CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, engellilerin bütün önerilerinin, taleplerinin CHP tarafından takip edileceğini söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Barış Pınarı Harekatı bölgesinde şehit olan Piyade Uzman Çavuş Harun Çınar ile Irak'ta devam eden Pençe 3 Harekatı sırasında şehit olan Piyade Sözleşmeli Er Alparslan Kurt'a Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diledi.
"Bir süredir unuttukları ancak geçen salı günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hatırlattığı bir olaya, Man Adası olayına" değinmek istediğini belirten Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın, "Man Adası dolayısıyla doğruları söylemedi, mahkemeye gitti, Kılıçdaroğlu tazminat davalarına mahkum oldu" dediğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, söylediği her cümle, kullandığı her belgenin, yüzde yüz doğru olduğunu, zaten hiç kimsenin bu belgeleri yalanlamadığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a, tekrar bu olayı gündeme getirdiği için teşekkür ettiğini belirterek, Man Adası'nda Sıtkı Ayan'ın 1 sterlinlik bir şirket kurduğunu, bir süre sonra bunu Kazım Öztaş'a devrettiğini, devirden sonra 15 milyon dolarlık bir ticaret, para trafiği oluştuğunu ileri sürdü.
Para trafiğiyle ilgili banka kayıtlarını, dekontlarını açıkladıklarını anımsatan Kılıçdaroğlu, belgelerin tamamını Ankara'da savcıya teslim ettiklerini, savcının incelediğini anlattı.
Erdoğan'ın, "İspat edersen Cumhurbaşkanlığını bırakırım" dediğini ancak bırakamadığını savunan Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yüzde yüz doğru. Bırakamıyor ne yapacak, 'Senin hakkında dava açacağım' dedi; aç ne olacak? Açtı davaları. Davanın düştüğü mahkemenin hakimlerini değiştirdi. Namuslu, dürüst, ahlaklı, hukuku bilen hakimleri görevden aldı yerine militan hakimleri tayin etti. O hakimler de beni cumhuriyet tarihinde görülmemiş büyüklükte tazminata mahkum ettiler. 'Bak gördünüz mü haklı olsaydı tazminata mahkum olmazdı.' dedi. Ama ben haklıyım. Allah'ın huzurunda da tüyü bitmemiş yetimin huzurunda da ben haklıyım. Erdoğan ailesinin bu dümenini açıkladım. Damat, dünür, oğul, enişte, hepsi var. Bu para trafiği nedir diye sordum. Erdoğan, 'Bu bir şirket satışıdır.' dedi. Demek ki doğru, o da doğruladı. Ama halen istifa etmiyor. Bu şirket hangi şirket, nasıl olur da 1 sterlinlik bir şirket 15 milyon dolarlık bir şirketi nasıl satın alır? Bunun cevabını şu ana kadar almış değilim. 82 milyonun huzurunda yine soruyorum: Bu şirket hangi şirket? Senin ailenin 15 milyon dolarlık gelirini elde etmesine yol açan bu şirket hangi şirket?
Bu dümeni niçin çevirdiklerini açıklayayım: Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne vergi ödememek için Man Adası'nda uyduruk şirket kuruluyor, ona bir başka şirket mallarını satıyor, dolayısıyla Türkiye'ye gelen para için beş kuruş vergi ödenmiyor."
"Yeniden tazminat davası açacaklar"CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu esnaf, çiftçi, asgari ücretli, sanayicinin vergi ödediğini ancak "Erdoğan ailesinin, Man Adası'ndaki bu kumpas dolayısıyla beş kuruş vergi ödemediğini" iddia etti.
"Sen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne vergi ödememek için bu kumpasları kuranları baş tacı ediyorsun da esnafı, çiftçiyi niye perişan ediyorsun?" diye soran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Ben bunu sorunca yeniden tazminat davası açacaklar. Açmazsanız namertsiniz. Bunu söylemezsem tüyü bitmemiş yetimin, fakirin, fukaranın hakkını kim savunacak? 15 milyon doları alır götürürsün, beş kuruş vergi vermemek için. Tazminata mahkum edecekmiş; bütün davaları kazanacağım. Adalet burada olmasa bile dünyada adalet vardır, milletin vicdanında adalet vardır. Sanıyor ki ben para pul işinden çok korkarım. Benim parayla, pulla, dolarla, avroyla işim yok. Benim işim ne? Biri aç ise o iş benim işimdir; onun derdini ben dile getireceğim. Hem cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturacaksın hem Türkiye Cumhuriyeti devletine beş kuruş vergi vermemek için kumpaslar çevireceksin. Ben bunları söyleyince de hakimlerin aracığıyla bana gözdağı vermeye kalkacaksın, o hakimlere de meydan okuyorum. Sizde hakimlik kimliği yok zaten. Hakimlik ahlakı yok sizde. Onlar da versinler mahkemeye. Sanıyorlar biz çekineceğiz."
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz şehitlerinin yakınları ve gaziler için toplanan paraları sürekli gündeme getirdiğini hatırlattı. Şehit yakınları ve gaziler için 309 milyon lira para toplandığını belirten Kılıçdaroğlu, "Bu paralar nereye gitti?" diye sordu.
Beşiktaş'ta 2016'da bir terör saldırısı olduğunu ve 39'u polis 46 kişinin hayatını kaybettiğini belirten Kılıçdaroğlu, bu kişiler için de bir bağış kampanyası düzenlendiğini anımsattı. O patlama sonrası da 52 milyon lira para toplandığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Soruyorum bu para nereye gitti? 15 Temmuz şehit ve gazileri için para topladılar 309 milyon lira, soruyorum bu para nereye gitti?" dedi.
Beşiktaş'taki saldırıda çocuğunu kaybeden bir anneye "terör mağduru" diye 121 lira 96 kuruş aylık bağlandığını bildiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"52 milyon lira para topluyorlar bağladıkları aylık 121 lira 96 kuruş. Şimdi sarayda oturanlara sesleniyorum, sizde vicdan, ahlak var mı? Sizde namus kavramı nedir Allah aşkına? Çocuğunu kaybetmiş aylık bağlıyorlar. Allah aşkına 121 lira 96 kuruş. Bütün annelere sesleniyorum; hangi partiden hangi inançtan olursa olsun, bütün annelere sesleniyorum, bütün annelerden istirhamım şudur; bu sarayda oturanlara bir ders verin Allah aşkına. Bir elleri yağda, bir elleri balda, aile boyu malı götürüyorlar. Milyon dolarla oynuyorlar. Açlık, sefalet nedir bunların hiçbirini bilmiyorlar. Diyorlar ki 'bu paraları sorma.' Niye sormayacağım? Ben sorunca kızıyorlar, zaten siz kızın diye soruyorum. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını Allah'ın huzurunda da milletin huzurunda da soracağım. Tank palet fabrikasını da sorun. Sevgili anneler bu fabrikanın değeri 20 milyar dolar. Avrupa'nın en büyük entegre tesisleri. Bunu da verdiler. Katar'a ve Erdoğan'ın akrabalarına verdiler. Geçen bir soru sormuştum Erdoğan'a, bu Talip Öztürk kimdir diye. Erdoğan ailesi Türk savunma sanayisini ele geçirmek istiyor."
Fabrikanın, satılmadan, ihalesiz 25 yıllığına Ethem Sancak'ın şirketine verildiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Ethem Sancak çantacı. Asıl burada ele geçiren Erdoğan ailesi. 25 yıllığına bedava alıyor. Talip Öztürk dedim dut yemiş bülbül, sesi çıkmıyor. Erdoğan ailesinin bu devletten nasıl beslendiğini bütün millete anlatacağım, bedeli ne olursa olsun." ifadesini kullandı.
Siyaseti zenginleşme aracı olarak gören bir anlayışa ihtiyaçları olmadığını vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, "Devletin en büyük fabrikasını 5 kuruş almadan ailesine veriyorsa bunun adı peşkeş çekmektir. Katar ordusuna veriyorlar, niye veriyorsun? Bana dünyada bir tane örneğini gösterin, bunun adı vatana ihanettir dedim. Dava açtılar, açmazsanız namertsiniz. Onu da ispat edeceğim." diye konuştu.
Kimin bir sorunu varsa onu dile getirmenin namus borçları olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, bunu yaparken kimsenin kimliğine bakmadıklarını söyledi.
Hürriyet Gazetesinin, 45 çalışanını sendikalaştıkları için işten çıkardığını belirten Kılıçdaroğlu, çalışanların hak ve menfaatlerini korumak için sendikalaşma hakkı olduğunu dile getirdi. İşten çıkarmalara tepki gösteren Kılıçdaroğlu, işten atılan kişilerin haklarının bir an önce verilmesini istedi.
Ahilik Haftasının her yıl Kırşehir'de kutlandığına dikkati çeken Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın bu yıl Kırşehir Belediyesinin CHP'ye geçmesi nedeniyle kutlamaları Konya'ya taşıdığını savundu.
Ahi Evran'ın bütün dünyada saygınlık gören bir kişi olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Esnafın da etik değerleri vardır. Onları belirleyen Ahi Evran'dır. Her yıl Ahi Evran dolayısıyla Kırşehir'de Ahilik Haftası kutlanır. Fakat gelin görün ki Kırşehir Belediye Başkanlığını CHP aldı. Bunları bir telaş aldı. 'Ahi Evran'ı nerede kutlayacağız?' Kırşehir'de kutlasalar belediye başkanı CHP'li. 'Ne yapalım? Konya'ya alalım.' Konya'da kutladılar Ahi Evran'ı. Şimdi ben merak ediyorum. İstanbul'un fethini nerde kutlayacaklar? Herhalde İstanbul'un fethini de Bursa'ya alırlar, öyle anlaşılıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Siyasetin bu noktaya getirilmemesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, Ahi Evran'ın herkesin ortak değeri olduğunu vurguladı.
Kendisinden önce, Engelliler Konfederasyonu Başkanı Turhan İçli'nin taleplerini dile getiren bir konuşma yaptığını anımsatan Kemal Kılıçdaroğlu, "Engelliler bizim dünyamızın parçası. Hepimiz her an engelli olabiliriz, kaza geçirebiliriz, başka şeyler olabilir. Hayatımızı bir engelli vatandaş olarak da sürdürebiliriz." dedi.
Sosyal devletin temel unsurlarından birinin de herkese sosyal güvenlik sağlamak olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Anayasa'da engelliler için özel bir düzenleme yapıldığını aktardı.
İçli'nin devlette boş engelli kadroları olduğunu söylediğine işaret eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Ben de biliyorum. Devlette şu anda 14 bin engelli kadrosu boş. Parlamento görevini yapmış yasa çıkarmış. AK Parti iktidarı neden 14 bin engelli kadrosunu boş tutuyor? Kanun çıkmış. 'Gelip bize yalvarsın' diyorlar. Engelli size niye yalvaracak? O da çalışmak istiyor. 9,5 milyona ulaşan bir engelli sayımız var. Engelliyi kendi hayatımızdan atacak mıyız, toplum olarak kucaklayacak mıyız? Dünyanın her ülkesinde engelliler için pozitif düzenlemeler var, bizim de var. Kanun çıkarmışız, 17 yıldır iktidardalar engelli kadrolarını doldurmuyorlar. Neden? Bütün engellilerden rica ediyorum, artık bu iktidara ders vermenin zamanı gelmiştir. Engelliler bir anlamda toplumdan dışlanıyorlar, benim bütün engellilere sözüm var. Sizi bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı kılmak benim boynumun borcudur. Benim saray merakım, dolar, para merakım yok. Benim mütevazı hayatım var."
Kılıçdaroğlu, Down Sendromlular Dünya Judo Şampiyonası'nda altın madalya kazanan sporcular Talha Ahmet Erdem ve Doğukan Coşar'ı da tebrik etti.
Kendilerinin tüm itirazlarına rağmen çıkartılan, termik santrallere filtre takılmasını erteleyen yasayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın veto ettiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Veto ettiği için de memnunuz. Veto ettiği için teşekkür ederiz. Bakın doğruya doğru, yanlışa yanlış. Ama burada el kaldırıp 'bu illa geçsin' diyenler birden bire döndüler 'yaşasın reis' demeye başladılar. Önce 'evet' diyordun, şimdi 'hayırcı' oldun. Yani CHP'nin saflarına geldin. Öyle CHP'li istemiyoruz biz. Saraydan talimat alan CHP'li istemiyoruz biz. Onlara akıllarını saraya kiralamış kişiler denir." diye konuştu.
İktidarın bir nevi "iyi polis, kötü polisi" oynadığını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, bir milletvekilinin iradesini özgürce kullanmasının temel kural olduğunu söyledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com