Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP lideri Kılıçdaroğlu’na seslenerek, "Madem sen demokratik bir siyasi partisin, partinin genel başkanısın, halkı direnmeye çağıracağına sandığa çağırsana be adam, sandığa çağır, sandığa" dedi.
Başbakan Davutoğlu, AK Parti Grup Toplantısı’nda partililere seslendi. Davutoğlu, "Bizim meselemiz özgürlükçü, hiçbir kısıtlamaya, hiçbir kayda tabi olmayan sivil ve katılımı bir Anayasa’yı önümüzdeki dönemde yazmak olacak" diyen Davutoğlu, "7 Haziran seçimleriyle böyle bir Anayasa’nın ayak izlerini de kilometre taşlarını da dokumuş olacağız" şeklinde konuştu.
Özgürlükler söz konusu olduğunda hiçbir şekilde taviz vermeyeceklerini belirten Davutoğlu, "Özgürlük insanın onurunun en temel ilkesidir. İnsan olmak, özgür iradeyle hareket edebilmekle mümkündür. İnsanın diğer canlılarda olmayan en temel vasıf, özgür iradeyle hareket edebilmesidir, eşref-i mahlukat olması da bundandır. Bu topraklarda kimse bu topraklarda eşref-i mahlukat olan insanın bundan sonra şu veya bu otorite adına müdahil olamayacak, baskı yapamayacak. Tek parti zihniyetinin dayandığı yasaklayıcı, kısıtlayıcı bütün yaklaşımlar ayaklarımızın altındadır, ayaklarımızın altında olacaktır" ifadelerini kullandı.
"CHP TÜRK, HDP KÜRT BAASI"
"Çok çarpıcı bir tabloyu sizlerle paylaşmak isterim" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Geçtiğimiz günlerde HDP, Diyarbakır’da yapılan bir şeyde, Anadolu’nun birçok yerinde yaşanan halen yaşanmakta olan bir kültürün parçası olarak ’mesture’, ’çarşaflı’ hanımları tahkir eden bir müsamere gösterdi ve bunu bir özgürlük gibi yansıtmaya çalıştı. Hep dedim ya ’CHP Türk Baası’dır, HDP Kürt Baası’dır.’ Aynı ideolojinin iki yansıması. Eskiden olurdu, bizim çocukluğumuzda neredeyse Anadolu insanının, neredeyse Sütçü İmam’ın uğrunda şehit olduğu o örtüyü tahkir eden müsamereleri CHP zihniyeti okullarda, tiyatrolarda sergilerdi. Bunu da çağdaşlık zannederdi, şimdi HDP aynısını yapıyor. Onların savaşı otoriteyle veya herhangi bir yanlışlıkla değil onların savaşı bizim milletimizin değerleriyle aziz Kürt vatandaşlarımızın bunun farkında olduğunu biliyorum. Türkiye’nin şu veya bu köşesindeki milli değerlere, örfi uygulamalara savaş açan CHP zihniyetiyle HDP zihniyeti aynı anlayışı yansıtır. Onlar ne derse desin biz, bu ülkede mutlak anlamda kıyafet, düşünce, fikir, basın yayın özgürlüğünü, seçme ve seçilme özgürlüğünü koruduk, korumaya devam edeceğiz."
"PENSİLVANYA’NIN YAPMAK İSTEDİĞİ ŞEY TÜRKİYE’Yİ KAOSA SÜRÜKLEMEK"
Güvenliğin özgürlükleri teminat altında alan bir ilke olarak tanımlayan Davutoğlu, "Güvenliğin olmadığı yerde özgürlüklerin korunamayacağını en iyi gösteren gelişme, hepimizin gözü önünde cereyan eden Suriye ve Irak’ta yaşanan gelişmelerdir. Güvenlik olmadan özgürlükler harekete geçirilemez. 3 muhalefet partisinin bugün arkalarındaki gerçek muhalefet olan paralel muhalefetin de Pensilvanya’da yapmak istediği şey, Türkiye’yi kaos ortamına sürüklemek" dedi.
6-7 Ekim olaylarından sonra çok ciddi bir "İç Güvenlik Reformu" ihtiyaç hissedildiğini belirten Davutoğlu, "Biz kez daha meydan okuyorum. Geçtiğimiz hafta biz grup toplantısını yaptıktan sonra CHP Grubu’nda Kılıçdaroğlu öncesinde Bahçeli konuştu, Demirtaş konuştu. Şimdi tekrar bugün de konuşacaklar. Bize bu konuşmalarda İç Güvenlik Reformu içinde tek umde gösterin ki Avrupa Birliği (AB) standartlarına aykırı olsun, tek bir fıkra gösterin ki evrensel demokrasi standartlarına aykırı olsun. Gösteremezler. Çünkü biz her bir fıkrayı, her bir kanun maddesini yazarken detaylı olarak inceledik. Bizzat benim başkanlığımda Bakanlar Kurulu’nda, İçişleri Bakanlığı’nda yine bizzat katılarak bu evrensel standartlardan satmamak konusunda duyarlılık gösterdik. Ama meseleleri Türkiye’de güvenlik ortamının sağlanıp sağlanamaması değil, özgürlüklerin korunmaması da değil. Sandıktan ümitleri olmadığı için, son 12 yıldır her sandıktan yenilgiyle çıktıkları için iktidara gelmenin tek umudu olarak kaosu, krizi görüyorlar. İstiyorlar ki öyle bir kriz çıksın ki Türkiye’de iktidar değişimi mümkün olsun."
"HALKI DİRENMEYE ÇAĞIRACAĞINA SANDIĞA ÇAĞIR BE ADAM"
Geçen hafta yapılan CHP Grup Toplantısı’nın tarihe kayıt olarak düşülmesi gerektiğini belirten Davutoğlu, "Kılıçdaroğlu o toplantıda Türkiye’de otoriter bir rejim ve yaklaşım olduğunu ve İç Güvenlik Reformu üzerinden bir polis devleti kurulacağını iddia ederek, halkı direnmeye çağırdı. Madem sen demokratik bir siyasi partisin, partinin genel başkanısın, halkı direnmeye çağıracağına sandığa çağırsana be adam, sandığa çağır, sandığa. 3 ay sonra sandığa gidiyoruz, eğer kendine güveniyorsun de ki halka ’burada bu yasalar yanlış çıkarılıyor, biz size daha iyi yasa çıkaracağız, bize oy verin, sandığa gidin, ben 5 ay sonra bu yasayı değiştireceğim’ de. Demokratik yaklaşım bu. Hayır, beyefendinin sandıktan ümidi yok ki, sandıktan hiçbir zaman ümidi olmadık ki, bu sandıktan hiçbir zaman CHP çıkmadı ki ve çıkmayacak da" ifadelerini kullandı.
"HESABINI SORARIZ ARKADAŞ"
1960 ihtilali öncesi seçime gidilecekken İsmet İnönü’nün, "Şartlar olgunlaştığında ihtilal meşru bir hak olur" sözlerini hatırlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Şimdi aynı çizgide Kılıçdaroğlu ’direnin’ diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, geçen Pazar günü Kadıköy’de gösteri yapıldı. Değişik dernekler hükümeti de eleştirdiler, tek bir müdahale oldu mu? Barışçıl gösteriye müdahale edilmez. Oldu mu, her türlü eleştiri haklarını kullandılar, sen de kullan. Ama molotof kokteyli alıp da sokağa çıkacak olanların önüne geçeceksen, sen siyasetçi olmaktan çıkarsın provokatör olursun. Kadıköy’de toplandılar, gösterilerini yaptılar, hükümetimizi de eleştirdiler, hiçbir çatışma olmadı. Barışçıl gösteri yapmak herkesin hakkıdır. O hakkı kullanmak da bizim teminatımız altındadır. Ama insanları direnmeye çağırırsan bir, bu direnme talimatını Türkiye’den değil de Pensilvanya’dan alırsan, iki biz hesabını sorarız arkadaş. Bu ülke bu düzeni kolay ihdas etmedi. Kılıçdaroğlu, yüce Meclis’in kürsüsünde konuşuyor. Aynı saatlerde Pensilvanya’daki paralel yapının başı da New York Times’da makale yazıyor. Alın Kılıçdaroğlu’nun konuşmasın, alın o makaleyi yan yana koyun -zannederseniz tercüme edildi- çünkü arkada bir el ikisine aynı talimatı veriyor."
"PARTİNİZE SAHİP ÇIKIN, DIŞARIDAN YÖNLENDİRİLEN BU LİDERE SESİNİZİ YÜKSELTİN"
"Filistin işgal altındayken her türlü lobinin karşısında olmaya devam edeceğiz" diyen Davutoğlu, "Tam böyle kritik bir evreye girmişken 24 Nisan 100. yıl konusunda birçok lobi harekete geçmişken, New York Times’ta bu makaleyle bir işaret fişeği veriliyor. Bir taraftan Amerika’ya ’o lobileri hareket geçir, Türkiye’yi köşeye sıkıştır’ diyorlar diğer taraftan da Türkiye içine, Kılıçdaroğlu’na mesaj gönderiyorlar, Kılıçdaroğlu’da mesajı alıyor, aynı üslupla bu yüce Meclis’in kürsülerinde kullanıyor. Kılıçdaroğlu, bu sana yakışmaz, bir kere de kendin gibi ol. CHP’li yurtsever seçmenlere ve CHP üyelerine sesleniyorum. Partinize sahip çıkın. Bu dışarıdan yönlendirilen lidere ve onun ekibine karşı sesinizi yükseltin. Gerçek cumhuriyetçilik TBMM’ye konuşmaktır, halkla milletle konuşmaktır, Philadelphia ile paralel konuşmak değil. Artık her şeyin paraleli çıktı. Şimdi aynı gün içinde paralel makale, paralel grup konuşması yapılıyor. Mübarek olsun onlara bu paralelleri. Onlar paralelde gitmeye devam etsin. Biz sırat-ı müstakimdeyiz, doğru yolumuzdan bir milim dahi sapmayız" açıklamasında bulundu.
(İHA)