81 iline gittim. Nereye gitsem bir Tuncelili kardeşim gelip iş istiyor. O zaman ciddi bir sorun var. Ankara’da oturan beyler Tunceli’yi, buradaki işsizliği görmüyorlar. Ankara’da oturan beyler yandaşlarını düşünüyorlar. Ankara’da oturan beyler sizin çocuklarınızı değil kendi çocuklarını düşünüyorlar. Ama sözüm söz Kılıçdaroğlu sözü, evliyalar diyarından söz veriyorum benim başbakanlığımda Tunceli’de işsizliği sıfırlayayacağım. İşsizlik diye bir dert olmayacak. Yine koru halinde itiraz edecekler. Tunceli’de işsizliği nasıl sıfırlayacaksın diye. Tunceli’nin nüfusu nedir ki 5-10 bin gencimiz var nesi var Allah aşkına 13 yıldır bizi dışladınız" diye konuştu.
"TUNCELİLİ OLDUĞU İÇİN HAKİM VE SAVCI OLAMADI"
Tuncelili birinin sırf kimliğinden ötürü hakim ve savcı yapılmadığını ve bunun acı bir olay olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliğim sırasında Adalet Bakanlığı hakim ve savcı sınavı açıyordu. Tuncelili genç bir çocuk liste birincisi olmasına rağmen eleniyor Tuncelili olduğu için. İtiraz ettik bu çocuğun günahı nedir diye. Sonra bir yasa çıktı Danıştay sözlü sınavların kameralı olmasına karar verdi. Bunlar bir kanun çıkardılar sözlü sınavlara kamera konmaz diye. O çocuk hakim, savcı olamadı. Yüreğimde ukdedir. Biz böyle bir adaletsizliğe izin vermeyeceğiz. Sadece Tuncelili olduğu için değil 81 ilden hiçbir gencimize bu adaletsizliği yapmayacağız. Bütün gençleri kucaklayacağız. Sözüm sözdür. Yoksulluk da büyük bir dert . 17 milyon yoksulumuz 6 milyon 250 bin işsizimiz var. KPSS’ye girerler başarılı olurlar beklerler ne zaman sıra bize gelecek diye. Ama Ankara’da oturan o beylerin çocukları otomatikmen iş sahibi oluyor. Bu düzeni yıkacağız, bu düzeni değiştireceğiz" şeklinde konuştu.
"MUNZUR’A BARAJLARA DA SİYASİ BARAJLARA DA İZİN VERMEYECEĞİZ"
Konuşmasında Munzur Vadisi üzerinde yapımı planlanan baraj ve HES projelerine değinen Kılıçdaroğlu, "Munzur’u hepimiz biliyoruz. Bütün Türkiye bütün dünya biliyor. Munzur Vadisi’ne HES’ler yaptırmayacağız, barajlar yaptırmayacağız. Sözüm söz Tunceli’nin doğasına asla ve asla kimsenin ihanet etmesine izin vermeyeceğiz. Bu güzel doğa bu ülkenindir. Bu güzel doğa bir dünya mirasıdır. Bu güzel doğa çocuklarımıza bırakmamız gereken en güzel mirastır. Barajlara asla ve asla izin vermeyeceğiz. Munzur özgür akacak. Bir de siyasi barajlara da izin vermeyeceğiz. 12 Eylül darbe hukukunu değiştireceğiz. sözüm söz Dersim’den bütün Türkiye duysun 12 Eylül darbe hukukunu değiştireceğiz. Gençlerin üzerindeki baskıları kaldıracağız, düşünce özgürlüğünün önünü açacağız. Hiç kimse düşüncesini ifade etti diye hapse girmeyecek. Sözüm söz siyasette de barajlar kaldırılacak" ifadelerini kullandı.
"SEÇİM BİLDİRGEMİZ EMEKTEN YANA"
CHP’nin hazırladığı seçim bildirgesinin emekten yana olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Seçim bildirgemizi emekten yanadır. Haktan, refahın hakça bölüşülmesinden yanadır. Söz verdik açıklardık, asgari ücreti bin 500 lira yapacağız dedik. Hemen saldırıyorlar sen nasıl asgari ücreti bin 500 lira yaparsın diye. İstediğiniz yere gidin, istediğiniz yere şikayet edin ne yaparsanız yapın sözüm söz asgari ücreti bin 500 lira yapacağım. Refahı tabana yayacağım. 17 milyon yoksulumuz var. Bu 13 yılda yarattıkları yoksul sayısı. Bu sayıyı sıfıra indireceğiz. Bu güzel ülkede, bu topraklarda bayrağımın altında kimse yoksul olmayacak. Yoksulluğu tarihe gömeceğiz. Taşeron işçiliği bitireceğiz. Türkiye zengin bir ülkedir, kaynaklarını hakça bölüşmek zorundadır. Ben Bülent Ecevit geleneğinden gelen bir siyasetçiyim. O, “ne ezen ne ezilen insanca hakça düzen” derdi. Hakça düzeni getireceğim" dedi.
NAZIM HİKMET’İ UNUTMADI
3 Haziran’ın Nazım Hikmet’in ölüm yıldönümü olduğunu hatırlatan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Nazım Hikmet hepimizindi. Bir dünya şairiydi. Türkiye’yi dünyaya tanıtan bu şair büyük acılar çekti. Onunla her zaman gurur duyduk. Allah rahmet eylesin. O, “o duvar duvarınız vız gelir bize vız” demişti. Kimse endişe etmesin, Ankara’da oturan beyler istedikleri kadar duvarlar örsünler bize vız gelir. O duvarları yıkacak özgür bir Türkiye’yi kuracağız" diye konuştu.
"KENDİMİ DERSİMLİNİN VİCDANINA TESLİM EDİYORUM"
Dersim’in bir vicdanı bir dünya görüşü olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Dersim’in bir uygarlık arayışı bir insan sevgisi vardır. Ben kendimi Dersimlinin vicdanına teslim ediyorum. Başka da bir şey söylemek istemiyorum. Anneler unutmayın, bütün anneleri seviyorum. O Ankara’da oturan beylerden birisi dün annelere bir şey söylemiş. Ne derse desin. Bozuldular, bozguna uğradılar ne diyeceklerini şaşırdılar. Tuvalet temizlemekten bahsettiler. İnsan değil mi o insanlar alın teriyle para kazanıyorlar bunu bile bilmiyor. Tuvalet temizleyip çoluk çocuğunun rızkını kazanan, alın teri döken o insanları gözlerinden öpüyorum. Çalışın, yürekli olun. Bu haramilerin iktidarını el birliğiyle yıkacağız" şeklinde konuştu.
Eşi Selvi Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra Genel Başkan Yardımcıları Veli Ağbaba, Enis Berberoğlu, Tekin Bingöl, milletvekilleri Kamer Genç, Erdoğan Toprak, Mehmet Hilal Kaplan, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, Çiğli Belediye Başkanı Hasan Aslan’ın da eşlik ettiği Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Tunceli Milletvekili adaylarıyla vatandaşları selamladıktan sonra karayoluyla Elazığ’da yapılacak mitinge katılmak üzere kentten ayrıldı.
(İHA)