CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Suriye’deki kaybedenler, Türkiye, Türkmenler, sivil vatandaşlar. Bayırbucak’tan söz ediyorlar. Ne bayırı kaldı ne bucağı kaldı. Hala dünyadan haberleri yok bunların” dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, 1921 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün TBMM’de yaptığı konuşmadan bir bölüm okuyarak, “Daha Cumhuriyetin ilk yılları. Şöyle diyor Mustafa Kemal Atatürk; ’Panislamizm’i ben şöyle anlıyorum, bizim milletimiz ve onu temsil eden hükümetimiz doğal olarak dünya yüzünde var olan bütün dindaşlarımızın mutlu ve refah içinde olmasını isteriz. Bütün Müslüman dünyasının mutlu olmasını hepimiz yürekten isteriz’ diyor. ’Bütün İslam insanlığının, İslam dünyasının refah ve mutluluğu kendi refah ve mutluluğumuz gibi değerlidir. Bütün İslam dünyasında refah ve mutluluk varsa bizim kendimizin refah ve mutluluğumuz kadar değerlidir’ diyor 1921 yılında Mustafa Kemal Atatürk. ’Fakat efendiler, bu toplumun büyük bir imparatorunun maddi bir imparatorluk halinde bir noktadan yönetilmesini ve yönetimini düşünmek istiyorsak bu bir hayaldir’ diyor. Şöyle söylüyor; ’İlme, mantığa aykırı bir şeydir.’ 100 yıl önce söylüyor bunu. Yemen’i bilen, Libya’yı bilen, Suriye’yi bilen, orada savaşan, Filistin’de bulunan Gazi Mustafa Kemal boşuna mı söylüyor, biz boşuna mı söylüyoruz. Kendi tarihini bilmeyen Ortadoğu’da hiçbir şey yapamaz ancak birilerinin maşası olur. Şimdi diyorlar ki biz milliyiz. Siz milli değil, gayri millisiniz. Ülkenin çıkarlarını savunmuyorsunuz siz. Osmanlı’yı da bunlar bilmiyorlar emin olun. Vahhabilikle en ciddi mücadeleyi yapan Osmanlı padişahlarıdır. Şimdi siz 21.yüzyılın Türkiye’sine Vahhabiliği getirmeyi istiyorsunuz. Bütün bunlara baktığımızda şu gerçek ortaya çıkıyor, Türkiye şu anda sağlıklı yönetilmiyor. Aslında Türkiye hiç yönetilmiyor. Bir rüzgara kapılmış gidiyor. Nereye gittiğini hiç kimse bilmiyor. Ama arkadan birileri onun zembereğini kuruyor” şeklinde konuştu.
“NE BAYIRI KALDI NE BUCAĞI KALDI”
“Suriye’de ki kaybedenler, Türkiye, Türkmenler, sivil vatandaşlar” diyen Kılıçdaroğlu, “Bayırbucak’tan söz ediyorlar. Ne bayırı kaldı ne bucağı kaldı. Hala dünyadan haberleri yok bunların. Suriye’deki yıkımın boyutlarını vereyim size, Suriye’de savaş başladıktan bu yana hayatını kaybedenlerin sayısı 470 bini aştı. Bunların vebali günahı bu ülkeyi yönetenlerdir. Ölen her çocuğun, kadının, sivilin günahı bunların boynundadır. Yaklaşık 2 milyon Suriyeli yaralandı. Toplam ekonomik kayıp Suriye’de 225 milyar dolar. Yaklaşan Halep savaşı var. Eğer orada da bir kıyam olursa, onunda bunların üzerine ilave edilmesi lazım. Suriye ekonomisi çöktü. Yaklaşık 13 milyon 800 bin Suriyeli geçim kaynaklarını kaybetti. Nüfusun yüzde 45’i göç etti. 6 milyon Suriyeli kendi ülkesi içinde yerini değiştirdi. 4 milyondan fazla Suriyeli Suriye’nin dışına çıktı. Bunun 2,5 milyonu da şimdi Türkiye’de. Bizi dinleyen vatandaşlarıma seslenmek istiyorum, Suriye’de bu tablonun sorumlusu kim? Bu kadar yüz binlerce insan hayatını kaybetti, çoluk çocuk Akdeniz’in sularında boğuldular. Bunların sorumlusu kim? Eğer bunun sorumlusunu kendi vicdanına sormuyorsan vatandaşım, sen bu ülkenin yönetiminde söz sahibi değilsin, olmamalısın. Soracaksın kendine. Onlar Müslüman değil mi? Müslüman. Müslüman kanı akıtmak ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin görevi oldu. Akan kan yazık günah değil mi? Cumhuriyetin hiçbir döneminde olmadı bu” ifadelerini kullandı.
“ANCAK ENAYİLER BU SÖZLEŞMEYİ İMZALAR”
Geri kabul anlaşmasıyla ilgili ise Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Türkiye’den bir kişi Avrupa’ya giderse, Avrupa isterse herhangi bir ülkeden onu alıp Türkiye’ye iade edecek. Bunlar gittiler tıpış tıpış sözleşmenin altına imza attılar. Karşı çıkan sadece biz olduk. Bu anlaşmayı imzalamayın dedik. Şimdi ben soruyorum. Kim milli, kim gayri milli? Şimdi Recep Tayyip Erdoğan konuşuyor diyor ki, ’Bizim alnımızda enayi yazmıyor’ güzel, ’Kusura bakmayın’ bu da güzel. Suriye’deki mülteciler için söylüyor, ’Bu işin hakkı neyse bunu yaparız. Herhalde uçaklar, otobüsler boşuna durmuyor. Gereği neyse bundan sonra o yapılır’ diyor. Peki sen geri kabul anlaşmasını niye imzaladın? Sen otobüse doldurursun o da aynı otobüsü sana gönderir. Der ki ‘altına imza attın sen.’ Şimdi ben bir daha soruyorum, bunlar milli mi, gayri milli mi? Sen hangi gerekçeyle gidersin 2,5 milyon mültecinin Türkiye’de olduğu bir dönemde böyle bu anlaşmanın altına imzanı atarsın. ’Alnımızda enayi mi yazıyor’ vallahi de yazıyor. Çünkü ancak enayiler bu sözleşmeyi imzalar. Kaldı ki biz bu parlamentoda görüşürken bu yanlıştır dedik. Şimdi tehdit ediyorlar.”
“ÜLKENİN GELECEĞİNİ 3 ADIM SONRASINI GÖREMİYORSAN DIŞ POLİTİKAYI BELİRLEYEMEZSİN”
Dış politikanın efelenme alanı olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Sen ülkenin geleceğini 3 adım sonrasını göremiyorsan dış politikayı belirleyemezsin. Kendilerine bir vatansever olarak uyarım, bu ülkenin çıkarlarını savunan sade bir yurttaş olarak AKP’ye uyarılarım; Suriye politikasını değiştir. 180 derece değiştireceksin. Suriye topraklarına artık silah göndermeyin, Suriye’nin egemenliğine karışmayın. Rusya ilişkilerinde gergin bir ortama izin vermeyin. Angajman kuralları dolayısıyla angajman kuralları ihlal edildiği için hükümetin yanında durduk. Türkiye’nin nerede çıkarı varsa arkasında duruyoruz. Ama Türkiye’nin çıkarı bütün komşularla iyi ilişkidir” açıklamasında bulundu.
“Açık ve net söyledim, AK Parti terör örgütüne yardım ve yataklık yapan bir partidir” diyen Kılıçdaroğlu, “Ben dedim ki, herhalde beni mahkemeye verirler, kimse vermiyor korkudan. Çünkü ispat edeceğiz. Şimdi terörden şikayetçiler. Düne kadar sen besliyordun. Sen masanın başındaydın. Sormuyor musun kendine, Türkiye’yi bu hale kim getirdi diye” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’ın bir cümlesini okuyan Kılıçdaroğlu, “’PKK çözüm sürecinde 200 bin kilo bombayı şehirlere doldurdu’ itirafa bak. Bu terör örgütü şehirlere 200 ton bombayı yerleştirirken bu ülkeyi kim yönetiyordu? Kendileri şimdi itiraf ediyorlar” diye konuştu.
(İHA)
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, 1921 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün TBMM’de yaptığı konuşmadan bir bölüm okuyarak, “Daha Cumhuriyetin ilk yılları. Şöyle diyor Mustafa Kemal Atatürk; ’Panislamizm’i ben şöyle anlıyorum, bizim milletimiz ve onu temsil eden hükümetimiz doğal olarak dünya yüzünde var olan bütün dindaşlarımızın mutlu ve refah içinde olmasını isteriz. Bütün Müslüman dünyasının mutlu olmasını hepimiz yürekten isteriz’ diyor. ’Bütün İslam insanlığının, İslam dünyasının refah ve mutluluğu kendi refah ve mutluluğumuz gibi değerlidir. Bütün İslam dünyasında refah ve mutluluk varsa bizim kendimizin refah ve mutluluğumuz kadar değerlidir’ diyor 1921 yılında Mustafa Kemal Atatürk. ’Fakat efendiler, bu toplumun büyük bir imparatorunun maddi bir imparatorluk halinde bir noktadan yönetilmesini ve yönetimini düşünmek istiyorsak bu bir hayaldir’ diyor. Şöyle söylüyor; ’İlme, mantığa aykırı bir şeydir.’ 100 yıl önce söylüyor bunu. Yemen’i bilen, Libya’yı bilen, Suriye’yi bilen, orada savaşan, Filistin’de bulunan Gazi Mustafa Kemal boşuna mı söylüyor, biz boşuna mı söylüyoruz. Kendi tarihini bilmeyen Ortadoğu’da hiçbir şey yapamaz ancak birilerinin maşası olur. Şimdi diyorlar ki biz milliyiz. Siz milli değil, gayri millisiniz. Ülkenin çıkarlarını savunmuyorsunuz siz. Osmanlı’yı da bunlar bilmiyorlar emin olun. Vahhabilikle en ciddi mücadeleyi yapan Osmanlı padişahlarıdır. Şimdi siz 21.yüzyılın Türkiye’sine Vahhabiliği getirmeyi istiyorsunuz. Bütün bunlara baktığımızda şu gerçek ortaya çıkıyor, Türkiye şu anda sağlıklı yönetilmiyor. Aslında Türkiye hiç yönetilmiyor. Bir rüzgara kapılmış gidiyor. Nereye gittiğini hiç kimse bilmiyor. Ama arkadan birileri onun zembereğini kuruyor” şeklinde konuştu.
“NE BAYIRI KALDI NE BUCAĞI KALDI”
“Suriye’de ki kaybedenler, Türkiye, Türkmenler, sivil vatandaşlar” diyen Kılıçdaroğlu, “Bayırbucak’tan söz ediyorlar. Ne bayırı kaldı ne bucağı kaldı. Hala dünyadan haberleri yok bunların. Suriye’deki yıkımın boyutlarını vereyim size, Suriye’de savaş başladıktan bu yana hayatını kaybedenlerin sayısı 470 bini aştı. Bunların vebali günahı bu ülkeyi yönetenlerdir. Ölen her çocuğun, kadının, sivilin günahı bunların boynundadır. Yaklaşık 2 milyon Suriyeli yaralandı. Toplam ekonomik kayıp Suriye’de 225 milyar dolar. Yaklaşan Halep savaşı var. Eğer orada da bir kıyam olursa, onunda bunların üzerine ilave edilmesi lazım. Suriye ekonomisi çöktü. Yaklaşık 13 milyon 800 bin Suriyeli geçim kaynaklarını kaybetti. Nüfusun yüzde 45’i göç etti. 6 milyon Suriyeli kendi ülkesi içinde yerini değiştirdi. 4 milyondan fazla Suriyeli Suriye’nin dışına çıktı. Bunun 2,5 milyonu da şimdi Türkiye’de. Bizi dinleyen vatandaşlarıma seslenmek istiyorum, Suriye’de bu tablonun sorumlusu kim? Bu kadar yüz binlerce insan hayatını kaybetti, çoluk çocuk Akdeniz’in sularında boğuldular. Bunların sorumlusu kim? Eğer bunun sorumlusunu kendi vicdanına sormuyorsan vatandaşım, sen bu ülkenin yönetiminde söz sahibi değilsin, olmamalısın. Soracaksın kendine. Onlar Müslüman değil mi? Müslüman. Müslüman kanı akıtmak ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin görevi oldu. Akan kan yazık günah değil mi? Cumhuriyetin hiçbir döneminde olmadı bu” ifadelerini kullandı.
“ANCAK ENAYİLER BU SÖZLEŞMEYİ İMZALAR”
Geri kabul anlaşmasıyla ilgili ise Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Türkiye’den bir kişi Avrupa’ya giderse, Avrupa isterse herhangi bir ülkeden onu alıp Türkiye’ye iade edecek. Bunlar gittiler tıpış tıpış sözleşmenin altına imza attılar. Karşı çıkan sadece biz olduk. Bu anlaşmayı imzalamayın dedik. Şimdi ben soruyorum. Kim milli, kim gayri milli? Şimdi Recep Tayyip Erdoğan konuşuyor diyor ki, ’Bizim alnımızda enayi yazmıyor’ güzel, ’Kusura bakmayın’ bu da güzel. Suriye’deki mülteciler için söylüyor, ’Bu işin hakkı neyse bunu yaparız. Herhalde uçaklar, otobüsler boşuna durmuyor. Gereği neyse bundan sonra o yapılır’ diyor. Peki sen geri kabul anlaşmasını niye imzaladın? Sen otobüse doldurursun o da aynı otobüsü sana gönderir. Der ki ‘altına imza attın sen.’ Şimdi ben bir daha soruyorum, bunlar milli mi, gayri milli mi? Sen hangi gerekçeyle gidersin 2,5 milyon mültecinin Türkiye’de olduğu bir dönemde böyle bu anlaşmanın altına imzanı atarsın. ’Alnımızda enayi mi yazıyor’ vallahi de yazıyor. Çünkü ancak enayiler bu sözleşmeyi imzalar. Kaldı ki biz bu parlamentoda görüşürken bu yanlıştır dedik. Şimdi tehdit ediyorlar.”
“ÜLKENİN GELECEĞİNİ 3 ADIM SONRASINI GÖREMİYORSAN DIŞ POLİTİKAYI BELİRLEYEMEZSİN”
Dış politikanın efelenme alanı olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Sen ülkenin geleceğini 3 adım sonrasını göremiyorsan dış politikayı belirleyemezsin. Kendilerine bir vatansever olarak uyarım, bu ülkenin çıkarlarını savunan sade bir yurttaş olarak AKP’ye uyarılarım; Suriye politikasını değiştir. 180 derece değiştireceksin. Suriye topraklarına artık silah göndermeyin, Suriye’nin egemenliğine karışmayın. Rusya ilişkilerinde gergin bir ortama izin vermeyin. Angajman kuralları dolayısıyla angajman kuralları ihlal edildiği için hükümetin yanında durduk. Türkiye’nin nerede çıkarı varsa arkasında duruyoruz. Ama Türkiye’nin çıkarı bütün komşularla iyi ilişkidir” açıklamasında bulundu.
“Açık ve net söyledim, AK Parti terör örgütüne yardım ve yataklık yapan bir partidir” diyen Kılıçdaroğlu, “Ben dedim ki, herhalde beni mahkemeye verirler, kimse vermiyor korkudan. Çünkü ispat edeceğiz. Şimdi terörden şikayetçiler. Düne kadar sen besliyordun. Sen masanın başındaydın. Sormuyor musun kendine, Türkiye’yi bu hale kim getirdi diye” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’ın bir cümlesini okuyan Kılıçdaroğlu, “’PKK çözüm sürecinde 200 bin kilo bombayı şehirlere doldurdu’ itirafa bak. Bu terör örgütü şehirlere 200 ton bombayı yerleştirirken bu ülkeyi kim yönetiyordu? Kendileri şimdi itiraf ediyorlar” diye konuştu.
(İHA)
